ULUDAĞ’DA ST. BERNARD CLUB

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 04-12-2006 11:36
Cumartesi sabahı Ali Ağaoğlu, Mehmet Tuna, mimar Ali Türker ve Olcayto Ahmet Tuğsuz'la bir Uludağ kaçamağı yaptık. Hem Ali Ağaoğlu'nun açacağı yeni kayak tesislerini görmek, hem de İzzet Çapa'nın 15 Aralık'ta açacağı yeni mekanına önceden bakmak istedik. Tabii bol sucuk, rakı ve fasılı unutmadık. Ali Ağaoğlu, 7 milyon euro harcayarak inanılmaz kayak tesisleri yapmış. Avrupa'nın en iyi telesiyejlerini Uludağ'a yerleştirmiş. Mandra denilen bölgede hizmete girecek olan tesislerde oturmalı ve camlı kapalı kabinlerle 4 dakikada zirveye çıkabiliyorsunuz. Diğerleri 18 dakikada çıkıyor. Bu önemli fark, kayakçılar için bulunmaz bir fırsat olacak. Ayrıca Belvü'den Mandra'ya da bildiğimiz gondol tarzı telefirikler yapmış Ali Ağaoğlu.. Uludağ'ın havası, imajı komple değişmiş bence.. Bu tesisler ile Uludağ bu yıl çok farklı olacak. Tesislerin teknik detay ve bilgilerini ilerleyen yazılarımda anlatacağım ama Uludağ'ın bu sezon çok farklı olma sebeplerinden biri de İzzet Çapa olacak. Mandra'da açılacak olan "St. Bernard Cafe&Club", Uludağ'ı karıştıracak gibi.. İzzet Çapa tüm kurmaylarını Uludağ'a göndermiş ve hazırlıklar son aşamasına gelmiş. Proje Koordinatörü olan Murat Özalp, dağdaki hazırlıkları bitirmiş. Her zaman olduğu gibi Çapa sürprizleri ve kalitesi sizleri bekliyor olacak. Karın yağmasıyla birlikte 15 Aralık'ta açılacak olan "St Bernard"da, gerçek Bernard cinsi köpeklerin boynunda konyak fıçıları var ve ortalarda tüm şirinlikleri ile dolaşıyorlar. Terasta çift kişilik şezlong ve battaniyeler, Milano'dan getirilen küçük mangallar, lav taşları vs.. Cahide gecceleri, şovlar, müzik, eğlence.. İzzet Çapa, ilk defa Uludağ'da bir yer açıyor. O yüzden çok ciddi bir hazırlık yapıyor. Murat Özalp, Uludağ'a yerleşti ve projeyi kontrol ediyor. Mimar Ali Türker'in de çok güzel esprileri var.. "St. Bernard Cafe&Club", karın yağmasıyla birlikte 15 Aralık'ta Uludağ'da açılıyor.. Uludağ'ın kaderi bu sezon komple değişiyor. ZEYNEP TUNUSLU-AHMET HAKAN AŞKI! Ahmet Hakan ile Zeynep Tunuslu'nun aşk haberine şaşırdım! Yani 50 yıl düşünsem aklıma gelmezdi bu iki ismin aşk haberinde geçeceği! Aşk bu, ne zaman ne olacağı, kime konacağı hiç belli olmaz tabii ama ben yine de şaşırdım. Zeynep Tunuslu'yu rahmetli Uzay'lı yıllarından tanırım. Sonra yıllar geçti, yine benim İzmir'den dostum olan Hüsnü Birman'la evlendiğini duymuştum. Fazla uzun sürmeyeceğini bildiğim için bu evliliğin üstünde durmamıştım ama konu Zeynep Tunuslu-Ahmet Hakan olunca durmak lazım. Ahmet Hakan'la bir tanışıklığım yok.. Yani Nişantaşı barlarının müdavimi olan Ahmet Hakan'ı Salomanje'de ve Niş'te gördüm bir-iki kez. Selam verme alışkanlığı yok kendisinin. Ya, "ben buralarının acemisiyim, çekiniyorum"u oynuyor ya da gerçekten kendini beğenmiş bir hali var. Zeynep Tunuslu çılgın, uçuk denilebilecek rahatlıkta, özgür, deli-dolu, sevimli ve hep güler yüzlü birisi.. Ya bundan sonra Ahmet Hakan kulağında küpe ve uzun saçlarıyla gecce aleminin içinde olacak ya da Zeynep Tunuslu evinin kadını olacak.. Hep beraber göreceğiz.. Jass Lounge-Cenk Eren! Haftasonu Jass Lounge'de Cenk Eren'i dinlemeye gittik. Evet, Jass Lounge'da Cenk Eren! Çok alakasız değil mi? Bence İstanbul'un en rahat ve en kullanışlı gecce kulüplerindne birisi Jass Lounge. Reina'nın tam karşısında. Tıpkı Zeynep Tunuslu-Ahmet Hakan ismine şaşırdığım gibi Jass Lounge-Cenk Eren ismine de şaşırdım. Cenk Eren'in sahnede bir-iki espri yapmasını bekledim ama konuyu hiç açmadı. Oysa Cenk, Türkçe şarkılar söylerken arkasında kocaman Jass Lounge logosunu görmek komik oluyordu. Ben Cenk olsam espriyle işi güzelleştirirdim. Mekan ilk geccesi olduğu için çok doluydu. İpek Tuzcuoğlu, Gülay Kamaz, Dilara Endican gibi isimler vardı. Cenk Eren baştan yavaş şarkılarla girip, sonradan açıldı.. Haftaya Cuma bir daha gidip hem mekanın isminin değişip değişmediğine, hem de Cenk'in repertuarının değişip değişmediğine bakacağım.