EĞLENCE ANLAYIŞI!

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 15-08-2003 03:00
Geçenlerde 'Aklıma takılanlar' başlığı altında, Laila adlı mekanın kapısında çarpılan arabalarla ilgili bir konu yazmıştım. Yazı aynen şöyleydi; Hani meşhur Laila var ya, işte oranın müşteri memnuniyetinin gerçek anlamda ne olduğunu gösteren bir eleştri aldım. Aynen şöyle; Eski işletmeci olan şimdi ise bir takım moda çalışmaları yapan Nurdan Gür, gıcır gıcır BMW Z5 arabasıyla Laila'ya gitmiş. Ama çıkışta kendi arabası dahil olmak üzere, otopark görevlisinin başka bir müşteriye ait olan Ford marka arabayla, hem kendi BMW'sine, hem de başka bir Mercedes arabaya çarptığını görmüş. Tabii araba kullanılamaz hale gelmiş! Laila'cılar hemen 'tamir ettireceğiz, hiç merak etmeyin' demişler. Lafı uzatmayalım, aradan bir ay geçmiş ve sadece BMW'nin masrafı 15 milyar lirayı geçince, Şefik Öztek de 'Bu parayı asla ödeyemem, üzerine su için' diyerek konuyu kapatmış! Diğer çarpılan araçların başına gelenleri bilmiyorum ama Laila'nın müşteri memnuniyetiyle ilgili durmu bilmenizi ve araçlarınıza dikkat etmenizi istedim. Yazı aynen böyleydi. Önceki gecce arabası çarpılan ve bizzat mekanın sahibi tarafından 'bir bardak su' içilerek teselli bulunması istenilen Nurdan Gür'le karşılaştım. Konu konuyu açtı, laf dönüp dolaşıp yukarıdaki olaya geldi. Nurdan Gür de bana, ''Laila'nın sahibi Şefik Öztek, 'yazılıyor da ne oluyor? Bak yine herkes geliyor, bak yine herkes arabasını kapıya bırakıyor. Bana bir şey olmaz' deyip, kahkaha attı'' dedi. İşte Türkiye'deki eğlence anlayışının ne denli çarpık olduğunu gösteren somut bir örnek! Sen, göz boyamak için 16 Ağustos geccesinin gelirini depremzedelere bırakıp, toplum önünde sözde büyük adam olacaksın ama müşterilerinin senin kapına bıraktığı arabaları çarpılınca, 'üzerine bir bardak su için, bana yazılsa da bir şey olmaz' diyeceksin! Pişkişliğin bu kadarına da pes doğrusu! Artık bir megakent olan İstanbul'da eğlence sektörü inanılmaz bir hızla yükseliyor. Her gün yeni ve dünya standartlarında mükemmel mekanlar açılıyor. İçlerinde işlerini layığı ve namusu ile yapanlar var. Ama maalesef görüntüsüyle, kişiliği bağdaşmayanlar da yok değil. Üç-beş köşe yazarını, bir kaç polisi ağırlayıp ve bağlayıp hava atan ve 'istediğimi yaparım, kimse karışamaz' mantığıyla iş yapanlar da var! Ve işin ilginci, bu yaptıklarını bir marifetmiş gibi anlatanlar da var! Benim derdim kişilerle değil. Derdim, eğlence sektörüne hizmet eden kişilerin gerçek fikirleriyle.. Yansıttıkları ve yaptıklarıyla. Gözbebeği İstanbul'un medeni eğlence yerlerine kavuşmasıyla.. Yıllar önce Miami South Beach'teki vale-parking olayını yazmıştım. Arabanızla bir mekana geldiğinizde, üzerinde vale kıyafeti olan görevli size yeşil bir kart veriyor. Bu kartın üzerinde arabanın krokisi bulunuyor. Ve sizinle birlikte arabanın etrafında bir tur atarak varsa hasarlı yerleri işaretliyor. Çıkışta ona göre arabanıza ne olup olmadığını anlayabiliyorsunuz ve sorumluluk onlara ait oluyor. Bu anlattığımı herhalde 7 yıl önce yazmıştım. Sanıyorum bu uygulama şimdi sadece havaalanındaki vale-parking sisteminde varmış. (görmedim, duydum). Doğrusu da bu olmalı. Artık İstanbul eğlence hayatı durdurulamayacak bir boyuta geldi. İnancım odur ki, bu kış sezonu daha da patlayacak. Kız Kulesi ve Divan Kuruçeşme'deki dünya jet sosyetesinin katıldığı düğünlerden sonra İstanbul'un önemi her geçen gün artıyor. Bu yüzden, mekanlarımızın ve işletmecilerimizin çok daha bilinçli ve müşteri memnuniyetini üst seviyelerde tutması gerekiyor. Ama ne yazık ki bizim ülkemizde mafyacılık oynamak isteyen, 'nasıl olsa bir deprem geccesi yapar ve halkın gözünde büyürüm' diye düşünen sahte işletmeciler sayesinde eğlence sektörü yara alıyor. Tabii, sadece bu tip mekanlarda değil suç. Müşteri de suçlu. Gitme kardeşim o zaman. Seçici ol. Seni en iyi yerde ağırlayanda eğlen. Volue for money, verdiğin paranın karşılığını alabileceğin mekanda eğlen, seni adam yerine koyan mekanda eğlen. Aptal yerine koyanda, 'üzerine bir bardak su için' deyip gülenlerde değil. Geçen hafta Kültür ve Turizm Bakanı sayın Erkan Mumcu ile röportaj yaptım, dün akşam da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Ali Müfit Gürtuna ile. Sayın bakan, 'İstanbul'un kıymetini bilmiyoruz' demişti. İnşallah hep beraber öğreneceğiz ve sahip çıkacağız.