TÜRKBÜKÜ’NDE SHIP AHOY MU, 29 MU?

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 16-07-2012 14:57
Türkbükü.. Enteresan, inanılmaz, acayip, muhteşem bir yer.. Gölköy’le de birleşince Göltürkbükü oldu, büyüdü, genişledi. Hilton geldi, üstüne de dünyanın en lüks otellerinden Mandarin geldi.. Türkbükü’ne demirlemiş yatları görseniz ağzınız açık kalır.. Mega yatlar, ultra yatlar, yelkenliler.. Prensler, milyarlık iş adamları, playboylar, ünlüler, güzel kızlar, tele kızlar, kimi ararsanız hepsi orada.. Lahmacun 50, loca 2 bin TL olursa orada prenste olur, tele kız da! Biraz ama biraz Türkbükü’yle ilgilenseler, medeniyetleştirseler, kuralları düzgünce koysalar, yatlara servis, bağlama ücreti vs. organize etseler muhteşem olacak, süper olacak. Herkes kafasına göre mekan açmış, herkes kafasına göre mönü ve lezzet yapmış, herkes kafasına göre fiyatlandırmış. Sistem yok, düzen yok, kargaşa çok.. Türkbükü’nde taksici köpek almıyor mesela! Filet mignonlu lahmacun var ama taksici köpeği görünce, “indir o hayvanı kardeşim” diye müşteriyi indiriyor ve hiçbiri minik köpek almıyor taksisine! Neyse efendim, Türkbükü’nün yıkılmaz kalesi Ship ahoy’la başlayalım. Sırrı çözülemeyen varilli mekanın başarısı alkışlanacak değerde. Her sezon tıklım tıklım. “Ne var Ship ahoy’da canım” diyenler gecce karanlık çöktü mü, varilinin başına geçiyor! Localar belli isimlere ayrılmış, baş loca Talip Öztürk, hemen yanı Süreyya Yalçın gibi.. [resim=20120716resim-185433B8][/resim] Ship ahoy’un işletme ortağı olan Cemal Yarar’ın yönetim şekli, tecrübesi, ekibi, elindeki feneri sanki “Da Vinci’nin Şifresi” gibi.. İki bin kişi olan mekanda, geccenin karanlığında elindeki fenerle mors alfabesiyle işaretleşiyor. Tık.. tık tık.. Tıkkkk. Tık.. “5 numaraya bakın, şişe votka açın..”.. şaka gibi.. Bir mekan bu kadar kalabalık olup, göz gözü görmezken, bu kadar hızlı servis mi olabilir mi? Oluyor işte.. Ship ahoy Türkbükü’nün dinamosu bence. Toplanma noktası. Sanki her akşam gidenler yoklama defterini imzalamazlarsa ceza yiyecekmiş gibi bir durum yaşanıyor. İşte öyle bir yer.. Mavi Otel’le de birleşince boyut iki katına çıkmış, büyüdükçe büyümüş, variller uzamış, gelenler çoğalmış.. Kimler geldi kimler geçti Türkbükü’nden ama Ship ahoy yıllardır aynı yerinde büyüyerek devam ediyor. Başta Cemal Yarar olmak üzere, tüm ekibi canı gönülden kutluyorum. Bu sezon Maki’yi Ulus 29 aldı ve onlar işletiyor. Akşam üstü dostlarımla “hadi gidelim bakalım, bir şeyler de içeriz” dedik ama şok geçirdik. Saat 18.00 civarı. Maki Ulus 29’un barına geldik. Dışardan tamamen kapatılmış, tecrit edilmiş mekan. “Olabilir, kimse görünsün istememiştir Metin Fadıllıoğlu” dedim ama içeri girdiğimde in-cin top oynuyordu. İki şef vardı. Suratlar iki karış. Karşılama ve açıklama bile yok! Meğerse Türkbükü 29 bar gündüz kapalıymış! Sadece gecce kulüp oluyormuş. Allah Allah.. Şaka mı bu? Türkbükü’nde deniz kenarında mekanın olacak ama akşam tam güneş alçaldığı romantik zamanda içki içemeyeceğiz! Enteresan bir durum bence. Bana yanlış geldi ama Metin Fadıllıoğlu’nun bir bildiği vardır herhalde. Asık suratlı şefler en azından gelen misafirleri bilgilendirebilirler. Mekan 29 olunca, insan bir medeniyet bekliyor! Giden dostlarıma sordum, Türkbükü 29 Kulüp güzelmiş, eğlenceliymiş. O asık suratlı şeflerden dolayı gitmek bile istemedim. Tabii ki Ship ahoy’la 29’un tarzları farklı ama sonuçta ikisi de kulüp.. İnsan nerede keyif alıyorsa orada eğlenebilir.. Herkesin eğlencesi kendine.. Maki 29 Club’un yan tarafı da restoran olmuş. O mekan da yoldan geçenlerden tecrit edilmiş. Doğru bir uygulama. 29’un restoranı her zaman iyidir zaten. Gidemediğim gecce duydum ki, Aydın Doğan, Ferit Şahenk ve Mübariz Monsinov yemektelermiş. Daha ne olsun. [b]YARIN; 5 ODA ALİ SAYAR’LA KAHVALTI ve CENK EREN’İN DURUMU![/b]