EDA MODOĞLU’NA SÜRPRİZ!

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 23-07-2002 19:35
Miami’de en pahalı şey; yemek.. Dışarıda, lokantada yemek yemek.. 4 kişilik bir yemek 100 ila 200 dolar arasında değişiyor. Bunun içinde alkol yok. Geçen akşam özel bir et lokantasına gittik. Gerçekten süperdi ama 4 kişi hesap 280 dolar geldi.. Bu hesabın içinde sadece bir şişe kırmızı şarap vardı. Yaşlandırılmış et, pişirme süresi, lezzet, servis, dekor mükemmeldi ama ya fiyat? Çok pahalı. Bir de Amerika’da garsonlar hesabın yüzde 15 ila 18’i arasında değişen bahşiş alıyorlar. Vermezseniz kapıya kadar gelip ısrarla istiyorlar. Yani biz et lokantasındaki 280 dolarlık hesaba bir de yüzde 18 bahşiş verdik (50 dolar civarı).. Türkiye’deki garsonların canını seveyim. En iyi servisi yapıyorlar ama ne verirseniz teşekkür ediyorlar. Başka bir gün özel Dominiq restoranına gittik. İşkembeli nohut, pilavlı keçi eti, sarımsaklı tavuk yedik. Özel, otantik bir lokantydı. 4 kişi hesap 100 dolar. İçki yok. Amerika’da en pahalı şey yemek.. Dışarıda, restoranda yemek yemek. O yüzden insanlar artık evlerinde yemek yiyor ya da fast foodlarda indirim takip ediyor ve kimse kimseyi yemeğe davet etmiyor! Miami yanıyor. Aslında bu aylar sıcak değilmiş! Daha sıcaklar Ağustos’taymış. Allah’tan Ağustos’ta Miami’de değiliz. Bu sıcaklarda kalktık bir de sinemaya gittik. Pamir Demirtaş gibi filmci bir arkadaşınız olursa tabii gidersiniz. Çocuk günde iki-üç film izliyor. Kaçırdıklarını da DVD alıp evinde izlemeye çalışıyor. Elinden telefon düşmüyor, sürekli işiyle uğraşıyor. Sürekli toplantıya gidiyor. Şu sıralar karga sesiyle kaset çıkarma hazırlığında olan Eda Modoğlu ile adını duyduğumuz, gezinti sandığımız Pamir Demirtaş buralarda çok değişmiş. Evcil, işiyle ilgilenen, mücadele veren bir işadamı haline gelmiş. O kadar değişmiş ki, önümüzdeki sene evlenmeye karar vermiş. Porterikalı sevgilisiyle evlilik planları yapıyor. Ve en istediği şey; bir çocuk sahibi olmak. Pamir Demirtaş bu planları yaparken, kuzeni olan konservatuar öğretmeni Cihangir Demirtaş, tutmuş Eda Modoğlu’nu Mimai’ye getirmiş. Ba ba ba ba! Yurdal Sert’ten ayrılan Eda, Cihangir'in yardımıyla soluğu eski sevgilisi Pamir Demirtaş’ın yanında almış! Bu tatsız sürpriz karşısında şaşıran Pamir Demirtaş, eski sevgilisi Eda Modoğlu’na evlilik planlarını anlatınca, Eda soğuk bir duş etkisi yaşadı ve evi terketmek zorunda kaldı! Artik ne yapar' Miami'de kiminle takilir bilemem!! Hasılatından dolayı Amerika’nın ilk 50 sineması arasında olan Lincoln’daki Regal sinemalarına gittik. Tam 18 salon, 18 ayrı fim var. Görebildiklerim, Tom Cruise-Minority Report.. Reign of Fire. Alan Bateman.. K-19 The Widowmaker- Harrıson Ford.. Mr.Deeds. Adam Sandler.. Men in Black 2, Tommy Lee Jones, Will Smith.. Eight Legged Freaks.Austın Powers: Goldmember.. Signs.. Mel Gibson’ın oynadığı Signs ise 2 Ağustos’ta gösterime girecek.. Bu kadar filmin arasından afişine kanıp, Reing of Fire’a girdik. Amerikan sinemalarında yer numarası yok, ara vermek yok. Nerede boş koltuk bulursanız oturuyorsunuz. İnanılmaz klima sistemleri ile buz gibi bir ortamda film seyrediyorsunuz. Aman siz siz olun, Türkiye’ye gelirse Reing of Fire’a gitme gibi bir aptallık yapmayın. Ağızlarından alev fışkıran uçan ejderhalar yeraltından ortaya çıkıp dünyanın sonunu getiriyorlar. Bir kız, bir erkek kahraman çıkıp tek olan erkek uçan ejderhayı öldürünce dünya kurtuluyor! Bu kadar saçma, bu kadar aptal bir film görmedim.En azından sizleri bu konuda uyarabildiğim için mutluyum. Aslında Tom Cruise’un Minority Report’una girecektik ama seansı kaçırdık. Ondan sonra da zaman bulamadık. Yolculuk zamanı geldi, çattı. Miami’deyken hergün Habertürk.com’dan takip ettiğim Türkiye’de işler iyi görünmüyordu. İstifalar, seçim, Ecevit’in durumu, seçim haberleri vs. Amerika’da yaşayan Türkler, Türkiye’yi Habertürk.com ve Gecce.com’dan izliyorlar. İnanın, buradan yazı yazmaya başladığım günden beri Amerika’nın bir çok şehrinden davet aldım. Hem çok şaşırdım, hem de çok sevindim. Gecce.com’un Amerika’da bu kadar çok tutulduğunu, sevildiğini bilmiyordum. Bu vesileyle Amerika’da yaşayan Türklere de çok teşekkür ediyorum. Evet, uçak kalkıyor.. İstanbul’da görüşürüz. Kendinize iyi bakın, kendiniz için hep iyi şeyler yapın.. Hoşçakalın..