NEREDE O AŞK ADAMI?

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 27-07-2003 03:00
Türkan Şoray'la ilgili ne zaman yazı yazmaya kalksam ellerim titriyor, yazdığım cümleleri silip, düşünüp tekrar yazıyorum. Yine silip, tekrar tekrar baştan yazıyorum. Bu yazıda da öyle oldu. Türkan Şoray nedense beni çok heyecanlandırıyor. Onunla ilgili yazarken böyle.. Bir de karşısında oturup gözlerinin içine bakarken! Aman Allah'ım, bakamıyorum ki.. Hemen gözlerimi kaçırıyorum. O simsiyah gözler, o derin bakışlar beni eziyor, delip geçiyor.. Aslında bir Sezen Aksu da veya diğer eski sanatçılarda böyle heyecanlanmıyorum. Türkan Şoray da başka bir şey var, başka bir tılsım, başka bir elektrik var. Kendinden emin olma, şöhretin verdiği havayı kullanmama gibi bir huyu var. Sıcak, tatlı, sevecen, büyüleyici, hoş sohbetli, heyecanlı, güzel, karizmatik, modern.. Hava atan, asıp, kesen, kaprisli sultan değil. O bir gerçek sultan. Bodrum Tantra'dayız. Ortakent'teki huzur mekanında.. Türkan ve Nazan Şoray kardeşlerle yemek yiyoruz. Yanımızda, camiada en çok sevdiğim insanların başında yeralan Erkan Özerman da var.. Masaya bakar mısınız? Türkan ve Nazan Şoray kardeşler, Erkan Özerman, ben ve eşim Gül.. Mekana bakar mısınız; Tantra.. Limon ağaçları arasında nefis lezzetler içinde keyifli bir gecce. Tantra'nın aşçısı Ebru Akpınar. Annesi Tunuslu, babası Türk. Entresan bir kadın. Ara sıra dolaşıyor, kılık-kıyafetiyle bir tarz oluşturmuş. Bazen saçında kırmızı peruk oluyor ya da önlüğü değişik kullanıyor. Yemeklerindeki lezzetiyle tarzı çok farklı... Bodrum deyince akla ne gelir? Deniz, eğlence ve meze.. İşte Tantra bir meze cenneti. Hem de ne mezeler. Son olarak mezelere çöpte bamya ve taze fasulye eklemiş tarz aşçı Ebru. Hepimiz bayıldık. Evet, evet yanlış duymadınız çöpte bamya ve taze fasulye.. Nasıl anlatayım bilemiyorum ki.. Çok değişik, entresan bir meze, görmeniz, denemeniz lazım. Türkan ve Nazan Şoray ile Erkan Özerman bayıldı Tantra'ya.. Daha sonra hep beraber lounge bölümüne geçtik. Orası da bir alem. Lounge dediğim, kocaman minderleri olan bildiğimiz çardaklarda yayıldık. Türkan Hanım, 'Hah işte şimdi tam Sultan oldum' dedi ve kendisine ikram edilen nargileden hayatında ilk defa denedi. Keyfine diyecek yoktu. Tantra'nın lounge'undan, pardon çardaklarından hiç kalkmak istemedik. Sohbetimiz çok güzeldi. Bir ara konu nereden açıldı bilemiyorum ama Türkan Hanım'ın, 'Nerede o aşk adamı Kenan Bey?' dediğini duydum. Aslında Türkan Hanım'a gazetecilik yapmak istemiyordum, konunun üzerine gitmedim. 'Neden yıllardır yanlızsınız, neden bir sevgiliniz yok?' diyemedim. Belki de dedim mi? O yüzden mi Türkan Şoray bana 'Nerede o aşk adamı Kenan Bey?' mi dedi, hatırlamıyorum. Biraz çocuklardan, biraz aşktan, gazetecilikten, özel hayattan, hepsinden acıcık konuştuk. Şoray kardeşler, basının sanatçıları yönlendirdiği fikrini savundular, Erkan Özerman dünyadan örnekler anlatarak onlara katıldı ama ben karşı fikri savundum. Sanatçıların hayatlarını basın yönlendirmez fikrini sonuna kadar savundum. Hani, 'siz çok yazdınız biz de ha di evlenelim, birlikte olalım' olayını.. Katılmıyorum, hiçbir zaman da katılmayacağım. Sultan çok keyifliydi o gecce Tantra'da.. Hepimiz öyle.. Daha sonra biz Erkan Özerman'la birlikte Polo 13'teki Kenan Doğulu'ya geçtik. Türkan ile Nazan Şoray ise kiraladıkları eve gittiler. Çok ısrar ettim ama Türkan Hanım, hem ayağındaki hafif şilik yüzünden, hem de kızı Yağmur'un gecce eve erken geleceği için teklifimi kabul etmedi. Aslında iyi ki etmemiş, Kenan Doğulu yıkılıyordu. Nerede oturduk, oraya nasıl girdik, gökten mi indik bilmiyorum. Ben böyle bir şey görmedim. Balık istifi gibiydik! Ama herkes gibi Bodrum geccelerinden birinde eğleniyorduk.