KEBAPÇIDA JAZZ!

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 30-04-2003 07:00
Caddebostan Sahilyolu üzerindeki yılların Niyazibey Kebapçısı da ismine 'plus' ekleyerek, jazz gecceleri başlatmış. Adana, urfa, patlıcanlı kebap yerken jazz dinlemenin keyfi nasıldır acaba? 'İstanbul artık bir dünya şehri oldu' derken abarttık mı acaba? Jazz ve kebap ne alaka? Jazz'ın dünyaca ünlü ismi Larry O'Neil her perşembe ve cumartesi akşamı Niyazibey Kebapçısı'nda sahne alıyormuş. Dünyaca ünlü müzisyenlerle çalışmış New Jersey doğumlu Larry O'Neill jazz, blues, ryhtm&blues, pop, reggea tarzında eşsiz parçalarıyla dinleyenlerini büyüleme konusunda usta bir isim. Böyle bir ismin kebapçıda jazz söylemesi de entresan! Larry O'Neil'ı, hatırladığım kadarıyla 1989'da, o zamanlar Korukent'te olan Q Jazz'ın sahibi Mehmet Ali Açılmış getirdi İstanbul'a.. Ondan sonra Larry, bir Türk kızıyla evlendi ve İstanbul'da kaldı. Aradan geçen uzunca bir zaman sonra dünyaca ünlü jazzcı Larry O'Neil'ı kebapçıda bulduk! Ne bileyim jazzın yeri ayrı, kebabın yeri ayrı olmalı.. Kebapçıda kebap yenir. Jazz, daha başka bir ortamda dinlenir. Dünyaya baktığın zaman jazz kulüpleri altta ve salaştır. Sadece bizdeki Q Jazz daha şık ve müşteriyle kontak kuran interaktif jazz yapıyor. Larry O'Neil'le kebapçılar bile sınıf atladı vallahi.. İstanbul ne şehir ama! Dünyada başka bir örneği yoktur herhalde! Mydonose Çadırı satılmadı! Türkiye'de bir ilk olan ve büyük sükse yapan Mydonose Çadırı'yla ilgili yüz tane dedikodu çıkıyor.. Yok efendim 20 milyon dolara satılmış, yok Mustafa Erdoğan, Mydonose Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Çevikel'le kanlı bıçaklı olmuş, 'Anadolu Ateşi'nin isim hakkından dolayı 'Üzerine Kürt'leri salarım görürsün' demiş, tehdit etmiş, vs.. Öğrendiğime göre bu kavgalar geride kalmış. Mustafa Erdoğan kendi yoluna, Yalçın Çevikel kendi yoluna gitmiş. Mydonose Çadırı'nın işletmesini Show TV ile beraber olan başka bir grup almış ama Yalçın Çevikel aynen işin içinde. Onun en büyük hayali Amerika'da bir Türk gösterisi yapmaktı. Şimdi onun için çalışıyor, yeni prodüksiyonlar geliştiriyor. Mydonose Çadırı, Yalçın Çevikel'in çocuğu gibi, satacağını hiç sanmıyorum. 'Susuuuuuuun! Geçen gün, 'artık sosyete kulüplerinde eski sanatçılar moda' diye yazmıştım.. Ferdi Özbeğen, Akrep Nalan, Ömür Göksel, Ayten Alpman, Yeliz şimdi biryerlerde sahne alıyorlar.. Ama bu işte sorun yaşanmaya başlandı. Sosyete, sosyetik kulüpte sahneye çıkan eski sanatçılara gerekli ilgi ve alaka göstermeyince, problem oluyor. Bunlardan biri olan Ayten Alpman, pazartesi gecceleri Friends&Trends'te çıkıyor. Sahne aldığı akşam, müşterilerin çok konuşması üzerine sinirlenen Alpman, 'Konuşursanız şarkı söyleyemem ki, susun lütfen' diye serzenişte bulunmuş. Radika adlı kulüpte sahne alan Yeliz ise gürültü karşısında ortalığı ayağa kaldırmış, 'Susuuuuuun' diye masalara vurmuş ve 'Burada yılların sanatçısı var, bu sesi bir daha bulamazsınız' diye bağırmaya başlamış. Şimdi arkadaşlar, evet sizler ülkemizin çok değerli seslerisiniz ama çıktığınız yerler konser salonu değil, sosyete kulübü.. Yani, hem sosyete kulübünde sahneye çıkıp hem de gürültü karşısında bağırmanız doğru mu? Open House Harbiye Açık Hava Tiyatrosu'nun hemen yanındaki mekan şimdi de 'Open House' oluyor. Daha önce birçok isim ve şekil deneyen (Safari, Cat Walk) ve son olarak Hakan Peker'in 'Ben her gecce full çakarım' dediği ama sinek avladığı 'İllaki' de kapandı! Mekan aslında çok güzel bir konumda. Maçka Parkı ile Dolmabahçe'ye bakan ve boğaz gören şahane bir mekan ama nedense bir türlü iş yapmıyor, sürekli isim ve işletmeci değiştiriyor. Seventhouse'u devreden Şeniz Bengüer'in yaş günü olan 6 Mayıs'ta açacağı Open House, Uzakdoğu ağırlıklı olacak. Bengüer, mekanı komple yıktı ve yeniden yaptı. Celal Çapa ile Edip Kösem'e ait olan mekanın işletmesini alan Şeniz Bengüer, girdiği her yeri batırıp çıkan Cafe de Paris'çi Abdullah Özmelek'le açıyormuş! Hay Allah, desenize yine herşey boşa gidecek!