FUGA'DA NELER OLDU?

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 23-05-2005 11:42
Her zaman olduğu gibi tatil yine bitti ve işimizin başına döndük.. Bodrum, Fuga'da dört gün muhteşem bir tatil yaptık. İstanbul'da şimşek ve gürültülü, kapalı, yağmurlu bir hava hakimken, Bodrum'da denize girip, güneşin tadını çıkardık. Gecceleri de Serdar Ortaç ve Kenan Doğulu ile coştuk. Bir taşla, üç-beş kuş vurduk yani.. İber Otel'in açılışına giden gazeteci dostlarımı Fuga'da görünce, yine doğru bir tercih yaptığımı anlamış oldum. Çocuklar, "ağbi, yaşlılar İber'e, gençler Fuga'ya demişsin ya, çok doğru vallahi.." dediler ve Fuga'daki konserlere katıldılar. Daha önceki yazımda da belirttiğim gibi Fuga, 19 Mayıs tatili nedeniyle tıklım tıklımdı. Hem dört dörtlük bir tatil köyü olması, hem de Kenan Doğulu ile Serdar Ortaç'ın da ayrı ayrı konser vermesi, Fuga'yı tavan yaptı. Doltu, taştı.. Üniversiteli gençler odalara yerleştirilirken, sosyete elitleri ve çapkınlar ise teknelere konuşlandılar. "En büyük tekne benim tekne" misali hava atmaların yanında, ortalıkta bir "Q Kızları" muhabbeti döndü durdu.. Kızlar, bir o teknede, bir bu teknede göründüler, kimisinin terleği diğer tekneden, kimisininm bikinisi ise başka bir tekneden çıtkı! Benim odam ise entresan bir yerdeydi. Aynen gözetleme kulesi gibi, tüm plaja ve teknelere hakim bir konumdaydı. Yani, gözetleme adına demiyorum ama camdan denize baktığım zaman bile teknelerde neler olup bitiyor görebiliyordum. Son gün Kenan Doğulu'nun da kaldığı tekneye gittiğimde, kıçta, güvertede, önde, içeride, her yerde gecce kıyafetleriyle battaniyelerine sarılmış kızlar gördüm. Zaman ilerledikçe kızlar kalkıyor, baygın gözlerle sağına-soluna baktıktan sonra, ayakkabasını bulup tekneden ayrılıyordu. İşin ilginç tarafı, kızları tanıyan yok! Kimse sahip çıkmıyor, kızlarda kimseyle konuşmadan tekneden ayrılıyordu. Tekneden ayrılan kızlar da birbirini tanımıyor. İlginç bir yaşam. - Nerede kalıyorsun şekerim? - Fuga'da teknede hayatım. - Ooo, hadi yine iyisin.. Her gecce başka mekan ve şehirlerde, yabancılarla yaşanan hayatlar da var.. Volkan Büyükhanlı'ya ait olan Fuga'nın yeni müdürü Cem Karaman ve ekibi, aşırı izdihama rağmen, olayı iyi toparladılar. 600 kişilik kapasitede 800 kişi olunca, gecce de hem Kenan Doğulu, hem de Serdar Ortaç konserleri yapılınca, servis ve hizmet hayli zorlaştı tabii.. Ama bu izdiham, Fuga personeli içinde iyi bir deneyim oldu. Gelelim konserlere; Hemen başta söylemeyliyim ki, ben Kenan Doğulu'yu anlamıyorum. Kendisine de söyledim. Yıllardır sürekli adını Serdar Ortaç'la bir söyletti.. Yıllardır Bodrum Şaziye'de, Polo 13'te, her yerde hep Serdar Ortaç'la dönüşümlü çıktı, adı bir ikili gibi sürekli Ortaç'la anılır oldu. Fuga'da aynı şey geçerliydi. İlk gecce Serdar Ortaç, ikinci gecce Kenan Doğulu.. Millet birini bulmazken, bunlar hep peşpeşe çıkıyorlar. Kaprisli Serdar Ortaç, her zaman ki istekleriyle Fuga yönetimini delirtti. Üniversite gençliğine, "Sosyeteyi bırakalım, biraz da varoş olalım, değil mi?" gibi laflar etti ve programı kısa kesti. Kenan Doğulu ise her zamanki sahne performansıyla iyiydi.. Yaklaşık 5 aydır sahnelere çıkmayan Doğulu, kendi tarzında en iyi coşturan sanatçı olarak adını bir kez daha yazdırdı. Kenan Doğulu'da gerçekten şarkı dinleniyor, eğleniliyor ve keyifleniliyor. Dört günlük, rüya bitti ve geri döndük.. Yine THY çilesiyle, kalabalıklığıyla, perişanlığıyla döndük. Havaalanları karmaşa, check-in'ler kargaşa, bavullar çorba.. İstanbul havalimanı geliş kapısı, mahşer günü gibiydi. Rezilliğin bini bin para! Demek ki yaz geldi.. Haydi hayırlısı..