SEN NEYMİŞSİN MEHMET TUNA!

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 03-08-2004 13:23
Yine ne varsa eskilerde var vallahi.. İşte Mehmet Tuna.. 60 yaşına yaklaştı ama (Biraz abarttım tabii) hala işinin başında. Hem de her zamanki titizliği ve işkolikliğiyle birlikte. Masada siyah ekmek yok diye, yapmadığını bırakmadı. Tıpkı benim gibi detaycı.. Patron olarak işlerle ilgilenmeyince maalesef olmuyor. Türkiye'nin bütün sorunu bu bence. İşin başına koyduğunuz müdür, şef, vs. her neyse illa patronun görmesini ve ikaz etmesini bekliyor. Kendi yapmıyor, çünkü işini sevmiyor. Evet, Çeşme'nin en "in" ve en "huzur" mekanı olan Dalyan Plaza Oteli'nin plajındaki Şamdan gerçekten süper.. Çeşme'de üç gün kaldım, iki gün 24 saat Şamdan'daydım.. Nasıl olmayayım, Mehmet Tuna sabahın köründe arayıp, "senin için açık arttırmadan böcek aldım.. Senin için lor peynirli pide yaptım" deyip durdu.. Güya ben Çeşme'ye Cüneyt Kurt'un Le Bouquet'i için gitmiştim ama Cüneyt Kurt sabahları horul horul uyuyunca, Şamdan'a geçtim.. Mehmet Tuna'yı yıllardır tanırım ama bu kadar ev sahibi ve cana yakın olduğunu bilmezdim. Vallahi kuş sütü bile vardı Şamdan Beach'te.. En sevdiğim tarafı ise yan taraftaki Kocakarı Plajı ve hemen yanındaki başka özel bir plajda bambır bambır müzik çalarken, Şamdan'da süper hoş, dinlendirici müzikler çalıyordu. DJ'ler Günhan Erkekler ve Onur Bahtiyar'a DJ'lik işinin hakkını verdikleri için teşekkür ediyorum. DJ'liğin sadece bama da güma da müzik olmadığını gösterdikleri için, şarkı seçimlerindeki tercihleri için teşekkür ediyorum. İlk gecce Şamdan'da deniz çuprası yedim. Eşim Gül, Mehmet Tuna ve eşi Şehnaz ise Vongole (kum midyeli linguini) yediler.. Harikaydı. Gecce 02.00'de çıktığımız Dalyan'daki Şamdan'dan, Alaçatı'daki Süzer'e geçip, sabah yine Mehmet Tuna'nın telefonuyla uyandık; gel de kahvaltı gör.. Cüneyt Kurt hala uyuduğu için tekrar Dalyan'a, Şamdan'a geçtik.. Aman Allah'ım bir kahvaltı hazırlatmış ama görmeniz lazım, müthişti. Barış Küce ve bayan arkadaşı da gelince kahvaltıdaki gır gırı süperdi.. Arada lor peynirli ve enginarlı pidelerden sonra akşam üstü de böceğimizi yedik. Dalyan'ın nefis denizine girdik, güneşlendik ve huzurlu ve nefis şarkıların çaldığı ortamda dinlendik. Bu arada Dijital Kale'yi bitirdim ve Melekler ve Şeytanlar'a geçtim.. O kadar kitap manyağı oldum yani.. Cumartesi geccesi Şamdan'da gitarıyla Serdar Şensezgin vardı. Serdar benim üniversite arkadaşım. Mimar Sinan'da beraber okuduk. O şarkıcı oldu, ben gazeteci.. Çok güzel müzikler yaptı Serdar ve orkestrası.. Çeşme Şamdan'da gündüz ayrı gecce ayrı bir keyif yaşadık. Tabii bu arada Dalyan Plaza'nın sahibi sevgili ağabeyimiz Nedim Demirağ'ı da unutmamak lazım. Çok hoş sohbet ve tatlı bir insan.. Ben uzun zamandır bu kadar keyifli bir haftasonu yaşamamıştım. O kadar güzeldi ki, Çeşme Şamdan'dan çıkamadım.. Sole Mare, Ce Ce, paparazzi, Şayna, Luba başka sefere kaldı artık.. Teşekkürler Mehmet-Şehnaz Tuna.. Teşekkürler Nedim Demirağ.. Teşekkürler Süzer Otel'in tüm personeli.. Teşekkürler Sami.. Cüneyt Kurt.. Tabii ki, "Ölmezler Araba Servisi"ni unutmamak lazım. Transferimizi sağlayan ve bizim ulaşım hizmetlerimizi halleden "Ölmezler" gerçekten çok profesyonel bir hizmet veriyor. Şöförümüz Mete çok iyiydi.. Bravo.. Teşekkür faslı televizyon dizilerinin sonu gibi oldu ama neden olmasın.. Turizme ve eğlence sektörüne doğru hizmet eden herkesi kutluyorum..