İBO’NUN BELASI ELA!

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 23-04-2007 01:12
Cumartesi günü New York'ta pırıl pırıl güneşli bir gün vardı. Dört gündür yağan yağmur yerini güneşe bırakmıştı. Tam da bizim dönüş günümüzde! Eşim, "Pazartesi resmi tatilmiş. Birkaç gün daha kalalım. Bu güzel havada New York'u doyasıya yaşayalım" dedi.. Oysa ben Pazar akşamı "İbo Show"u izlemek istiyordum. Güya geçen hafta "Aysu (Baceoğlu)-İbo aşkı haftaya kaldı" diye bir yazı yazmıştım ve merak ediyordum. Eşime, gökdelenlerden New York güneşini tam hissedemediğimizi anlatıp uçağa zamanında yetiştik. İyi ki yetişmişiz.. Çünkü THY yetkililerinden aldığımız bilgiye göre, New York-İstanbul THY uçaklarında yer bulmak çok zormuş.. New York'ta üç damarı değişen Mehmet Tuna, yeni çocuğu olan Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören de bizimle aynı uçakta zor yer bulmuş. New York anılarımızı geride bırakarak, tadı damağında bir şekilde İstanbul'a döndük.. (New York anılarımızı, gittiğimiz "top restaurant"ları ilerleyen yazılarımda yazacağım.) Bir haftalık ayrılışımızda pek değişen bir şey olmamış ülkemizde.. Sayın Recep Tayyip Erdoğan hala Cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklamamış! New York'a gidişte tanıştığımız Başbakan Danışmanı Egemen Bağış, Sayın Başbakan'ın, Cumhurbaşkanlığı'na adaylığını koymayacağını ısrarla söyledi.. Kendisi, Ahmet Ertegün için hazırlanan gecceye katılmak üzere gidiyormuş ve Başbakan adına konuşma yapacakmış. Bu arada benim de New York'ta rezervasyon yaptırdığım Fenerbahçe 100. yıl geccesi iptal olmuştu. Çünkü aynı gün Fenerbahçe'nin Türkiye'de lig maçı vardı. New York'un güneşli havasını bırakıp, İstanbul'a bıraktığımız yerden döndük.. İbo Show, Şarkı Söylemek Lazım, Popstar Alaturka.. Hüsnü Şenlendirici-Deniz Seki aşkı vs.. Değişen bir yok yani.. Keşke hep New York'ta kalsak... Ve bu olaylardan uzak dursak.. Ama olmuyor.. Biz buyuz ve dedikoduyu, ünlülerin özel yaşamını seviyoruz. Ve ilgiyle, hayretle, şaşkınlıkla izliyoruz. İbo Show'da canlı yayına telefonla bağlanan Nazire Şenlendirici, "Eşimden özür diliyorum" dedi.. Canım ya.. İçimin yağları eridi. 16 yıllık eşi ve iki çocuğunun babası olan klarnet üstadı Hüsnü Şenlendirici'nin Deniz Seki ile yaptığı uluorta kaçamak için eşinden özür dileyen yine Türk kadını oldu. Yani Nazire Şenlendirici! "Deniz değil, 10 tane kadın kocama feda olsun.. Ben evimde kocamı bekliyorum.." İşte Türk kadını.. İşte Türk magazin kadını bu.. New York'ta değil, böyle kadını dünyanın hiçbir yerinde bulamazsınız.. Tabi burada İbrahim Tatlıses'in yaklaşımı, konuşmaları, olayı sarıp sarmalası, işin başka bir boyutu.. Öyle doğru kelimeler bulup söylüyor ki, kadının yanlış yapması mümkün değil.. Son zamanlarda İbo Show'da başka bir boyut görüyorum.. Şarkı-eğlence dışında başka bir misyon yüklendiğini hissediyorum.. Tatlıses'in ara sıra yaptığı konuşmalar çok doğru ve yerinde.. Gençleri etkileyecek, tetikleyecek konuşmalar yapıyor.. Çok da doğru yapıyor.. Olaya, canlı yayına hakim, inanılmaz güzel mesajlar veriyor.. Amma.. Başına aldığı bela(!)nın farkında olduğu için yayın boyunca "K mankeni açıklarım" diyen Ela'ya boyun eğiyor.. İbo gibi bir adam yapıyor bunu! Bela Ela, İbo için ağlayan K mankeni açıklasa ne olur yani? Daha bir hafta önce Aysu Baceoğlu da ağlıyordu, yalvarıyordu canlı yayında.. Bu Ela'ya bu kadar tölerans neden İbo? Sarmaş-dolaş boynuna sarılmak, romantik aşk manzaraları yaşatmak niye? Program boyunca "K mankeni açıklarım" diye şımarıklık yapan Ela, K mankeni açıklayamadan program bitti! Tıpkı geçen hafta Aysu Baceoğlu'nun yayına geleceği gibi! Ben New York'tan geldim ama Aysu Baceoğlu nedense gelemedi! İbo Show'un, İbrahim Tatlıses'in bu ufak numaralara ihtiyacı olmadığını düşünüyorum. Bence İbrahim Tatlıses, ara sıra babasının kendisine söylediği sözleri anlatmaya, gençleri yüreklendirmeye devam etsin.. Çünkü en çok buna ihtiyacımız var..