Noma'da canlı karides, çekirge ve karınca!

Admin
Admin
Yayın Tarihi : 13-05-2013 15:12
Onlar kendi bira kültürlerini muhteşem Osmanlı gibi tüm dünyaya anlatırken, benim ülkemin açık havada da alkolü yasaklamaya çalışmasını anlamak mümkün değil! Kopenhag'ın en önemli turizm yeri Nyhavn limanı. Rengarenk binalar ve yanyana açık hava restoran, bar ve cafeler.. Herkes bira içiyor, istediğini içiyor. [resim=20130513resim-151616A8][/resim] İkinci yer Tivoli Kültürpark (bizim İzmir fuarının minyatürü ama dünyada turizm destinasyonuna girmiş. Bizim İzmir fuarı ise unutuldu gitti!). Başka gidilecek yerler ise Hippi komünü ve Carlsberg bira fabrikası.. Carlsberg'in hikayesini detaylı yazacağım ama fabrika gezisi sırasında gördüğüm öğrenci çocuklar beni şaşırttı.. Meğerse 5 futbol sahası büyüklüğündeki Carlsberg fabrikası içinde ilkokul çağındaki çocuklar için Survivor cinsi doğa oyunları parkuru var. Bira kültürünü çocuk yaşta öğreniyorlar yani! Bizdeki Bomonti Bira Fabrikası ne oldu, bilen var mı? Rezidans oldu! [b]NOMA'DA CANLI KARİDES, ÇEKİRGE VE KARINCA![/b] [resim=20130513resim-151556D4][/resim] Biz önce Noma restoranı anlatalım isterseniz. Gitmeden önce şehir efsanesi gibi yayılan karınca, çekirge yiyeceksiniz, canlı karides yutacaksınız söylemleri ne derece doğru öğreneceğiz. Ayrıca müşterilerin yaşadığı zehirlenme olayını da soracağız tabii ki. Limanda tarihi tas bir binada Noma. Gerçi bu sene dünya birinciliğini İspanyol "El Celler De Can Roca" adlı restorana kaptırdı, Noma ikinci sıraya düştü. Kapıda bizi restoran müdürü karşıladı. Ben hemen zehirlenme olayını sordum. Asçıdan geçtiği sanılan virüsten 40 müşteri zehirlenmişti. Noma'nın müdürü ilk başta böyle bir soru beklemese de söyle bir açıklama yaptı; Aşçının virüs olayı doğru değil. Zehirlenmenin midyeden olduğunu düşünüyoruz. Çünkü aynı yerden alınan midyelerden başka restoranlarda da zehirlenmeler oldu. Oysa biz garantili alıyorduk midyeleri.. Ama hastanelerde bile enfeksiyon oluyor, bizde de olması normal.. * * * Bu açıklamalar beni fazla tatmin etmedi ve hep beraber içeri girdik. Noma'dan içeri girer girmez tüm personelin bizi güler yüzle ve "welcome" diyerek karşılaması çok hoş bir espriydi. Videoda görüntüleri izleyebilirsiniz. Kapıdan itibaren tüm personel masamıza gidene kadar hepsi "hoşgeldiniz" dedi. Bu çok hoş bir espriydi. Noma 40 kişilik ve 40 aşçı var. Yani her müşteriye bir asçı düşüyor ve bu asçılardan birisi de Türk. Singapur'dan gelmiş. Fatih Tutak, Noma'da staj yapacakmış ve geri dönecekmiş. Başta söyleyeyim, Noma'nın yemekleri yemek değil ama Noma bir şov restoranı. Kesinlikle bir kez deneyimlemek gerekir ama onun dışında bir daha gider misiniz derseniz asla derim. Biz Türk gazeteci grubuna ayrılan özel bölüme oturduk. Ve servis şov başladı. [resim=20130513resim-152231F3][/resim] Yanlış saymadıysam tam 22 çeşit tadım yemeği geldi. Ama bunlardan en önemlilerini size söyleyeyim. [resim=20130513resim-152128B2][/resim] İlk başta karaağaç tohumu yaprakları geliyor ve mayaya bandırarak yiyorsunuz. Sonra oyulmuş patates içindeki bir şeyi ot kamıştan içiyorsunuz. Masanızda duran saksıdan çiçekleri yiyorsunuz, değisik otlar geliyor onları "hımmm, mımmmm, güzelmiş" diye etrafa hava atıp yiyorsunuz! Kömürde pişmis havucu külleriyle yiyorsunuz. (bunu gurmeler beğendi, evde annem yapsa bağırırdık), sonra masaya buzlu kavanozlarda canlı karides geldi. [resim=20130513resim-152024F8][/resim] "Canlı karidesi kimse yemez" derken Milliyet'ten Deniz Alphan ilk atağı yapan oldu ama sosa bandırıp hayvanı iyice sersemletip, değişik taktikler uyguladı! Hayvan hala çırpınmaya devam edip sostan fırlayınca Deniz Hanım, bıçakla başını kesip ağzına attı.. Sonra da "nefis" diye bağırdı. (videosunu izleyin lütfen) Sabah'tan Elçin Yahşi, Deniz Alphan'dan aldığı destekle canlı karidesi bir çırpıda ağzına atıverdi. O da aynen ellerini havaya kaldırıp "harika" dedi.. Bende "sanki hergun canli karides mi yiyorsunuz, anlayamadim" dedim. Canlı karides yemeyen grup yiyenlere şaşkınlıkla bakarken Habertürk'ten Nur Toprakoğlu da canlı karidesi çaktırmadan ağzına attı ve hemen yanında oturan Hürriyet’ten Çağdaş Ertuna'ya da yedirdi. Böylece masada 4 kişi canlı karides yemiş oldu. Ben, Onur Bastürk, Teoman Hünal, Posta’dan Betül Kabahasanoğlu, BPR Halkla İlişkiler patroniçesi Banu Birkan ve Tuborg'tan Nilufer Reisoğlu ise yemeyen gruptaydık. [resim=20130513resim-151745C4][/resim] Tadımlık yemeklerin biri gidiyor, biri geliyordu. Ardı arkası kesilmek bilmiyordu. Bir ara közde pişmiş bildiğimiz pırasa sapı geldi. Hah işte bizim damak tadımıza uygun bir şey deyip haddimizi bilip pırasa sapına daldık. [resim=20130513resim-151906G8][/resim] Marul yaprağı gibi bir şey geldi, meğer içindeki çekirgeymiş. Onu da son anda farkedip yemekten kurtuldum. Ama herkes İstanbul’da gerçekten her sabah kalkıp çekirge yermiş gibi yediler ve "hımmm, mımmmm, müthiş, harika" dediler. Sonra karamelize soğan geldi. Ben hemen mutfağa koşup Türk asçı Fatih’i buldum ve "karınca hangi tadım yemeğindeydi?" dedim, soğandaymış meğer. Hemen masama gelip önümdeki soğanı da yanımdaki Teoman Hünal’a verdim. Her sabah dağlardaki ağaçlardan toplanan karıncalar öğütülerek karabiber niyetine soğana konuyormuş! Allah Allah olacak şey mi bu? [resim=20130513resim-151959D6][/resim] En sonunda çöp şişte ızgara balık kafası geldi, oh be “Allah’a şükür” deyip hepsini yedim ve Teoman Hünal’ın balığını da aldım, Çünkü o balık yemiyordu. Ve sonunda bir adet kaburga geldi. Kötüydü ama o kadar açım ki, onu da yedim ve yemek patates püreli, dondurmalı minicik bir meyve kabı ile bitti. Sonra hep beraber mutfak gezdirildi. Bu sadece bize yapılan bir uygulama değil, tüm müşterilere ara ara yapılıyordu. Yakışıklı aşçılar bizim kadın gazetecilerin gözbebeği oluverdi. Mutfak gezme işi ilginç. Gerçekten çok titiz ve ciddi bir çalışma yapıyorlar. Kolay mı o kadar karıncayı ögütmek, çekirgeleri toplamak! Yaprakları tek tek bir sanatçı gibi kesiyorlar vs. vs.. Masada yediğimiz bitkilerin olduğu bölümde güzeldi ama videoda da göreceğiniz gibi, bitkilerin yanındaki personel kıyafetleri ve ayakkabıların açıkta ve ortada olmasını sevmedim! Noma'da sonuç; tamamen bir şov ve iyi bir deneyim. O kadar. Bence dünyanın en güler yüzlü ve en güzel servisi ama masaya gelenlere yemek demek doğru olmaz. Ben demem ama diğer gurmeleri bilemem.. Dediğim gibi her gün gidilecek bir yer değil Noma. İlginç lezzetleri seven ve bu işi yapanların bir kez gidip görmesi gereken bir yer. Sonuçta 10 kişi, yaklaşık 6000 dolar hesap geldi. Adam başı 600 dolar! Yani adam başı 1000 TL gibi bir para.. Çok fazla bir para ama dediğim gibi bir kez için ok, ikinci kez enayilik derim. *** Noma’ya girişteki esprili karşılama: [url=https://www.gecce.com.tr/video-mekanlar/nomanin-mutfaginda-kisa-bir-gezinti]magazin[/url] Noma'da canlı karides yiyen gazeteciler: [url=https://www.gecce.com.tr/video-mekanlar/nomada-canli-karides-yiyen-gazeteciler]magazin[/url] Noma'nın mutfağı: [url=https://www.gecce.com.tr/video-mekanlar/noma-restaurantin-mutfagi]magazin[/url] Kenan Erçetingöz, Noma'nın mutfağında: [url=https://www.gecce.com.tr/video-mekanlar/kenan-ercetingoz-nomanin-mutfaginda]magazin[/url] Noma'daki Türk aşçıdan karınca esprisi: [url=https://www.gecce.com.tr/video-mekanlar/nomadaki-turk-ascidan-karinca-esprisi]magazin[/url] Türk Gazeteciler Noma'nın mutfağında: [url=https://www.gecce.com.tr/video-mekanlar/turk-gazeteciler-nomanin-mutfaginda]magazin[/url] Noma'daki Türk aşçı: [url=https://www.gecce.com.tr/video-mekanlar/nomadaki-turk-asci]magazin[/url] Türk Gazeteciler Noma'da bitki yedi: [url=https://www.gecce.com.tr/video-mekanlar/turk-gazeteciler-nomada-bitki-yedi]magazin[/url]