HACI ŞEMSETTİN KRİSTOF KOLOMB’A KARŞI!

Yayın Tarihi : 03-09-2012 10:18
Bugün, dünyevi hallerimizden biraz uzaklaşarak çok ilginç bir iddiayı ve bir o kadar da heyecanlı öyküsünü paylaşmak istedim sizinle. Öykünün konusu yazının başındaki soru; Amerika’yı kim keşfetti? Bir ara, Yeni Dünya’ya Kolomb ve Vespucci’den önce Vikinglerin ayak bastığı iddia edilmişti. Hatta Kızılderililerin atalarının Türkler olduğu bile söylenmişti. Bu son söylentiye pek kulak asmamıştım. Madem Kızılderililerin atası biziz, o zaman adamlar neden ‘aslan sütüne’ ‘ateş suyu’ diyorlar? Bu rivayeti de böyle bilimsel bir şekilde çökerttikten sonra gelelim Hacı Şemsettin’e… İngiliz tarihçi ve denizci Gavin Menzies’in ‘1421’ adlı kitabında ortaya attığı ve bilim dünyasını birbirine düşüren iddialara göre Yeni Dünya’ya ilk ayak basan ne Kolomb ne de Vespucci… Asıl kaşifin adı Şemsettin. Tam adıyla söylersek Hacı Mahmut Şemsettin…. Üstelik adam bir de Çinliymiş iyi mi? Farkındayım, kafalar iyice karıştı. O zaman baştan başlayalım ve önce Hacı Mahmut Şemsettin; nam-ı diğer Amiral Zheng He’yi tanıyalım… [resim=20120903resim-185525B6][/resim] [b]ÖNCE HADIM, SONRA AMİRAL OLDU [/b] Hacı Mahmut Şemsettin efendi 1371 yılında Tibet yakınlarındaki Yunnan’da doğmuş. İslam dinini benimsemiş olan Semmur sınıfındanmış. Ailesinin geçmişi de hayli eskiye dayanıyor. Özbekistan sınırları içindeki Buhara Valisi Seyyid Eclel Şems-el Din Ömer’in, altıncı kuşaktan torunu bu zatı muhterem. Dedesi de, babası da hacı olan Şemsettin, daha ufacık bir veletken başına gelmedik kalmamış. Ülkesini istila eden Çinliler tarafından esir alınmış, sonra da bütün çocuk tutsaklara yapıldığı gibi hadım edilmiş. (Anlaşılan Çinliler geleceği görmüş olmalılar ki o günlerden nüfus planlamasına başlamışlar) İmparatorluğun hizmetine verilen bizim hadım Şemsettin, her şeye rağmen çok iyi bir eğitim görmüş ve Zheng He adını almış. Çin’in unutulmaz kahramanı, denizler fatihi efsane amiral Hacı Mahmut Şemsettin Zheng He işte böyle karizmatik bir geçmişe sahip… Gerçekten de Zheng He emrindeki donanma ile yedi denize kök söktürmüş. “O dönemde donanma mı olurmuş” diye dudak bükmeyin. Zheng’in emrinde 300’ü aşkın gemiden oluşan yedi filo ve 30 bin asker varmış. 9 direkli, 120 metre uzunluğunda ve 50 metre genişliğinde hazine gemileri bunlar. Gittiği her ülkede elde ettiği ganimetleri bu gemilere zulalayıp kralına getiriyormuş. O dönemdeki Çin gemilerinin bu devasa özellikleri Marco Polo, İbn Battuta gibi seyyahlarca da doğrulanmış. Yani 120 metre uzunluğunda, 50 metre genişliğinde 300 gemi derken palavra sıkmıyoruz. [resim=20120903resim-185525D2][/resim] [b]ÇİNLİ ZÜRAFALARIN ESRARI[/b] Bizim Müslüman Çinli Zheng, bu arada yanındaki askerlerden binlercesini Afrika, Endonezya, Malezya gibi ülkelere yerleştiriyor, halkın arasına karışan bu denizciler de Müslümanlığın yayılmasına yardım ediyormuş. Mesela Afrikaya yaptığı seferden 6-7 yıl sonra çekik gözlü siyahi Çinli çocuklar peyda olmuş. Zheng, Çinli Müslümanları Endonezya’ya götürüp bu gün 85 milyon nüfusuyla en kalabalık etnik gurup olan Cava halkını ‘üretmiş’. Aslına bakarsanız Zheng, tarihte ciddi toplumsal değişikliklere de neden olmuş bir şahsiyet. Amiral’in o yıllarda yaptığı 7 uzun deniz seferi, Güneydoğu Asya, Güney Asya, Ortadoğu ve Afrika’yı da kapsıyor… Afrika demişken, burada gördüğü zürafalara hayran kalıp birkaç çift ‘uzun boyunlu’yu da Çin’e götürmüşlüğü de var. “Çin de zürafanın ne işi var” diye zaman zaman düşünüp dururdum, bu esrar da böylece çözülmüş oldu. Amiral Zheng hakkında bir ayrıntı daha var ilgimi çeken. National Geographic'de yayınlanan bir makalede, Binbir Gece Masallarındaki ‘Denizci Sinbad’ın Yedi Seyahati’ adlı masalın kaynağının da Zheng olduğu ileri sürülüyor. [resim=20120903resim-185525B2][/resim] [b]KOLOMB POLEN BİLE DEĞİLKEN… [/b] Şimdi gelelim ikinci kahramanımıza… Gavin Menzies, Zheng He’den asırlar sonra 1937 yılında İngiltere’de doğmuş, yaşamının büyük bir bölümünü orduda denizaltı komutanı olarak geçirmiş bir amatör tarihçi. 1969 yılında komuta ettiği denizaltı Filipinlerde bir Amerikan mayın tarama gemisi ile çarpışıyor ve gemi üzerinize afiyet haşat oluyor. Kaptan Gavin’i apar topar emekli ediyorlar, o da bir yıl sonra genel seçimlerde bağımsız olarak milletvekilliğine adaylığını koyuyor ama seçilemiyor. O günden sonra kendini tarihe ve yazmaya veriyor. Menzies, sonunda öyle bir kitap yazıyor ki ortalık karışıyor. ‘1421’ adlı eserinde Amerika’nın ilk kez o yılda, yani Kolomb henüz polen bile değilken, Amiral Zheng He tarafından keşfedildiği iddiasını ortaya atıyor. Menzies’e göre o dönemde sadece Çin bu keşifleri yapabilecek ekonomik güce, bilimsel yeterliliğe sahip ülkedir. Çin donanması Hint Okyanusunun neredeyse tamamıyla ticaret yapmaktadır. Okyanusa dayanabilecek seviyede gemi mühendisliğine sahip Çinliler Ümit burnunu geçmiş, Büyük Okyanusu kat etmişlerdir. Gavin Menzies “Kolomb yola çıkmadan önce bir Amerika haritasına sahipti. Vasco De Gama’nın elinde bir Hindistan haritası vardı. Hiçbir Avrupalı kaşif yeni bir şey keşfetmedi. Hepsinin elinde dünya haritası vardı, bunları ben değil, kendileri söylüyor” diyor. Menziez’e göre, yakın bir zaman önce Florida, Güney Carolina, New York ve Kanada’da bulunan gemi kalıntıları ve Nova Scotia’da Kanadalı mimar Paul Chiasson tarafından ortaya çıkarılan erken döneme ait arkeolojik bölge, Çinlilerin daha önce Amerika’ya yerleştikleri görüşünü güçlendiriyor. Ve yine ona göre, Kuzey Amerika’da bulunan Çin gemileri, çan, tasfiyehane, maden, Budist ve İslamik mezarlar, Çinlilerin Avrupalılardan önce oralara yerleştiklerinde şüphe bırakmıyor. Bu komplo teorisi tadındaki teorileri toparlayacak olursak, Menzies diyor ki "15. Yüzyılda Çin'in haricindeki hiç bir imparatorluk Amerika'ya gidecek ne güce, ne teknolojiye ne de maddi imkanlara sahipti" [b]BİLİM HAYIR DİYOR[/b] Tabii ki Kaptan Gavin’in bu iddiası bilimsel çevreler tarafından kabul edilmiş değil. Karşıt görüşte olanların savları da şöyle: Neredeyse dünyanın her yerine uğrayan Çin donanması Avrupa’ya gelmemiştir, bu konuda yazılı kaynaklar bulunmamaktadır. Bir başka karşıt sav da çok ilginç. Eğer Çinliler Kolomb’dan önce orta Amerika’ya yerleşmiş olsalardı, Amerika yerlileri yabancı oldukları mikroplara, hastalıklara bağışıklık kazanacaklardı ve bu nedenle ölen olmayacaktı. Çünkü Kolomb döneminde Avrupalılar Yeni Dünya’ya geldikleri zaman kendi mikroplarını da birlikte getirmişler, yerliler arasında kitlesel ölümler olmuş. Ama her şeye rağmen Çin gibi, pusuladan baruta, kağıda kadar pek çok icada imza atan, astronomide, matematikte kimsenin yanına bile yaklaşamayacağı bir uygarlığın, bu keşfi yapması da yabana atılacak bir görüş değil Yaaa işte, elalem nelerle uğraşıyor. Yine de siz kafayı takmayın. Amerika zaten orada duruyordu, birileri gelip keşfedecekti… Biz keşfedemedik, yanarım ona yanarım…