İZZET ÇAPA'DAN MODA DEDİKODULARI!

Yayın Tarihi : 19-11-2011 10:52
Her ne kadar “Moda gerçekten altı ayda bir değiştirmemizi gerektirecek kadar katlanılmaz bir çirkinliktir” demişse de Oscar Wilde; bunu onun asi yapısına vermek lazım. Pek çok kişi, Oscar abim gibi düşünür aslında moda konusunda… Bir kesim için modaya ‘uymamak’ bir kişilik meselesidir. Ama ‘Fala inanma falsız da kalma misali’, gizli gizli moda dergilerini karıştıranları çok gördü bu gözler… “Peki ya sen” diye soracak olursanız; şimdi burada bir moda yazısı yazmaya soyunmuş olan İzzet’in gerçek fikrini açıklayacak kadar saf olduğunu düşünmezsiniz herhalde… Eveeettt… Şimdi akıllı insanların hem alaya alıp hem de boyun eğdikleri bu "zorba" hakkındaki satırlara hoş geldiniz… ------------------------------------------------------------------- MARC JACOBS ZOR DURUMDA ------------------------------------------------------------------- Hani, Charlize Theron ile Edward Norton'un oynadığı ‘İtalian Job’ diye harika bir film vardı, hatırlarsınız. İtalya’da yapılan bu hayali soygun Londra’da gerçeğe döndü geçenlerde. Kurban da, bu kez Donald Sutherland değil, Marc Jacobs… Nasıl mı?.. Ayın 16'sında Marc Jacobs'ın ilkbahar-yaz 2012 koleksiyonundaki 46 ürünün tüm örnekleri çalındı. İtalian Job, oldu mu sana 'London Job'... Şu günlerde Avrupa ve Amerika'daki bütün moda dergileri, tanıtım çekimleri için onun 'sample'larını bekliyor, ancak Marc hiç bir şey gönderemiyormuş... Hırsızlığı öğrendiği anda beyninden vurulmuşa dönmüş. Bakalım , Jacobs, ‘London Job’dan yakayı nasıl sıyıracak. Bu arada, geçtiğimiz yıllarda 'Forever 21' adlı firma, Marc'ın ürünlerinden esinlenip ucuz koleksiyonlar hazırlıyordu... Acaba, hırsızlığın olduğu tarihlerde onun tasarımcıları da Londra'da mıydı?.. İnsanın aklına gelmiyor değil... Yoksa ben mi çok fesat oldum? ------------------------------------------------------------------- DİOR SANKİ FELÇ OLDU ------------------------------------------------------------------- Aslında insanın yeni giysiler gerektiren her türlü girişime karşı uyanık olması lazım ama Dior deyince akan sular duruyor. Daha doğrusu ‘duruyordu’ demek lazım. Çünkü Dior bu günlerde sadece yerinde ‘duruyor’ Efendim Dior tam anlamıyla felç geçirdi... Baş tasarımcısı John Galliano'nun kovulmasının üzerinden tam 9 ay geçti... Çocuk olsa şimdiye doğardı... Bir ara başına Marc Jacobs geçecek diyorlardı... Ama iş yatmış, o gün bu gündür ne gelen oldu ne de giden... Öyle şaşkın ve çaresiz durumdalar ki Dior’un yöneticileri, bir ‘kriz masası’ kurmayı bile düşünmemişler. Ne yeni bir baştasarımcı alıyorlar, ne de içerden birini atıyorlar. Yabancı moda editörleri 'Dior'dan bahsederken artık 'Paralyzed' sıfatını kullanıyor... Haksız da değiller, donmuş kalmış sanki koskoca marka… ------------------------------------------------------------------- AYAK FETİŞİSTLERİ YAŞADI ------------------------------------------------------------------- Bizim Sarp ABD'deki "Macy's" mağazalar zinciri için, Amerika'nın 'Yeni Karamürsel'i der... Pek çok değişik markayı uygun fiyata sattığı için... Ünlü şarkıcı Madonna da işte bu mağazalar zinciri dahilinde 2012'de 'Truth or Dare by Madonna' adı altında çeşitli ürünlerden oluşan koleksiyonlarını satmaya başlayacak... İlk etapta, ayakkabı, el çantası, iç çamaşırı, aksesuvar ve parfümü olacak Madonna'nın... Ayak fetişistlerine de hemen müjdeyi verelim. Madonna'nın ayakkabıları çok yakında "Macy's"le beraber aynı anda tüm dünyada satışa çıkarılacak... Madonna'nın hedef kitlesi ise 27-50 yaş arasındaki 'seksi' kadınlar... 50 yaşından büyük kadınlar içinse, Jane Fonda'dan böyle bir koleksiyon bekliyoruz... Haydi hayırlısı... ------------------------------------------------------------------- BVLGARI'DEN 'SU ŞİSESİ' TASARIMI ------------------------------------------------------------------- Efendim 'Moda' deyince hep giyim kuşam akla gelmesin... Ünlü mücevher markası Bvlgari, 'San Pellegrino' suları için bir şişe tasarlamış. Market satışı yok bunların, sadece büyük restoranlara ve 5 yıldızlı otellere dağıtılıyor. Şimdilik 9 bin şişe gelmiş Türkiye’ye… San Pellegrino markasının bir projesi bu aslında. Her yıl, dünyaca ünlü bir markaya yaptırıyor bu tasarımları. Daha önceleri Hermes ve Missoni imza atmış bu şişelere. Bvlgari'nin 1960 yılından kalan bir 'gerdanlık' resmini kullandığı bu tasarım şimdilerde çok revaçta... Lansmanı Milano’daki Bvlgari Otel'de yapılan şişeler, ayrıca Harvey Nichols'da hazırlanan bir stantta da satılacak… Anlaşılan o ki elitlerimiz artık 'mücevher gibi su' içecekler… Madem Oscar Wilde ile başladık, Einstein’ın kelamı ile bitirelim moda bölümünü. Bakın ne demiş Üstat; “Evreni, sonsuz bir hiçliğe doğru genişleyen bir şey olarak kabul ettiğimiz anda, ekosenin üzerine çizgili giymek dertten sayılmaz” Eh… Haksız mı şimdi? ---------------------------------------------- ÜNLÜLERİN AİDS KAMPANYASI -------------------------------------------------- Bu arada dilerseniz biraz da ünlüler dünyasına göz atalım. M.A.C. kozmetik firmasının AIDS fonuna para toplamak için yaptığı Viva Glam kampanyası dünya çapında ilgi görüyor. Bilmeyenler için kısa bir hatırlatma yapalım: Kampanyada, bir ünlünün adını kullanarak hazırlanan rujların satışından elde edilen gelir MAC’ın AIDS fonuna bağışlanıyor. Lady Gaga, Cindy Lauper, Christina Aguilera,Pamela Anderson gibi bir çok ünlü isim bu kampanyaya katılmıştı. Viva Glam en son kampanyasında hip hop dünyasının yeni kraliçesi Nicki Minaj ve Ricky Martin'e yer vermiş. Rujların renkleri pembe ise Nicki'nin en sevdiği renk. Pembe demişken, kampanyaya katılan diğer ünlü erkek isimlerini de yazalım da eksik kalmasın: Boy George, Elton John ve RuPaul. ------------------------------------------------------------------- TRUMP TOWERS’DA ÇOCUK CENNETİ ------------------------------------------------------------------- Gelelim şimdi biraz da bizim yörelere… Trump Towers, İstanbul’un yeni gözdesi olmaya hazırlanıyor malumunuz… Buradaki '12 ünlü, 12 mimar' projesinin kokteyli geçtiğimiz akşam yapıldı. Dairelerde olup bitenleri geçenlerde yazmıştım. Ama beni asıl heyecanlandıran olaydan söz edeyim biraz da… Trump Towers'ın 2012'de hizmete girecek olan AVM'sinde koca bir kat tamamen çocuklara ayrılmış… Çocuk deyip geçmeyin onlardan öğrenilecek çok şey vardır; özellikle sabrınızın sınırları… İşte bu kata çocuklarını getiren ana babaların bu ölçüme ihtiyaçları kalmayacak. Çünkü burada veletleri sal çayıra, mevlam kayıra… Düşünün, yepyeni teknolojilerle donatılmış bu dev alanda Türkiye’de ilk defa gerçekleştirilecek Wii platformu bile olacak. Bunun yanısıra çocuklara özel dünya markaları, yine çocukların sevdiği yemeklerin sunulduğu Food Court, ayrıca Disney Tiyatrosu, D&R Kids, bale ve dans okulu yer alacakmış... ------------------------------------------------------------------- AH BİR ÇOCUK OLSAM… ------------------------------------------------------------------- Artık ne yazık ki ‘Benim balonlarım vardı’ günleri çok gerilerde kaldı. Trump Towers’ın çocuk katında sadece onlar için düşünülmüş 'concierge' hizmetleri bile olacak. Aslında bu proje, hem çocukları, hem de anne ve babaları şanslı kılıyor... Özellikle de "single" anne babaları... Ebeveynler çocuklarını bu katta "ablalara" emanet edip, belirli bir saatte geri alabilecekler. Çocuklar da bu ablalar eşliğinde tiyatroya gidebilecek, yemek yiyebilecek, oyunlar oynayabilecek ve hatta alışveriş bile yapabilecek... Bunun için de kollarına takılan dijital saatlere belli bir para yüklenecek... Yüklenen para da bu kattaki mekanlarda ve mağazalarda harcanabilecek. Küçüklere de 'büyük adam' muamelesi yapılacak yani... Üstüne bir de hemen yanı başlarında 'bodyguard' ablaları olacak... Ama ben yine de bu ablalara sonsuz sabır tavsiye ederim.… Bugünlük de bu kadar. Sevgiyle kalın…