MİLYAR DOLARLIK ADAM TÜRKİYE'DE!

Yayın Tarihi : 10-10-2012 09:56
Bütün bunlar nereden mi çıktı? Geçenlerde internette dolaşırken imparator Qianlong dönemine ait bir vazonun 50.7 milyon Euro’ya satıldığını okuyunca gözlerim fal taşı gibi açıldı, beynim tıkır tıkır çalışmaya başladı; bir Çin vazosunu nasıl elde edebilirdim? Sonunda amacıma ulaştım. Tabii benim vazo Qianlong döneminin çakması. Zaten Çin olduğu için fark etmez diye düşündüm. Yine de az para vermedim ha… İşte o gece yarısı keyifli bir ıslık tutturmuş, sevgili vazomu düşünerek eve geldim. Tam kapıyı açarken içerden büyük bir şangırtı koptu. Koşar adımlarla salona girdim ve… Vazom paramparça, kırıkları yerlere, halının üzerine saçılmış… Öfkeden mosmor olmuş bir yüzle bakışlarımı odanın diğer yanına çevirdim. Elinde kocaman bir beysbol sopası, ayaklarının dibinde birkaç tane golf topu; Gargamel yüzsüzce sırıtıyor; “Boş ver abi cana gelmesin mala gelsin” demez mi… “Hem Çin vazosu diyordun, o zaman çakmadır zaten…” Yere yatırıp, kısa bir süre üzerinde tepindikten sonra hırsım biraz olsun geçti. “Öt bakalım, yine ne haltlar karıştırıyorsun” diye yılan gibi tısladım. “Golfe başlamayı düşünüyorum, antrenman yapıyordum” dedi belini tutarak doğrulmaya çalışırken. “Ulan o beysbol sopasının işi ne elinde o zaman” “Sopa sopadır, ama toplar golf topu ya…” Sopa lafı beni yeniden heyecanlandırdı ve adrenalinimi yükseltti. Hemen yerdeki beysbol sopasına doğru bir hamle yaptım. Yeterince dayak yememişti anlaşılan. Bir baktım masanın başına geçmiş, bilgisayarın hesap makinesini kurcalıyor… “Dolar kaç para oldu biliyor musun?” dedi. Elimde ki sopanın sapını sıkıca tuttum, konuyu değiştirmeye çalışıyor hergele… “Aslında 1.8 milyon doların kaç lira ettiğini hesaplamaya çalışıyorum. Adama bu kadar para vereceklermiş” “Hangi adama” diye sormam kaçınılmaz olmuştu “Tiger Woods’a” dedi “Tek marifeti golf sopasını sallamak. Ben golfçu olmayayım da kim olsun abi…” Sonra derin bir iç çekti ve anlatmaya başladı… *** Bizimkinin Tiger’a özenmesine pek şaşmamak lazım. Adam dünyanın gelmiş geçmiş en büyük golf oyuncusu olmanın yanı sıra en önemli sporcularından biri… Bu yaşayan efsane daha iki yaşına basmadan babasının eline tutuşturduğu golf sopasıyla başlamış macerasına. "Haydi canım 2 yaşında ne golfü" diyenleriniz YouTube'dan 'Velet Tiger'ın o zamanlar katıldığı bir talk showda maharetlerini nasıl sergilediğini görünce gerçek anlamıyla 'seçilmiş' bir insandan bahsettiğimi anlayacaktır. En iyi 100 atlet listesinde birinci Tiger mı yoksa Michael Jordan mı diye tartışmalar olsa da, ilk ikideki yerinden onu "arı gibi sokan" Muhammed Ali bile edemiyor. Sadece 2008’de Dünya Birincisi olduğu zaman 110 milyon dolar kazanmış. 2010 yılına kadar yüzü olduğu reklam kampanyalarının ve turnuvalardan kazandıklarının toplamı 1 milyar doları aşmış. Adamınki gelir değil milli hasılat mübarek. O anlı şanlı futbolcular bile hava civa yani Tiger’ın yanında. Zaten Forbes’un ‘En Çok Kazanan Sporcular’ listesinin ilk sırasına abone olmuş bir nevi… Bizim Garga’nın golf merakına gelince… Tiger Woods’un Türkiye’ye geldiğini duymuş ve kulaklarını kabartmış tabii… Tiger, 9-12 Ekim tarihleri arasında Belek'te yapılacak ‘Türk Hava Yolları World Finals’golf turnuvası'na katılmak için gelmiş ve hemen Antalya Golf Club’da almış soluğu. “Nasıl geldi?” derseniz o da ayrı bir tantana. 55 milyon dolarlık Gulfstream 650 uçağıyla Florida'dan Antalya'ya uçmuş ve kendisini davet eden Ahmet Ağaoğlu tarafından karşılanmış. Bu arada Ahmet Beye de ayrı bir parantez açmak lazım. Halen Türkiye Golf Federasyonu Başkanlığını da sürdüren Ağaoğlu’nun bu sporun Türkiye’de yayılması ve ülkenin tanıtımı için elinden geleni ardına koymadığı bir gerçek. Bu organizasyonun altına imzasını atan ve golf’ün yaşayan efsanesi Tiger’ı da getiren o zaten… Woods, Antalya’ya dünyaca ünlü bir başka golfçü, hem rakibi hem arkadaşı olan Justin Rose ile birlikte gelmiş. Bir de yanında kendisinden hiç ayırmadığı sevgili kedisi Kathy varmış. Adamın öylesine bir iş etiği var ki valizlerini ve 'pisi pisi'yi Belek'teki Kempinski The Dome Hotel'e yerleştirir yerleştirmez hemen antreman için golf sahasına koşmuş. Beni asıl Gargamel’in telaffuz ettiği rakamlar uçurdu. Tiger’a sadece turnuvaya katılması için 1.8 milyon dolar verilmiş. Kazanırsa 1.4 milyon daha alacak. Kazanmazsa zaten 1.8 cebinde. Meğer dünya çapındaki sporcular böyle turnuvalarda sırf yüzlerini göstermek için bu meblağları alırlarmış. Sizin anlayacağınız 'hava parası'… Hem de en havalısından. Bu kadarla da bitmiyor, Tiger ile 9 çukur golf oynamak isteyenler kişi başına 50 bin dolar verip bu isteklerini gerçekleştirebilecek. (Tam bir golf oyunu 18 çukur oynanırmış bu arada) Mesela Mustafa Koç, iki arkadaşı ile birlikte Tiger'la oyuna katılmak için ekipçe toplam 150 bin doları gözden çıkarmış. Ahmet Ağaoğlu, Fikret Öztürk ve 3 golf-sever daha Tiger ile oynayacaklar arasında. Toplanan 900 bin doların tümü Golf Federasyonu'na bağışlanacakmış. Ayrıca PGA yani Profesyonel Golfçüler Birliği'ne bağlı dünyanın en iyi sekiz golfcüsü de katılıyormuş turnuvaya. Onlarla turnuva dışı oynayacak Türkler'den biri ise Kaya Çilingiroğlu olacakmış. [b]COLA’NIN JAMES BOND ŞİŞESİ… [/b] Kim derdi ki koskoca James Bond günün birinde eline Cola şişesini alıp bütün karizmayı çizdirecek…. Eee, ‘ne oldum deme, ne olacağım de’ demişler ya, bu da geldi 007’nin başına. Olay şu; en son Jean Paul Gaultier’in tasarladığı şişelerle gündeme gelen Coca Cola şişeleri bu kez James Bond’un son filmine de sızmış. Uyanık kola’cılar Skyfall’a özel şişeler tasarlamışlar, bunları da sadece Paris’teki ünlü Collete mağazasında satışa çıkarmışlar. Fotoğraflara bakınca biraz hayal kırıklığına uğradım doğrusu. Bana kalırsa Coca Cola’nın yeni şişesi tıpkı James Bond’un meşhur kızlarından birinin kıvrımları gibi olmalıydı: Mesela Thunderball'daki Raquel Welch… [b]MADONNA’NIN KIZI FİRARDA… [/b] “Kızı bırakırsan ya davulcuya kaçar ya zurnacıya” demişler ama bazen bırakmazsan da kaçıyor işte… Üstelik kız da herhangi bir kız değil ha, koskoca Madonna’nın veledi… 16 yaşındaki Lourdes, herhalde rahat ve para batmış olmalı ki annesinden kaçıp, birlikte oturdukları evden ayrılmaya karar vermiş. Sebep olarak da Madonna’nın aşırı baskıcı olmasını, ona bir an olsun göz açtırmamasını gösteriyormuş. Zaten bu yüzden de annesinin son turnesinde kardeşleriyle birlikte sahneye çıkmamış. Ama Madonna gibi bir anneden kurtulmak kolay değil tabii.. Lourdes de bunun yolunu yordamını bulmuş, kaçış planını hazırlamış. New Yor yakınındaki Bard College’da Performans Sanatı okuyacakmış… Okul da hayli tuzluymuş ama Lourdes parayı da kendi cebinden ödemeye kararlıymış. 16 yaşındaki ‘yavrucağın’ bu kadar parası nereden oluyor derseniz ; adres yine annesi tabi. Madonna ile birlikte kurdukları ‘Material Girl’ adlı teenager giyim markasından kazandıklarıyla idare edecekmiş Lourdes… Anası olmasa kızını kim alırdı acaba? [b]STEVE JOBS’UN HAYALETİ HALA ARAMIZDA [/b] Efsane dediğin zaten öldükten sonra yaşar… Tıpkı Steve Jobs gibi… Rahmetli, ölümünün üzerinden bir yıl geçmesine rağmen hala unutulmuyor ve hala birilerine para kazandırmaya devam ediyor. Hong Kong’lu sanatçı Jonathan Mak da bunlardan biri. Mak, Jobs’un 1. ölüm yıldönümü nedeniyle bir MacBook Pro tasarlamış. Bilgisayarın üzerindeki Apple logosuna Steve’in silüetini koyup, altına şu sözlerini yazdırmış: “Yaşlandığın zaman dünyanın kurallarını değiştirmemen, duvarları yıkmaman iyi bir aile kurup para biriktirmen önerilir. Ama bu sınırlı bir yaşam biçimidir. Hayatın sizden daha zeki olmayan insanlar tarafından yönlendirildiğini hissettiğiniz an, onu değiştirmek sizin elinizde olacak. Başkaları için üretmeyi öğrendiğiniz zaman da bir daha asla aynı insan olmayacaksınız” İşte bu vecizeleri okumak isterseniz, Macbook’a normal fiyatının 6 mislini, yani yaklaşık 12 bin 400 dolar ödemek zorundasınız. Çünkü bu üründen dünyada sadece üç tane var. Değer mi değmez mi artık siz düşünün.