"ORTAYA KARIŞIK" HABERLER

Yayın Tarihi : 31-01-2012 09:40
*** [b]AKAKÇE CEPHESİNDEN SON BOMBALAR [/b] Son günlerde Metin Fadıllıoğlu, Haluk Akakçe ve Murat Pilevneli, Brasserie'yi mekan tutmuşlar, boş zamanlarında soluğu orada alıp hakara makara yapıyorlarmış. Ama mesleklerinde bu kadar başarılı olmuş isimlerin ömrü, gır gır şamata ile geçmez tabii. Bu toplantılarda önümüzdeki günlere ait planlar da yapılıyormuş. Geçen gün, onların yan masalarında oturup konuşmalara kulak kabartan bir arkadaşımın anlattığına göre bizim üç silahşorlar, birlikte bir restoran açmanın planlarını yapıyorlarmış. Ayrıca Fadıllıoğlu da, yakında hizmete girecek olan Zorlu AVM’ye Ulus 29’un bir şubesini kondurmayı düşünüyormuş. Asıl Akakçe cephesinden yeni bir bomba var ki tadından yenmez. Haluk, yakında Galerist’te bir Drag queen performansı gerçekleştirecekmiş. Vallahi bu hiperaktif adamın hızına yetişmek imkansız… *** [b] BECKHAM'DAN KRALİÇE'YE ÇALIM [/b] Drag queen deyince aklıma geldi bu sene İngiltere, Kraliçesi Elizabeth’in tahta oturuşunun 60. yılını ya da onların deyimiyle ‘Pırlanta Jübilesi’ni kutlayacak. Tabii ki bu önemli gün için bir sürü hazırlıklar yapılıyor. Bunların arasında en çok heyecanla bekleneni zamanlarının en popüler pop müzik gruplarından biri olarak tarihe geçen Spice Girls'ün yeniden bu özel gün için bir araya gelecek olmasıymış. Hatta eski ve yeni hayranları, Kraliçe’den çok Spice Girls'ü görmek için hazırlanıyormuş. Fakat işin bir de sakat yanı var. Grubun her zaman en şık ve en cool üyesi olan Victoria Adams daha teklife evet dememiş. Victoria Adams deyince hatırlamayanlar varsa, evlendikten sonraki soyadını söyleyeyim de kim olduğunu iyice anlayın; Victoria Beckham'dan bahsediyorum, ,nam-ı diğer Posh Spice’dan…. Efendim bizim stil ikonu, daha doğrusu enternasyonal ikoncan Victoria, son birkaç senedir yaptığı ve gerçekten de çok başarılı olduğu kıyafet tasarımcılığına kendini öyle bir kaptırmış ki, değil eski grubuyla kraliçeye konser vermeye, karaoke barda tek bir şarkı söylemeye bile vakti yokmuş. Bakalım Victoria fikrini değiştirecek mi? Hoş Elizabeth'in varlığı bile bir şey ifade etmemiş bizim 'güleryüzlü' kızcağıza. Eee insanın kocası David Beckham olunca, hem eski dostlarına hem de koskoca kraliçeye çalım atmak zor olmasa gerek. *** [b]"ŞİZOFREN" LAGERFELD[/b] İkonlardan soz açılmışken modanın sivri dehası Karl Lagerfeld'den bahsedelim biraz. Efendim bizim ihtiyar delikanlı ‘KARL by KARL LAGERFELD’ adlı yeni koleksiyonunun reklamını yapmak için kendi kendiyle 8 dakikalık bir video röportaj yapmış. Kendi soruyor, kendi cevap veriyor. Mesela “Şıklık nedir?” diye sormuş, sonra da “Soruyorsanız bilmiyorsunuz şıklığı demektir, sokakta şık dilenciler bile var" diye cevap vermiş. Adam kendisiyle bile dalga geçiyor *** [b]MERT ALAŞ'IN SERÇE TUTKUSU[/b] Şaka maka derken bizim de dünyaca ünlü pek çok sanatçımız oldu son yıllarda. En önemlilerinden biri de hiç kuşkusuz fotoğrafçı Mert Alaş. Çocuk Madonna’nın son albümü M.D.N.A'nın kapak fotoğraflarını çekmiş, daha ne olsun !... Meğer Mert, dünya starlarının, süper modellerin çekimlerini yaparken hep Sezen Aksu'nun şarkılarını dinlermiş. Şimdi düşünüyorum da Mert kamera arkasındayken hangi şarkılar çalmıştır diye; herhalde Madonna’yı çekerken ‘Gel gel sarışınım’ı dinlemiştir. Peki ya Kate Moss’u fotoğraflarken? Çok zorladım muhterem beynimi ama Sezen’in anoreksia ile ilgili bir şarkısını hatırlayamadım doğrusu. Neyse, Mert'in hayatindaki en büyük hayali minik serçe ile tanışmakmış ama bu bir türlü kısmet olmamış. Yakında onun objektifinde hayat bulmuş Sezen fotoğrafları görürsek hiç şaşırmayalım… [b]ÜMİ BENAN'IN SÜRPRİZ MANKENİ[/b] Bizim uluslar arası ünlülerin arasından dolaşırken Ümit Benan’ı da es geçmeyelim. Geçen gün Ümit’in Milano’daki defilesinin ne kadar ses getirdiğini yazmıştım. Ümit, defilelerinde ve çekimlerinde, kalemle çizilmiş gibi vücut ölçülerine sahip mankenlerin yani sıra, sıradan insanları da kullanıyor. Bazı katalog çekimlerinde kendisi bile poz vermiş. En son çekimlerinden birinde abisi Bener’i kullanmış modelleri arasında. Hani işi bedavaya getirmek için yapıyor diyeceğim ama dünya kadar da para kazanıyor çocuk… Neyse, sanatçıların işine karışılmaz. Biz yine dönelim ünlüler dünyasına. *** *** [b]03.03.2012'nin şifresi çözüldü [/b] Başarılı erkekler ve kadınlar hakkında çok söz edilmiştir. Tabii ki "her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır” klişesini söylemeyeceğim. Ben bunlardan en fazla “Her erkek başarısını ilk karısına ikinci karısını da başarısına borçludur” şeklinde olanını severim ama bu kelam da şimdi anlatacağım duruma uymuyor. Hangisi uyuyor derseniz, şu cümle cuk oturuyor doğrusu “Her başarılı erkeğin arkasında bu duruma şaşırmış bir kayınvalide vardır” Yazının başında Cem Yılmaz’ı anmıştık, sonunu da onunla getirelim bari. Yukarıdaki cümle, Cem ve kayınvalidesi için de söylenebilir aslında ama duruma bambaşka bir açıdan bakmamız gerekecek bunun için. Eh, Cem mesleğinde başarısını tüm Türkiye’ye ispatlamış bir isim. Doğal olarak kayınvalide Jale hanımın şaşkınlığı da onun sahne başarısından değil candanlığından geliyor olsa gerek. Zaten Cem’i tanıyanlar bilir, sevdi mi nasıl sevdiğini. Sizin anlayacağınız dört dörtlük bir mutluluk tablosu yaşanıyormuş Cem ile Ahu’nun cephesinde… Allah bozmasın, mutlulukları daim olsun demek düşer bizlere de… Şimdi gelelim şu meşhur tarihe. Yani 03.03.2012 gününe. Efendim bu günün özelliği şu; Jale hanım ile Neşet bey Mart ayının 3. Günü nikah defterine imza atmışlar. Daha önce “Cem ile Ahu’nun 03.03.2012 tarihinde evlenmeleri mümkün” demiştim; bu haber yayınlandıktan sonra ‘yok o tarih değil, yok bu tarih değil’ diye her kafadan ayrı bir ses çıkmaya başladı. Kayınpeder Neşet bey bile “Benim öyle bir tarihten haberim yok” dedi. Olmaz tabii… Çünkü olayı bana ileten Gargamel arkadaş, (galiba bundan sonra haberleri ondan alacağız, minik kuş havalar soğuyunca sıcak diyarlara uçtu çünkü) Cem ile Ahu’nun cici anne Jale hanım ile Neşet beye bir sürpriz jest yapmak için onların evlendiği gün nikahlanacaklarını söylemişti.Her iki çiftin de ilerde evlilik yıldönümlerini birlikte kutlamaları çok hoş bir fikir aslında…Cem gibi sahnede dili sivri, esprisi ince bir adamın ruhunun da inceliğine hayran olmamak mümkün değil. Ne akıllı adam şu Cem. İşi garantiyealıyor. Nikahları aynı güne denk getiriyor ve unutma riskini kaldırıyor ortadan. O unutsa, kayınpeder hatırlatır nasılsa… Az önce de dediğim gibi bunlar hep söylenti, ne kadarı doğru ne kadarı değil emin olamam… Eh araştırmacı gazeteci İzzet Cevat Kelle’yiz dediysek, Bob Woodward ya da Carl Bernstein olacak halimiz yok henüz. Onlar mı kim? Watergate skandalını ortaya çıkaran iki kafadar…