AYSEL'İN ALBÜMÜ SEZEN'İ BEKLİYOR

Yayın Tarihi : 20-06-2012 10:10
YAylar önce Aysel’in şarkılarının bir CD’de toplanacağını duymuştum. Önce ‘Mart ayında çıkacak’ demişlerdi, sonra da Haziran’a kaldı... Haziran geldi, benim de merakım kabardı. Sordum soruşturdum, ‘Aysel Gürel Şarkıları’ Ekim’e ertelenmiş. Tam neden diye düşünürken Gargamel yine hızır gibi yetişti.. Meğer aynı konu yakın bir arkadaşımın evinde de konuşuluyormuş. [b] ATA DEMİRER VE MÜJDE AR EBRU GÜNDEŞ’E RAKİP Mİ OLUYOR [/b] Samsun Demir ve Murat Yıldırım bu ortak projeleri için deli gibi çalışmaktan kafayı sıyırıyorlarmış neredeyse. Eee tabi her babayiğidin harcı değil Aysel Gürel için tribute albümü hazırlamak. Gelelim Gargamel’den öğrendiklerime: Önce iyi haberden başlayalım. Nilufer, Ata Demirer, Sertab Erener, Candan Erçetin, Ajda Pekkan, Teoman ve Yaşar söyleyecekleri şarkıları belirleyip hazırlıkları neredeyse bitirmişler. Bu arada bir bomba haber; Albümün en büyük sürprizi Ata Demirer ile Müjde Ar düet yapması. İkili önce ‘Hadi bakalım Kolay Gelsin’i okumayı düşünürken sonra rotayı ‘Seni İstiyorum’a çevirmişler. Ebru Gündeş de aynı şarkıyı yeni albümünde okumuştu. Anlaşılan Ebru’ya sıkı bir rakip geliyor. [b]AYSEL’İN VEFALI AŞKI TEOMAN [/b] Albümde Teoman adını görenler “Hani müziği bırakmıştı” diyecekler ama işin bir de duygusal boyutu var. Bilen bilir, rahmetli Aysel’in ölümsüz ‘aşkıydı’ Teoman. Zaten bu iki ‘çılgının’ ruh ikizi olduğu konusunda da müthiş şüphelerim var. Anlatacaklarıma kulak verin, haksız mıyım söyleyin; Bundan 6-7 yıl önce Teoman bir Bodrum konseri sırasında Aysel’i aratıp konsere gelip gelmeyeceğini soruyor. Bizim ‘uçarı’ kız da Müjde ile birlikte tekneyle açık denizde. Telefonu alır almaz “Dönüyoruz” diyor Aysel. Müjde de onu gelin gibi süsleyerek konsere yetiştiriyor. Eh, bu gün de vefa borcunu ödemek sırası Teoman da tabii… O da denizleri olmasa bile kendi koyduğu engelleri aşıp katılıyor bu projeye. Helal olsun Teoman’a. [b] AYSEL'İN SANDIĞINI TARKAN AÇACAK [/b] Tarkan ise albümde söyleyeceği şarkıyı henüz seçmemiş. Bu arada bir de Aysel’in Sandığı meselesi var. İçinde 20 bine yakın hiç gün ışığına çıkmamış şarkı sözlerinin bulunduğu bu sandığı Türkiye’nin gündemine Cengiz Semercioğlu getirmişti. Güzel kızı tüm mahalle ister ama bir kişi alır misali bütün şarkıcıların peşinde olduğu bu hazineyi Müjde ve Mehtap Tarkan’a açmaya karar vermişler. Gelelim sebebine… Bir süre önce bir hayranının çöpte bulup kendisine gönderdiği şarkı sözünü Aysel’in üslubuna benzeten Tarkan, Müjde’yi arayarak bunun annesine ait olup olmadığını sorar. Evet, şarkı ona aittir. İşte ‘Sevdanın son vuruşu’ böyle doğar. Sözlere kendi imzasını rahatça atabilecekken onun böyle bir jest yapması Ar kardeşleri fena halde duygulandırmış ve sonuçta sandığın kapağını ilk Tarkan’a açmaya karar vermişler. [b]SEZENİN VEFASI, NUKHET’İN ŞANSI [/b] Gelelim albümün neden beklediğine. Sezen’in programı o kadar yoğunmuş ki hala şarkıya karar verememiş. Ama bu işin ardında hemen bir fesatlık aramayın, çünkü aralarındaki ilişkiyi hatırlıyorum da yüreğim ısınıyor. Öylesine vefalı bir dost ki Sezen, Aysel’in son günlerinde iki ay baş ucundan ayrılmadı. Aysel sigarayı o günlerde bile bırakamadığı için, kendi light tütünlerinden sarıp ona verdiğini de duymuştum… Nukhet Duru ise bu ekip içinde en şanslı isim bana göre. Aysel’in CD’sinde ‘Eski Mahalle’yi okumakla kalmamış bir de önümüzdeki hafta çıkacak albümü için sıfır kilometre bir Aysel Gürel Şarkısı olan ‘Rüşvet’i kapıvermiş. Vallahi ballı kadın Nukhet… Öyle ya da böyle birkaç ay sonra Aysel’in en güzel şarkılarıyla yine birlikte olacağız… Bir an düşündüm de, tüm bu yazıyı o hiç ölmemiş gibi yazmışım. Haksız mıyım? Haydi Sezen hepimiz seni bekliyoruz. HEM CİMRİ,HEM KILIBIK...BİR DAVİD BECKHAM PORTRESİ “David’i yağmur ormanlarındaki çocuklardan, Melbourne'deki dişçi asistanlarına, Mumbai'daki taksi şoförlerine kadar herkes tanıyor. Onunla aynı odaya girince bütün dünyanın ilgisi adeta orada toplanıyor ve okyanus basıncı gibi bu hissedilebiliyor" Sanmayın ki bu sözler bana ait. Elle'in İngiliz baskısında onunla röpotaj yapan Alice Wignall’ın David Beckham tanımlaması bu cümleler. Derginin ilk kez bir erkeği kapak yapması çok yazıldı çizildi. “Kapak iyi hoş da, dış görünüşe aldanma, röportajın içeriğinde ne var” dedim kendi kendime. Modern çağın mülakatçısı olduk ya… Bütün şaşalı görüntüsünün altında aslında kendi deyimi ile son derece sıkıcı bir hayatı var David’in. Sabah saat 7’ye çeyrek kala ‘kalk borusu’ ile yataktan fırlıyor mutfağa koşuyor ve dört çocuğunun kahvaltısını bizzat kendi hazırlıyor. 7’yi çeyrek geçe veletler kahvaltıya başlıyorlar. Bu arada kendisi her biri farklı şey yemeyi tercih eden ufaklıklardan arta kalan üç beş lokmayı atıştırıyor ve oğulları Romeo ve Cruz’u okula bırakıyor, oradan doğru antrenmana… Akşam üzeri yine çocukları okuldan alış ve eve dönüş. İşte muhteşem Beckham’ın sıradan bir günü. Geçenlerde cep telefonunu tuvalete düşürmüş Backham. Hani bizim lokantalarda tuzluğun içine nemi alır diye birkaç pirinç tanesi atarlar ya. David de bunu duymuş olsa gerek suyu çeksin diye telefonunu içi pirinç dolu bir kavanozun içine koymuş, bir haftadır bekliyormuş. Karısına 150 bin dolarlık üzeri pırlanta dolu Hermes çantayı gözünü kırpmadan hediye eden adamın kendine yeni bir cep telefonu almamasındaki çelişki beni şaşırttı doğrusu. Oğlum David Los Angeles’te yok mu bizdeki gibi kampanyalar. Alıver bir telefon hattıyla birlikte diyesim var da abi sallıyor mu acaba? Karısından söz açılmışken… Röportajda David’in iki sözünden biri Victoria… Onunla çok gurur duyduğunu söylüyor. “Ayrı ülkelerde bile olsak her gün konuşuruz” diyor söyleşiyi yapan Wignall’a. Bu arada yanındaki asistanı onu uyarıyor hemen “Ne her günü, beş dakikada bir arıyor” Utanarak durumu kabul eden David mi çok kılıbık, yoksa Victoria mı çok cadaloz anlayamadım doğrusu. Bir de küçük kızı Harper’a çok düşkün ünlü futbolcu. Büyüyünce onu erkeklerden korumak için bir plan yapmış bile. Harper’ı ünlü masal kahramanı Rapunzel gibi bir kuleye kilitleyecekmiş. Ama kız annesine benzerse, bunlara hiç gerek yok. Baksanıza sahaların kaplanı David’i süt dökmüş kediye çevirmiş Victoria.