"SİZ UYURKEN..."

Yayın Tarihi : 14-04-2012 09:51
‘Onlar’, geccenin karanlık yüzünde yaşayıp, gecce vardiyasında çalışanlar… Gündüzün tek gözüne karşı, geccenin binbir gözüne direnip mücadele verenler… Gecceci taksi şoförleri, çiçekçiler, korumalar… İnsan olmanın serüvenini en çok yaşayanlar onlar aslında. “Haydi dedim” benim ekibe “Düşün yollara” Çocuklarla çıktık geccenin kollarına ve çok ilginç söyleşiler yaptık. Aşağıda okuyacaklarınız bunlardan derlediğim birkaç insan portresi sadece. Oysa bizler uyurken, gecce vardiyasında on binlerce yürek çalışıyor… Hepsine saygıyla… [b]ADİL TOPÇU- DJ ADO (Nomads gecce kulubü DJ'i)[/b] Ağır Abi'lerden başbakanlara kadar herkes için müzik çaldım Türkiye’nin önde gelen kulüplerinde 24 yıldır DJ’lik yapan Adil Topçu’nun uzmanlık alanlarından biri de müzik konsepti belirlemek. Uzun yıllar gecce hayatının içindesiniz. Mutlaka başınıza ilginç olaylar gelmiştir. Biraz bunlardan söz edebilir misiniz? Yaşadıklarımı yazsam kitap olur aslında. Mesela bir olay anlatayım. Şimdi adını vermekten çekindiğim Türkiye’nin ağır ağabeylerinden biri dükkanın en canlı saatinde hem arabesk hem de slow bir şarkıyı çağırmam için güvenlikle haber göndermişti. Üç kere üst üste geldi güvenlik. Siz niye çalmıyorsunuz? Millet coşmuş dans ediyor. Onları bölmem o saatte böyle slow bir parçayı çalmam imkansız. Ağır abi, baktı ki dediği olmuyor; kendisi kalkıp DJ kabinine kadar geldi, mikserin üzerine bir avuç mermi koydu; “Ya çalarsın, ya bunları üzerinde taşırsın” dedi… Eyvah… Ne yaptınız peki? Geccenin sonunda slow parçalara dönüp istediğini yaptım. Sonra tatlı dille bağladım olayı. Arka arkaya üç kere çaldım şarkıyı. Hangi şarkıydı bu kadar kıymetli olan? Esengül'den ‘Taht Kurmuşsun Kalbime…’ O gecceden sonra her geldiğinde bana selam verip, gülerek bir mermi gönderirdi kabine. Müşterileriniz arasında politikacılar filan da oluyor muydu? Olmaz mı? Ağır Abi'lerden, başbakanlara kadar herkes için müzik çaldım. 7-8 yıl önce Loft’ta çalışırken, İstanbul’da Birleşmiş Milletler Konferansı yapılmıştı. Hani bütün yollar filan kapanmıştı ya… CIA bir hafta önceden bizi incelemeye aldı. O neden? Dönemin İngiltere başbakanı Tony Blair’in programında bizim kulübe gelmesi de varmış. O gecce koruması gelip başbakanın bir Tarkan şarkısı istediğini söylemişti, ben de çalmıştım. Böyle bir meslekte kadınların ilgisi de fazla oluyordur size… Tabii… Yüzlerce yatma teklifi aldım kadınlardan. Hatta bir keresinde kurtulmak için gelen Hanım'a "Yanlış biliyorsunuz ben gayim demiştim" ; O da bana "Yalan söyleme geçenlerde Asuman ile beraber olmuşsun" dedi. Ünlü isimlere de çok çalmış olmalısınız? Bir keresinde Semiramis Pekkan'ın yaş günü partisinde çalıyordum. Ajda Pekkan da oradaydı. Çok geniş bir arşivim vardır. Ajda, bir Japonya konserinde ‘Sonbahar Rüzgarları’nı Japonca söylemiş. Bende bu kayıt vardı. Onu çaldığım zaman Ajda şaşkınlıktan kendini yerlere attı. Neden? “Bunu ben bile söylediğimi hatırlamıyorum, nereden buldun” dedi. Unutmuş gitmiş söylediği şarkıyı. Sizin en çok dinleyip sevdiğiniz sanatçı kim? Sezen Aksu… Ama maalesef neredeyse bütün ünlülere çalmama rağmen Sezen Aksu'nun olduğu bir mekanda çalmak nasip olmadı. ‘İkili Delilik’ şarkısına Can Bener ile birlikte remix yapmıştık, onunla avutuyorum kendimi. Ünlülerin en çok sevdiği şarkıları da biliyorsunuzdur herhalde? Pek çoğunu bilirim. Bir örnek vermem gerekirse mesela Yıldırım Demirören ‘Batsın Bu Dünya’ya bayılır. Uluslararası çalışmalarınız da oldu mu? Efes Pilsen'in bir partisinde çalarken bir İspanyol beni Barcelona’daki sokak partilerine davet etti. Dünya’nın her yerinden DJ’ler katılmıştı. Alfabetik sırayla sahneye çıkıyorlardı. Türkiye’den geldiğim için en son ben çıktım ve Tarkan'la açılışı yaptım; Mezdeke, Sezen aksu ve Ajda Pekkan'la devam ettim. Bu meslek insanın aile hayatını etkiliyor mu? Etkilemez mi? DJ'lik yüzünden eşimden boşandım. İş saatlerinden dolayı hayatımız çok düzensiz. Eşim bu hayata fazla dayanamadı. 6 ve 14 yaşlarında iki oğlum var ama onların büyümelerine şahit olamadım. Bu düzensiz hayat yüzünden ailem dağıldı. Sizin asıl mesleğiniz nedir. Bu hayata girmeden önce ne iş yapıyordunuz? Aslında makine mühendisiyim. Ama ruhumda hep müzik vardı. ‘Anılar 9’, ‘What's up’, ‘Best of 88’ gibi ikonlaşmış 'kasetlerin' parça seçicisiydim. O zamanlar bandrol sistemi yoktu, milyonlarca sattı ama kesin bir rakam hiç bir zaman öğrenemedik. BODRUM MANTI İşletme sorumlusu Halil Yanar [resim=20120414resim-185256G7][/resim] İstanbul Bodrum Mantı deyince akla ilk siz geliyorsunuz Aslında patronumuz Cengiz ve kardeşi Hasan bey’in başarısı. Buraya ünlü isimler çok geliyor mu? Tabi, hemen hemen her gün gelen ünlüler var. Kimler mesela? Yavuz Bingöl mesela. Zaten onun evi burada. Devamlı da uğruyor, paket sipariş veriyor. Asuman Krause geliyor, çiğ böreği çok sever. Cem Yılmaz hem paket sipariş verir hem kendisi de gelir ama uzun zamandan beri görünmüyor. En çok yemek yiyen hangisi? Gelen ünlülerin hepsi aşağı yukarı çok yemek yiyor. İki tabak mantı yemeden çıkmıyorlar. Doyasıya yiyip sonra da beğenmediğini söyleyen bir ünlü oldu mu? Böyle bir şeyle karşılaşmadık ama bunu yapan müşterilerimiz oluyor. Tabağı ekmekle sıyırıp sonra da beğenmedim diyorlar. En çok bahşişi kim bırakıyor? Benim gördüğüm Cem Yılmaz. Eli bol diyebilirim. Hepsi bırakıyor da Cem Yılmaz ayrı. Size pes dedirten bir olay geldi mi hiç başınıza? Müşteri bir keresinde gelip buradaki hiç bir şeyi beğenmediğini söyleyerek talimatlar vermeye başladı. Yok efendim bu tabak niye böyle, bu tuzlalar(?) neden öyle duruyor deyip durdu. Kavgalara da şahit olmuşsunuzdur herhalde İşin içinde alkol olduğundan kavga gecce hayatında kaçınılmaz. Genelde neden çıkıyor bu kavgalar? Şimdi burası gecce hayatının bittiği nokta,kulüpte başlayan kavga burada devam ediyor. Orada durum yatıştı diyelim, aynı kişiler burada tekrar buluşuyor, zaman zaman da tatsızlık çıkıyor. Bodrum mantıyla ismi özdeşleşen bir ünlü var mı? - Tabii ki var. Ferhat Göçer. Mantı ve çökertmeyi seviyor. Bir oturuşta bir mantı yiyor ve doymazsa yine bir yarım mantı veya yarım çökertmeyle destekliyor. [b]ÇİÇEKÇİ ŞENGÜL EVDEDURMAZ TAKSİM ÇİÇEK EVİ[/b] [resim=20120414resim-185256D6][/resim] Kaç senedir bu işi yapıyorsunuz 37 senedir Size çiçek alsalar hoşunuza gider mi? Biz bu işin içinde olduğumuz için çiçek bize çok basit geliyor. Ama bir altın, bir pırlanta alsalar daha hoş gelir Kadınlar gerçekten çiçekle mutlu oluyor mu? Kadınlar kedi gibidir, biraz sıvazladın mı hemen yanlanıyorlar, bir tane güle kanıyorlar valla. Bir gülle bir kızı tavlayabiliriz yani ? Tavlayabilirsin rahat rahat… Peki güllerin renklerinin bir anlamları var mı? Beyaz mutluluk sevgidir, kırmızı ‘gül seni seviyorum’, pembe gül ‘gönlüm sendedir’, mavi gül ilahi aşktır, sarı gül de sevgiyi ve mutluluğu anlatır. Sarı gül de ayrılık yok yani? Hayır yok… Hiçbir çiçekte ayrılık yok… Sokaktan, bahçeden koparıp versen mutlu olurlar. Günde ortalama kaç gül satıyorsunuz mesela? Gün geliyor 200 tane satıyorsun, gün geliyor 100 tane satamıyorsun. Ünlüler sizden çiçek alıyorlar mı? Elleri çok sıkı be ünlülerin, çok sıkı… Kimler geliyor çiçek almaya? Kimleri sayayım sana? Maliye'de (?) oynayan vardı ya; karı koca neydi onların adı çakır gözlü çocuk. Bergüzar Korel’in kocasının adı ne? Halit Ergenç… Hah işte… O, Nergis’in hastasıdır. Nergis mi alıyor Bergüzar Korel’e? Kime aldığını bilmem… Tek geliyor… Tamam işte, karısına alıyordur Valla bilmiyorum onu, soramam Başka hangi ünlü gelip çiçek alıyor? ‘Fatmagül’ün Suçu Ne’de oynayan, bir kısa boylu var ya, o gelir. İsmini bilmiyorum inan ki. Bahşiş veriyorlar mı ünlüler? En son 20 lira verdi fotomodel bir kız, ismi ne deme şimdi bana… Bu güne kadar aldığınız en yüksek bahşiş kaç lira oldu? Valla ben bahşiş hiç görmedim, bir tek o fotomodel kız verdi 30 küsür senedir sadece 20 lira mı bahşiş aldınız Evet ama servis getirirsek o zaman verirler bahşiş. Aaa dur bak Yıldız Tilbe geldi bir sefer. Ne almıştı? Hatırlıyor musun? Çiçek almadı, yemcilere para dağıttı. İlk başta tanıyamamıştık, başında kasket vardı. Sonra onu çıkarttı bir baktım aaaa Yıldız Tilbe… Ama ben onu zayıf bir şey sanıyordum. Peki en çok hangi ünlünün dükkana gelmesini istersiniz? Hiç biri işe yaramaz… Kibariye'yi de mi istemezsiniz? Aman o da çok deli deli oynuyor be yaaa. Tuhaf bir kadın şen şakrak ama biraz ağırdan satsın kendini 37 yıllık çiçekçisiniz. Başınıza gelen en garip olay neydi? Bir savcıdan bir bağrıntı işittim Nasıl yani? 20 sene evveldi. Adamın biri karısıyla geldi, “fulyaların tanesi ne kadardır?”diye sordu. “1 lira” dememle nasıl bağırmaya başladı anlatamam. Yok efendim beni içeri attıracakmış falan filan, ben korkudan altıma işeyeceğim. Savcıymış ne bileyim? Karısı yalvarıyor, “Bunlar fakir insanlar, yazıktır” diye. Onu hiç unutamam işte… En fazla yaptığınız ciro ne kadar oldu bugüne kadar? Sevgililer Gününde 7- 8 milyar oldu ama çiçekler pahalı oluyor Evli misiniz peki? Evliyim tabi bekar değilim Çocuk var mı? 2 tane. En büyük oğlum 48 yaşında. Ben 64 yaşındayım. Çocuklarınız size çiçek alıyor mu? Çiçeklerin içindeyim, ne yapayım ben çiçeği. Bana verse koyarım tezgaha, satarım Dükkanınız 24 saat açık. Gece mi yoksa gündüz mü sizin için daha avantajlı? Gündüzün işi başka oluyor gecenin başka… Gece sarhoş geliyor serseriler, kopuklar geliyor Ne yapıyorsunuz öyle durumlarda? Adam sarhoş bir şeyden anlamaz ki, idare ediyoruz onları Kimseyi dövdünüz mü dükkanınızda? Yok dövmedim… Sinirlendiğiniz zaman nasıl davranıyorsunuz? İtiyorum adamı; “Yürü oğlum git, belanı benden bulma” diyorum. o da “Tamam anne tamam anne” diyor, alıp kendini gidiyor Pazarlığı çok uzatanlara karşı ne yapıyorsunuz? İşte o zaman sinirleniyorum. Benim dediğim fiyatı verseler, öpüp başıma koyacağım ama 1 lira 2 lira için pazarlık ediyorlar . Yazık diyorum, yanındaki kıza yazık yani… Etrafta bu kadar çok çiçekçi varken neden sizi tercih ediyorlar? Herhalde tatlı dilime geliyorlar Peki hiç bedava çiçek isteyen olmuyor mu? Oooo… Oluyor olmaz mı? Ne yapıyorsunuz o zaman “Param yok bir tane bana çiçek versene” diyor “Ne vereyim?” diye soruyorum. “Gül” diyor, “Gül pahalı oğlum, başka bir çiçek iste” falan diyorum, baktım fazla yalvarıyor bir tane gül verip gönderiyorum. Başımdan belayı atmak için… Çiçeği sevmeyen kadın var mı? Var. “Çiçekleri sevmem, kediler yiyor” diyor kadın. Çiçekle kedinin ne alakası var? Çiçeği sevmeyen cennete gitmez, cehenneme gider. Cenabı Allah hepsini tek tek rengarenk yaratmış. Ama mavileri kendimiz boyuyoruz Çiçeklerinle konuşuyor musunuz peki başbaşa kaldığınız zaman ? Sinirlendim mi çok konuşuyorum gece bile konuşuyorum. Ne anlatıyorsunuz mesela çiçeklerinize ? “Hayırlısı olsun” diyorum “Satılın müşteriniz olsun…” Taksiciler Taksiciler Oktay Savsun & Vedat Eren Kaç yıldır bu mesleği yapıyorsunuz? 33 yıl. Hep durakta mıydınız? Evet durak arabasıydım. Bir taksi şoförünün gece çalışmak için ne gibi özelliklere sahip olması gerekiyor? Dürüst olmak... En önemli özellik bu. Durak Maçka'da olduğuna göre bir çok ünlüyü taşımışsındır… Tabi fazlaca ünlü taşıyoruz. En iyi bahşişi veren hangisi oldu? Ergin Tanca. Ne kadar verdi ki? 100 lira filan. Aldığınız en yüksek bahşiş 100 TL mi ? Bahşiş olarak evet. Ünlüler genelde cimri oluyorlar Gidecekleri mesafe çok uzak veya yakın diye geri çevirdiğiniz müşteri oluyor mu? Asla, Adana'ya bile gittim bir sefer. Nasıl yani? Taksini çevirip Adana'ya mı dedi müşteri? Evet. Bir pamuk tüccarını götürmüştüm. 88 yılıydı. 1 milyon 250 bin lira vermişti bana. Arabanın plakasının senedi kadar paraydı. Dönüş nasıl oldu? Boş tabi. Kavga edenlere çok rastlıyor musunuz? Kavga eden çiftler çok oluyor. Siz ne yapıyorsun onlar kavga ederken? Araya girdiğiniz oluyor mu? Kenara çekilmeye çalışıyoruz. İk kişinin arasına girilmez. Hiç filmlerdeki gibi “Öndeki arabayı takip et” diyen oluyor mu? Tabi, takip olayı çok olmuştur. Biz taksicilerin genelde senede 2-3 defa takip olayı oluyor. Haydi yaa ben öylesine sormuştum, anlatsanıza bir takip hikayesi. Mesela bir keresinde beyazla (? buradan q7 (?) ile gidiyorlar. Bana da iki bayan biniyor bu arabayı takip et diyor. Yıldızdan rampadan q7 fişekleyip gidiyor. Biz de q7 nin peşine bakıyoruz. Yetişemediniz mi? Hayır. Tehlikeleri var mı bu işin? Var tabi, bazen kadınlar bile saldırıyor. Nasıl yani? Farklı şeyler isteyen kadınlar var. Farklı şeyler derken… Ne istiyorlar mesela? Beraber olmak isteyen oluyor işte. Geçenlerde bir tanesi üstüme saldırdı yine? Siz ne yaptınız? Anahtarı aldım, arabayı da bırakıp kaçtım. Sizin hikayeler biraz müstehcen, ben yine ünlülere döneyim. Kapris yapan, terslik çıkaran falan oluyor mu? Ben öyle şeyleri anlatmayı pek sevmiyorum. Ama bak hiç unutmam 25 sene önce Zeki Müren benim için konser vermişti. Konser mi vermişti? Nerede? Vallahi, dinle bak. Zeki Müren Levent'te oturuyordu. Talimhanede ‘Yeşi’l diye bir yer vardı. oraya götürüyorum Zeki Müren’i. “Sana” dedi “Bir konser vereceğim. bir milyon versen bu konseri dinleme şansın yok” Levent'ten Dolmabahçe'ye kadar öyle güzel bir şarkı okudu ki anlatamam. Para almadınız herhalde Talimhane'ye varınca. Yok biz devamlı alıyorduk para. Bahşiş? Bahşiş konusu ayrı. Zeki Müren pek bahşiş vermezdi. Zaten ünlüler fazla bahşiş vermez demiştiniz başta? Doğru, bir keresinde de, Kadir İnanır eski Maçka Oteli'nden 2 adamla beraber arabama bindi. Aralarında bir iş konuşuyorlar, Ordu'da inşaat mıymış neymiş. Kadir Abi de sürekli “Ben Kadir İnanır'sam, ben Kadir İnanır'sam” deyip duruyor. Herhalde ben bakayım diye, tam anlamadım. Ben de inat ettim bakmıyorum. Eee sonra? Bu arada Susam'a gidiyoruz, o zaman açık tabi. Dolmabahçeye geldik. Orada bir kez daha ben “Kadir inanırsam2 deyip aynaya baktı. Ben gayet ciddiyim. En sonunda sinirlendi “Buna bahşiş vermeyin” deyip güm diye kapıyı kapatıp gitti. Bir yanlış anlaşılma oldu belki de Olabilir Kadir baba normalde öyle yapmaz. Neyse, kaçta başlıyorsunuz mesaiye? Öğlen üçte başlıyoruz sabah altıya kadar devam. Biz gececiyiz. Sosyal hiçbir şeyimiz yok. Uykudan işe, işten uykuya Eşiniz de alışmıştır artık. Alıştı tabii... Yapacak bir şey yok. 33 yıl öncesiyle şimdiki müşteriler arasında ne fark var? Şimdi hep kuruşu kuruşuna veren müşteriler kaldı. Bahşiş filan yok. Eskiden beyefendiler vardı. Biniyorlardı taksiye, taksimetreye bile bakmadan ödüyorlardı. Şoförler de farklıydı ama… Benim rahmetli babam çok eski taksici. Eskiden İstiklal Caddesine gidildiği zaman hepsi kravat takarmış Scotch Guvenlik müdürü Musa Aytar [resim=20120414resim-185256B2][/resim] Kaç yıldır bu meslektesiniz? 11-12 yıl oldu. Zor ve riskli bir meslek seçmişsiniz Evet, insanların güvenliğinden sorumlu olmak çok zor. Bu iş tamamen beyin gerektiriyor. Akıllı hareket etmeniz lazım. Gözlem çok önemli. Mesela A sınıfı, B sınıfı dediğimiz insanlar var… O ne demek şimdi? A sınıfındakiler maddi durumu iyi eğlenmesini bilen insanlar. B sınıfındakiler kaliteyi fazla tiye alan ve onlara ulaşmak isteyen ama ulaşamayan insan grupları. Bir de zaten halk grubu dediğimiz insanlar var. Mesela cumartesileri “Halkımın insanları” geliyor deriz biz Bayağı bir kast sistemi var diyorsunuz. Hangisini tercih ediyorsunuz? A, B, halk? Bizim için A sınıfı çok önemli. Onlar hangi gün gelirler? . Belli olmaz onlar. Kalabalık ortam ararlar. Ama kalabalığı oluşturmak için önce halk lazım. Hemen bir bakışta anlıyor musunuz kimin hangi sınıftan olduğunu? Tabii. bir bakışta anlarız.. Burada geccenin acayipliği, kaçtan sona başlıyor? Alkol duvarını aştıktan sonra… 2 den sonra gelen müşteri tamamen o sınırı aşmıştır. Dikkat etmek lazım. En ufak mevzularda sorun çıkabiliyor. Gecce hayatı öyle bir hayat ki, ikiden sonra gelen müşteriler A sınıfı olsun, B sınıfı olsun fark etmiyor. Çok kaprisli insanlar var. Kapıya gelenlerde ilk baktığınız şey nedir? İçeri alıp almamaya nasıl karar veriyorsunuz. Özellikle bay bayan tercihlerimiz. Gelen 3 beyin kapıdan çevrilmesi gerekir. Çünkü içeride bayan fazlası var ise hanımefendilerin rahatsız olma potansiyeli yüzde yüz. Ya üç tane kadın gelirse? Üç tane kadın alınıyor ama o da nasıl alınıyor? İnsan seçme yok. bayanlar da çevrilebiliyor. Neye göre? Kıyafetlerine göre mi? Fiziki yapısı, kıyafet. [resim=20120414resim-185256C7][/resim] Fiziki derken… Mesela ya şişmansa? Yok canım onunla ilgisi yok. Mesela çok açık giyinmiştir, niyeti farklı olan insanlar vardır. Bir et pazarı var bu hayatta. Bunları engellememiz gerekiyor. Bugüne kadar önerilen en garip şey neydi içeri girmek için? Öyle garip bir teklifle pek karşılaşmadık Kadınlar “Gel senle bir kahve içelim” filan diyorlar mı? Kadınlardan çok erkekler öneriyor girebilmek için. Kanka olmak için mi? Evet. rahat girebilsin, içeride tavır sergileyebilsin diye. Peki hiçbir ünlüyü geri çevirdiniz mi? Muhakkak. Çok alkollü olduğu için mi? Hem o, hem de dengesizlik yaptığı için. İsim sormayacağım. İsim söylemeyiz zaten. Çok sarhoş ve ne yaptığını bilmeyen bir ünlüye nasıl müdahale ediyorsunuz. Önce kibar bir şekilde ikaz ediyoruz. dikkate alınmazsa koluna girilir. Genelde rahat çıkarıyoruz. Huysuzluk yapıyorsa, kanunun verdiği yetki var. Ne yetkisi? 5188 sayılı özel güvenlik yetkisi, zor kullanma yetkisidir bu. Tehdit alıyor musun hiç? Gece hayatında olan bütün güvenlikler tehdit alır. Ne yapıyorsun o zaman? Fazla kendini yormasına gerek yok, alınmıyorsa alınmayacaktır. Hiç silah çeken oldu mu? Muhakkak öyle ilginç şeyler oluyor. Bir şekilde zorla alıyorsun silahı. Silahı olup olmadığını nasıl anlıyorsununuz gelen birinin? Önce yürüyüşünden, kendine güven kazanmıştır. Sonra ceketin kabarıklığından. Buraya gelen en sevdiğiniz ünlü kim? İnanır mısınız ben ünlü sevmiyorum.. Herkese eşit gözle bakıyorum, isme bakmıyorum. Aile yaşantısını etkilemiyor mu böyle sabahlara kadar çalışmak? Biz çocukların büyüdüğünü anneden öğreniyoruz. Onlara fazla vakit ayıramıyoruz. o büyük bir eksiklik tabi Bir arkadaşının kızı buraya eğlenmeye gelse? Girme şansı yok. [resim=20120414resim-185256C5][/resim]