ARDA TURAN REKLAM İÇİN ÖZEL JETLE GELDİ!

Yayın Tarihi : 17-04-2012 09:28
[resim=20120417resim-185301D7][/resim] Efendim, küçüktüm, ufacıktım. Babam elimden tutmuş kocaman bir silindire götürmüştü beni… Taa en üstüne çıkmıştık, alttan haarrr hurrr diye motor sesleri geliyordu. Bir baktım, dipte bir motosikletin üzerinde siyahlar giyinmiş kasklı bir adam. Sonra silindir dönmeye başladı. Motorlu adam da yere paralel olarak ters yönde silindirin içinde dönmeye başlamaz mı… Taa çıktı tepesine kadar, düştü düşecek. Vallahi korktum mu, şaşırdım mı hatırlamıyorum ama motor sporları ile ilgili bu güne kadar ki tek aktivitem bu olmuştu. Haaa tabii bir de mahalledeki hergele bir arkadaşımın kıytırık motoru ile tur atarken, kendimi Fellini’nin ‘Dolce Vita’ filminde, Vespa’sı ile Anita Ekberg’in peşinden koşan paparazzi Marcello Mastorianı olarak hayal etmişliğim de vardır. Dubai’ye indiğim zaman baktım ki herkesin ağzında bir motosiklet muhabbeti. Benim şansım böyledir işte. Vespa’dan başka motor tanımayan bedevi, şimdi onların ülkesinde Red Bull X Fighters serbest motokros gösterilerinin ortasına düşmüş. Önce ilgilenmez gibi göründüm ama baktım ki millet başka bir şey konuşmuyor, hayatımda ilk kez kafamın dikine gitmekten vazgeçip kalabalığa katılmaya karar verdim. *** Şaka bir yana… Adamlar uçmuş; kelimenin tam anlamıyla olay bu... Çöl ile denizin birleştiği yere, Jumeirah Kumsalı’na inanılmaz bir stadyum, içine de insan emeği ile devasa kumdan kuleler yapmışlar. Müthiş bir ışık ve ses gösterisi var; çölün kumları bir anda kırmızı oluyor, sonra, maviye, yeşile envai çeşit renge bürünüyor. Fonda ise Jumeirah Beach Residence’ın kuleleri ve 7 yıldızlı olduğunu iddia edilen Burj Al Arab otelinin binası göğe yükseliyor. Hani şu şekli bir geminin burnunu andıran fenomen bina… Gerçekten büyüleyici bir atmosfer var burada. Tabii bizdeki gibi ‘beleşçiler’ de eksik değil. Sahilde Kuruçeşme Arena’daki konserleri beleşe izleyen yat zenginlerinin Dubai versiyonları gözümden kaçmadı. Üstelik yatların bir tanesinde Türk bayrağı gördüm ama kimliğini araştırmak zahmetine katılmadım, çünkü gözümü bu kumdan tepelerin üzerinden uçup duran akrobat motorculardan alamadım bir türlü. *** Ben gelmeden bir gün önce, açılış gösterisinde bunlardan biri gerçekten uçmuş. Avusturalyalı Josh Sheehan, dünyanın en yüksek binası olan 160 katlı 828 metrelik Burj Khalifa’nın tepesindeki helikopter pistinde gösteri yaptıktan sonra kendini aşağıya bırakmış, motosikletle havada devam etmiş şovuna. Bu nasıl iş derseniz valla ben de anlamadım. Zaten Allahtan gözlerimle de görmedim, bir yerime iniverirdi heyecandan. Dünyanın en prestijli serbest moto kross yarışmasıymış bu. Sporcular kum tepelerinin üzerinde taklalar atıyorlar,havada uçup bin bir çeşit akrobasi gösterisi yapıyorlar…Daha ilk dakikadan oha dedim. Ben değil bunları motosiklet üzerinde, evde koltukta denesem 3 ay yerimden kalkamam. Ama bu çılgınlar bir de eğleniyorlar üstelik. “Hayatlarına hayat katıyorlarmış” bu yarışlarla. Efendim aslında Red Bull X Fighters’a sadece yarışma demek biraz haksızlık olur. 2007 yılında başlayan bu etkinlikler bir yıl boyunca dünyanın çeşitli yerlerinde tekrarlanıyor ve kazanana ödülü veriliyor. Ödülün miktarı da dudak uçuklatıcı cinsten; tam 1 milyon dolar. Geçen yıl tüm dünyada toplam 235 bin kişi izlemiş uçan motosikletlileri ve ödülü kazanan da Dany Torres olmuş. Bu yıl da sadece Dubai'de 15 binden 20 bin kişilik kapasiteye çıkarmışlar yarış ve gösterinin yapıldığı stadyumu. Biz dönelim yine Jumeirah sahiline. Dedim ya adamlar kumların üzerine muhteşem bir stadyum kurmuşlar. Müzik derseniz, Reina’ya bile taş çıkartır. Ama ben yine de emektar İnönü Stadını aramadım desem yalan olur. Ne zaman bir maça veya konsere gitsem köfte ekmekleri tüketirdim. Burada sadece Red Bull satılıyor. Bizim nefis köfte kokularından eser yok. *** Gösteriden önce bir anons yapıldı ve sahaya Arap giysileri içinde onlarca erkek çıktı. Tam ‘ne oluyor’ filan derken bazıları elbiselerini yırtmaya başladılar. Bir baktık ki içlerinden yarışmacı giysileri çıktı. Harbiden yarışacak olan gençlermiş bunlar. Sizin anlayacağınız Amerikalısından Avustralyalısı’na kadar dört bir millete Arap kıyafetini giydirdi Dubai. Bu yetmezmiş gibi kazananların eline kocaman Arap palaları verip derecelerini onların üzerine yazmışlar. Amerikalılar Araplara yıllarca kendi kültürlerini empoze etmeye çalışmıştı ya… Eh, şimdi onlar da bastırıp parayı alıyorlar intikamlarını. Zaten bu etkinlik, Dubai Veliaht prensi ve Dubai Spor Konseyi başkanı H.H. Sheikh Hamdan Bin Mohammed Bin Rashid Al Maktoum’un desteği ile yapılıyormuş. Ben ona kısaca Maktoum demeyi tercih ederdim doğrusu. Babam da beni zamanında ‘mahdum bey’ diye tanıtırdı, belki de ondan. *** Neyse daldan dala atlamayalım. Stadyuma kurulan platformun hemen arkasında bir helikopter pistine ilişti gözüm. Tepemizde devamlı dolaşan helikopterin yuvası burası olmalı diye düşünürken önümde oturanlar Türk olduğumuzu anlamışlar. Dönüp yarı Arapça yarı İngilizce ne sordular dersiniz: “İbrahim Tatlıses iyileşti mi?” İnsan bir tuhaf oluyor doğrusu. Ben de öyle oldum doğal olarak. *** Dubai’de bu yıl yapılan yarışlar 2012 etkinliğinin ilk ayağı idi Bu etabı Yeni Zelandalı Levi Sherwood kazandı. Levi "Buraya gelmeden önce kendime fazla güvenim yoktu” demiş ama 12 metre yüksekliğe kadar çıktı motosikletiyle. Üstelik çocuk henüz sadece 20 yaşında. Milyon dolar avcısı çılgın motorcular, ikinci etap için Dubai’den Amerika’ya gidecekler. Oradan da nereye geliyorlar dersiniz? İstanbul’a… 15 Haziran'da Yedikule Zindanlarında yarışmanın 3. Ayağı yapılacak… Ben gider miyim derseniz… *** Baştan beri bu kadar ballandırarak anlattım ama gösterinin o ilk heyecanı geçtikten sonra sıkıcı gelmeye başladı bana. Evet görüntü, ışık, ses müzik her şey mükemmel ama sürekli olarak havaya fırlayan motosiklet görmek bir süre sonra kesmedi benim bünyeyi. Ama 20 bini aşkın insan çılgın gibi alkışlıyor ne görürse… Ya onlar çok genç, ya bizim yaş kemale eriyor artık. *** JET BEKAR ARDA'DAN BEKLENMEDİK ÇALIM Şimdi gelelim bizim kulağı delik Gargamel’in en son haberlerine. Arda Turan gizlice İstanbul’a gelmiş. “Gelir a sana ne arkadaş” diyorsanız durun biraz, bu geliş öyle her zamanki gelişlerinden değil. Bizim jet bekar Arda’nın hızına yetişmek biraz güç. Cünkü medyaya yakalanmamak için İspanya’dan kiraladığı özel bir jet ile uçmuş İstanbul’a. Sebebine gelince; asıl ilginç nokta o… Sahaların genç yıldızı şimdi de reklam yıldızı olmaya hazırlanıyormuş. Bizim kulağı delik dedikoducu, Arda'nın ünlü bir giyim firmasının yüzü olacağını söyledi . Tabii ki bahse girmedim çünkü kerata ne söylese doğru çıkıyor. Yeşil sahalarda herkese çim yolduran genç Arda bakalım bu son çalımıyla kim bilir kaç mankenin belini kıracak. 30 POPÇU VE ROCKÇIDAN BABA ŞARKILAR Aslında bizim Gargamel ile sohbetin hiç tadı yok, çünkü durmadan dedikodu yumurtluyor. Laf arasında demesin mi “Sevim Emre de yazarlığa başlıyor…” Bunun üzerine hemen açtım Orhan Baba’ya telefonu. Vallahi doğruymuş. Sevim hanım medyakolik adlı internet sitesinde yazarlığa başlamanın heyecanını yaşıyormuş bu aralar. Orhan Baba’yı bulunca yeni albümün ne durumda olduğunu da sordum tabii.. Hani Gencebay şarkılarını ünlü popcu ve rockçılar okuyorlar ya… Hazırlıklar iyice ilerlemiş ama detaylardan onun bile haberi yokmuş. “Vallahi İzzet” dedi; “Heyecanı kaçmasın diye hiçbir şey sormuyorum. Kim ne yapıyor hiç bilmiyorum.” Kızım dediği Sibel Can’ın bile hangi şarkıyı okuyacağını bilmiyormuş. “Ajda da hala stüdyoya girmemiş” dedim; “Bir terslik mi var o cenahta” “Yok” dedi.”Herhalde işleri yoğun bu ara, şarkı seçiminde biraz geç kaldığı için ne söyleyeceğine karar veremiyor” Başarılar diledim Baba’ya kapattım telefonu, “Helal olsun” dedim Gargamel’e ne söylesen çıkıyor. “O zaman dinle” dedi; “Bunlar da pek duyulmadı. Hande Yener ‘Kaderimin Oyunu’nu, Şebnem Ferah ‘Küçüksün Yavrum’u söyleyecekmiş. Bir de Mustafa Sandal ile Murat Boz’un gizli rekabeti var. Mustafa ‘Kır Gönlünün Zincirleri’ ile ‘Yarabbim’ arasında ikilemde kalmış. Hangisini okuyayım diye düşünüp dururken Murat da ‘Yarabbim’i kapıvermiş diyorlar. Durum bundan ibarettir şef…”