NEREDEN ÇIKTI BU VELET?

Yayın Tarihi : 02-04-2012 09:33
Hem sonra adamlar bugün doğru dediklerine, yarın eğri diyor. Mesela bir süredir de, ışıktan hızlı giden bir mereti tartışıyorlar. Geçen yıl Opera diye bir deney yapmışlar. CERN’den İtalya’ya 730 kilometrelik yolu Notrino denen parçacıkların, ışıktan 64 nanosaniye daha hızlı vardığını görünce birbirlerine düşmüşler. Bir tartışma başlamış, notrinolar mı hızlı, yoksa ışık mı diye. Benim de kafam karıştı doğrusu. Einstein abim yanılmış olabilir mi? Işıktan hızlı giden bir şey var mı? Geçen gün bir bilim adamı ciddiyeti ile bu soruya eğildim ve yanıtını buldum. Evet efendim, ışıktan hızlı yayılan bir şey var, o da dedikodu… Örnek mi, alın size Beren Saat’in hamileliği… Bir sabah kalkıp gazetelere baktık ki, Beren hamileymiş. Yok karnı şişmiş, yok Fatmagül’ün suçu ne dizisinden sonra bir yıl ara verip çocuğunu doğuracakmış… Bir tek ismi eksik bebeğin… Baba adayı zaten malum; Kenan Doğulu. Bunları okuyunca sevinmedim desem yalan olur. Beren de, Kenan da beğendiğim iki sanatçı ve birbirlerine gerçekten çok yakışıyorlar. Ama biraz araştırınca işin aslının bambaşka olduğunu anladım. Zaten Beren’in menejeri de alelacele bir açıklama yaparak olayı yalanladı. Peki nasıl yayılmıştı bu ışıktan hızlı giden dedikodu? Efendim, bu yangının çıkmasına neden olan kıvılcım, sadece minik bir şaka. Geçen gün Kenan, dizinin Çengelköy’deki setine gidip Beren’i ziyaret etmiş. O sempatik halleriyle hemen dizi ekibi ile samimi olmuş. Oyunculardan set çalışanlarına kadar hepsinin kanı ısınmış Kenan’a ve kakara kikiri birkaç saat geçirmişler. Hatta öylesine ki ‘bizim damat’ gözüyle bakılıyormuş artık ona. Bir ara Beren’in yeni bir sahne için kostüm değiştirmesi gerekmiş. Kuliste soyunup giyinirken başrol oyuncularından biri onun biraz kilo aldığını fark etmiş. Eh, insan mutluluktan da kilo alabilir ama Beren’in elbisesinin fermuarını çekerken “Ne o kız, göğüslerin büyümüş hamile misin?” diye soruvermiş diğeri. Tabii oda kalabalık; kimden çıktı bilinmez ama bu espri bir anda başka bir şekilde yayılmış: Beren hamile… Tabii tek başına bu espri değil dedikodunun yayılma nedeni. Gargamel’in anlattığına göre baba adayı anneyi yalnız bırakmıyor diye tahminler yürütüp Kenan’ın sete sürpriz ziyaretini bu olaya bağlamışlar. Üstelik birkaç gün sonra Beren de Kenan’ın stüdyosuna gidip iade-i ziyarette bulunmuştu. Sonra efendim Beren televizyon çalışmalarına bir yıl ara verecekmiş… Bütün bunlar bir araya gelince olmuş mu size Beren hamile… Oysa Beren’in televizyona bir yıl ara vermesinin sebebi bambaşkaymış. Kız yeni dizisinin anlaşmasını yapmış bile. Üstelik bu bir dönem dizisi. Bir süre ekranlardan uzak kalıp hem kendini, hem yüzünü dinlendirmek istiyor. Biraz yurt dışına gidecekmiş, sonra da yeni dizisinin hazırlıklarına başlayacakmış. İşte bütün bunlar üst üste gelince bir anda hamile olarak ortaya çıkmış Beren… Şimdi de Kenan ile birlikte pirincin taşını ayıklamaya çalışıyorlar… Ben de sormaz mıyım, Metin Akpınar-Zeki Alasya gibi; ‘Nereden çıktı bu velet’ diye… Sorarım tabii… Dedim ya ha notrino, ha dedikodu… [b]BRUCE WILLIS VE DEMİ MOORE’UN BELALISI[/b] İster Fatmagül’ün anası babası olun, isten Scout’un ‘Evladın var mı derdin var’lafı herkes için geçerli galiba… Hadi diyelim Fatmagül’ünkiler dizi kahramanı; Scout’unkine ne diyelim? Onlar dünya çapında iki yıldız: Demi Moore ve Bruce Willis… Şimdi her ikisi de kızlarının yarattığı bir skandal nedeniyle oturmuşlar kara kara düşünüyorlar. Demi ile Burce’un 20 yaşındaki kızları Scout, bugünlerde Amerika’da gazete sayfalarından inmiyor. Brown Üniversitesinde okuyan Scout’un twitter’dan attığı bazı mesajlar ortalığı karıştırmış. Bunladan en matrağı da şu; “Kapitalizmden annem ve babamdan nefret ettiğim kadar çok nefret ediyorum. Ama ikisi de bana çok iyi hizmet veriyor…” Ama diğer tweetler bu kadar zeki ve çocuksu değil tabii… Uyuşturucu ve seks hakkında yazdıklarını aktarmayalım daha iyi. Scout önce bunları bir başka isim altında yazmış, ama kısa bir süre sonra gerçek ortaya çıkınca durum karışmış. Bruce ile Demi ne kadar müdahale ettiler, torpil yapıp yapmadılar mı bilinmez ama kızın okuldaki hocası da “Bu bir sınıf projesiydi. Dijital medyada lisan kullanmak üzearine ödev vermiştim” diye işi kıvırmaya çalışmış. Su arada bütün tweetler de anında silinmiş tabii. Kim doğru söylüyor bilinmez ama galiba en doğruyu, başta da belirttiğim gibi bizim atasözümüz söylüyor: Evladın var mı derdin var… [b]LAGERFELD’İN YENİ MARİFETLERİ[/b] Son olarak çılgın modacı Karl Lagerfeld’in yeni marifetleri ile bitirelim ve sofrayı toplayalım. Fransızlar, Lagerfeld’in etinden, sütünden, yününden faydalanmayı sürdürüyor. Bu durum adamın da hoşuna gidiyor olmalı ki, o da her ota maydanoz olmaya devam ediyor. Şimdi de Elle dergisi, Mayıs ayındaki seçimler yaklaşırken Karl’ı politik analizci olarak kullanmaya karar vermiş. Lagerfeld’e ‘Karl'ın gözünden’ diye bir bölüm ayırmışlar. Karl burada politik analizler yapıyor. Ama işin ilginç yani bu analizlerin çizimlerle olması. Kısaca politik karikatürler çiziyor adam. İlk karikatürde bütün adayları atkılarla çizmiş ve altına da “Dikkat edin, sıkı giyinin, sesiniz kısılmasın” yazmış. Eh, modacıdan politik analizci olursa, bu kadar olur işte. Karl’ın marifetleri bu kadarla da bitmiyor. Lagerfeld şimdi de deneyimlerini ve tasarımlarını dış mimaride kullanmaya hazırlanıyor. Monaco’nun en lüks ve tarihi otellerinden Hotel Metropole Monte-Carlo’nun dış dizaynını yeniden tasarlamak için bir anlaşma yapmış. 1886 yılında inşa edilen otelin havuz çevresini, terasını, bahçelerini, ve restoranını yeniden yaratacakmış ünlü modacı. Söylenenlere göre bu tasarımları için de mitolojideki Truva atının fikir babası olan Odysseus'un maceralarından ilham almış. Aslına bakarsanız Karl’ın içindeki her kişilik bir meslek olarak fışkırıyor bu olgunluk döneminde. Adamın CV’sine bir göz atsanıza; Chanel ve Fendi'nin bas tasarımcısı, kola şişeleri tasarladı, dondurma reklamı çekti, makyaj malzemelerine imza attı, özel şarap çıkardı… Şimdi de mimari tasarımlar ve politik karikatürler… Vallahi hiç kıskanç biri değilimdir ama böyle bir adamı kıskanmamak megalomanlık olacak.