ORTAYA KARIŞIK DEDİKODULAR!

Yayın Tarihi : 23-06-2012 09:47
[b]SEZEN AKSU: “AYSEL GÜREL İÇİN HAYATIMI BİLE ERTELERİM” [/b] Hattın öbür ucunda Nükhet (Duru) vardı. “Nukhetciğim nasılsın” diye sorduğumda “Sezen çok üzgün”deyince şaşırdım. “Hayırdır” dedim “Ne oldu?” Sezen, geçen gün HT Magazin'de Aysel Gürel’in tribute albümünün tamamlanması için onu beklediklerini okumuş. “Sezen’in hiç bir şeyden haberi yokmuş” dedi Nukhet. Aysel için böyle bir album hazırlandığını bile gazeteden öğrenmiş. Oysa Müjde ve Mehtap ise teklifin ona ulaştığını sanıyorlarmış. Sezen ; “Ben her zaman dostlarımın yanında olurum” demiş. “ Hele bir de konu Aysel oldu mu, akan sular durur. Onun için değil işlerimi, konserlerimi, hayatımı bile ertelerim.” Sezen’in böyle düşüneceğinden kimin şüphesi olabilir ki? Orhan Gencebay’ın da, Ozan Çolakoğlu’nun da albümlerinde seve seve yer almadı mı? Gerçekten iki eli kanda olsa koşa koşa stüdyoya gireceğine inanıyordum. Zaten onun hakkında istediğiniz her şeyi sorgulayabilirsiniz ama vefasından ve dostluğundan asla şüphe edemezsiniz. İşte kalbinin büyüklüğünü bu tavrıyla bir kez daha gösterdi Minik Serçe. Sezen konusuna o kadar takılmıştı ki Nukhet, çıkacak olan kıpır kıpır yeni single’ı hakkında ancak birkaç kelime konuşabildik. Artık onun detaylarını başka zaman alırım. Gelelim Arda’ya… Efendim yıldız futbolcu, Pazartesi günü saat tam 15.00’de bir menejer ve futbolcu arkadaşı ile Alaçatı Belediye Başkanlığı binasına girerken görülmüş. Görülmüş diyorum, bilirsiniz haber kaynaklarıma çok önem veririm. Gargamel bu konuda çok az hataya düştü,ama fena halde şımarmıştı. Bu ipucu bambaşka bir yerden geldiği için iyice araştırdım soruşturdum sonunda “Red Kit bile ona güvendiğine göre sorun yok”dedim. Yeni sırdaşımın bir köpek olduğuna bakmayın adı bile insanı gülümsetiyor; Rin Tin Tin… [b]ARDA TURAN’IN ALAÇATI YATIRIMI[/b] Aile arasındaki sorunları hallettiğimize göre gelelim Rin Tin Tin’anlattıklarına. O gün Alaçatı belediyesi önünde güneşte bedenini ısıtırken bir bakmış ki mavi pantolon ve kırmızı ayakkabılarıyla bir moda ikonunu andıran Arda ile arkadaşları binadan içeri giriyorlar. Bizimki de tabi takılmış peşlerine. Üç kafadar, Alaçatı Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç’ın makamına girmişler. Yaklaşık yarım saat konuştuklarını havladı Rin Tin Tin… Sonra hep birlikte çıkmışlar ve büyük bir arsaya bakmışlar. Oradan da dörtlü mükellef bir yemek yemiş birlikte. Rin Tin Tin zaten gariban bir köpek olduğu için ne konuşulduğunu anlamamış ama Arda’nın bu arazi üzerine bir yatırım yapacağını köpek aklıyla o bile tahmin etmiş. Ellerimi tatlı tatlı yalarken “Arda bu arazinin üzerine Demet ‘annesine’ (Akbağ) yakın olmak için muhteşem bir malikane mi yaptıracak, yoksa pat diye buraya bir otel mi dikecek” diye soran gözlerle bakıyordu yüzüme. [b]CEM 12 AĞUSTOS'TA 9 DOĞURACAK[/b] Sevdim bu köpeği. “Bir haberim daha var” dedi ve patlattı asıl bombayı. Ben de müjdeyi buradan vereyim; Cem Yılmaz 12 Ağustos’ta baba oluyor. Acıbadem Hastanesinde şimdi’den Ahu’nun yeri ayrılmış bile. Zaten çocuğun adı belli: Kemal… Şimdi de burcu belli oldu: Aslan… Kısaca Cem’e mağrur, emir almaktan hoşlanmayan, yönetmeyi çok seven bir prens geliyor. Bu arada geçenlerde Cem’in, spor hocası Durmuş ile birlikte Bebeköy Mac’e gitmeye başladığını yazmıştım ya. Haber çıktığından beri artık spor derslerine de gitmiyormuş. Herhalde yeni başlayacağı İş Bankası reklamlarına fazla vakit ayırdığı içindir, yoksa başka ne sebebi olabilir ki? Kaderin garip cilvesine bakın Cem’in kayınbiraderi Tolga Çevik de bir başka İş Bankası reklamında oynuyor. Anlaşılan Tolga ile Cem bankayı parsellemişler. Bütün bunlar bir yana Cem’in tam bir aile babası olmak yolunda adım adım ilerlemesi çok sevindirici. Onun Ahu ile evleneceği haberini ilk bendenizden duymuştunuz. Cem Yılmaz muhabiri olarak Kemal’in sünnetini de yazmak bana nasip olur inşallah. [b]YILDIZ’DA YILDIZ KAPRİSLERİ[/b] Etrafımda o kadar çok dedikoducu birikti ki… Gargamel, Gamlı Baykuş, Rin Tin Tin derken bu son haberin kimden geldiğini ben de karıştırdım. Anlayacağınız sizin yapmanız gereken bu dedikoduları afiyetle yiyip, bağını sormamak. Efendim Şebnem Ferah’ın Yıldız Teknik Üniversitesindeki konserinin perde arkası notlarına Rock’ın prensesinin kulis istekleri ile başlayalım. Onu konsere getiren arabada bir 35’lik tekila olacakmış. Kuliste ise bir büyük Tekila, bir şişe viski ve ekstra biralar… Hepsini kendi mi içecek, yoksa evine mi götürecek diye sorup terbiyesizlik yapmanın alemi yok. Bunun dışındaki talepleri ise şöyle: Masasının üzerinde daimi olarak yakılmasını istediği bol miktarda mum, eski kaşar, sütlü çikolata, çok taze Brownie’ler (tazeliğini karbon 14 ile test edecekler herhalde) ve kavrulmuş fındık. Ama organik olmadığı anlaşılan fındıklar kulisteki tansiyonu birden yükseltmiş. Şebnem’in asistanı görevlilere “Nasıl organik fındık bulundurmazsınız” diye bir güzel fırça çekmiş ve geri göndermiş zavallı ‘aganigi naganigi’leri. Şebnem’in isteklerine bakınca bazı yabancı starların işi nasıl abarttığını görüyorum. Mesela Jennifer Lopez kulisteki bütün koridorların gardenya kokmasını, Barbra Streisand tuvaletinin içine gül yaprakları serpilmesini şart koşuyormuş. Bir de Paul McCartney’nin istekleri var ki akıllara zarar: Kuliste 19 tane 1.8 metrelik, 4 adet de 1.2 metrelik yemyeşil ağaç… Beatles günlerinde bile bu kadar uçmamıştı Paul abi… Biz yine dönelim Şebnem ablaya. Herkese karşı son derece güler yüzlüymüş ama anlatılanlara göre işin kapris kısmını asistanı hallediyormuş. Organik olmayan fındıkların geri gönderildiğini yazmıştık ya, iş bu kadarla da bitmemiş. Plastik tabaklar da asistan arkadaş tarafından “Organik dışında fındık yemeyen insan plastik tabak kullanır mı hiç” diye geri çevrilmiş. Aslında bu istekler pek de abartılı değil ama bazı şeyleri söylemenin de bir yolu yordamı var. Galiba bu yol biraz raydan çıkmış. Şebnem’in harbiden sıkı hayranıyımdır. Kim bilir belki de bu primadonna rüzgarı Şebnem’den habersiz ‘vekaleten’ estiriliyordu kuliste.