HÜLYA AVŞAR'IN YENİ AŞKI!

Yayın Tarihi : 05-03-2012 09:30
Bir an düşündüm de, yetenek konusunu bir yana bırakırsanız ‘delilik’ kavramında hayli benzerliklerimiz var usta ile aramızda. Gerçi Napolyon olamadım ama hasbel kader biraz gazeteciliğe bulaştım. Fakat Salvador abimdeki hırs, hiçbir zaman yanıma yaklaşamadı. Öyle olsa, bu yeni mesleğimde çıldırmak işten değildi. Düşünün günlerce emek verip çok güzel olduğuna inandığınız bir söyleşi yapıyorsunuz, sonra karşı taraf okuyup ‘Valla İzzet çok güzel olmuş ama bunu yayınlamayalım n’olur” diyor ve akar sular duruyor, hop ropörtaj deepfreeze’e… “Sen de neden okutuyorsun kardeşim, bas gitsin” diyeceksiniz ama kazın ayağı öyle olmuyor. Doğru bir tavır mıdır bilmiyorum ama ‘başarı insanları kırmaya, üzmeye değmez’ diye düşündüm hep. En son Hülya Avşar röportajında da başıma geldi bu deepfreeze durumları. Efendim geçenlerde yepyeni bir konseptle Hülya Avşar ile röportaj yapmaya gittim. Fikir yayın yönetmenimiz Fatih Altaylıdan geldi… Biliyorsunuz, Helin Avşar da harika söyleşiyer yapıyor,. “Neden Helin ile bir ikili oluşturup röportajlara beraber gitmiyorsunuz” diye sorunca bizim patron;“Vallahi bir melek ile bir şeytanı bir araya getirmek ancak sizin aklınıza gelirdi” dedim. “Bak” dedi “İkilinin ismini bile koydun” Format işte böyle çıktı ortaya;ayda bir kere yapacağımız röportajlarda Helin melek olarak daha masumane soruları sorarken, bendeniz şeytani sorularla 'kurbanımızı' çileden çıkartacaktım. İlk kurban olarak Hülya Avşar seçilince bu sefer bizim melek tutturdu “Ben ablamla röportaja gitmem” diye; “Ablamın her şeyini biliyorum. Sorsam bir türlü sormasam bir türlü…” Haksız da değil kız, ailede büyüklere saygı adettendir. Sonunda tuttum kolundan “Dayak yiyeceksek beraber yeriz” diye sürükleyerek götürdüm Helin’i. [resim=20120305resim-185217G9][/resim] Sonunda muhteşem bir iş çıktı ortaya. Hülya yine çok duru ve doğaldı konuştuğumuzda. Bütün kapılarını içtenlikle açtı, gerçekten bomba gibi bir söyleşi olmuştu. Zamanında Helin'i nasıl dövdüğünden bahsetti, hatta arada bir benim sorularım yüzünden iki kardeş öyle tatlı tatlı atıştı ki şeytani görevimi en iyi şekilde yerine getirdiğime karar verdim. Mehmet Dereli hakkında ilk defa son derece samimi açıklamalarda bulundu Hülya. Çok hoş sohbet, kadın ruhuna hitap edebilen bir insanmış Mehmet bey. Kendini onun yanında hep yüce hissetmiş.Herşeyle dalga geçebilmesi, hiçbir kompleksinin olmaması Hülya'yı ona çok yakınlaştırmış. Mehmet Bey'le konuşurken vaktin nasıl geçtiğini anlamıyormuş Hülya. “Ayrılık kararını kim verdi?” sorusunu sorunca da hafiften terslendik. Onların yaşlarındaki insanların “ben terk ettim”, “o terk etti” diye konuşmaları doğru değilmiş. Valla son derece haklı… Hülya sigara içmiyor, sigara içenlerle de görüşmüyor. “Herhalde bu güzelliğini ve duruluğunu buna borçlu” diye düşünerek sigara paketlerini zulaya kaldırdık tabii. Ama içimdeki şeytan “Estetik var değil mi?” diye sormaktan kendini alamadı. Öyle bir cevap verdi ki… Hayır efendim Hülya'nın yüzündeki güzelliğin gözlerindeki ışıltının sebebi ne botoks, ne totoks. Hülya Avşar aşık… Evet yanlış duymadınız, Hülya kendi ağzıyla ‘aşkın onu güzelleştirdiğini’ söyledi. Kimdi peki bu şanslı erkek? Neden onları hiç bir arada görmüyorduk? Ama Hülya ser verip sır vermedi. "İçimde kimsenin bilmediği ve bilemeyeceği bu aşk bana şimdilerde çok keyif veriyor" dedi. Karşı tarafın bu gizliliğii nasıl karşıladığını sorduğumda aldığım cevapla bir şok daha yaşadım "Karşı tarafın bildiğini sanmıyorum." Haydaaa. Koskoca Hülya Avşar liseli kızlar gibi platonik bir aşk mı yaşıyordu yani? Platonik lafını sevmedi, " Platonik de değil aslında… Kendi kendimle yaşıyorum bu heyecanı. Kimsenin bilemeyeceği, kimseye söyleyemeyeceğim, belki onun bile bilemeyeceği bir aşk bu… Pek çok insanın kolayca kabul edebileceği bir durum değil" dedi. Zaman zaman televizyonda bu kişi için giyinip süsleniyormuş bile. 'Enişte'nin durumdan kesinlikle haberi yokmuş, ve belki de hiç bir zaman olmayacakmış, ama sonunda bir açık pencere bırakmayı da ihmal etmedi bu gökyüzü rengi bakan kadın "Duygularım dayanılmaz bir noktaya gelirse belki vücut dilimle bir girişimde bulunurum." Efendim daha neler neler konuştuk ama ağzınıza bir parmak bal çalmaktan başka bir şey yapamıyorum maalesef. Çünkü Hülya röportajı okuduktan sonra, belki de kapılarını fazla araladığını düşünerek "Beğendim fakat üzerinde tekrar konuşup bir kez daha yaparız" dedi. Ne kadar hiperaktif olsam da, bu kadar işin arasında Hülya Avşar gibi bir isimle kısa süre içersinde ikinci bir röportaj yapma lüksüm yoktu ve bu proje de başka bahara kaldı. İnşallah ileride birlikte daha güzel işlere imza atarız.