BİZE DE Mİ LOLO İZZET?

Yayın Tarihi : 07-09-2012 11:19
Her Sezen konserinde olduğu gibi yine ağzına kadar doluydu Açık Hava. Tam yerime oturdum ki dakka bir gol bir… Bingo… Deniz (Akkaya) ile yan yana düşmüşüz. Neden bingo derseniz, aramız yine şeker limoni. Ama hiçbir zaman uzun sürmez kırgınlıklarımız. Deniz’le 3752. defa barışıp öpüştükten sonra şöyle çevreye bir göz attım. Uzaktan İvana Sert’i gördüm. Öyle bir giyinmişti ki ‘Bu gün ne giysem’ diye çok düşünüp, programının etkisi altında kalmış herhalde… Kendisine "Bizımla değılsın" diyesim geldi [b]KUZU ÇEVİRME NÜKHET[/b] Biraz ilerde Nükhet (Duru) oturuyor. Bütün güzelliği üzerindeydi yine ama öylesine yanmış, bronzlaşmış ki nerdeyse kendi fotoğrafının negatifi gibiydi. Zaten sahneye çıkar çıkmaz Sezen’in ilk takıldığı da o oldu. “Nükhet kalk bir görsünler seni şekerim” dedi; “Yıllardır hep zenci olmak isterdin, oluvermişsin bile… Ben beş dakika dayanamıyorum, kadın kuzu çevirme gibi yatmış güneşin altında. Ayol bu yaşta kadında tek bir kırışık yok, merak ediyorum uzaylı mıdır redir bu?...” Yıkıldı ortalık tabii… En çok gülen de Nükhet’in kendisiydi. [b]BİR SİVİLİN GÜCÜ BİN İKTİDARA BEDELDİR[/b] O gece yine müthişti Sezen ama son olaylardan dolayı bir o kadar da hüzünlüydü. Zaten kendisi de söyledi bunu; “Gözlerimden neredeyse yaşlar fışkıracak, Vicdan ilahi bir takdirdir. Hepimiz ölmeye ve öldürmeye öyle yakınız ki… Görev bize düşüyor. Bir sivilin gücü bin iktidara bedeldir.” Bu sözcükleri ayakta alkışlanırken umut vermeyi de ihmal etmedi: “ Zaten ümit bizden bağımsız olarak her fırsatta yeşeriyor. Bu güne kadar 800 tane şarkı yazmışım, neden diye düşününce buldum cevabını; hayata tutunmak için… Şarkı yazmadığım zamanlarda da ya elbise dikiyorum, ya marangozluk yapıyorum. Görmek ve bilmekten yoruldum. Ölünce mezar taşıma ‘anlamaktan öldü’ yazın diye vasiyetim var.” Bir an düşündüm de hepimiz twitterda Nietzsche’den, Oscar Wilde’dan alıntılar yapıyoruz. Oysa uzağa gitmeye ne gerek var; yanı başımızda Sezen gibi bir filozof dururken. [b]TARABYA ZARİFLER’DE SAHNEYE ÇIKACAĞIM[/b] Hep böyle hüzünlü anlar yaşamadık tabii… Yine harika bir stand-up ustası olarak binlerce kişiyi kırıp geçirdi Sezen. Bir ara Fahir Atakoğlu, piyanosunun başından kalkıp orkstra arkadaşları ile konuşmaya başlayınca onun ‘fırçasından’ nasibini alıverdi hemen; “Arkamdan mı konuşuyorsunuz Fahir… Koskoca Sezen Aksu’yu takan yok, valla senin yüzünden sonunda kendime yeni bir piyanist bulup Tarabya Zariftler’de sahneye çıkacağım” Farkındayım, yazınca pek komik olmuyor ama bütün bunları öyle bir havada söylüyor ki Sezen, gülmekten kendinizi alamıyorsunuz. Zaten o da bundan ne kadar hoşnut olduğunu “Siz gülünce içim açılıyor. Şarkı söylemekten çok bu şaklabanlıkları seviyorum aslında” cümlesiyle belli etti [b]BİZE DE Mİ LOLO İZZET?[/b] Şimdi gelelim konserin ikinci ‘yıldızına’; yani bendenize… Kendimden geçmiş, öyle aval aval sahneyi seyrediyordum ki birden Sezen gözlerimin içine bakarak “Yakın ışıkları” dedi… Aniden sahne cascavlak aydınlandı. “Bizi de mi lolo İzzet” diye başlamaz mı Sezen benimle konuşmaya… Başıma gelecekleri hemen anladım tabii… Bizim Gargamel’in aklına uyup ‘Sezen’in dans ettiği esrarengiz adam’ diye bir haber yapmıştım, şimdi o da bizi makaraya alacak belli. “Bu aralar senin Gargamel seni kekliyor İzzet” diye devam etti. “Ben bi şey yapmadım valla, ‘esrarengiz adam’ dedim sadece” diye kendimi savunmaya kalkınca “Ne esrarengizi, bizim Yaşar’ı da tanımadın mı’ demez mi… Halimi bir düşünsenize. Binlerce kişi içinde, ışıklar üzerime çevrilmiş, sahnedeki söz cambazı Sezen’e laf yetiştirmeye çalışıyorum. Bu arada sinsi Gargamel de yanımda kıkır kıkır gülüyor “Sezen bile sıkı takipçim, senden daha meşhur oldum abi” diye. Sezen bu almış evline sazı;, işi yarım bırakır mı? Laf sokmaya devam ediyor; “Senin yüzünden adamı bu sıcakta dans ettireceğim” deyip Yaşar’ı sahneye çağırdı. Aynı gömleği de giydirmiş mi üstüne üstlük. İkisi dans ederek malum fotoğraftaki kareyi tekrar yaşattılar. Böylece dünya üzerinde sahnede tekzip yiyen ilk gazeteci unvanını da kazanmış oldum. [b]LADY GAGA YOK, YAŞAR GAGA VAR[/b] Bu arada fotoğraftaki şahsın başının arkasındaki saçların dökülmüş olduğunu hatırladım. Yaşarınkiler ise maşallah orman gibi. Fesatlık bu ya; “Gargamel haklı galiba, adam hafif keldi, Sezen de kelleri sever” diye geçirdim aklımdan. Daha sonra kulise girip bunu Yaşar’a anlatınca “Yahu İzzet” dedi “Benim saçımdaki topik…” Neyse efendim biz yine dönelim konsere. Finale yaklaşırken herkes Sezen’in geccenin başında söz verdiği Lady Gaga numarasını bekliyor. O ise “Bu gecce Lady Gaga takliti yapacaktım, peruğumu bile hazırlattım ama son olaylardan sonra hiç keyfim yok” demez mi. Ben “Lady Gaga yoksa Yaşar Gaga var” diye düşünürken ahali hep birlikte tempo tutmaya başladı ‘Gaga gaga’ diye… Tabii Lady olanını istiyorlar, Yaşar’ı değil. Ama Sezen uymadı onların isteklerine. Yarı sitemkar bir şekilde “Bu gecce sizi biraz duyarsız gördüm” dedi, sonra da sahneden inip hayranlarının arasında duruma en çok yakışan o şarkıyı söyledi; “Masum Değiliz…” Kim ne derse desin Sezen’e bir kez daha aşık oldum. Eve dönerken dudaklarımda yine o melodi vardı ‘Hiç birimiz masum değiliz’