Ama bu sefer öyle kırıp dökme, yakma yıkma gibi aktiviteler yok evin içinde. Mutfağın bir köşesine kocaman bir kara tahta koymuş, önüne renkli tebeşirler dizmiş. Masanın üzerinde çeşit çeşit kaplar... Ocakta da o garip kokan nesne pişiyor. Yemek mi yapıyor, kimya deneyi mi anlamadım önce. Ama korkulacak bir durum olmadığı ortada. İçeriye girdiğimi görünce “Sabah söyledim sana yağmur yağacak diye; ‘hava günlük güneşlik’ diye dalga geçtin” dedi… “Bırak oğlum bu ağızları” dedim “Yok romatizma ağrıları tutmuş da, yağmur gelecekmiş filan… Şehir efsanesi bunlar” Son derece ciddi bir ifadeyle “Şehir efsanesi filan değil. Yağmur nem getirir. Nem de romatizmayı azdırır. Bu yüzden romatizman varsa nemden kaçacaksın” demez mi… Şimdi de doktor kesildi mübarek… Hiç yüz vermedim ““Bu meret ne arıyor burada?” diye karatahtayı gösterdim. “Çalışmalarıma yardımcı oluyor” dedi ve eline tebeşiri alarak bütün sinirlerimi ayağa kaldıran gıcırtılarla bir şeyler yazmaya başladı : ‘Ankilozan spondilit, Romatoid artrit, Sistemik lupus…’ “Ne lan bunlar” dedim giderek kabalaşarak. “Ankilozan spondilit erkeklerde, diğer ikisi kadınlarda görülür” diye devam etti bir tıp profesörü gibi. “Romatizmanın tam 200 ayrı çeşidi vardır…” Mesele anlaşılmıştı, bizimki şimdi de romatizma uzmanı kesilmiş… “Peki o masanın üzerindekiler, ocakta pişen ne? Yeni bir ilaç mı icat ediyorsun” diye sorma gafletinde bulundum. Hor görürcesine baktı; “Isırgan otu o… Romatizmaya birebir gelir. İçinde bol C vitamini vardır.” Sonra yine karatahtanın başına koştu… Yine gıcırtılar… Tahtaya şu şekli çizdi: Ω “Sen çakmazsın ama bu Omega harfi… Romatizmayı tedavi için ayrıca Omega 3 içeren balık, yumurta, ceviz, keten tohumu ve semizotu tüketmelisin…” Sabrım tükeniyordu… “Bütün bunları neden anlatıyorsun” diye hırladım. “Saçma salak dedikodular yerine belki bunları yazarsın da okurları bilgilendirirsin” dedi… “Bu kadar uğraşacağına yok mu bunun bir ilacı, onu söyle bari” diye yelkenleri suya indirdim. “Var tabii zaten Sultan da o ilacın yüzü olmuş…” “ Bulmaca gibi konuşmaya devam edersen şaplağı yersin” deyince çözüldü… *** Tahmin etmeliydim aslında… Gargamel’in ‘Sultan’ dediği, Türkan Şoray’mış. Türkan hanım artık izleyicileri ile hasretini reklam yoluyla giderecekmiş… Bu ülkedeki herkes gibi Şoray’ın benim gönlümde de apayrı bir yeri vardır. Mesela Metin Erksan’ın harika filmi ‘Acı Hayat’ı ben doğmadan önce çevirmiş düşünebiliyor musunuz? Yıllar sonra videodan izlediğim zaman şaşkına dönmüştüm. Sonra o bütün kurallarını yıktığı ‘Metres…’ İlk kez soyunuyor öpüşüyor ama öylesine estetik ki bakmaya kıyamıyorsunuz… Neyse, Sultan’ın hayranlarına verdik müjdeyi. Bizim Gargamel’in doktorluğa merak sarmasından da anlamışsınızdır… Bir romatizma ilacının reklam yüzü olmuş Türkan Sultan. “Eee peki ne işe yarıyormuş bu ilaç” diye sordum Garga’ya. “Ben de merak ettim hemen koştum, Akmerkez Eczanesindeki Adile hanıma sordum” diye başladı anlatmaya. “Yahu ‘dünya ateşten bir toptu, önce dinozorlar geldi diye başlama her lafa.. Ne dedi Adile hanım?” “Eklemleri rahatlatıyor, hareketliliğini, esnekliğini genişletiyor ve kıkırdaklara destek sağlıyormuş.” O anlatmaya devam etti, ben dalıp gittim. Aklıma çok sevdiğim bir başka yıldız geldi: ‘Kızım Olmadan Asla’ filminin Oscar’lı ‘fıstığı’ Sally Field da ABD'de kemik erimesini engelleyen Boniva adlı ilacın yüzü olmuştu. Bu harika kadınlar 'olgunlaşınca' hastalıklara da ilaç gibi gelir diye düşünmeden edemiyor insan. [b]SERENAY DA ‘SİNGLE’LI MI OLUYOR?[/b] Kaç haftadır Serenay Sarıkaya’nın ne kadar güzel sesi olduğundan bahsediyordu Gargamel. Ben de merak ettim internetten buldum, dinledim birkaç şarkısını. Gerçekten harika kız… Hele ‘Lale Devri’nde intihar ettiği son sahnede uçurumdan atlamadan önce Sezen’in ‘Yalnızlığım’ şarkısını öyle içten söylüyor ki dizinin finalini de ayağa kaldırmış. Hem fiziği hem sesi güzel olunca teklifler de gelmeye başlamış Serenay’a… ‘Gel bir albüm yapalım” diye ilk davranan da Demet Akalın olmuş. Buraya kadarını magazin meraklıları biliyor zaten. Sarıkaya’nın bir açıklama yapıp “Evet tekliflerin geldiği doğru, ücretler de fena değil ama şarkı söylemeyi düşünmüyorum. Benim işim oyunculuk” dediğini de… Ama Gargamel’in söylediğine göre ne olmuşsa olmuş, bu hafta içinde fikrini değiştirmiş Serenay ve bir single için kolları sıvamış. Denilene göre hem Sezen Aksu’dan şarkı almanın peşindeymiş, hem de pek çok kimse gibi o da “Tarkan’sız çıkmam abi” deyip Megastar imzalı bir parça istiyormuş. "Oğlum annem de ister Sezen'le Tarkan'dan şarkı" dedim bizimkine. Bana ters ters bakıp "Abi dedikodu işte, ne duyduysam onu anlattım. Ama 'denilen' de 'konulan' da doğru çıkar umarım' cevabının ardından çekti gitti kulağı delik Garga. [b]LADY GAGA'NIN 'SUYU ÇIKACAK' [/b] Bu kadına şöhret de, para da yetmiyor… Lady Gaga’dan söz ediyorum, bu ne çalışma azmidir aklım almıyor… Dünyanın en ünlü şarkıcılarından biri olmuşsun, yat sırt üstü keyfine bak değil mi? Ne gezer, kadın konser üstüne konser yapıyor, albüm üstüne albüm çıkarıyor, bir de ticarete el atmış. Hatırlarsınız, geçtiğimi aylarda ‘Fame’ isimli bir parfüm sürmüştü piyasaya. Şimdi de su işine el atmış Gaga. ‘Su işi’ deyip hafife almayın sakın ola… Lady Gaga yaratıcı ekibiyle birlikte milyonlarca dolar harcayarak sağlıklı şişelendirilmiş (ne demekse) bir su markasına yatırım yapıyormuş, bundan böyle sıhhatli yaşam konusunda yepyeni ürünler çıkarmaya karar vermiş. Kadının yaşı daha otuz olmadı ama takmış bir kere sağlığa. Bu yaştan geleceği düşünüyor olmalı. Bu arada su markasının adı ve şişenin tasarımı bir sır gibi saklanıyormuş. Gaga’nın en yakınları bile “Yakında çıkacak ama daha hiç kimse şişenin prototipini görmedi, ne menem bir şey olduğunu bilmiyoruz” diyorlarmış. (Tabii onlar ‘ne menem’ demiyorlarmış, bu benden geldi) Şimdiden harıl harıl markanın tanıtımına hazırlanan Gaga, herhalde son günlerde aldığı kiloları bu suyla verecek.