Ünlü bir babanın kanatları altında, hayatı çılgınca ama dolu dolu yaşamış bir aşk adamı... Hülya Avşar gibi bir kadınla yaşanan ve biten bir evlilik ve güzeller güzeli çocukları, her şeyi Zehra... Ardından ‘Feraye’ ve Kaya'nın kopyası '3. Kaya'... Ama ben yine de tüm bu bilinenlere bilinmeyenleri eklemek niyetindeyim. Şimdiden gazam mübarek olsun... "Sürmene yolun uzak, kurdular bize tuzak"diye bir türkü vardır bilir misin? Bilmez miyim? Nereden aklına geldi şimdi? 2 saattir yoldayım, 3 kere kayboldum. Sahi sen de Sürmeneli'ydin değil mi? Elhamdülillah Sürmeneli'yim. Eşkıya torunuyum O ne demek şimdi? Babam dedem için eşkıya derdi. At sırtında gezen, boyu 2 metreye yakın bir adammış rahmetli. Kabadayılık yapıp racon keser, zenginden alıp fakire verirmiş.O zamanki kabadayılar bir garipmiş ya neyse Karadenizli Robin Hood desene... Neyse ki senin eşkıyalık yapmana gerek kalmadı, rahmetli baban çok para bıraktı değil mi? Babamdan bana çok para kaldığı sanılır ama aslında durum tam tersidir. Zaten öyle bir şey olsaydı asla çalışmazdım. ‘Bedavacı Kaya Hoca’ derlerdi rahmetliye. Düşün, 40 binin üzerinde ameliyat yapmış, bunun yüzde doksanı eş dost hatırına ya da hayrına…Tek kuruş almamış Sen doktor olsan ne yapardın? Az kalsın oluyordum zaten ama ne yapardım bilemiyorum 'Az kalsın' ne demek? Tıp Fakültesi'nde okudum ben, ama yarıda bıraktım Hadi ya, neredeyse Dr. Kaya Çilingiroğlu ekolü devam edecekti desene... Niye caydın kararından? Sevemedim doktorluğu. Babam aslında bana bir rol modeli belirlemiş. Kendi yapamadığı şeyleri benim yapabileceğimi düşünmüş. Bu yüzden de adımı Kaya koymuş. Biraz da seviyordu ismini galiba. Ben de oğlumun adını babamdan dolayı Kaya koydum… Kaya Junior da geleneğe uyup oğluna aynı ismi mi verecek? Kaya Junior benim İzzet… Bizim oğlan Kaya the Third. O ne isterse yapar, ben bilemem. [b]6 YIL TIP FAKÜLTESİNDE OKUDUM AMA…[/b] Aslında çocuklara sormak lazım ama nasıl bir baba Kaya Çilingiroğlu? Geç baba oldum… Zehra'da durumu hiç algılayamamıştım neredeyse. Şimdi daha tecrübeliyim. İki evladımı da çok isteyerek yaptım ama ben çocuklarına aşırı ilgi gösteren bir baba değilim… Oysa despot bir görünüşün var… Ben bile bakarken tırstım. Hiç değilim… Zehra’ya bir kez bile bağırdığımı hatırlamam. Oğlana da ya bir ya ikidir sesimi yükselttiğim… İnsanların isimlerinin karakterlerine yansıdığı konuşuluyor. Adın gibi sert misin? Tanımayanlar öyle sanıyor. Aslında yumuşak başlı bir adamım. Eskiden gençliğin verdiği duygularla çabuk sinirlenip, ani tepkiler veriyordum. Şimdi de gerekirse tepkimi gösteririm aslında, ‘İnsanlar ne diyecek’ diye hiç düşünmem. Eee o zaman ne değişti? Kendimi o konuda eğittim…Eskisi kadar fevri değilim. Ancak çok gerektiği takdirde ipleri anında koparıveririm. Kendini eğitmek falan değil bu, yaşlanıyoruz Kaya… Neyse Hipokrat'la yarım kalan maceranı anlatsana biraz daha Rahmetli babam istedi diye üniversite sınavlarına girerken Tıbbı da yazdım. Nasılsa kazanamam diyordum ama bir baktım ki kazanmışım… Kaç sene sürdü zoraki sevdan? 6 yıl… Zorladım, zorladım olmuyor, 4. Sınıftan ayrıldım. Sonradan sadece aşağıdan birkaç sınava girdiğim dedikoduları çıktı. Ama ne yapacaksın insanların ağzı torba değil ki Bitirseydin iyi bir doktor olur muydun? Sanmıyorum. Doktorluk kişiliğime aykırı. Ben daha çok sosyal hayatı, yemeyi, içmeyi, gezmeyi seven bir tiptim. Mesela babam 20 senelik profesörken bile hala son derece düzenli, kendine iyi bakan, disiplinli bir insandı.Onu görünce anladım ki doktorluk bana göre değil. Üniversiteyi bırakınca kızdı mı? Kızmadı ama üzüldü. Aslında hazır bir tezgah vardı, isim aynı, muayenehane aynı. Orada oturacaktım. Ama tüccar doktorlardan olamazdım zaten. Dünyaya 40 kere gelsem doktor olmak istemem ama çocuğumun olmasını isterim. [resim=20121007resim-183841F9][/resim] [b]FUTBOLCU OLACAKKEN 17 YAŞINDA HAPSE GİRDİM[/b] Bir bakarsın bir gün onlar da spor yorumcusu olur… Sahi nasıl kendini birdenbire spor otoritesi ilan ettin? Birdenbire olur mu? 6 yaşındayken spora başladım ben. Önce jimnastik, sonra yüzme… Hatta bir çok Türkiye şampiyonluğu yaşadım, yüzlerce kez milli oldum. Dövüş ve ekstrem sporlar dışında hepsini yaptım. Yurt dışındaki her türlü müsabakayı da izlemeye çalışırım. Rahmetli Peder bey de meraklıymış galiba spora? Çok… Futbol Federasyonunun Sağlık Kurulunu babam kurdu. Sporcu babanın sporcu oğlu olarak yetiştim. Sonra rica ettiler, bir gazetede yazmaya başladım. Sevdiler ki gerisi geldi. Aslında iyi de top oynardım ama olmadı. Neden olmadı? 17 yaşında İstanbulspor’a girmiştim. Babam bir BMW almış. Diğer çocuklar minibüslerle antrenmanlara giderken benim altımda son model araba. Her tarafın çamur içinde kalıyor, ama tesislerde duş yapacak yer yok. O zamanlar "Gencim, hafiften şımarığım, zora gelemem' diyorsun Bir de o günlerde başıma talihsiz bir olay geldi, Sağmalcılarda 1 ay yatmak zorunda kaldım. … Şu meşhur hikaye... Bir kavga dövüş hikayesi. Bugün baktığımda haksız olduğumu düşünüyorum ama daha 17 yaşındaydım. Zaten ciddi bir ceza da aldım. 5 yıl verdiler, 2 seneye düşürdüler, sonra tecil falan… [b]NAZLI ILICAK VE KASTELLİ İLE BERABER YATTIM [/b] Dönüp baktığında o günlere neler geçiyor aklından? Allah kimseyi düşürmesin ama ciddi bir tecrübe oldu benim için. Düşünsene daha çocuk sayılırım. Sağmalcılar'da karantinaya alınmışım,tutuklanmışım. Korkuyorum… Üstelik 1980 yılıydı. Tam sıkıyönetim dönemi. Siyasi tutuklular da vardı tabii Tabii. Nazlı ılıcak oradaydı mesela…Sonra Banker Kastelli ve kadın doğum uzmanı Cumhur Kent vardı hatırladığım. Derken beni revire aldılar. Dündar (Kılıç) abi yeğeni rahmetli Nurullah Çınar'a geleceğimi önceden haber vermiş. Onu görür görmez “Beni sizin koğuşa alsana” dedim. Aldı almasına da meğer orası C7’ymiş… C7 ne? C7 Cinayet koğuşu… Dakika bir, gol bir… Bir girdim içeri kimsenin yüzü gülmüyor, suratlar asık. Sen orayı Maksim mi sandın? “Neden böyle” diye sordum “Oğlum burada gülünmez, geleni de gideni de azdır” dedi Nurullah abi. 17 yaşında girmişim, Sübyan koğuşu yok muydu? Vardı ama beni oraya aldılar işte. [b]CİNAYET KOĞUŞUNDA FALÇATALAR ÇEKİLİNCE… [/b] Sen rahat durmayıp başını bela içinde belaya da sokmuşsundur Sokmaz mıyım? Bir gün bahçede top oynuyoruz, adamın biri sert girdi. “Yavaş oynasana” dedim. Adam “Futbol erkek oyunudur sert oynanır” deyip geçti yanımdan. Bir pozisyon sonra herife bir koydum, önce duvara vurdu, sonra yere yığıldı. Al başına belayı… Ortam gerildi hemen. Arkadaşları sinirlendi. Herifler üzerime geliyorlar. Nurullah abi “Yürü yukarıya çıkıyoruz” dedi. Bir baktım falçatalar çekilmeye hazırlanılıyor. Tüymenin tam zamanı… Nereye tüyeceksin ki? Beni korumak için 8-10 kişi etrafımı çevirdi, oturduk sandalyelerde oturup televizyon seyreder gibi yapıyoruz. Derken Nurullah Çınar falçatasını yere düşürdü. Sonra sakin sakin eğilip aldı yerden. Millet durdu. Biz de yürüdük gittik. Benim anlayacağım dilde anlatsana Racon öyleymiş. Falçatayı düşürürsen olay bitiyor. Karşı tarafa biz de donanımlıyız, hazırız mesajını veriyorsun. Hapishane anıları unutulmazdır ya. [b]İÇKİ DE İÇERİM, CUMA'YA DA GİDERİM, ORUÇ DA TUTARIM[/b] O günlerin travmasını hala hissediyor musun? Hayır, ben her şeyin bir tecrübe olduğunu düşünürüm. Hiç pişmanlık duymam. İnanan insanların da ölümden korkmalarını aklım almıyor. Korksan da öleceksin, korkmasan da… İnançlı bir adamsın... Hem de çok. Günahlarım var mı dersen, var… İçki de içerim, cumaya da giderim, oruç da tutarım. Sadece Cuma namazı mı? Vaktinde kalkabilirsem sabah namazını da kaçırmam. Dine Kuran’ı Kerim’de yazdığı gibi inanırım. Benim için Anayasadır Kur’an. Fatih Çarşamba’daki sakallılar nasıl inanıyorsa ben de öyle inanıyorum. Kul hakkı yememeye, yalan söylememeye çalışırım. Allah kabul etsin… Az önce futboldan söz ediyorduk. Gelecek vaat eden bir oyuncu muydun? Bilmem ama o zamanlar lisansım olmadığı halde Genç Milli Takım antrenörü Fethi Demircan beni milli takıma çağırmıştı... Gitmedim [b]ZEHRA’DAN SONRA KAYBETTİĞİMİZ BEBEK TATSIZ BİR ANIYDI[/b] Az kalsın milli olacaktım diyorsun… Kim bilir belki de o zamanların Arda'sı olacaktın Yok canım Arda Avrupa çapında yetenekli bir oyuncu. Ama ben de iyiydim. İki ayağımı kullanırdım, iyi sıçrardım, kuvvetliydim, çok çabuktum… İnsanlar bu yönümü bilmiyor. O yüzden programa başladığım zaman "Ya bu herifin burada ne işi var?" dediler. Programdan sıkılıp gitmişsin bir defasında… Bir kere öyle bir durum oldu ama aslında çok eğleniyoruz Telegol’de. Kült bir program. Müthiş bir ekibimiz var. Düşünebiliyor musun Alex’in heykeli ile röportaj yapıyoruz… Erman Hoca'ya cacık yaptırıyoruz… O zaman ben de sorulardan çorba yapayım... Hülya’yı tenise sen mi başlattın? Yok, önceden birkaç ders almıştı ama benimle çok ilerletti. Tenise çok katkıda bulunduğunu düşünüyorum Hülya’nın… Etrafındaki kilolu insanlara hep vıdı vıdı edermişsin fit olmaları için. Çok değil ama şaka yollu baskı yaparım. Niye? Hoşlanmıyor musun şişmanlardan? Yoo! Hoşlanmıyorum demek yanlış olur. Ama beğenemiyorum. Ne çevremde ne ailemde bir tane olsun göbekli insan yok. Ama bak karşında şu anda bir tanesi oturuyor... Aile demişken, Zehra’dan girelim konuya Zehra'nın doğumu çok zor geçti. Hülya’nın kanaması vardı, ben fark etmesem az daha gidiyordu öteki tarafa. Zehra’yı yapmak için üç sene kadar uğraşmıştık. Sonunda doğal yollardan doğdu. İyi ki de doğmuş. Bir de kaybettiğiniz bebek vardı Hülya'yla... O da kız mıydı? Bilmiyorum. Ben istememiştim ama oldu. Tatsız bir anı benim için… Geçelim [b]“ESKİ EŞİMİ ALDATTIM” DERKEN HÜLYA’YI KASTETMEDİM [/b] Kankan Sinan'la (Engin) aynı zamanda kız babası olmuştunuz Ayşe'nin (Engin) sütü gelmiyordu bir ara. Hülya'nın sütü iyiydi. Çok değil ama bir süre Hülya emzirdi Ayşe'yi pardon Elif'i. Anlayacağın Hülya, Elif'in süt annesi. Geçen gün “Hayatımda sadece Feraye’yi aldatmadım” demişsin. Gel beraber ayıklayalım pirincin taşını Ya, öyle bir şey yok aslında. Telegol'de bir adam “Yalan söyleyeni anlarım” dedi. “Bir soru sor o zaman” dedim. Malum soruyu sordu; “Eşinizi aldattınız mı” Ben de “Çoook, ama eski eşimi” dedim. Zaten şu anki benim üçüncü evliliğim… Hoppalaa... Hülya'yla Feraye'yi biliyoruz, ilki kim? Ayşem… Öyle bir saçmalamışım işte gençliğimde, ikimiz de ufaktık. 4 sene filan sürdü ama hiç anlaşamadık zaten. Peki Feraye’yi neden aldatmıyorsun? İhtiyaç hissetmiyorum demek ki. Aldatmak izafi bir kavram demişsin, o nasıl oluyor da oluyor? Biriyle yatıp kalkmak aldatmak mıdır acaba? Ruhen aldatmak var, bir de bedenen bunu yapmak var. Herhalde o yüzden demişimdir öyle. [b]BANA HÜLYA AVŞAR’IN KOCASI DENMESİNDEN HEP GURUR DUYDUM[/b] Prof. Dr. Kaya Çilingiroğlu gibi ünlü bir babanın evladı olup ‘Hülya Avşar’ın kocası' diye anılmak rahatsız etmiyor muydu? Hiç etmiyordu. Hülya ile birlikteyken ben de çok tanınan bir adamdım. Ama Hülya o dönemin süperstarıydı. Dolayısıyla Kaya'nın karısı degil, Hülya'nın kocası denecekti. Bu benim hep hem hoşuma gitti, hem de gurur duydum Aran nasıl kızının annesiyle? Hala zaman zaman kavga etmemize rağmen Hülya hayatımdaki en iyi dostlarımdan biridir. Sizinki gibi egolarla değil kavga 3. Dünya muharebesi çıkar (Gülüyor) Egosu olmayan insan hiçbir zaman 1 numara olamaz. Mesela babam da egosu yüksek bir adamdı, nitekim ben de öyleyim. Kendimi beğeniyorum, çok bildiğimi de biliyorum. Tak bir boncuk da nazar değmesin... Zehra ile 'Üçüncü Kaya' iyi anlaşıyor mu? Hem de çok. Zehra istediği zaman gelip bizde kalıyor. Feraye ile Zehra'nın da arası çok iyi. Zaten öyle olmak zorunda, biri evladım… Anladık evladın yeri ayrıdır da bu biraz ağır olmadı mı? Neden? Ben de Feraye’nin babasını sevmesem de saygı göstermek zorundayım. Tabii şimdi yanlış anlaşılmasın, Feraye Zehra’yı, ben de onun babasını seviyorum… [b]ZEHRA TESETTÜRE GİRMEK İSTERSE KARŞI ÇIKMAM [/b] Galiba bu evlilik seni iyice toparlamış… Ben hiç dağılmadım ki toparlanayım… Gece Kuşu değilsin artık 10 senedir gezmiyorum eskisi gibi. Feraye ile birlikte ne değişti hayatında? Çok fazla bir şey değişmedi aslında. Yine aynı şeyleri yapıyorum. İşime gidiyorum, golf oynuyorum.Zaten golften başka spor da yapamıyorum. Golf artık tutkuyu aşmış, saplantın olmuş senin Golf zaten bir tutkudur. Hayat biçimi gibi bakıyorum ben ona. Zehra’nın büyüme çağında öyle bağlanmışım ki bu spora, şimdi kız nefret ediyor golften… Banu Alkan, Kaya ile Hülya benden görüp golfe başladılar demişti (Gülüyor) Doğrudur. Banu çok iyi bir insan… Severim... Kız babası olmak zordur derler. Zehra’ya çok karışıyor musun? Yok, o olgun bir kız. Benim hayatına karışmamı gerektirecek bir şey yapmıyor zaten. Ama mesela beğendiği bir çocuk varsa getirip tanıştırmasını isterim tabii.,. Senin karakterinde bir koca adayıyla karşına gelse ne dersin? Ne diyeceğim? Keşke öyle bir şey olsa ama nereden bulacak benim gibi koca adayı? Kaç tane var ki böyle adam? Yarın gelip, “ tesettüre girmek istiyorum baba!” dese… Asla hayır demem. Kendi tercihidir, beni ilgilendirmez.Ama mesela dövme yaptırmak istese karşı çıkarım. Ya seni dinlemeyip yaptırırsa? Yapmaz. O terbiyeli bir çocuktur. Kendi kızım diye demiyorum. [b]HÜLYA İLE EVLİYKEN FERAYE İLE DE AYRI EVİM VARDI[/b] Hülya senden daha baskıcı ve disiplinli olabilir mi? Zehra zaten annesiyle yaşıyor. Haliyle Hülya’nın terbiyesini alıyor. Bu durumdan hiç pişman değilim, Hülya çok iyi bir anne… Hülya dominant bir anne, sen de dediğim dedik bir babasın… Zehra üzerine kavgalarınız olmuştur mutlaka Bu bizim ayrılık sebeplerimizden biridir zaten. O kadar çok anlaşamadığımız konu vardı ki, artık ‘lanet olsun’ deyip bıraktım. Daha fazla kavga etmek istemiyordum. Bir dakika dur orada. Sen bırakmadın Hülya seni boşadı Anlaşarak ayrıldık diyelim… 'Anlaşarak ayrılmadan' önce Feraye ile de ayrı bir evin varmış. Ayrı bir ev tutmadım. Feraye'nin evine gidip geliyordum. İmam nikahı var mıydı? Evet imam nikahlıydık. Hülya ile de resmi nikahtan önce imam nikahı kıydırmıştık. Şimdi savcı çağıracak bizi senin yüzünden. Feraye için de zor değil miydi yaşananlar? Zordu tabii… Ama Feraye çok ketumdur. 3 ya da 4 kişi biliyordu ilişkimizi o dönemde. Hülya ile de kopmuştuk. Zaten ne olacağı baştan belliydi… Sana harbi Osmanlı erkeği mi, Kazanova mı diyeyim bilemedim... İki ayrı ev, iki kadın… Evlerin birinde oturmuyordum ki, sadece girip çıkıyordum. Hülya ile bitmişti ilişkimiz. O meşhur gece Lucca’dan çıkarken ‘Ferrari ile Feraye’yi karıştırınca iş bitti zaten (gülüyor) O görüntüleri izleyince ne hissettin? Hala seyretmedim o kasedi inanır mısın? Ve hayatın değişti Biraz karizmayı çizdirdik ama. [b]FERAYE’NİN GİYSİLERİNİ BEN ALIRIM[/b] Feraye çalışıyor mu bu aralar? Şu anda çalışmıyor ama birkaç projesi var televizyon için. Hoşuna gidiyor mu evde oturması? Bilemem, kendisine soracaksın. Kaya’ya bakmak zaten başlı başına bir iş… Büyük Kaya'ya bakmak da kolay değildir eminim. Takıntıların filan var mı? Garip takıntılarım vardır. Feraye'nin kıyafetlerine bile karışırım. Senin gibi maço adam elinde mezura etek boyunu ölçüyordur herhalde… Yok canım. Üstündeki altındakine uymadı filan derim. Hep çok şık olmasını isterim. Onun alışverişlerini bile çoğunlukla ben yaparım. Yemek de yapar mısın? Yemekten hiç anlamam. Ama yumurta kırmakta üstüme yoktur. Evde yemeği ya kadın yapar, ya Feraye… Güzel kadın mı, akıllı kadın mı tercihin? Tabii ki hem güzel hem akıllı… O da Feraye mi? Şimdilik öyle... Peki Zehra’ya anne babasının şöhreti ağır geliyor mu sence? Yok canım. O benden daha meşhur zaten.Geçen gün sokakta beni gösterip “Bak Zehra’nın babası” dediler… [b]TAYYİP ERDOĞAN’I 30 YIL ÖNCESİNDEN TANIRIM[/b] Zehra ile paylaşamayıp da Kaya ile paylaştığın neler var ? Zehra büyürken kendimi golfe vermiştim, şu günlerde de işlerimle iç içeyim. Dolayısıyla çocuklarımla istediğim gibi zaman geçiremedim. Ama onlara sarılıp öpmeyi çok seviyorum. İş dedin de sahi sen ne iş yapıyorsun? Biliyorsun spor yorumculuğu yapıyorum. Ondan evvel 2009’a kadar binaların dış cephelerini yapıyordum, krizden etkilenince gayrimenkul ve enerji işine döndüm. Sanırım Kaya’ya daha çok zaman ayırıyorsun… Orası öyle. Zehra büyürken evde huzursuzluklar vardı. Geceleri çıkıp gezerdim. Golf zaten başlı başına bir olay. Hülya’ya da sevdirmek istedim ama olmadı işte. Bu kadar iş yaptın, siyasete de gelecek mi sıra? AK Partinin kuruluşunda teklif gelmişti ama o zaman hazır olmadığımı düşünmüştüm… Tayyip Bey'i 30 sene öncesinden tanırım. O zaman bir arkadaşımızın babasının işinde çalışıyordu. Sonra AK Partinin kuruluşunda Hülya ile birlikte,beraber bir yemek yemiştik. O günlerden beri sürer dostluğumuz. Arada Başbakan’dan isteklerin oluyor mu? Bugüne kadar hiçbir şey istemedim. Tayyip beyi çok seviyorum ve kendisini son derece başarılı buluyorum. İlk günden beri de oyumu ona verdim… Diyelim politikaya gönül koydun, hangi partiden atılırsın siyasete? Başka parti mi var? Aslan Yürekli Rişar görüntüsünün altında korkuları var mı Kaya Çilingiroğlu’nun? Asansörde kalmaktan çok korkarım. Bir de eskiden geçirdiğimiz bir kazadan dolayı uçağa binmeye acayip çekinirdim. Ama Zehra’nın doğumuyla birlikte aniden yendim bunu da. Şimdi uçak bile kullanıyorum, hatta bayılıyorum uçmaya. [b]YÜKSEK EGOLU İNSANLARIN PSİKOLOĞA GİTMESİ LAZIM. FATİH TERİM’İN DE, SAYIN BAŞBAKANIN DA… [/b] Biraz anket sorusu gibi olacak ama hayatında vazgeçemediğin üç şey nedir? Dişçi, avukat, psikolog... Modern insanın olmazsa olmazıdır bu üçlü. Psikolog sana mı yoksa sana maruz kalan yakın çevrene mi lazım? (Gülüyor) İnsanlar hayatla daha rahat mücadele edebilmek için mutlaka psikologlara başvurmalı. Geç gidersen ilaçlık olmuşsun demektir. İhtiyacın olmadan gitmen lazım. Özellikle başarılı insanların emekliliklerine hazırlanmak için mutlaka psikologa gitmelerini öneriyorum. Hülya’ya da söylemiştim bunu. Dinledi mi sözünü Hülya? Zaman zaman gitti. İyi günlerinde herkes zaten yanında. David Beckham şöhretinin zirvesindeyken penaltı kaçırdı ama havada karşıladılar herifi. Başkası penaltı kaçırsa Dünya Kupasında kapıdan sokmazlar. Hülya'ya da aynı örneği vermiştim.Bak bu saltanat bir gün bitecek!Sen güzelliğinle ön planda olan bir kadınsın.Bunlar bitince herşey gün gelecek aleyhine işleyecek.Sen iyi bir şey yapsan bile millet aleyhine olacak.Buna kendini hazırlaması açısından psikoloğa gitmesini söylemiştim ona o da yanlış anlamıştı tabii Söylediklerin sadece Hülya için geçerli değil ama… Onun durumundaki herkes için geçerli tabii ki … Mesela Fatih Terim’in de, sayın Başbakanın da gitmesi lazım. Düşünsene koskoca bir güç var ellerinde. Egolar yüksek... Kolay mı onların psikoloğu olmak? Önce kabullensinler gerisi kolay. Düşünsene imparatorsun, sokakta yürüyemiyorsun. Bir anda emekli oluyorsun. Mesela benim dünyada en son olmak isteyeceğim şey ABD Başkanlığı… [resim=20121007resim-183841D9][/resim] İnan Amerikalılar da çok üzülecek bu duruma. Eh, bu da onların sorunu… Sekiz sene dünyanın kralısın. Sonra birden normal vatandaş gibi oluyorsun. Önünde sıraya giren devlet başkanları filan birden kesiliyor. [b]GOLFÜ SEKSE TERCİH EDERİM…[/b] Gün gelecek hayat hepimizi yorgun düşürecek… Sen yaşlanmış gibi hissediyor musun? Hayır, hiç yaşlı gibi görmüyorum kendimi. Antidepresan kullanıyor musun? Hiç kullanmadım… Rahatlamam için birkaç kadeh viski, votka ve golf yetiyor. İyi bir golf oyununu sekse tercih ederim mesela… Herkesin içinde söyleme bari… Neden? İyi bir 18 çukuru 4-5 saatte oynarsın, en az bir o kadar da konuşursun. Nerede görülmüş 9 saatlik seks? (gülüyor) Sevişmek 1 dakika demişti Semiha Yankı…Semiha Yankı demişken ne tür müzik dinliyorsun? Caz da dinlerim,Türkçe şarkılar da, klasik müzik de… Ama arabesk ve rock deme bana… Hele rock var ya öldürüyor beni. O gitar sesinden nefret ediyorum, kedi tırmalar gibi. Rockçılar tefe koyacak şimdi seni… Kumarbaz mı Kaya Çilingiroğlu? Artık hiç oynamıyorum. Ama gençliğimde kahvelerden çıkmazdım. Resmen kumardan geçinirdim. Çanak,okey her şeyi oynardık. Fakat uzun yıllar önce bıraktım. En son Las Vegas’a gittiğimde bir dolar bile kumara harcamadım düşünebiliyor musun?