Bir iki gün içinde gördüm ki bizim kırmızı saten elbise, bir anda Carmen’i bile kıskandıracak hale geldi. Arda’nın ailesi araya girip genç çifti barıştırmak istemiş, Arda, Sinem’e bir tek taş yüzük gönderince aradaki buzlar erimiş, gelin adayı Madrit’e uçmuş filan… İşte bütün bu gelişmeler Gargamel’in kulağıma fısıldadığı “Arda ile Sinem barışmışlar biliyor musun abi” cümlesinden sonra yaşananlar. Şimdi gelelim bu güne, bu akşam da düğün var… Yok canım, hemen heyecanlanmayın, bu düğünün kahramanları Saffet Ulusoy ile Özlem Avşar. Torun Saffet bey, aynı adı aldığı dedesi Saffet Ulusoy’un vefatı üzerine evlilik törenlerini ertelemişti. 2 yıldır nişanlı olan çift, sonunda bu gece Çırağan Otelinde dünya evine giriyor. Şu anda kulaklarımı çınlattığınızı hissediyorum “Yahu bunu duymayan mı kaldı” diye. Tamam da bu düğünün Arda ile Sinem’in evlilik provası olduğunu da biliyor muydunuz? Efendim, Bu akşam Arda Turan ve Sinem Kobal, Ulusoy- Avşar çiftinin düğününe birlikte gelerek ‘tetkiklerde’ bulunacaklarmış. Bir nevi iki kişilik ‘olay yeri inceleme ekibi’ yani… ‘Evlenecekler mi?’ ‘Düğün ne zaman’ gibi kimin ne sorusu varsa artık orada sorar. Arda’nın ‘No Comment’ demesi bile manşetlere çıkar herhalde. Tabii ‘kırmızı saten elbiseli kadının’ ufak da olsa bir yanılma payı var. Arda’nın son anda medya ordusundan rahatsız olup düğüne gelmeyerek 90. dakikada atacağı gole kimse engel olamaz... *** [b]KADIR INANIR’A ‘DENIZCI’ MODELI SAC[/b] Gargamel demişken, bizimki bu sabah geldi, suratı beş karış asık… Meğer dün gece eve gitmiş ‘Şirinler New York’da’ filmini izlemiş. “Abi ya” dedi, “Ben böyle beter bir adam mıyım, gelen vuruyor, geçen vuruyor. Bir de kel yapmışlar beni filmde…” “Kabahat sende bir kuaföre gidip de kalan bir tutam saçını önden arkaya filan taratsan…” dedim. “Bunu ben de düşündüm, filmden önce Özden kuaföre gittim, şansıma Kadir baba oturmuyor mu berber koltuğunda…” “Kim ulan kadir baba’ diye hırladım. “Kim olacak Kadir İnanır” deyince hemen tırstım ve anlattıklarını dinlemeye başladım. Yerin kulağı vardır, durup dururken bir de Kadirizmi karşımıza almayalım. Kadir ağbimizin keyfi yerindeymiş ama biraz da gerginmiş. Malum, hastalığından sonra sigarayı da bıraktı ya… Uzun süredir sadece bitki çayından baska bir sey içmiyordu, ama berberde bir Türk kahvesi kacamagi yapmis. “Bir ara telefonla konuşuyordu” dedi Gargamel, “Karşısındaki kimse, sürekli fırça atıyor ‘Oğlum bırak artık şu sigarayı benim halimi görüyorsun’ diye…” [resim=20120518resim-185335E3][/resim] Böyle fırçasını atıyormuş ama bizimkinin anlattığına göre hala özlüyormuş o ‘mereti’ Kadir İnanır. Berber muhabbeti sırasında “Filmde sigara içtiğim bir sahne var. O günü iple çekiyorum” demiş. Duymayan kaldiysa hangi film oldugunu da soyleyeyim.Kadir İnanır’in Karadenizli bir kaptanı oynadığı ‘Elveda Katya’ filminin çekimleri için onumuzdeki hafta icinde Trabzon’da olması lazım. Zaten o gün de ‘Kaptan traşı’ yaptırmak için Özden kuafördeymiş. Son anda saçlarıni çok kısa kestirmekten vaz geçmiş. Şöyle aynaya bir bakmış “Bu kadar yeter. Bundan sonra bunun adı denizci modeli olsun” demiş. Yakıştı mı diye sordum Gargamel’e ‘Yakışmadı demek kimsenin haddine düşmez, O Kadir İnanır” dedi. *** Ortaya karışık, soframızda Turk mutfagindan bu kadar. Biraz da yabancı mutfaklardan lezzetler sunalım şimdi de. Tabii bu durumda , Gargamel hafiften uzuyor. Ben de yabancı dergileri karıştırmaya başlıyorum. Bir bakıyorum ki Google Sarp kafasını uzatmış, ‘Oralarda bulamazsın’ diyor. “Ben sana anlatayım. Biraz önce Amerika’da bir arkadaşımla konuştum…” Eh onun anlattıkları ile de ufak bir portbori yapalım ve sofrayı toplayalım artık. [b]BIRASEVER BIEBER[/b] Önce yeni idol Justin Bieber’dan bir haber… Bu velet biliyorsunuz daha 18 yaşında. GQ dergisinin Haziran sayısında verdiği bir söyleşinin detayları medyaya yansımış ve olay olmuş. “Arada bir bira içiyorum ama çok aşırıya kaçmıyorum” demiş çocuk. Bunun nesi olay diyorsanız Amerika’da içki içme yaş sınırı 21’den başlıyor. Şimdi, Justin Bieber’i gençlere kötü örnek olmaktan tefe koyuyorlar. Tıpkı bizde Teomanın başına gelenler gibi… Ama o koskoca adamdı birasını sahnede içerken… [b]ESKI KARISINDAN BRAD PITT’E NISAN HEDIYESI[/b] Bir Brad Pitt Angelina Jolie haberi de yazalım da sayfaya güzel kadın resmi koysunlar bari. Brad’in eski karısı Jennifer Aniston’un bu ilişkiye hep gıcık olduğu sanılıyordu. Meğer durumlar değişmiş, hatta Aniston ünlü çiftin nişan haberini duyduktan sonra Brad’e kocaman bir çiçek bile gondermis [b]TOM CRUISE PLAYBOY’DA[/b] Playboy’un Haziran sayısına gelince… Bu da daha dergi çıkmadan sızan bir haber. Tom Cruise ve gönül verdiği Scientology tarikatı hakkında çok ciddi bir söyleşi varmış… Playboy deyince herkes çok farklı şeyler düşünür ama Amerikan Playboy’u, John LeCarre, Irving Shaw, Yevgeny Yevtushenko’ya kadar dünya edebiyatının en önemli isimlerine sayfalarını açmış Malcolm X ve Jimmy Carter’ın bile röportajlarını yayınlamış bir dergidir. O yüzden Tom Cruise’ın söyleşisini de merakla bekliyorum. [b]KARL LAGERFELD KLIP YILDIZI OLDU[/b] Ortaya karışık derken her şeyi birbirine karıştırdık madem, o zaman .bizim çılgın modacı Karl Lagerfeld’in son numarasıyla bitirelim yazıyı. Fransa’da bu günlerde herkes ‘Jean Roch featuring Snoop Dogg St.Tropez’ adlı şarkıyı ve klipi konuşuyor. Fransiz DJ produktor Jean Roch ünlü hiphop yıldızı Snoop Dogg ile bir düet yapmış ve şarkı bomba gibi patlamış. Ama işin asıl ilginç yanı klipte Lagerfeld’in de rol alması. Jean Roch bulutlarin üzerinde görülüyor karşısında beyazlar içinde Karl amca var. Karl, Jean’a "St.Tropez'nin cennet olduğunu sana kimse söylemedi mi?" diyor ve şarki başlıyor. “Ne var şimdi bunda” diyeceksiniz biliyorum. Haklısınız ama adamın adı Karl Lagerfeld olunca ne yapsa olay oluyor. Tıpkı Picasso’nun dediği gibi: “Tükürsem,. yüce sanat diye tükürüğümü çerçeveleyecekler”