Okuyalı nerdeyse yıllar olmuş Dan Brown’ı ama meraktan aldım elime, kapağını çevirdim. İlk sayfada yine kargalardan ödünç alınmış bir el yazısıyla iki rakam var: 36- 21… 36. Sayfayı açıp 21. satırın ilk harfine baktım; ‘B’… Sayfanın altında iki rakam daha çarptı gözüme; 45-13… Hemen 45. Sayfayı açtım, 13. satırın ilk harfi ‘İ”… Vay bee, tam da Da Vinçi’nin şifresinin Gargamelcesi… Neyse, sayfaları ve satırları takip edip harfleri yan yana getirdim, şu cümle çıktı ortaya; “Bir haftalığına gizli görev için ayrılıyorum. Şifreyi çözdünse kitabı hemen imha et. İmza: hafiye Gargamel…” Yanımda olsa hemen boğazına sarılacağım ama sırra kadem basmış hergele. Bu dedektiflik macerasının sonunda bir seri katilin kör bıçağına hedef olmasını dileyerek kalayı bastım. Tam da yazı günümde yok olmuş ortadan. Birden aklıma eski göz ağrım Rin Tin Tin geldi. Gerçi bir süredir ihmal ettik ama o ‘it’in de kulağı deliktir. Hemen tuşladım telefonu, en şirin sesimle konuşmaya başladım ama karşımda sanki bir buz dağı var “Biraz geç kalmadınız mı aramakta İzzet beyefendi” dedi “Köpeğiz diye aşağıladınız, Gargamel’i bana tercih etiniz, şimdi onu arayın ve lütfen hor görmeyiniz garibi” Pat diye kapattı telefonu. Birden tepem attı. Ulan topunuzun canı cehenneme dedim. Ve böylece size dünya lezzetlerinden bir ortaya karışık hazırladım. Afiyet olsun… [b]HER EVE BİR BRAD LAZIM[/b] Angelina Jolie dünyadaki mülteci kamplarını gezerken World War Z ve The Counselor filmlerinin çekimleri için İngiltere Surrey'de bulunan müstakbel eşi Brad Pitt de boş durmuyor. "Eee adam 2 tane film çekiyormuş, boş durmadığı belli İzzet" dediğinizi duyar gibiyim. Ancak benim bahsetmek istediğim Brad'in yeni 'hobisi'. 6 çocuklu Brangelina kolonisinin 'erkeği' Brad, bugünlerde ev işlerine merak sarmış. Hem de ne sarmak. Evdeki onca yardımcıya rağmen, bizim 'Benjamin Button', ütülerini kendisi yapmaya hatta tüm bulaşıkları kendisi yıkamaya başlamış (Surrey'e bulaşık makinası daha gitmemiş herhalde). Peki bu sırada evin hanımı ne yapıyor? Efendim zaten Brad'in yeni tutkusunun en büyük sebebi Angelina'nın yokluğuna dayanabilmekmiş. 'Mültecilerin Meleği' sık sık seyahate gittiğinden, Brad evde çocuklarla yalnız kalıyormuş haliyle, ve uzaylı mı dünyalı mı olduğuna karar veremediğim bu hatunun yokluğunda kafasını dağıtmak için de tutkuyla ev işlerine sarılmış ünlü aktör. Brad'in bir röportajında söylediğine göre evi hale yola soktuktan sonra çocuklarıyla beraber hazırladığı akşam yemeğinin keyfini hiç bir şey vermiyormuş. Zaten baba olmak hayata bakış açısını, ve tüm ilgi alanlarını değiştirmiş bu yakışıklı ilahın. Hatta tek yapmak istediği şeyin çocuklarına bakıp onlarla vakit geçirmek olduğunu söylemeden de edemiyor hamarat erkeğimiz. Yakın çevresi ise elinden toz bezini eksik etmeyen Brad'e, tencere tavaların yağ sökücü süpermeni, ‘Mr. Muscle’ lakabını takmış. Yakın çevresinin ne taktığı önemli değil, ben Angelina'nın eşine ne isim taktığını merak ediyorum. [b]MADONNA VE GAGA'NIN 'KAN DAVASINDA' SON DURUM[/b] Biri Pop'un kraliçesi, diğeri 'Minik Canavarların Hanımefendisi'. Tahmin etmeniz zor olmasa gerek, Madonna ve Lady Gaga'dan bahsediyorum. Bu iki ikonik hatun arasında esen tüyler ürpertici rüzgarlardan haberdarız hepimiz. Gaga yeni bir şarkı çıkarır, Madonna'nın eski bir şarkısına benzetirler, sahneye sütyenle çıkar, ertesi gün ‘Madonna bunu çoktan yaptı’ diye twitter ahalisi ayaklanır falan filan. Nam-ı diğer Material Girl de, bırakın boynuzun kulağı geçmesine, kulağa yaklaşmasına bile tahammül edemiyor. Yaş ayrımcılığı yapanlara inat birkaç jenerasyona hükmeden 'kızımız' her albümüyle, klibiyle, konseriyle kendinden sürekli söz ettirmeye devam ediyor. Zaten devamlı birilerinin yerine başkalarını koymanın zorunluluğunu hiç anlamıyorum. Aynı dalda iki başarılı isim neden iki ayrı başın kulakları olamasın? Neyse efendim orası bizi aşar. Madonna da son günlerde benim gibi düşünmeye başlamış anlaşılan. Milano konserinde bir Lady Gaga şarkısı söyleyip ardından 'She is not me' (O ben değilim) adlı parçaya girdiğinde bu iki yıldız arasındaki buzların değil erimek, buzdağına dönüştüğünü sanmıştı bütün hayranları. Ancak geçtiğimiz günlerde Atlantic City konserinde, Madonna hem kendi hem de Gaga hayranlarını şaşırtan bir açıklama yaptı. Masterpiece adlı şarkısını Lady Güngör, pardon Gaga'ya ithaf eden kraliçe aynen şunları söylemiş; '‘Bu şarkıyı Lady Gaga’ya gönderiyorum. Size bir şey söyleyeyim mi? Onu gerçekten çok seviyorum. Birini taklit etmek aslında iltifat etmektir.Ama bir gün hatta çok yakında bir gün ikimiz aynı sahnede olacağız. Sadece bekleyin. Şaka yaptığımı düşünüyorsunuz değil mi? Ben Lady Gaga’yı seviyorum” Madonna ablamız zeytin dalını uzatırken araya yine bir 'taklit' lafını sıkıştırmadan edememiş ama ne yapalım olacak o kadar Papa'ya laf eden Gaga'dan mı çekinecek? [b] BEYONCE ABLAN GİBİ OL KIZIM[/b] ABD tam gaz Kasım ayındaki başkanlık seçimlerine hazırlanıyor. Başkan kalmak için ikinci kez adaylığını koyan Barack Obama, onuruna düzenlenen davetlerden başını alamıyormuş bugünlerde. Tabii bu davetlerin en büyük amacı Obama'nın seçim kampanyası için para toplamak. Geçtiğimiz günlerde de ünlü şarkıcı Beyonce ve hiphopçı/yapımcı kocası Jay-Z bu amaçla bir gece düzenlediler. Jay-Z'nin sahibi olduğu New York'taki Tower 40/40 adlı restorandaki organizasyona katılmak isteyenler, mekanın adına yaraşır biçimde kişi başı 40 bin dolar ödemişler. Neyse efendim, basına kapalı tutulan davette dışarı ufak tefek detaylar sızmış tabii ki. Obama konuşması sırasında Jay-Z'ye “İkimiz de kız babasıyız ve ikimizin de eşleri bizlerden daha ünlü.' diye takıldıktan sonra “Çocuklarım için Beyoncé’den daha iyi bir rol-model düşünemiyorum.” diye devam etmiş. Bizim Google Sarp'ın dediğine göre Beyonce'nin ünlü olmasındaki en büyük etken annesi ve uzun bir süre menejerliğini yaptığı babasıymış. Kim bilir, olur da Obama seçimi kazanamazsa, boş vaktini kızlarını prodüktör prodüktör dolaştırıp sahnelere hazırlamakla geçirir. [b] BUNLARI DA BENDEN DUYMADINIZ [/b] Öney Tasarım mağazası Dünyanın çeşitli yerlerinden seçilmiş aksesuarlar ve özel üretim mobilyalar… Mimar Mustafa ve iç mimar Handan Öney çiftinin beraber açtığı Nişantaşı’ndaki tasarım mağazası farklı dekorasyon isteyenler için bire bir. (Vallahi reklam değildir, Öney çiftini yolda görsem tanımam) Moleskine digital Her ‘cool’un çantasında en az bir tane bulunan yılların Moleskine defteri modern zamana ayak uydurdu ve teknoloji dostu olduğunu kanıtlamak istercesine deftere yazılan el yazısını algılayıp dijital ortama atabilecek bir i-phone uygulaması geliştirdi. Aferin adamlara, ‘tüfek icat oldu, mertlik bozuldu’ dememişler. Frieze art festival . Londra 11-14 Ekim Yılın tartışmasız en büyük sanat etkinliklerinden biri olacak Frieze sanat festivali 11-14 Ekim tarihleri arasında Londra’da yapılacak. Dünyanın dört bir yanından gelen sanatçıları izlemek isteyen varsa haber verelim; rezervasyonlar hala devam ediyor. ‘’İNDUSTRİE’’ çıktı ! Moda ve tasarım severlerin yakından takip ettiği ve yılda bir kere yayınlanan Industrie dergisi raflardaki yerini aldı. Kapağında fotoğrafçı Juergen Teller'in çektiği bir Haider Ackermann fotoğrafının bulunduğu dergi, meraklılarına yeni heyecanlar yaşatacak. Bir yıl okuyup dursunlar artık. SLİMANE'NIN İZİNDE Moda dünyası Yves Saint Laurent'in pardon yeni adıyla Saint Laurent'in başına geçen tasarımcı Hedi Slimane'in 1 Ekim'deki defilesi için nefeslerini tutmuş durumda. Yolunuz Paris'e düşerse en azından defilenin kapısında bekleyin, koleksiyonu olmasa bile Lady Gaga'yı içeri girerken görmeniz mümkün olabilir.