VİLDAN OKEY DE JÖN NEREDE?

Yayın Tarihi : 28-08-2008 10:38
Ünlü yazarlar muhteşem kitaplar yazmasaydı zamanında, halimiz ne olurdu diye düşünmeden edemiyorum doğrusu.. Neden mi? Önüm arkam sağım solum uyarlama dizi kaynıyor da ondan.. Buyurun onlardan biri daha.. Show Tv'nin yeni yayın dönemindeki en iddialı projesi Gecce Sesleri.. Ayşe Kulin'in aynı ismi taşıyan romanından uyarlanan dizinin başrollerinde Vildan Atasever, Özgür Çevik, İsmail Hacıoğlu var.. Deniz Akçay'ın senaryolaştırdığı Cemal Şan'ın da yönetmenliğini üstlendiği Gecce Sesleri, modern ve geleneksel dünyanın insanlarının bir arada yaşadıkları aşk, kıskançlık, nefret, intikam hallerini ekranlara yansıtıyor.. Dört kuşağı içine alan anne-kız ilişkileri, aile içi çatışmalar, sık tekrarlanan askerî darbelerin değişik kuşaklar üzerindeki izleri... Geçmiş araştırılırken ortaya çıkan sırlar, ertelenmiş, söylenmemiş sevgi sözleri ve pişmanlıklar da romanda yer alıyor. Daha çok kuşak çatışmaları ve nedenlerinin sorgulanacağı dizide; farklı kültürlerde yaşayan, ayrı dünyaların insanları her şeye rağmen aşka sığınıyor. Köklü bir ailenin yıllardır içinde sakladığı sırlar yeni bir evliliğin ardından sarsıcı bir şekilde ortaya çıkarken, düğümler çözüldükçe sırların ardına sığınan kabul edilmesi zor gerçeklerle yüzleşilir, yıllardır korunan güçler ve dengeler bozulmaya yüz tutacaktır. Egeli büyük bir ailenin 40′lı yıllardan başlayarak günümüze kadar gelen öyküsünün anlatıldığı Gecce Sesleri izleyiciyi başrollerden ötürü ekrana çivileyecek gibi duruyor.. Ama ne kadar süre çiviler, ne kadar dayanır, tahmin etmek zor.. Neden diyeceksiniz? Şöyle ki.. Vildan Atasever'in Bıçak Sırtı'ndan kalma yoğun bir hayran kitlesi var.. Asıl oyunculuğunu Bıçak Sırtı dizisinde ispatlamıştı çünkü.. Ee Özgür Çevik derseniz 'Yabancı Damat'la hem Türkiye'nin hem Yunanistan'ın gözbebeği haline geldi.. Uzun süredir ekranlarda görünmüyor; Kavak Yelleri'nde kısacık bir rolle 'ce' deyip kaçmıştı ve tadını damaklarda bırakmıştı.. Herkes onu özledi uzun lafın kısası.. İsmail Hacıoğlu da Beyaz Gelincik'te çıkmıştı en son karşımıza.. O da oyunculuğundan daha çok aşklarıyla gündeme geldi, ekrandan uzak kaldığı sürece ama yine de oyunculuk anlamında epey bir hayran kitlesinin olduğunu düşünüyorum.. Her ne kadar İsmail Hacıoğlu'ndan müthiş bir performans göremediysem de kendi adıma bu dizide nasıl bir oyunculuk sergileyeceğini merak ediyorum yine de.. Bu sebeplerden ötürü izleyicinin bu diziyi izleyeceği kesin, çünkü isimler sağlam.. Ama.. Diğer dizilerin arasından sıyrılıp öne çıkabilir mi, tahmin etmek zor.. Hangi gün yayınlanacağı da çok önemli.. Çünkü Kanal D günleri resmen almış durumda.. Hafta içi her gün iki dizi yayınlıyor ve hepsi de son derece iddialı yapımlar.. O yüzden karşısında durabilmek zor.. Hadi bunu aştılar diyelim; ikinci bir handikap daha var.. Vildan Atasever çok güçlü bir isim, oyunculuğunu kanıtladı.. Ama sanki Özgür Çevik ve İsmail Hacıoğlu ikileminde kalmasa daha iyi olurdu diye düşünüyorum.. Yani Vildan okey de jön nerede? Kabul edin, Özgür Çevik ve İsmail Hacıoğlu'na jön demek için çok erken; daha yolun çok başındalar çünkü.. Tabii bu bir önyargı tabii, dizi başlayınca her şey daha net ortaya çıkacak.. [b]Toygar Işıklı ve müzikleri[/b] Yaprak Dökümü, Dudaktan Kalbe, Menekşe ve Halil derken şimdi de Aşk-ı Memnu'da da aynı ismi görüyoruz.. Toygar Işıklı.. Artık onu tanımayan neredeyse yok gibi.. O yukarda saydığım dizilerin müziklerini yapan, yorumlayan kadife sesli sanatçı.. Böyle insanı alıp çok uzaklara götürüyor, sakinleştiriyor, dinginleştiriyor.. Her şey süper, iyi hoş da bu müziklerin ritmi hep aynı olmak zorunda mı? Çok benzer melodiler, sanki biraz fark katmak gerekmiyor mu? Yani müziği duyunca Ay Yapım ve Toygar Işıklı ortak yapımı demek süper bir şeydir, algıda seçiciliğimiz kuvvetlendi eyvallah ama artık biraz farklı melodiler, farklı ara sesler duysak fena olmaz sanki gibime geliyor.. Yani biten dizilerin ara müziklerini de yeni dizilerin arasında sıkıştırmasak örneğin.. Menekşe Ve Halil'den sonra Yaprak Dökümü'ne geçen ara melodiden bahsediyorum.. Artık karıştı her şey birbirine.. Tamam aynı yapım şirketinden çıkıyor bu diziler, aynı kişi ilgileniyor müzikleriyle ama her dizi diğerine göre farklı.. Her dizi 'tek..' O nedenle sanki şu müzik işine biraz fark katsak diyorum artık.. Ben her bir dizinin müziğine bayılıyorum, yapılan eserlerin hiçbirine itirazım yok, hele 'Ninni' benim için çok özeldi.. Ama işte çok andırıyorlar birbirlerini ve dizi sayısı artmaya başladıkça bu rahatsızlık vermeye başlıyor biraz.. Hele Ay Yapım'ın bu sezon neredeyse her kanalda bir dizisi var.. Gerçekten de çok başarılı işlere imza atıyorlar ama dediğim gibi biraz dikkat etmeli sanki, siz ne dersiniz? Bol seyirli günler efendim..