EKRANDA OLMALARI ŞART MI?

Yayın Tarihi : 01-10-2007 12:28
Her gün ekranlarda gördüğümüz hangi sıfatla anacağımızı şaşırdığımız isimlerden bahsediyorum.. Sahi, ne iş yapar bu isimler? Son albümleri ne zaman çıktı? Ya da çıktı mı? Oyuncular mı yoksa? Niye sürekli canlı yayınlarda yorumlarına başvuruluyor? Magazin aleminin her şeyini artısına eksisine kadar biliyorlar mı ki? Neden bir sabah orda, diğer sabah buradalar? Çok mu önemli açıklamalar yapıyorlar? Açıklamaları, cevapsız kalmış soruları mı yanıtlıyor? Yoksa yeni meslekleri magazin programlarına katılıp yorum yapmak mı? Artık bu işten mi para kazanıyorlar? O kadar insan varken yorumuna başvurulacak, televizyoncuların bu isimleri seçmesinin bir sebebi var mı? Türk halkı mı istiyor bu insanların programlara çıkmasını? Reytingi mi çok yüksek? Sahi sizler mi istiyorsunuz, bu isimleri izlemeyi? Evet, sorularım bu kadar. Ekrana çıkartılan gereksiz isimlerden fenalık geçirmek üzereyim. O kadar çoklar ki! Ferhat Güzel, Alihan örneğin, kimdir, necidir? Rahşan Gülşan neden sürekli Seda Sayan'ın programına çıkıp yorum yapıyor? Kalemi çok kuvvetli olabilir ama her gazetecinin ekrana çıkıp yorum yapması şart mıdır? Ekrana çıkacak ismin ses kalitesinin bile önemi olurdu eskiden. Ama artık hiçbir şeyin önemi yok, herkes ekranda. Televizyon programcılarının, sunucuların neden belirli kıstasları yok? Ekrana çıkacak her insanın anlatacak bir şeyleri olması yeterli mi? Başka nitelikler, özellikler aranmıyor mu? Şu anda yapılan programların hepsi gerçekten konuk ve içerik anlamında çok kötü. Ara sıra iyi isimleri çıkartmayı başaranlar var ama bunların devamının da gelmesi lazım. Skala, bir gün tavanda, diğer gün tabanda! Gel-gitli başarılar başarı sayılmaz ki! Sizi bilmiyorum ama ben gerçek anlamda bir magazin eğlence programı seyretmeyi çok özledim. Beyaz'ın ve Okan'ın programlarının başlamasını iple çeker haldeyim. Hoş Okan Bayülgen bu kış bizi 'Makine'sinden mahrum bırakacak ama yapımcılığını üstlendiği ve Ata Demirer'in sunacağı Hacı Yatmaz'la etkisini hissettirecektir. O yüzden başlasalar da gözlerimiz, beynimiz ve kulaklarımız bayram etse... [b] Diva'nın yeni göğüs şovu! [/b] Bülent Ersoy, her hafta, bütün hafta boyunca konuşulacak bir haber çıkartmasını iyi biliyor. Geçtiğimiz hafta dekoltesiyle dua edip iftarını açan Bülent Ersoy, bu hafta da bir yarışmacı kızın göğüslerini kontrol etti. Önce elbisenin üzerinden göğüs kontrolü yapan Ersoy, ardından da kıyafetin içine elini sokmak suretiyle kızın göğüs yapısını inceledi. Kendisine yapılan eleştirilere 'Burası sov yeri, Kabe değil' diye cevap veren Ersoy'un bu hareketinin de cevabı şimdiden hazırdır eminim. Çok doğal bir kadın Bülent Ersoy, neyse o. İçindekileri dan güm diye söyleyip, estiren biri o, artık alıştık. Ama ekranda bu kadar doğal olmak, şov yeri diye nitelendirilen bir programda bu kadar şov yapmak ne kadar doğru? Kız, belli ki mutaassıp, dekolte giymek istememiş. Bu yüzden de kapalı bir elbise giyip ekrana çıkmış. Elbise evet feci duruyor, göğüsler hakikatten kütük gibi! Ama bunu program arkası ekiple konuşmak lazım. Popstar Alaturka başladığından beri elbiseler eleştiriliyor. Ama bir Allah'ın kulu da çıkıp demiyor ki, şu kostümcülerle bir toplantı yapalım, istediklerimizi söyleyelim, bizim dediğimiz gibi giydirsinler yarışmacıları. Ama yok o zaman programda tartışılacak bir şey kalmıyor. Zaten o programa katılan isimlerin hemen hemen ilk deneyimi. Fazla müdahale edip, şımarıklık yapmak istemiyorlar belli ki. Durum böyle olunca da ne giydirilirse onu giyip çıkıyorlar. Burada yarışmacıların biraz özgüvenli olması lazım galiba. 'Hayır, kardeşim bu böyle kötü oldu' demeleri lazım. Ama çekiniyorlar işte. E hal böyle olunca da böyle tartışmalar sürekli devam ediyor. Ama Bülent Ersoy, burada kantarın ucunu biraz kaçırıyor bana kalırsa. Ekran başka bir dünya. Doğal olmalısın evet ama her şeyin fazlası da zarar biliyorsunuz. Doğallığın da öyle. Bir yarışmacının göğüslerini kontrol etmek, açıp bakmak onu ekran önünde utandırmak şovun bir parçası olamaz. Daha farklı şovlar yapmak dururken spekülasyon yaratmak, 'şok, olay, flash' tarzı haberlere malzeme olmak sonra da bunu yapanlara esip gürlemek olmuyor. Evet bu da size göre bir şov olabilir ama şovun bu kadarı da fazla oldu Sayın Diva! Mirgün Cabas ve Banu Güven! [/b] Ali Kırca, Reha Muhtar, Mehmet Ali Birand, Gülgün Feyman, Deniz Arman, Defne Samyeli'den başka ancorman ve ancorwoman yok diyenlere duyurulur. Bana kalırsa şu anda ekranda habercilik anlamında döktüren iki isim var. Bu işi son derece layıkıyla yapan, sulandırmayan haber gibi habercilik yapan iki isim. Biri Mirgün Cabas, diğeri de Banu Güven... Mirgün Cabas NTV'nin ana haber bülteni 'Akşam Haberleri'ni sunuyor ve hafta içi her akşam saat 19:00'da ekrana kilitliyor. Banu Güven ise günün son haber kuşağı '24 Saat'i sunuyor. Başarılı sunum tarzları, bilgi birikimleri, haberi veriş tarzları ve yüz ifadeleriyle gerçekten çok başarılılar. İddiasız iddialarıyla çok dikkat çekiyorlar bence.. [b] Nası Yani? [/b] Geçtiğimiz yayın döneminde Biri Bana Anlatsın programıyla NTV ekranlarından seslenen Beyazıt Öztürk'ün partneri değişti. Kadir Çöpdemir'le çok kaliteli ve eğlenceli bir programa imza atan Beyaz'ın yeni partneri Güven Kıraç! Her Perşembe 'Nası Yani' isimli programla CNN Türk'te ekrana gelecek ikili, renkli konuklarıyla 'Televizyon tarihini' konuşacaklar. Kadir Çöpdemir ile süper bir uyum yakalayan Beyaz'ın Güven Kıraç'la da aynı frekansı yakalayacağından hiç şüphem yok. Kahkaha dozajı artarak devam edeceğe benziyor. Bol seyirli günler efendim...