HACI YATMAZ YATMAK ÜZERE!

Yayın Tarihi : 06-11-2007 11:55
İki hafta önce yayına başlayan Hacı Yatmaz, beklentilerimin altında kaldı açıkçası.. Aslında geçen hafta yazacaktım ama 'biraz bekle, ilk programdır, aksilikler, heyecanlar olur' dedim kendi kendime.. İkinci bölümü de bitti Hacı Yatmaz'ın ama yok, benim hayalimde yarattığım Hacı Yatmaz yine yoktu ekranlarda.. Ata Demirer, çok iyi bir stand-up'çı.. Ama talk show başka bir şey.. O yüzden Ata, stand-up yaparken gösterdiği performansı, rahatlığı gösteremedi daha.. Stüdyo daha farklı dekore edilebilirdi, çünkü acayip 'Makine' kokuyor.. Ata da sürekli siyah giyiyor, üstelik iki hafta üst üste siyah gömlek giyip beyaz kravat taktı.. Okan Bayülgen'in sürekli siyah giymesi gözüme hiç batmıyordu, çünkü kıyafete sıra gelmiyordu Okan'ı izlerken.. İsterse çuval giysin fark edilmezdi, çünkü programın akışına ve Okan'a kaptırıyordu insan izlerken kendini.. Ama Hacı Yatmaz'da akan giden bir şey yok, sürekli bir duraksama; e hal böyle olunca sürekli başka bir yerlere takılıyor insanın gözü.. İki haftadır konuk seçimleri de kötü.. Neden sürekli nostaljik isimler seçiliyor anlamıyorum.. Programı hareketlendirecek bir konuk lazım, Ata'yı destekleyecek, enerjisini yerine getirecek bir isim.. Ama yok ısrarla kıyıda köşede kalmış isimler çıkıyor.. Skeçler desen gerçekten kötü.. Korsan TV'deki skeçleri hatırlayanınız var mı? Ne kadar kaliteli ve espriliydi.. Peki neden daha ileri gidilmesi gerekirken daha da gerilendi skeçlerde? Ata'yı iki haftadır izliyorum, her izlediğimde de sınava iyi hazırlanmamış bir öğrenci seyrediyor gibi oluyorum.. Cumartesi geccelerinin iple çekilesi bir yanı kalmadığını üzülerek söylemek zorundayım.. Aslında kıyaslamak hata ama ister istemez aklıma 'Makinalı' cumartesi gecceleri geliyor ve 'nerede o coşku, su gibi gibi akıp giden zaman' demeden duramıyorum.. Ata Demirer'in bir an önce heyecanını atması ve program hakimiyetini sağlaması gerekiyor.. O programın kaptanı Ata Demirer ama biz hala kaptanı göremedik.. Binbir Gecce, Yalan Rüzgarı'na döndü.. Farkında mısınız, artık Binbir Gecce'den bahsetmiyoruz sık sık.. Herkesin birbirine anlattığı, ne olacak diye tartıştığı, anketler açtığı dizi, artık yerinde saymaya başladı.. Aslında yayın saatinin değişmesi bile bir göstergedir benim için.. Sessiz Fırtına dizisi 20.30'da yayınlanmalıydı, yeni bir dizi olduğu için.. İki senelik kökleşmiş dizinin saatini kapıverdi aniden.. Konuyu sakız gibi yaptılar artık.. Eski heyecandan, ne olacak acaba merakından eser kalmadı dizide.. Nefret hüküm sürüyor dizide şimdi.. Acilen bir şeyler yapmaları lazım.. Canım dizi göz göre elden gitmek üzere.. Ahlaksız teklifler, kavgalar, arkadaşımın aşkısın durumları, kaçırmalar falan baydı artık.. Tempo yerlerde sürünüyor.. Acilen yeni bir mevzu yaratılması lazım dizide.. Çünkü Binbir Gecce, Binbir Gecce olmaktan çıktı Yalan Rüzgarı'na döndü.. Benden söylemesi.. Bıçak Sırtı'nda Melisa Sözen fırtınası.. 'Ne kadar iyi oynuyor?' Bizim evden yükselen sesler böyleydi akşam.. Melisa Sözen'i her hafta hayretler içinde izliyorum. Muhteşem bir performans sergiliyor ve üstelik her hafta oyunculuğunu daha da geliştiriyor. Çemberimde Gül Oya'da keşfedememiştim çok fazla, daha doğru pek de dikkat etmemişim o dönemde. Ama Serhat Tutumluer'le oynadığı Cenneti Beklerken filminde vurulmuştum Melisa Sözen'e.. Kocaman siyah gözleriyle anlatmak istediği her şeyi beyazperdeden seyirciye geçirmeyi başarmış ve kendini aşmıştı resmen.. Şimdi aynı başarıyı Bıçak Sırtı'nda gösteriyor. Dolu dolu oynuyor.. Her mimiğinin bir anlamı var, her duruşunun hissettirmek istediği bir mesaj var.. Naifliği, kırılganlığı, kadınsı duruşu, anneliği, aşk bakışlarını ancak bu kadar iyi yansıtabilir bir insan.. Gerçekten bravo! Bol seyirli günler efendim..