NELER OLUYOR EKRANDA?

Yayın Tarihi : 29-05-2008 12:03
Yılmaz Erdoğan'ın 'Çok güzel hareketler bunlar' isimli programının başladığı gün Gülben Ergen'in canlı yayına Demet Akbağ'ı alması bir tesadüf müdür, yoksa oturup planlanmış bir şey midir? Yoksa reyting sınır tanımaz mıdır? Hangisi, siz karar verin.. Menekşe ve Halil dizisini çok alakasız bir 'son'la noktaladılar. Dizinin kalitesine ve gidişatına yakışmadı; hayal kırıklığına uğradık. Öyle bitmemeliydi; ya tam kötü son yapacaktınız ya da tam mutlu son. Halil'i öldürdüyseniz, Menekşe de ölmeliydi. Ya da Halil'in annesi ve babası ölmeliydi, kendilerini siper ederek. Ama sadece Halil ve babasının ölmesi, dizinin başından beri savunulan 'Biz Menekşe ve Halil'iz, bizim aşkımız çok büyük' felsefesine yakışmadı; bu aşka yazık ettiler. Elveda Derken dizisi farklı iklimi olan şehirlerde mi çekiliyor, çözemedim. Neden diyeceksiniz, şöyle ki: Zeynep'in askılı elbiselerle dolaştığı sahnelerin arkasından gelen sahnelerde eski sevgilisi Kerem'in üzerinde boğazlı kazak var. Ya da Lale'nin kalın eşofmanla dolaştığı planların ardından Zeynep babetleri ve mini elbiseleriyle karşımıza çıkıyor. Ya Zeynep çok ateşli bir kadın hiç üşümüyor ve sürekli sıcak basıyor; ya da dizide sağlam bir devamlılık hatası var. Annem dizisinde rol alan Tuncer Salman son iki bölümdür enfes oynuyor. İkiz bebeklerini ve eşini feci bir şekilde kaybeden bir adamı canlandıran Salman, performansıyla ekrana yapıştırdı resmen. Dağılmışlığı, acısı, bakışları ve hissettirdikleri gerçekten müthişti. Tebrik ediyorum, ancak bu kadar güzel oynanabilirdi o sahnelerde.. Gelelim müthiş (!) dizimiz Binbir Gecce'ye.. Gözümüz aydın Şehrazat'ımız hamile.. Ne zamandır bekliyorduk, hatta gözlerimiz yollarda kalmıştı. Nihayet beklenen son gerçekleşti. Mevlüt okutup, şeker mi dağıtsak ne yapsak bilemedim. Allah'ım bu işkence daha ne kadar devam edecek? İşler iyice Arap saçına döndü. Bir de şöyle bir durum var ki geçtiğimiz gün fark ettim, o da eve erken gittiğim için oldu. Hiçbir zaman dizinin en başından itibaren yakalayamıyordum çünkü. Neyse, dizi genel izleyici kitlesi sembolü verilerek yayınlanıyor. Şoklardayım! Yani garip aile yapılarının olduğu, ahlaksız tekliflerin havada uçuştuğu, örnek baba (!) modellerinin çizildiği bu dizi için nasıl olur da genel izleyici kitlesi denir ki? En basit örneğimiz Ali Kemal. Evliyken karısını aldattı, güzeller güzeli iki kızı var. Aldattığı kadından bir oğlu oldu, kadın daha sonra öldü ve o çocuk da diğer kızların yaşadığı eve geldi. Sonra köyden bir kızcağız geldi eve. Ali Kemal onu da kaçırmadı ve kaçamağını yaptı. Sonra onunla evlenmek zorunda kaldı. Şimdi onu da ilk karısıyla aldatıyor. Şimdi bunu izleyen çocuk bir soru sorarsa ne cevap vereceğiz, kim kimle yatıyor belli değil! Bu mudur genel izleyici kitlesi mantığı yani? Show TV'de yeni bir yarışma başlıyor yaz döneminde. 'İlle de Roman Olsun' Cennet Mahallesi'nin çok tuttuğunu gören yöneticiler fırsatı kaçırmadı ve oradaki baş ekibi jüriye koydu. Çok akıllıca bir hareket; bundan daha doğrusu yapılamazdı, tebrikler vallahi.. Demet Akalın bir laf etti; tamam hatalıydı ama sizce de artık olayın durulması gerekmiyor mu? Ortalıklarda söylenen daha ağır laflar ve potlar varken hiçbir kötü niyet belirtilmeden söylenmiş bir söz için bir bardak suda kıyametler kopması gerekiyor muydu yani? Kadın, hatasını anladı ve özür diledi. Diyarbakır'da konser verip okul yaptırmayı bile planlıyor; kendisini affettirmek için. Hani bu kadar pişman ve üzgün! Ama artık her yerde garip garip yazılar çıkıyor. Üstelik Demet'in ağzından yazılıyor, manşetlere taşınıyor. Ayıp artık, cidden yeter. Bu arada hatırlatmakta fayda görüyorum, 'Diyarbakırlı mısınız, dağdan mı geldiniz?' sözü Başkaban'ın 'ananı da al git' sözleri için, 'Söz hoşuma gitmedi ama o davranışı takdir ediyorum' lafının yanında solda sıfır kalır.. Mevzusu bile olmaz. Bol seyirli günler efendim..