KOYDUM AKILLI OLMASIN KİMSE!

Yayın Tarihi : 02-04-2012 18:27
[i]Herkes sunuculuktan uzaklaştığını ve bundan sonraki kariyerini şarkıcı olarak sürdüreceğini sandı, hatta derin bir nefes alanlar bile oldu ama herkes yanıldı.. Çünkü Elif Güvendik, efsane olan programıyla tekrar ekranlara döndü.. Ben de fırsat bu fırsattır deyip, Elif’i o koşuşturmasının içinde yakaladım ve bir gecce yarısı röportajı gerçekleştirdim.. [resim=20120402resim-185245G6][/resim] Hem yeni başlayan programını anlattı Elif hem de o çok merak edilen Demet Akalın – Ece Erken barışmasındaki tavrını ilk kez açıkladı.. Röportaja damgasını vuran ‘koydum akıllı olmasın kimse’ cümlesiyle de beni benden aldı.. Peki Elif bu sözleri kime sarffetti? Merak ediyorsunuz değil mi? O zaman buyurun röportaja..[/i] [b]Neden yoktun uzun zamandır ortalıkta?[/b] Uzun süredir yok olmamın sebebi aslında albümle ilgili çalışma yaptığım içindi. Albümden sonra gerçekten güzel işler yaptım; şarkıcılık anlamında kendimi yetiştirmem gerekiyordu. Şan derslerime ve sahne almaya devam ettim. Çok güzel işlere gittim bayi toplantıları, festivaller… İstanbul'daki kulüplerde çıkmıyorum. Çünkü artık benim çıkabileceğim tarzda bir yer ne yazık ki yok. Mix'i çok seviyorum, o güzeldi.. Tadı da damağımda kaldı, daha sonraki albüme belki güzel bir şeyler yaparız. Ama şehir dışında çok sahne aldım.. Bir de şehir dışında bambaşka bir atmosfer var.. Oradaki insanlar bizi daha bir sevgiyle kucaklıyorlar, o yüzden şehir dışındaki işleri daha çok seviyorum.. Bu arada sunumlarım da devam ediyor.. Ben de iş çok çünkü.. Hem sunum, hem şarkıcılık yaptığım aktivitelerim de oluyor. Bu şekilde daha iyi bir konsept oldu, esas albümü yapma sebebim de buydu zaten, hepsinin bir arada olmasını istiyordum ben. Zaten albümü yaptıktan sonra sunuculuğu geri planda bırakma gibi bir istemim yoktu.. İkisini bir arada götürmek istiyordum. Şarkıcılığım yavaş yavaş insanların aklında yer ettikten sonra şimdi sunuculuğumun zamanıydı o yüzden birazcık ara verdim. Şimdi de çok güzel bir programla Elifnağme geri dönüyor. [resim=20120402resim-185245F2][/resim] [b]Evet.. Elifnağme'nin yeniden başlama hikayesi nedir?[/b] Aslında uzun süredir televizyonla ilgili görüşmelerim vardı ama hiçbiri istediğim gibi bir proje olmadı.. Çok uzun zamandan sonra tv programına başlayacağım için ister istemez hep daha iyisi olsun istedim.. Ama öyle bir proje çıkmadı.. Ta ki, Mehmet Ali Yılmaz'ın TVEM'i karşıma çıkınca kadar.. Digitürk'te 63. kanalda, D-Smart'ta 92. kanalda, kablolu ve diğer her yerde de mevcut TVEM.. Çok güzel bir kanal oldu.. Yeni kurulan bir kanalın içinde olmak ayrıca da güzel, her şey yeniden kuruluyor ve her şeye hakimim.. Mehmet Ali Bey benim de çalışmamı istedi kanalında ve ben de kabul ettim. Başka bir isimle çıkmak istedim ama Mehmet Ali Bey 'ne yaparsan yap ama ismi Elifnağme olsun' dedi, ben başka isimler de çıkarmıştım ama Elifnağme'de karar kılındı.. Bir de o isim benimle çok özdeşleşti, hatta ismimi soyadımı Elifnağme sananlar bile olmuştu zamanında.. Sonra yine mi magazinel bir program mı yapsak diye düşündük ama ben magazinden artık çok yoruldum. Çünkü herkes magazin yapıyor artik dolayısıyla bana çok sıcak gelmedi. Tabii ki çok iyi yapan arkadaşlarımız da var ama ben uzun zaman sonra başlayacağım için yeni bir şeyler yapmak istedim. Ama bu yeni bir şeylerin içinde yine magazin olacak tabii. [b]Peki nasıl bir şey olacak? Elifnağme'nin içeriğinden bahsedelim biraz..[/b] Haftaiçi her gün 14.00 - 16.00 arasında yayınlanacak. Program mutfakta geçecek.. Ben yemek yapmayı çok seviyorum. Daha önce Yemekteyiz programına da katılmıştım. Mutfakta olmayı çocukluğumdan bu yana çok seviyorum anlayacağın.. Evimde de yemekler yapıyorum, herkes de çok seviyor. O yüzden bu tarz bir işle çıkmak istedim.. Aşçım var, Gökşin Bey, onunla birlikte güzel yemekler yapıp konuklarımızı ağırlayacağız. Sanatçılar, oyuncular, doktorlar kısacası herkes programımıza konuk olabilecek. Ve aynı zamanda günün magazin olaylarını da değerlendireceğiz. Bu Elifnağme'nin içinde her şey olacak, ayrıca şarkı da söyleyeceğim. Özellikle şarkıcı konuklarımın olmadığı günlerde söylemeyi tercih edeceğim ama.. [b]Konuklar canlı mı söyleyecekler peki?[/b] Playback olacak. Çünkü ekranlardaki canlı performans kötü performanslara dönüşebiliyor.. Çok iyi programlarda da böyle oluyor bu.. Beyaz örneğin, çok iyi konuklar ağırlıyor ama canlı performanslarda bizim duyduğumuz ses o kadar iyi değil. Biraz televizyonlar bu anlamda bana yetersiz geliyor.. O kadar emek verilmiş işlerin en iyi şekilde izleyiciye sunulmasından yanayım.. [b]Elifnağme'yle aslında sen bir akımın öncüsü oldun.. Senden sonra bir sürü insan senin yaptığın işi yapmaya çalıştı, yapabildi mi tartışabiliriz bunu ama ekranda olmadığın dönemi nasıl değerlendiriyorsun? Neler oldu sen yokken tv'de?[/b] Ekrana ilk vj olarak çıkmıştım.. ATV'nin Satel diye bir kanalı vardı o zamanlar.. Sonra Satel kapanınca kanal benden bir müzik programı yapmamı istedi.. Ben de müzik-magazin yapalım istedim. Elifnağme böylelikle başlamış oldu ve ATV'de 7 sene kesintisiz devam etti. Benim başladığım zaman Harika Pazar vardı, ben vardım ve Magazin Forever'la Kenan Erçetingöz vardı. Ekranı ve gündemi darmaduman ederdi.. Çünkü o zamanlar internet bu kadar yaygın değildi.. Şu anda da interneti darmaduman ediyor, değişen bir şey yok yani.. O zaman ilk başlayanlardanız biz.. Biz birbirimizi de iyi biliriz ve hepimiz de çok iyi yerlerdeyiz. İlk yapmanın en önemli artısı herkesle birlikte büyümek.. Mesela sanatçı dostlarımı bir yere davet ettiğim zaman beni kırmadan geliyorlar. Bu çok güzel bir duygu. Kenan Doğulu'yla, Tarkan'la, Burak Kut'la aynı zamanlarda oldu benim çıkışlarım.. Onun için onların en önemli zamanlarında biz hep beraberdik. O yüzden birbirimizde yerimiz hep farklıdır. İnşallah böyle de devam edecek. Ama şimdi bakıyorum her şey çok taraflı.. Bu kadar taraflı olmak doğru gelmiyor bana.. Baktığın zaman sitelerde de kanallarda da birilerinin takıntılı olduğu isimler var. Onlar için çok kötü şeyler yazılıp çiziliyor ya da çok kötü isimlere çok güzel şeyler söyleniyor. Bazen görmemek bile bir adaptır ama bu kadar taraflı olmak insanların inancını kaybetmesine neden olabiliyor, bu da hoş bir şey değil. Ben şu anki işlerde bunu sevmiyorum sadece.. Bunun dengesini şu anda en iyi kuran isimdir Kenan Erçetingöz.. Dostluk başkadır iş başkadır kavramını başka kimsede göremiyorum ben açıkçası.. Övmüş olmak için değil, örnek vermek için söylüyorum bunu, kimse yanlış anlamasın lütfen ama doğru, doğrudur.. Bir gazetecinin dostuysan sanatçı bunu çok iyi kullanıyor ve sürekli iyi haberlerini yaptırıyor.. Bu da ne yazık ki saygınlığı kaybettiriyor. [resim=20120402resim-185245F9][/resim] [b]Televizyonculuğu değerlendirirsen?[/b] Magazin hiçbir zaman ölmez… Hayatımızın içinde her zaman olacak. İnsanlarımızın hayatları gerçekten çok zor, herkes bir yaşam gailesi içinde, o yüzden magazin de onların nefes alma noktası. Bundan dolayı da çok önemli.. Bir ara haberlerin içinde bile magazin vardı, şimdi biraz azaldı.. Ama her kanalda magazin mutlaka var.. Ben en son 'Orada Neler Oluyor?' yaptım Müge Dağıstanlı'yla birlikte.. Biz yaptığımızda İbrahim Tatlıses bile arayıp cevap hakkını kullanıyordu.. Tamer Karadağlı hayatında hiç erken kalkmamış, sabahın 06.00'sında bizi arayıp açıklama yapmıştı.. Annesi ve eski eşi Arzu, Tamer'in sabah 06.00'da kalkmasına inanamamıştı.. Şu anda herkes program yapıyor ama bir şeyleri doğru yapabilmek için bilgi tecrübe ve geçmişiniz olması lazım.. Ben bir sanatçı için bir şeyler söylüyorsam dünü ve bugünü harmanlayarak soru sormam lazım.. Mesela 60 Dakika'da Hülya Avşar da dedi ya 'bana soru soramaz, gerizekalı..' Kimse kusura bakmasın ama ben Hülya Avşar'ın söylediği her şeye katılıyorum. Bu işe 30 senesini vermiş Hülya Avşar, sen onun karşısına geçip muhabir olarak onunla ilgili iki cümle kuracak kadar bilgin yoksa bu işi yapmayacaksın.. Ya da yaptırmayacaksın. Tamam çok iyi para veremeyebilirsin elamanlarına ama eğitim verebilirsin.. Bu işte biraz bilgi sahibi olmak zorundasın.. Öğrenmek ve kendini geliştirmek zorundasın.. Kimse kusura bakmasın ama bazı isimler de kanalımda magazin yapılsın diye hiç bilinmedik isimleri oraya koyuyorlar, ego savaşı yaşatıyorlar ekranlarda.. Bu güzel bir şey değil.. [b]İnanılmaz bir konuk kirliliği var ekranda zaten..[/b] Kesinlikle.. Geliyor oraya magazin konuşacağım diye ama sen o konuştuğun magazinin neresindesin de konuşuyorsun diye sorarlar adama.. Ya da Hülya Avşar'ı ya da başka ünlü bir ismi irdelerken, sen kimsin diye sormazlar mı? O yüzden tekrar ediyorum Hülya Avşar'a gerçekten hak veriyorum. [b]Biraz önce dedin ya şarkıcılığım için ara verdim sunuculuk işlerime.. Acaba bunda piyasaya biraz da olsa küsmüş olmanın etkisi var mıdır?[/b] En son Star'da yapmış olduğum 'Orada Neler Oluyor?'dan sonra kırgınlıklarım oldu bazı insanlara.. Çünkü hayatta kimin başına ne geleceği belli olmuyor.. Bir gün sabah bir kalkarsanız her şey değişmiş ve allak bullak olmuş bile olabilir.. Ben çok söylerim 'bir anda değişir her şey' diye.. Gerçekten de bu böyledir. Bu iyi yönde de olabilir, kötü de olabilir.. O yüzden hayat neler gösterir hiç kimse bilemez. Ben hayatla alakalı ön yargılarımı çok törpüledim.. İnsanlar için de aynı şekilde.. Her şey deneyim çünkü bu hayatta.. Her başımıza gelen iyi veya kötü olaydan dersler çıkartıyoruz. O zamanlar kırgınlık duyduğum insanlarla ilgili bugün 'evet demek ki olması gerekiyormuş, böyleymiş, bugün bu olgunluğa erişmem için bunlar da gerekliymiş' diyorum. O yüzden hayatta bana gelen her şeyi şu anda daha normal karşılıyorum, böyle göğsümde hafiften yumuşatıyorum, önceden direkt kafa atmaya çalışırdım, şimdi öyle yapmıyorum.. Tabii bu biraz da benim hayatımdaki insanla doğrudan alakalı.. O benim hararetli yapımı biraz sakinleştirdi.. O bana göre bu anlamda çok daha olgun çünkü.. Daha farklı bakıyor. Ben hızlı celallenip, hızlı üzülüp, hızlı tepkiler verebiliyordum.. [b]Kadınsal tepkiler yani..[/b] Evet erkekler galiba biraz daha sakinler bu anlamda.. Onun sakin mantıklı bakış açısı, telkin edişleri bana bambaşka bir perspektif ve sakinlik getirdi.. Ve kendimi daha da geliştirdim.. O yüzden artık kırgınlık filan yok.. Hayatta her şeyin bir olma sebebi var.. Olanda da hayır var, olmayanda da.. Bunları hayat felsefesi yaptım kendime.. Ama en önemlisi de kul kurar, kader gülermiş.. Biz kuruyoruz, kuruyoruz ama kader bize gülüyor, çünkü ne zaman ne olacağını bilmiyoruz. Ama her istediğimiz şey için emek vermeye, çalışmaya ve küsmemeye de devam etmek zorundayız.. [resim=20120402resim-185245D4][/resim] [b]Heyecanlı mısın? 4 sene sonra canlı yayına başlıyorsun?[/b] Televizyonlara çok çıktığım için biraz daha sakinim sanki.. [b]Ee evet, çıktığın programlarda biraz işi ele almakla ünlüsün, acaba Elif mi başladı bu programı sunmaya oluyoruz genelde.. En son İkinci Sayfa'da izlemiştim seni, sen sunuyorsun sandım programı..[/b] Bu konuda kendimi biraz durduramıyorum.. Ben gittiğim programın da iyi olmasını istiyorum, emek veriyorum ama o 'Elif mi sunuyor?' algısı oluşuyor elimde olmadan.. Bu iyi mi kötü mü bilmiyorum.. [b]Senin adına iyi bir şey de karşı taraf adına son derece kötü.. Dizginleri ellerinde tutamadıklarının göstergesi ne yazık ki..[/b] Bakış açımı çok geliştirdim ben.. Böyle olunca da daha çok konuşuyorsun.. O kadar çok şey görüyorsun ki farklı pencerelerden bakabiliyorsun, bu da senin sohbetini biraz daha tatlandırıyor. Soruya dönersek :) 4 seneden sonra kendi programımı yapıyor olmak çok güzel bir duygu.. Enerjisi bile başka.. Ben çalışmayı çok seviyorum. Çalışmadığım zaman hastalıklı oluyorum. Gözümün ışığı sönüyor. Gecce gündüz hiç durmadan çalışabilirim, çalıştıkça parlayanlardanım. O yüzden onun heyecanı var, sevinçle karışık. Hırs dersen ben de o yok işte.. Annem de çok kızar bana, 'bendeki hırsın birazı sen de olsaydı' der her zaman.. Ama yok ,zaten öyle olsaydım bugün bambaşka yerlerde olurdum. Ama ben öyle olmamayı, iyi kalpli olmayı tercih ediyorum. Allah her zaman iyi kalplilerin yolunu aydınlatıyor. Hırs, insanların üstüne basarak bir yerlere gelmek demek bence, ben de öyle bir şey yok.. Kimsenin ekmeğiyle oynamam, herkes yerinde dursun, onun kısmetidir o, benim de kısmetim bir yerde beni bekliyordur inancındayımdır her zaman. [b]Hadi dedikodu yapalım biraz.. Magazinel ilişkileri nasıl değerlendiriyorsun? Aşk anlamında değil ama dostluklar anlamında.. [/b] Yaşanan en son olaydan bahsedersek Demet Akalın ve Ece Erken barışmasını çok yoğun çalıştığım için gazetecilerden öğrendim.. Aradılar, ‘böyle böyle olmuş, siz ne yapıyorsunuz, davanızı geri çekiyor musunuz?’ filan dediler.. Ben avukatıma sorayım deyip kapattım telefonlarımı. Bizim davayla ilgili şöyle bir durumumuz var.. Demet'le ikimiz ayrı ayrı açtık o davaları.. Ben ayrı bir para verdim, Demet ayrı.. [resim=20120402resim-185245G3][/resim] [b]Burada bir duralım, bilmeyen okuyucularımız için bir özet geçelim.. Ne olmuştu sizin aranızda? Rahatsız olmayacaksan..[/b] Yok ya ben ne rahatsız olacağım, onlar rahatsız olsunlar.. Şöyle bir durum olmuştu.. Ece Erken bize bir mesaj attı. O mesaj da Demet ile ikimize hakaret içeren bir mesajdı.. O mesajdan sonra Ece bana mesajlar da attı.. 'Ben onu sana söylemedim, benim eski kocamın Demet için söylediği laflardı bunlar' dedi.. Ve benimle alakalı olmadığını söyleyerek özürler de diledi.. Çok kişi de araya soktu.. Ama Demet çok büyük tepki gösterdi.. Benim bir soyadım var buna da kimse laf edemez, arkadaşım sen de benim arkamda dur, bana denildiyse sana da denildi dedi ve biz davayı açtık. Ve Ece'ye de bunu söyledim ve bir daha da konuşmadık. Daha sonra o bize haberler gönderdi ama bizim bir geri dönüşümüz olmadı. Ben savcılığa ifademi verdim, Demet bu konuyla ilgili ifadesini verdi.. Avukatlarımız aynı ama iki ayrı dava açtık.. Özeti bu.. [b]Okey, devam edelim..[/b] En son gazetecilerden öğrendim işte ben her şeyi.. Aralarında bir kavga olduğuna dair haberler çıkmış da, onlar da olmadığını söylemişler falan filan. Sonra barışmışlar vs.. Onların düşüncesi..Sonuçta o söylediği lafı kendisi kabul ediyorsa ve mahkemeden dönüp kararını değiştiriyorsa bu Ece'nin kendisi için söylediği sözü kabul etmesi demek. Ben kendi adıma böyle bir şeyi kabul etmiyorum.. Herkes ağzının ayarını bilecek.. Bilmezse de mahkemeler var, mahkemeler de çocuk oyuncağı değil ayrıca.. Canım sıkıldı, sinirlendim dava açıyorum, sonra zaman da geçti, benim öfkem de geçti, ben davamı geri çekiyorum diye bir şey yok.. Koydum akıllı olmasınlar!. Eğer bir şey yapmak istiyorlarsa kesin karar versinler, avukatlar hakimler vs. herkes bir emek harcıyor.. Çocuk oyuncağı mı bu işler? Senin arkadaşınla arandaki küslük değil ki bu? Sen bu işi mahkemeye taşıdıysan ciddiyetle, o zaman bu ciddiyetle devam et.. Davamı geri aldım, yok barıştım filan, saçma geliyor bana.. Ama zaten Demet'in genel tavrı budur.. Bir milyon laf söyler birinin ardından sonra can ciğer kuzu sarması olur.. Bir tek benimle olamadı böyle, hayatı boyunca da olamayacak. Benle ilgili son ve kesin karar budur.. Benimle de çok barışmak istedi, birçok insanı araya soktu ama benim ona kırgınlığım var, hayatım boyunca da geçmeyecek. Ben onunla aynı dilde konuşmuyorum ve asla aynı tarzda insanlar değiliz.. Bu sadece benim ve onun birlikteliklerinin bittiği bir dönemde çok mantıklı karar verilmemiş, çok da doğru düşünemediğim bir zamanda kurduğumuz bir arkadaşlıktı ve yanlıştı.. Bunu bana bütün arkadaşlarım ve çevremdeki herkes söyledi ama o zaman doğru düşünemediğim bir zamandı ve benim hatamdı. Hatamdan da geri döndüm.. O aynı Demet.. Hiçbir değişiklik yok.. Ben de aynı Elif olarak devam ediyorum. Yollarımız onunla hiçbir zaman kesişmeyecek.. Benim geçmişime baktığınızda lafımdan geri dönmüşlüğüm yoktur.. Orhan Gencebay - Sevim Emre'yle de görüşmüyorum, görüşmeyeceğim de.. Benim kararlarım son derece net. Ben gerçekten çok iyi niyetliyim. Ve iyi niyetli olarak insanların dostu, kızları, arkadaşları olarak hep yanındayım ve bir yere kadar suiistimale izin veriyorum ama artık iş kötü kalpliliğe dönüşüyorsa bendeki o iyi niyet bitiyor ve geri dönüşü olmuyor.. Bu camiadan da o yüzden olmadığımı düşünüyorum.. Ben çok kendi içinde, ailesine çok düşkün biriyim.. Ailemden öte arkadaşlarım gibi onlar. O yüzden çok arkadaşa vs. de ihtiyaç duymuyorum.. Zaten erkek arkadaşımla çok iyi anlaşıyorum, her şeyi konuşabiliyorum, paylaşıyorum o yüzden camia arkadaşlıklarına ihtiyacım yok. Camia dışından dostlarım var benim, uzun yıllardır görüştüğüm. Hülya Avşar yine çok haklı; bu camiadan kesinlikle dost olmaz.. Ama arkadaş olur, mesafeni iyi koruduğun sürece arkadaşlık edebilirsin hayat boyu ama dost olmaz.. Zaten ben de kendimi asla onlardan görmüyorum. [b]KISA MAGAZİN TURU YAPALIM SENİNLE.. BEREN SAAT - KENAN DOĞULU AŞKI..[/b] [resim=20120402resim-185245C4][/resim] Çok tatlılar, çok yakıştırdım ben onları.. Beren Saat'i hiç tanımıyorum ama Kenan Doğulu'yu çok severim.. Çok uzun senelere dayalı bir arkadaşlığımız var.. Ailesini de çok severim.. İki ünlü ilişkinin yürümesi çok zor ama Beren'i de görüyorum mesela gözlerinin içi parlıyor.. Son zamanlarda çok mutsuz görüyordum onu, işinde çok başarılı ama özel hayatında gözünün feri sönmüş gibiydi.. Şu anda çok mutlu.. İnşallah devam ederler.. [b]GÜLBEN ERGEN - ŞAHDAMARIM..[/b] Merakla takip ediyorum yazılanları.. Gülben Ergen'i de takip ediyorum.. Bireysel olarak çok hoşlanmam ama başarısını çok takdir ediyorum. Her olayda da iyi kriz yönettiğini düşünürdüm ama bu sefer yönetemedi.. Ben onun yerinde olsam hiç konuşmazdım.. Twitter'ı gazete gibi kullandı.. Çok vicdanlı yazılar yazdı belki duygusal yönden de insanları etkilemiş olabilir. Bir çok insandan 'yazık, kadının çok üstüne gidiyorlar' yorumunu da duydum.. Belli de olmaz, krizi çok iyi yönetmiş de olabilir bu bağlamda.. Çok akıllı bir kadındır çünkü Gülben.. [b]CEM YILMAZ - AHU YAĞTU[/b] [resim=20120402resim-185245E7][/resim] Çok bomba iş.. Sadece şeye şaşırdım.. Ahu'nun ailesinin evine gitti mesela.. Orada gazetecileri görünce çok şaşırdı ve sinirlendi.. Yani artık Cem Yılmaz'sın, sen çok önemli bir isimsin, takip ediliyorsun.. Gazetecileri görünce şaşırmasına şaşırdım.. Ahu Yağtu'yu hiç tanımıyorum, konuştuğunu da duymadım.. [b]Cansu Dere'nin eziksenme durumuna ne diyorsun bizim piyasada?[/b] Hiç de zavallı değil valla gayet iyi görüyorum, saçının rengini filan değiştirmiş.. [b]Bunalım hareketler bunlar sanki..[/b] Kötü bir zamanda saçının rengini değiştirdi.. İyi yönetemedi krizi :) [b]CAN BONOMO[/b] Hiç kimse bilmezdi onu...Levent bir gün bak bu adam güzel işler yapıyor dedi, ben de şarkılarını paylaştım Twitter'da.. 'Ne kadar enteresan, alternatif işler' diye tüm şarkılarını paylaştım.. Ve farklılığını hissettim.. çok yakışıyor bence Eurovision'a.. [b]Son soru.. Oyuncu olsaydın şu anda ekrandaki hangi dizide, hangi karakteri oynamak isterdin?[/b] Oyunculuk çok meşakkatli bir iş.. Çok büyük saygı duyuyorum.. Hani oyuncular diyorlar ya ‘biz daha çok beklediğimiz için para alıyoruz’ diye.. Zor gerçekten.. Ben çalışmayı çok seviyorum ama boş durmaktan nefret ediyorum. Gerçekten iyi bir şey olursa oynamak isterim.. Geldi bir iki proje ama içinde olmak istediğim işler değildi.. Ama oyunculuk anlamında da yetiştiriyorum kendimi.. Eğitim alıyorum.. Eskiden de oyunculuk yaptım bir kaç kez ama o zaman eğitimim yoktu, cahil cesaretiymiş o zamanlardaki oyunculuğum. Ben çok komik biriyim.. O yüzden komedide oynamak isterdim.. Yalan Dünya inanılmaz.. Gülse Birsel çok deli bir kadın.. Nasıl yazıyor onları, inanılmaz.. Çok büyük bir yetenek.. Bu kadar güzel sözlerden sonra herhalde Gülse Birsel beni oynatır dizide :)