EMRAL KAYA'YA ÇARPTI!

Yayın Tarihi : 15-10-2007 17:09
Emral Hanım 'Kaya yüzünden kanser oldum' deyip, ardı ardına Kaya Çilingiroğlu'nu kötüleyen sözler sarf etti, Müge Anlı'yla yaptığı röportajda malumunuz. Röportajın başını okurken 'haksızlık etmiş, tek sebep Kaya olamaz' diye düşündüm. Helin Avşar başlı başlına bir sebeptir kanser olmak için çünkü. Neyse ki röportajın sonunda söylemiş Helin'in rezilliklerini de. Ama anne işte sonuçta, kendi kızını ne kadar kötüleyebilir ki? O yüzden topu artık çok yabancı olduğu birine 'Kaya'ya atmış diye düşünüyorum. Emral Avşar'ın kanser olması için o kadar çok sebep var ki... Eşini çok erken yaşta kaybetti bir kere.. Acayip kumar tutkusu vardı, o da başlı başına bir stres çünkü.. Ardından Hülya Avşar'ın evliliğindeki sorunlar ve Helin'in gecce yaşamı, alkolü, skandalları, tuvalet maceraları vs.. 'Boşanma aşamasında çok üzüldüm. Kızım için değil, Zehra için üzüldüm. Bir de Gülben Ergen çıkmıştı Hülya'nın yerine... (Antalya'daki golf turnuvasından bahsediyor) Zehra da oradaydı. Gülben Feraye'yle, Kaya'yla, Kaya'nın annesiyle sarmaş dolaş, öpüşüp gülüşüyorlardı. Zehra da bir köşede mahsun mahsun duruyordu. Ama o resmi görmek lazım, görmek... Zehra'yı doğduğundan beri hiç öyle görmedim. O resim beni hasta etti hasta... O gecce sabaha kadar ağladım yatakta... İnanır mısın çarşafları yırttım. Zehra'nın o hali beni yıktı yıktı. Mahvetti beni. (Gözleri doluyor) Ertesi günü hastalandım zaten... Benim torunumun o şekilde olmasının yüzde yüz sebebi Kaya' diyor Emral Hanım röportajda.. Ama Kaya Çilingiroğlu'nun da Zehra'ya karşı olan ilgisinde bence yanılmış Emral Hanım. Ve bir babaya asla yapılmayacak olan bir şeyi yapmış. Başka bir erkekle kıyaslamış.. Ben Kaya Çilingiroğlu'nun ağzından Hülya Avşar'la ilgili tek kötü söz duymadım. Feraye Tanyolaç'la Avşar kızını kıyasladığını da görmedim. Kaldı ki, Kaya Çilingiroğlu, bildiğim ve takip ettiğim kadarıyla kızıyla çok ilgili ve alakalı bir baba.. Kimse, kimsenin iç dünyasını A'dan Z'ye bilemez ama görünen köy kılavuz istemez diye de bir söz vardır, bilirsiniz.. Ben burada Kaya Çilingiroğlu'nun sütten çıkmış ak kaşık olduğunu söylemiyorum ya da körü körüne onu savunmuyorum. Ama şöyle bir şey var. Erkekleri iki kategoride düşünürüm hep.. Eş ve baba olarak. İkisi bambaşka duygulardır çünkü.. Bir eşin kötü olması, aldatmış olması ya da her neyse işte, kötü baba olacağı anlamına gelmez. Bir babanın kızını sadece tatile götürmüş olması da iyi bir baba olacağını göstermez. İyi baba olmanın göstergesi tatile gitmekten mi geçiyor yani? Kaya Çilingiroğlu ne yaptı? Karısını aldattı, başkasından hoşlandı.. Hülya Avşar kızı için göz yumdu gibi göründü medyaya ama içinde yaşadıklarını hiç öğrenemedik biz. Sonra anlaştılar ve boşandılar.. Herkesin başına gelebilecek türden bir hikaye yaşadılar yani.. Ama şimdi ne oldu? Kötü baba olarak suçlandı, eski kayınvalidesi tarafından.. Ama benim gözümde kare kare görüntüleri var Kaya'nın, Feraye'nin ve Zehra'nın.. Birlikte sanat gezileri yaparken, yüzerken, yemek yerken, Formula 1'i izlerken vesaire.. Her karede de Zehra mutlu görünüyordu; hiçbir karede ezik bir Zehra hatırlamıyorum ben.. Tabii ki her çocuk ister anne – babasının birlikte olmasını ama kocaman kız artık, her şeyi anlayabilecek ve idrak edebilecek durumda.. O da durumu kavramış ve uyum göstermeye çalışıyor. Böyle bir durumda bile yol kat etmeye çalışan çocuğun babasını kötülemek; ilgilenmiyor, bakmıyor demek çok yanlış olmuş bence. Zehra, Kaya Çilingiroğlu'nun ilk göz ağrısı ya, kaç kere kendi ağzından duydum (oğlu olduktan sonra bile) 'Zehra bir yana dünya bir yana' dediğini.. Torununu çok seviyorsan ve mutlu olmasını istiyorsan onun babası için de 'kötüdür' demeyeceksin. Bu iki iki daha dört kadar kesindir. Hele ki bunu tv röportajlarında asla söylemeyeceksin. Emral Hanım, hastalığın da vermiş olduğu duygusallıkla yıllardır içinde biriktirdiklerini kusmuş bu röportajda.. Ve tam bir anne olarak davranmış. Kızının hassasiyetini ön planda tutmuş ve tüm suçu Kaya Çilingiroğlu'na yüklemiş. Oysa ki Hülya Avşar içinde çok şeyi çözmüş bir kadın.. Onun hayatındaki her şey tam rayına oturmuş; aşk, ilişki ve çocuklar anlamında.. Zaten hiçbir kadın kendi içindeki hesaplaşmalarını bitirmeden eski kocasının yeni sevgilisinden olan çocuğa bakmaz, öpmez, sevmez.. Emral Hanım'ın hassasiyeti, kırgınlığı çok fazla... O yüzden kızmak mümkün değil, bir annenin dolup, taşması sadece hepsi bu.. Kaya Çilingiroğlu bile ''Babalığımla ilgili söyledikleri ağır olmuş, keşke hiç söylemeseydi. Yüzüme söylediklerini keşke bu röportajda da söyleseydi. O da herkes gibi ne kadar iyi bir baba olduğumu bilir. Kızmadım, sonuçta hastadır, geçmiş olsun diliyorum.' diye cevap verdi. Evet keşke söylemeseydi ama söyledi bir kere yapılacak pek bir şey yok.. Emral Avşar röportajı da bu yönüyle 'keşke'ler tarihindeki yerini almış oldu böylece.. Emral Hanım'a acil şifalar diliyorum.. Bol seyirli günler efendim...