DİVA İÇİNDEKİ 'GÜLBEN' ZEHRİNİ AKITTI!

Yayın Tarihi : 28-09-2009 03:46
Daha önce yazmıştım.. Demiştim ki: 'Diva'nın Gülben Ergen'le bir problemi mi var acaba? Bilmem kaç sezondur en sol koltukta oturan Armağan Çağlayan'ın, Gündeş'ten boşalan en sağ koltuğa geçmesi bir yenilik mi yoksa istek mi? İlk programda Diva'nın herkesi öpüp Gülben Ergen'in sadece elini sıkması da bir işaretti aslında.. Hoş bu hafta Gülben Ergen Diva'nın elini öptü, Diva da onu öptü ama aradaki elektriğin pek de sevimli bir elektrik olmadığı aşikar.. Diva'nın Gündeş'le olan samimiyetinden eser yok programda.. Ya Diva Gülben Ergen'e yavaş yavaş alışıyor ya da arada bir gerginlik var! İlerleyen bölümlerde bu işin kokusu çıkar' Ve koku bu hafta çıktı.. Yüceler yücesi Diva, Gülben Ergen'in muhatabı bile olamayacağını açıkladı; ansızın, fütursuzca.. Her şey Ramazan isimli yarışmacının yorumunun değerlendirildiği sırada başladı. Ersoy, sanatta yaşamak için öldür felsefesinin varlığını kabul etmenin şart olduğunu söyledi. Bunun üzerine Ergen, en sevimli haliyle ve şaka yaptığı son derece aşikar bir biçimde “Yaşamak için çocuğunuz yaşındaki beni öldürmek niyetinde misiniz?” deyiverdi.. Kadın nereden bilsin tabii Diva'nın böyle bir hamle beklediğini.. Ve Diva'dan herkesi şok eden hatta ekran karşısındaki beni buz kestiren bir cümle geldi: 'Çok teessüf ederim Sayın Ergen, ben sizi muhatap bile kabul etmem sanatımda' Oldukça şirince söylenen bir cümlenin yol açtığı krize bakar mısınız? Gülben Ergen'in nasıl kırıldığını anlamak için sözlerini dinlemek yerine yüzüne bakmak bile yeterliydi. Yine de saygısını hiç bozmadan çok ustaca cevaplar verdi, fakat Diva tavrında ısrarcıydı. Bir sürü perde ve makam isimleri sayarak 'Siz bunları bilemezsiniz, o yüzden de benimle aynı seviyede' değilsiniz dedi. Asıl bomba Gülben Ergen'in 'burada aynı yarışmada aynı koltuklarda oturuyoruz' cümlesinden sonra patladı: 'Burada sizinle oturmak benim tercihim değil, sayın yöneticinin tercihi!' Yani bu ne demek? Diva, zaten Gülben Ergen'i istemiyordu ve orada onunla oturmaktan da son derece rahatsızdı.. Bu yüzden o koltuklar yer değiştirdi ve Diva Armağan'ı yanına oturttu. Eminim böyle bir cümleyi Ebru Gündeş söylesedi, Diva o şuh kahkahalarından birini atar ve işi espriye vururdu ama Gülben Ergen söyleyince olay bir 'sınıf' tartışmasına dönüştü.. Bu noktada Osmantan Erkır'ın tavrı da son derece yerindeydi.. Özellikle Diva'ya söylediği, 'Bülent Hanım şakayla gerçeği anlayabilecek durumdasınız' cümlesi kilit cümleydi. 'Anlayabilecek durumdasınız ama neden uzatıyorsunuz ve işi ciddiyete döküyorsunuz'du bu cümlenin meali.. Ama işte anlayana tabii ki.. Bülent Ersoy, programın başından beri böyle bir çıkış yapmak istiyordu bence, yani Gülben rahatsızlığını dile getirmek istiyordu, istediği fırsatı yakalayınca da hiç kaçırmadı ve en can alıcı yerden vurdu. İçindeki 'Gülben' zehrini akıttı, rahatladı.. Sonra söylediği 'Yok, Gülben benim elime geldi, minnacıktı bana geldiğinde, ben ona çok destek oldum, şöyle yaptım böyle yaptım' lafları da bu vuruştan sonra çok anlamsız kaldı tabii ki.. Sonuç itibariyle 'dal' kırıldı bir kere, bu saatten sonra 'rüzgar'ı affetse ne olur, affetmese ne olur!! [b]İlknur Bozkurt'tan 'yorum :)))' geldi.. Evet İlknur Hanım'ın gönderdiği mail bu şekilde başlıyor.. Niyeyse öyle bir 'başlık' seçmiş(!).. Önce bir hatırlatma yapmakta fayda var.. İlknur Bozkurt Hanımın Çiftliği'nin ilk versiyonunda 'Güllü' karakterini canlandıran kişi. [b]'Özgü'den Güllü olur mu, olmaz mı? [/b] yazımda demiştim ki: 'Hanımın Çiftliği dizisinin ilk versiyonunda oynayan İlknur Bozkurt, daha diziyi izlemeden gazetecilere röportaj vermiş ve 'Özgü'den Güllü olmaz, çünkü bu rol için çok yaşlı' demişti.. İşte biz buna litaratürde 'ön yargı' diyoruz. Keşke bu kadar erken bir açıklama yapmasaydı İlknur Hanım. Zira Özgü'den ne muhteşem bir Güllü çıktığını cuma akşamı hep birlikte izledik.. Özgü Namal 30 yaşında olabilir ama 30 olduğunu asla göstermeyen bir yüzü ve vücudu var. 0 yüzden 17'lik Güllü, 30'luk Özgü'nün içinde hiç sırıtmadı.. Bir de buna Özgü'nün muhteşem oyunculuğu eklenince ortaya tadından yenmez bir durum çıktı..' İşte bu yazımın üzerine İlknur Hanım, bir mail atmış bana.. Önce onu noktasına, virgülüne dokunmadan aynen bir yayınlayayım, sonra üzerine konuşuruz.. 'Sayın Pekel, yorumumun erken olduğuna karar vermişsiniz...bence değildi...benim futurist bir yapım vardır :))) ayrıca Özgü hanımın bu role uygun olmadığını anlayabilecek kadarda bu konuda bilgim....seyrettikten sonra ise bu fikrim daha da arttı...sizlerin ise halen bunu göremeyişiniz çok acı...bu saatten sonra benim Özgü hanımla kişisel bir alıp veremediğimin olmadığını, buna hiç ihtiyacım olmadığını çünkü tam 20 yıl önce çok daha başarılı ve idealist bir tavırda yapılmış versiyonunda oynadığımın farkında olup bundan gurur duyduğumu, bu isyanımın sadece Orhan Kemal'e olan büyük saygımdan olduğunu anlayamayan yapınıza da şaşkınım doğrusu ...ayrıca çok esip yağan siz gazetecilerin böyle durumlarda bir garip hal almanıza ve edebiyatçılara olan saygı kavramının yakınından bile geçmemenize de ayrıca şaşkınım....Sanırım siz hiç Orhan Kemal okumadınız ...özelliklede bu üçlemeyi...romanın neredeyse Özgü hanımın eksikliğini kapatmak için katledildiğini ve ticari bir tavra kurban gittiğinin bile farkında değilsiniz...size ne desek boş...bizim gibi idealistler bu ülkede nasıl yaşar, nasıl bazı şeyleri insanlara anlatabilir meçhul...size önerim artık birşeylerin farkına varmaya başlamanız...ayrıca Özgü hanıma minettarım çünkü ne kadar değerli olduğumu bana bir kere daha hatırlattığı için...' Evet mail bu kadar.. Ben İlknur Hanım'dan özür diliyorum gerçekten, Özgü Namal'ın oyunculuğunu beğenerek hata yaptığımı bilmiyordum. Bu oyunculuğu beğenmenin edebiyatçılara saygısızlık olduğunu da.. Ve Özgü Namal'ı beğenince 'idealist' beğenmeyince 'insan' olunduğunu da.. Özgü Namal'ın bu rolü İlknur Hanım'ın değersizliğini ortaya çıkartmak için kabul ettiğini sanmıyorum, ya da onun değerinin altını daha da çizmek için.. Herkesin fikri kendinedir tabii ki, saygım sonsuz. Ben beğenmeyenlere ağzımı açıp 'vay, nasıl beğenmezsiniz' demiyorum ki.. Ben kendi fikrimi söylüyorum, Özgü'nün oyunculuğunu 'Güllü'ye yakıştırdım diyorum, hepsi bu.. İlknur Hanım, bu işin içinde biri olarak tabii ki Özgü'nün oyunculuğunu beğenmeyebilir.. Ama beğenenleri de 'edebiyata saygısızlık yapmakla' suçlamayaz diye düşünüyorum. Ve tekrar söylüyorum; işin ne ticari tavrındayım, ne de eksikliklerinin.. Ben sadece Özgü'nün oyunculuğu beni tatmin etti diyorum. Bu da benim naçizane kendi fikrimdir. Katılana da, katılmayana da saygım sonsuzdur. The end!