LA TORRE’NİN DENEYSEL MUTFAĞINI KEŞFEDİN!

Yayın Tarihi : 24-07-2012 17:02
Durum böyle olunca ben de ne var, ne yok bakmak için La Torre’nin yolunu tuttum. Ve ne yalan söyleyeyim bu kadar farklı bir mekanla karşılaşacağımı tahmin etmiyordum. La Torre, İstanbul’un yeni bir bakış açısıyla keşfedileceği, misafirlerini eşsiz bir konaklama deneyimine davet eden Türkiye’nin ilk Le Méridien oteli Le Méridien İstanbul Etiler’in içinde yer alıyor.. Otelin Halkla İlişkiler Müdürü Pınar Bardakçı’dan aldığım yardımlarla önce size biraz otelden bahsetmek istiyorum.. Çünkü gerçekten keşfedilmesi gereken ‘parfümlü bir otel’ burası.. ‘Parfümlü derken?’ dediğinizi duyar gibiyim.. Cevap yazıda gizli :) Le Méridien İstanbul Etiler, iki kıta üzerinde panoramik manzarası ile Boğaz’ı seyreden bir tasarım harikası. Şehrin yeni çağdaş simgelerinden biri olma yolundaki 34 katlı otel, ikonik bir mimarinin yanı sıra, İstanbul’un ilham verici kültürel çeşitliliğe sahip atmosferini yansıtan, Türk çağdaş sanatçıların işlerinin de sunulduğu küratör destekli özel bir sanat programına sahip. Ödüllü Türk mimar Emre Arolat tarafından tasarlanan otel, Etiler’de komşu binalardan esinlenerek yaratılan, dikey-istiflenmiş üç farklı bloktan oluşuyor. Bina gökyüzüne doğru yükselirken, konuklarına Boğaz’ın etkileyici manzarasıyla beraber İstanbul’u seyreden yeni bir perspektif sunuyor. İç mekânları ünlü Türk tasarımcısı Sinan Kafadar tarafından tasarlanan bina, yükseldikçe saydam bir görünüm kazanıyor. Boğaz ve şehrin ilham verici manzarasını sunan, tavandan yere kadar pencerelere sahip otel, uzun konaklamalar için tasarlanmış 18 residential süiti içeren 259 konuk odasıyla kapsamlı bir çağdaş yaşam deneyimi sunuyor. Sekiz terapi odası, bir Türk Hamamı, kapalı bir yüzme havuzu, ısıtmalı açık bir yüzme havuzu ve gelişmiş bir fitness merkezine sahip olan Le Méridien İstanbul Etiler’in spası konuklarına Avrupa spa geleneklerinden esinlenmiş yeni bir bakış açısı sunuyor. Klasik otel anlayışından sıyrılmak ve daha farklı neler yapabiliriz fikrinden yola çıkmak için LM 100 Komitesi kurulmuş.. Çeşitli sanatçı gruplarından oluşan bir komite.. Bunların içinde ressam, koku uzmanı, şarap uzmanı, şefler. Video artistleri gibi bir çok kişi var.. Şu an ki sayı 33 ve bu sayı 100’e tamamlanacak. Bu sanatçılar tüm dünyadaki Le Meridien’ler için konseptlerine katkı sağlayabilecek yaratıcılıklar yapıyorlar.. [resim=20120724resim-185441D9][/resim] Ve bana en büyük yaratıcılıkları Türkiye’de ilk defa karşılaştığım bir uygulama. Le Meridien İstanbul’un kapısından içeri girdiğiniz anda çok hoş bir koku alıyorsunuz.. Kokonunu adı LM01.. Ve bu koku günün belli saatlerinde daha da yoğunlaşıyor.. Ve bu koku tüm Le Meridiean’lerde aynı. Gerçekten muhteşem bir koku.. [resim=20120724resim-185441D1][/resim] Otelde La Torre dışında keşfedilmesi gereken bir de Boaz Bar var ki, aşık olmamanız içten bile değil.. Aynı anda hem Asya’ya hem de Avrupa’ya bakıp olağanüstü İstanbul manzarası eşliğinde keyifli saatler geçirebilirsiniz burada.. Ve tabii ki Boaz’da düzenlenen özel konseptli partilere de katılmanızı şiddetle tavsiye ederim.. [b]Ve gelelim popülerliğiyle nam salmış La Torre’ye.. [/b] La Torre şehrin en yeni ve iddialı restoranlarından biri.. Hem tasarımı hem de mönüsüyle “yeni bir perspektif”, özgün bir mutfak kültürü sunmaya hazır olan La Torre Restoran, genç ve yaratıcı baş aşçısı Tarkan Özdemir öncülüğünde keşfedilmemiş pek çok lezzeti açığa çıkarıyor, misafirlerine imza niteliğinde deneyimler yaşatıyor. [resim=20120724resim-185441E6][/resim] Hem modern, hem sıra dışı olmayı başarabilen mönüsüyle dikkat çeken La Torre, otelin 4. katında yer alıyor. Otel dışından da ayrı girişi bulunan, vale hizmetiyle otel konuklarının yanı sıra kent sakinlerini de bu tecrübeye davet eden restoranın kapalı bölümü 200, havuz başındaki açık terası ise 200 kişiyi ağırlayabiliyor. Gruplar için tercih edilen özel odaları ve bölümleriyle La Torre, kahvaltıdan akşam yemeğine dek geniş bir yelpazede alternatifler sunuyor. [resim=20120724resim-185441C6][/resim] Mekandaki aksesuar ve dekorasyon seçimleri gerçekten çok başarılı.. Dekorasyonu iki kelimeyle anlat derseniz ‘yalın ve şık’ derim.. Aynı Le Meridien İstanbul gibi yani.. [resim=20120724resim-185441E5][/resim] Geniş salonunun dışında bir de iş yemekleri ve özel toplantılar için hazırlanmış son derece şık bir bölümü de var.. [resim=20120724resim-185441E8][/resim] Lezzetlere gelince.. Birazdan La Torre’nin Executive Chef’i Tarkan Özdemir’le baş başa bırakacağım sizi ama öncesinde belirtmek isterim ki La Torre mutfağı sizi çok şaşırtacak deneysel bir mutfak.. Bildiğiniz lezzetlerin yanında La Torre sizi büyülü bir lezzet yolculuğuna da davet ediyor.. O nedenle La Torre’den gelecek hiçbir davete hayır demeyin ve bırakın ‘parfümlü otelin’ enfes restoranı La Torre damaklarınıza imza atsın.. [i]La Torre lezzetlerinin yaratıcısı Tarkan Özdemir’den mutfak notları: [/i] [b]DENEYSEL LEZZETLERİ ÇOK SEVİYORUM![/b] [b]La Torre lezzetlerinin başkahramanını biraz yakından tanımak isterim.. [/b] Ben 12 senedir yurtdışındayım. Mengen’de doğup büyüdüm. Temel aşçılık eğitimimi Mengen’de tamamladım. Türkiye’den ayrıldıktan sonra Almanya’ya gittim.. Almanya’da 4-5 sene kaldım.. Aynı şirket içinde devamlı transfer olduğum için iki farklı otelde çalıştım. İntercontinental Berlin ve İntercontinental Frankfurt Otelleri’ydi.. Orada bir yıldızlı bir michelin restoranı Hugos’da çalışma imkanı buldum ve alt yapımı hazırladım. Türkiye’den genç yaşta ayrılmamanın da büyük bir avantajını yaşadım. Türkiye’de alt yapımı oluşturamadım çünkü yurtdışında deneyim kazanmak benim için iyi oldu. Daha sonra Malta İntercontinental Oteli’nin açılışını yaptım. Oradan Umman Sultanlığı’na geçtim ve sultanın sarayında iki sene görev yaptım. Al Butsan Palace Intercontinental’da.. Sonra Çin’e taşındım ve 4 yıl boyunca executive chef olarak Beijing ve Hangzhou’da Crowne Plaza, Holiday Inn ve InterContinental’de görev yaptım. [resim=20120727resim-185441C4][/resim] Sonra da nasip burasıymış.. Otelin konsepti çok ilgimi çekti.. Yaratıcılık çok ön planda çünkü.. Mutfakta da yaratıcılığımı gösterme imkanı buldum. Farklı çalışmayı da seviyorum. Klasik şeyler haricinde biraz deneyimsel yemekleri seviyorum. Burada da o alanın olduğunu fark ettim. Zaten beklentim de o yönde olduğu için anlaştık ve çalışmalara başladık.. Otelin ana restoranı La Torre.. Onun dışında aşağıdaki barımız Latitude Bar'da ve terastaki barımız Boaz’da yemek veriyoruz. Ama ana yemek, öğlen ve sabah kahvaltısı La Torre’de veriliyor. [b]Mutfağınızdan bahsedelim biraz.. [/b] [resim=20120724resim-185441E5][/resim] Mutfak biraz neo-klasik.. Mönümüzü beşe böldük.. Şefin atölyesi bölümü yaptık.. O bölümde deneysel yemeklere yer veriyoruz. Bilinen tatlar bölümünde daha çok insanların anlayabileceği, bildiği lezzetleri bulabileceği lezzetler ağırlıkta.. Deneysel yemekleri yabancı misafirler tadımlıyor ama Türk insanı yine pizzasını, makarnasını yemek istiyor. O yüzden bilindik tatlar bölümünü yarattık zaten.. Ama biz daha çok şefin atölyesi bölümüyle ön planda olmak istiyoruz. O bölümü biraz daha geliştirmek ve o bölümü insanlara tanıtmak istiyoruz.. [b]Neler yapıyorsunuz mesela o bölümde?[/b] [resim=20120724resim-185441D8][/resim] Örnekler vererek anlatayım size.. Herkes börek yapıyor mesela.. Ama bizim yaptığımız börekler farklı.. Biz güllaç hamurunu börek hamuru niyetine kullanıp içine ördek ve gül aroması koyuyoruz. Niyokki yaptık mesela.. O bilinen bir lezzet ama biz onu patlıcanla yaptık.. Patatessiz vs. Bilindik bir isim gibi gelse de yerken daha çok bilindiğini anlıyorsunuz, çünkü lezzet direkt Türk damak tadına ait.. Ama sunum farklı, ürün komple alt üst olmuş durumda.. Bu tarz deneysel çalışmalar yapıyoruz.. [resim=20120724resim-185441D8][/resim] İnsanların başka yerde yiyemeyecekleri lezzetler üzerine odaklanıyoruz. Hani konsept nasıl desek bütün teknikleri birleştiriyoruz ama Türk insanına yabancı gelmeyecek lezzetleri sunmak istiyoruz. Mönüden okuyunca anlamıyor belki ama tadına bakınca ‘vay ben bunu yermişim’ diyor.. [resim=20120724resim-185441A4][/resim] Vejetaryenleri de unutmadık, onların da sevdiği lezzetlerden ekledik mönüye. Öğlenler için quick lounge’lar yaptık mesela.. Bir başlangıç, bir ana yemek ve bir tatlıdan oluşan.. 30 dakikada yenebilecek mönüler bunlar.. Fiyatları da çok uygun bölümün.. [b]LA TORRE'DEN BİR İLK: SÜTLAÇLI MAGNUM[/b] Benim alt yapımda mutfağın bütün bölümleri var.. Hemen hemen tüm pozisyonlarda çalıştım. Buna pastane de dahil.. Tatlılarımız da çok iddialı.. Onlar da kreasyon tatlılar.. Örneğin geçen hafta sütlaçtan mini magnumlar yaptık.. Normalde sütlacı yerken üzerine browni ve dondurma koyup yeriz. Biz aynı lezzeti direkt dondurmadan alarak yaptık.. Sütlaçtan dondurmayı hazırladık, dış çikolata kaplaması yerine de sütlacı yakarak çikolataya karıştırdık ve dondurmaları batırdık çıkardık. Yerken de aynı lezzeti yakaladık.. [resim=20120724resim-185441F8][/resim] [b]ACILI EZME HAMURUNDAN ADANA KEBAPLI MANTI![/b] [b]Peki bu fikirler tamamen size mi ait? Nasıl kombinliyorsunuz bu lezzetleri? [/b] Ana fikirler genelde benden çıkıyor ama çalışırken bu fikirler daha da gelişiyor. Mesela bu hafta yeni bir yemek daha ortaya çıkardık. Mantı hazırladık.. Ama mantının hamurunu acılı ezmeden yaptık. İçine de adana kebap koyduk.. Lezzet aynı ama size yansıyan ürün farklı.. Bunların limitlerini de doğru ayarlamak ve lezzeti bozmamak en önemli kural.. Duydum mesela Türk aşçılardan biri kahveden mantı yapmış.. Kahveden mantı ne alaka? Lezzeti bozmadan, alt yapısı sağlam ve insanlara yadırgatmayacak şeyleri ortaya çıkarmak çok önemli.. [resim=20120724resim-185441C1][/resim] [b]AĞZINIZDA PATLAYAN ZEYTİN TOPLARINI MUTLAKA DENEYİN![/b] Biraz da moleküler teknik kullanıyoruz mesela.. Zeytinin içinde kalsiyum var, zeytinin suyunu alıyoruz. Bunu böyle klorlu bir suyun içine attığınız zaman o top şekline dönüyor. Zeytin topu ortaya çıkıyor. İçinde kalsiyum olduğu için de zeytinin dışı direkt deri kaplanıyor.. Dokunun içinde de zeytin sıvı kalıyor.. Ağzınıza attığınız zaman da ağzınızda patlıyor. Ve direkt zeytin tadı alıyorsunuz.. [resim=20120724resim-185441F7][/resim] [b]Şimdi ne moda La Torre’de?[/b] [resim=20120724resim-185441E6][/resim] Modern Türk börekleri, deniz tarağı, kuzu konfit, Havva’nın elması, mango pavlova, balık şiş, ve kaz ciğeri bu aralar en favori yemeklerden.. [url=http://www.geccemekan.com/mekan-la-torre]La Torre hakkında daha fazla bilgi için tıklayın..[/url]