O ÇOCUĞU SUSTUR HEMEN!

Yayın Tarihi : 26-11-2007 12:48
Popstar Alaturca Yarışması'nda dün bana göre son derece ilginç bir olay yaşandı; fark ettiniz mi bilmiyorum.. Bülent Ersoy, yarışmacılardan biriyle ilgili yorum yaparken salondan bir çocuk aniden bağırdı.. Çocuk dediysem büyük bir şey sanmayın; sesinden daha 2-3 yaşında olduğu belliydi ve tam o sırada Bülent Ersoy, en sert surat ifadesiyle 'Sustur o çocuğu' deyiverdi.. Demekten öte emreder gibi bir hali vardı.. 2-3 yaşındaki bir çocuğa kolay kolay söz geçmez.. Zapt edilmeleri zor olur.. O çocuğun annesi ne yapabilir ki o anda; susmuyorsa.. Anne duyarlılığı olmayan bir insanın elbette ki anlamasını beklemiyorum ama dünya sadece kendi eksenlerinizde dönmüyor.. Siz ne isterseniz o anda olmak zorunda değil.. Baş tacım dediğiniz seyirciye emretmek, 2 yaşındaki bir çocuğa ya da onun annesine, 'sustur o çocuğu hemen' diye kükremek size hiç yakışmadı Bülent Ersoy.. Madem çocuklardan ve onların seslerinden bu kadar rahatsız oluyorsunuz, 'programa çocuk gelmesi yasaktır' dersiniz olur biter.. Boşu boşuna ekran önündeki insanları da germemiş olursunuz.. DENİZ SEKİ KENDİNİ HABERCİ İLAN ETTİ! Ben demiştim demekten nefret ederim ama demiştim.. Deniz Seki, bu işi eline yüzüne bulaştıracaktı, adım gibi emindim.. Ve öyle de oldu.. Hata üstüne hata yaptı en sonunda da özür diledi ama bu meslekte bilmediği bir şey var ki, ekran sürçülisan etmeyi affetmiyor; kara kaplı deftere not düşüyor.. Deniz Seki'nin haber bülteni de aynen öyle oldu.. Ancak beni haberleri sunmasından daha da ürküten bir şey oldu sonrasında.. Deniz Seki, çıkışta gazetecilere 'gazetecilik' dersi verdi.. Seki, muhabirlere dönerek, 'ya arkadaşlar sadece mikrofon uzatmakla habercilik, gazetecilik yapılmıyormuş, gördünüz mü?' dedi.. İşte korktuğum buydu.. Verilen küçük bir paye insanların hemen havaya girmesini sağladı.. Deniz Seki, 'ancor-woman'ım diye dolanmaya başladı bile.. Yarım saat sunduğu haberlerden sonra gazeteci, haberci olduğuna karar veriverdi aniden.. 'Ben bu işi de alnımın akıyla yaptım, artık elimden her iş gelir' diyerek hem de.. Kıyafetle, saç ve makyajla ana haber spikeri olunabiliyor anında ama beynin çok işlem görmesi gerekiyor.. Keşke birileri de bunu hatırlasa.. BIÇAK SIRTI'NDAKİ KAHVECİ! Geçtiğimiz bölümde Nejat İşler vuruldu, kanlar içinde yerde yatıyordu.. Fakat ondan önce kahveci Süleyman vuruldu ve hayatını kaybetti.. En son üzeri beyaz çarşafla örtülmüş ölü bedenini gördük, ondan sonra adamın adını ağzına alan olmadı.. Bu kadar değersiz bir karakter miydi bu adam, bir cenazesi bile kaldırılmadı ya da ne biliyim birkaç kelam edilmedi hakkında.. Süleyman karakteri resmen havada kaldı.. Oysa onun da bir hikayesi vardı dizide.. Evlenmişti, karısı çocuk bekliyordu, kahvesi vardı.. Adam öldü, bizimkiler onun kahvesine gittiler çay içtiler.. Bekledim bir diyalog geçecek mi diye ama nafile, Süleyman öldüğüyle kaldı.. ANNEM DİZİSİNDEKİ HAMİLELİK TESTİ.. Efendim, Annem dizisinde de Seda Akman Talat Bulut'tan hamile kalmış, bunu doğrulamak için test yapıyor. Kamera teste yoğunlaştı ama çubuktaki üç kare de bembeyaz.. Yani normalde sonuç negatif, hamile değil anlayacağınız ama bizim dizide kadın hamile çıkıyor.. Hiç kimse bu detayı fark etmedi mi ekipten merak ediyorum.. Testlerde üç tane kare olur, eğer hamileyseniz ortadaki kare hayatınızda görmediğiniz kadar koyu pembe bir renk alır.. Kalemle de mi boyayamadılar yani? Hiç inandırıcı olmadı sahne, benden söylemesi.. Bol seyirli günler..