POPSTAR’DAN STAR ÇIKMAZ!

Yayın Tarihi : 24-12-2007 13:04
Popstar Alaturca'da sona gelindi.. Önümüzdeki hafta ak koyun kara koyun belli olacak ama.. Kocaman bir ama var burada.. Son üçe kalan yarışmacılardan hiçbirinin star özelliği taşıdığını düşünmüyorum.. Hepsinin sesi çok güzel olabilir ama Armağan Çağlayan'ın da dediği gibi sadece sesle bu iş olsaydı Türkiye stardan geçilmezdi.. Gökhan'ın sesi muhteşem, gırtlak nameleri harika ama sahne duruşu ışığı sıfır.. İyi bir yorumcu olabilir ama star asla.. Zekai Tunca'nın yerine oynayabilir sadece.. Fiziği ve duruşuyla Harun çok iyi, sesi mükemmel ama kendini çok kasıyor sahnede.. Eğer sıkılganlığını ve utangaçlığını atarsa belki bir şeyler olabilir ama star, sanmıyorum.. Umut'a gelince.. Umutsuz vaka gerçekten.. Çok ruhsuz.. İsteksiz okuduğu her halinden anlaşılıyor.. Elektriği asla geçmiyor.. Sahnenin ortasında bir ileri iki geriden öteye gidemiyor.. Sonuç itibariyle bu halleriyle bunlardan star olması imkansız.. Elbette bir tanesi Popstar Alaturca'nın 'starı' seçilecek ama kötünün iyisi olmaktan öteye gidemeyecekler.. Her zamanki gibi olacak yani.. Şu yarışmalardan bugüne kadar bir tane bile star çıkmadı.. Hala niye bu inat, bu zaman kaybı anlamıyorum.. Hani bir tane çıksa gam yemeyeceğim ama yok işte, zorlama starlar ancak bu kadar olabiliyor.. Müzik dünyasına yeni isim kazandırmak, gençleri müziğe teşvik etmek açısından son derece yararlı bir program aslında ama iş star yaratmaya gelinceye orada çuvallanıyor.. 13 haftanın sonunda 'sen artık starsın' diye bir çocuğu ortalara salıvermek, onu boş yere havaya sokmak, ben artık oldum havalarında dolaşmalarını sağlamak son derece yanlış bana göre.. Gençler, farklı yerlere yönlendiriliyor, farklı şeyler bekliyor, istediklerini alamayınca, elde edemeyince ve en önemlisi star olmadıklarını anlayınca bunalıma girip, yanlış şeyler yapabiliyorlar.. O yüzden yapımcıların ya da kanal yöneticilerinin bu programlara başka bir isim bulması gerekiyor artık.. Çünkü bu programlardan star çıkmadığı çok net belli oldu.. Zorlamanın da bir manası yok.. Öyle değil mi? FEDAİ'YE NE OLDU? [/b] Fedai dizisi ilk başladığı zaman demiştim ki 'bu diziye fazla şans vermiyorum..' Seda Sayan hayranları beni topa tutmuştu o dönem.. Haksızmışım, başarısını kıskanmışım vs.. vs.. Seda Sayan da canlı yayınından emeğe saygılı olun, çok zaman harcıyoruz biz bu işe demişti.. Emeğe saygımız sonsuz tabii ki de ama gerçeklerde ortada işte.. Şimdi haklı olduğumu bizzat reytingler ortaya çıkartıyor.. İlk başladığı gün reyting sıralamasına 6.'lıkla başlayan bir dizinin günden güne zirve yapmasını beklemek yanlış olurdu.. İyi iş kendini ilk günden belli eder ve birinciliği kimseye kaptırmaz.. Hatırlayın Bıçak Sırtı'nın ya da Binbir Gecce'nin ilk başladığı günü, hem AB'de hem de genel izleyicide tartışmasız birinci olmuştu ve öyle de gidiyorlar şimdi.. Arada ikinci, üçüncü oluyorlar ama sıralamadaki yerleri belli en azından.. Fedai şimdi 18. sıralarda filan sürünüyor.. Nedenleri de çok açık.. Daha önceki yazıda da söylemiştim, biz zaten Seda Sayan'ı sabah akşam izliyoruz, artık her hallerini biliyoruz o yüzden dizide farklı birini izlemek istemiştik.. Ama olmadı.. Kimse yemedi Yıldız karakterini, herkesin boğazında kaldı.. Olan Tamer Karadağlı'ya oldu sadece.. Çünkü gerçekten çok iyi oynuyordu.. Bir de asıl önemli olan yabancı filmlerden uyarlayıp uyarlayıp dizi yapmak artık insanlara inandırıcı gelmiyor.. Ben bir bodguard'la sanatçının aşkını izleyeceksem Kevin Costner ile Whitney Houston'u izlerim, niye Seda Sayan'la Tamer Karadağlı'yı izleyim ki.. Farklı bir şey izleyemedikten sonra temcit pilavı gibi aynı konuyu Türk oyunculardan izlemek istemiyorum artık.. Tam ben bunları düşünürken ve yazacağım yazıyı kafamda toparlarken dün gecce, Star'da başlayacak yeni bir dizinin tanıtımları dönüyordu.. Birol Güven'in yeni dizisi Havalimanı! Buyurun buradan yakın işte.. Yine bir yabancı film alıntısı daha.. Daha başlamadı, izlemedik ama Tom Hanks ile Catherine Zeta Johns'un başrolünü paylaştığı Terminal filminden esinlenildiği adından bile belli.. Tek farkı bu dizinin Türk versiyonu olacak olmasıdır ki, ne kadar yansıtılabilir bilmiyorum.. İzleyince görüşlerimi yazacağım.. [b] DİZİLERDE NEDEN ÇALIŞMAZLAR? [/b] Geçen hafta Sevgili Yüksel Aytuğ, süper bir konuya değindi ve dizi karakterlerinin dizideki işlerini yapmadığını, işte Binbir Gecce'de Onur ile Kerem'in holdingte çalışmadıklarını filan yazdı ve sordu 'nereden geliyor bu değirmenin suyu?' Aynen katılıyorum bu görüşe.. Aşk meşk işlerine o kaptırıyorlar ki işlere vakit ayıran yok.. Örneğin ilk başladığı günden beri merak ederim, yazmak şimdi kısmet oldu.. Avrupa Yakası'nda bir dergi ekibi var, günün büyük bir kısmını ofiste geçiyorlar.. Ama ben bir gün bile o dergiyi görmedim dizide.. Görmeyi bırakın derginin hazırlığı bile yapılmadı.. Pruflar olmadı hiç, sayfa planları yapılmadı.. Nasıl çıkıyor peki Avrupa Yakası Dergisi? Sadece Avrupa Yakası Dergisi'nin bir afişi var ofiste o kadar.. Dizi bitecek nerdeyse canlı kanlı dergi yok piyasada.. Sürekli çalışalım arkadaşlar diyen bir patron var evet ama dergi nerede arkadaşlar? Uzun yıllar dergilerde çalıştım, muhabirlikten editörlüğe, yazı işleri müdürlüğünden genel yayın yönetmenliğine kadar her şeyi yaptım ama bu kadar kolay çıkan bir dergi daha görmedim açıkçası.. Eğer dizinin konusunda bir dergi varsa ya da bir holding yönetilmesi gerekiyorsa bunları da yapmak gerekmez mi arada? Ne dersiniz, haksız mıyım? Bol seyirli günler efendim..