OKAN VE ÇOCUKLAR!

Yayın Tarihi : 15-06-2009 11:14
Okan Bayülgen bir laf etti, ortalık karıştı.. Ne dedi peki Okan; 'eşim ve ben çocukları sevmeyiz!' Peki herkes Okan Bayülgen gibi bir adamdan ne demesini bekliyordu ki bu kadar şaşırdı? Ekrana çıkıp agucuk agucuk hallerine bürünecek hali yoktu ya.. Hepimiz biliyoruz bu adam normal değil ve bu adamdan normal hareketler beklenmez.. Herkes neden bu kadar çok şaşırdı ve deli gibi açıklama yapmaya başladı ben de buna şaştım.. Tam klasik anne - baba tribine girdi millet.. Biliyorsunuz çocuğu olan herkes çocuklarından aşırı şekilde bahsetmeye, olayı mıncır mıncır etmeye bayılır; ha bir de tavsiye vermeye ve ahkam kesmeye.. O yüzden Okan'ın lafının ardından herkes eteğindeki taşı döküverdi, 'bu ne demek, olur mu öyle şey, kucağına alsın da görsün bakalım' falan filan.. Adam tabii ki kendi çocuğunu sevecek arkadaşlar, çocuğu kucağına verildiğinde 'hayır, eşim ve ben çocukları sevmiyoruz, istemiyorum bunu alın geri götürün' diyecek hali yok ya! Ağız torba değil, büzülmüyor işte.. İlla herkes konuşacak; bir de sadece konuşmak için konuşmasalar! Hazır Okan Bayülgen demişken bu haftaki Kingo Disko süperdi.. Okan'ın çocuklarla ilgili yaptığı açıklama çok çarpıcıydı. Bayülgen, ATV ekranlarında yayınlanan Bir Şarkısın Sen programında kullanılan çok sayıdaki led ekranın, epilepsi hastası çocukların üzerinde yaptığı olumsuz davranışları açıklarken acayip sinirlendi.. Sinirlenmekte de çok haklıydı.. Söze şöyle girdi: 'Başta böyle bir bir girişim çok yararlıydı. Çünkü aileyi bir arada oturtacak işler yok televizyonda. Böyle programlar olması lazım, eğer bu televizyonlar bu ülkenin televizyonları ise. Eğer bu ülkenin televizyonu değilse yapmaması lazım.' Ve ardından Bir Şarkısın Sen programına yönelik ağır sözleri başladı: 'Yine aynı gözü doymazlık, yine aynı açgözlülük! Bu güzel formatı gayet güzel berbat ettiler ve çocukların sırtından şu anda para kazanmaya başladılar. O kadar üzülüyor ve utanıyorum ki! Üstelik programlarının reklam alabilmesi için tüm bunlar! Reklamcılar da bunu nasıl yiyip reklam veriyor, onu anlamıyorum. Mesela biz programımızı bölmüyoruz. Bölsek çok daha iyi sonuçlar alırız. Niye programlarını bölüyorlar? Üstelik RTÜK bunu iki sene önce yasakladı! Üstelik RTÜK yasakladığı halde TRT de programları bölüyor. RTÜK devlete ait, TRT devlete ait. TRT, RTÜK'ü dinlemiyor. Dolayısıyla bu program da dinlemiyor. Programları bölüyorlar. Ne oluyor? Güya yangından mal kaçırılıyor. Güya reklamcı kandırılıyor. Bu üçkağıda girmenin alemi yok ki.' Programda kullanılan ledlerin çocuklarda epilepsiye yol açtığına değinen Okan Bayülgen, bu cihazlar yüzünden ekran karşısında bir sürü epileptik çocuğun başının ağrıdığını ve kriz geçirdiğini belirtti. Ve şöyle devam etti: 'Ben televizyon işini bilmiyor muyum? Herkesten de iyi biliyorum. Ben bilmez miyim bu stüdyoyu daha canlı göstermeyi ama gecce çok saatte yayınlandığım halde bile bundan kaçıyorum.. Dikkat ediyorum.. 'Bir şarkısın Sen'cilere de buradan sesleniyorum; o dekoru değiştirin..' Ve ardından sözü gediğine koydu Okan; 'reklamcıların da çocuk sömürüsü yapılan programlara reklam verirken dikkat etmelerini öneriyorum' Ne diyelim umarım ATV'ciler bu uyarıyı dikkate alırlar.. (Bu arada Fatih Ürek'in yeni şarkılarına bayıldım, söylemeden edemeyeceğim; yine turna 12'den vurulmuş Fatih Bey :) ) Çok Güzel Hareketler Bunlar'da fazla tekrar mı olmaya başladı bana mı öyle geliyor? Tekrar derken devam skeçlerinden bahsediyorum, çokça olmaya başladılar son zamanlarda. Bir de sürekli şu 'ben yaptım, evet ben horladım, evet ben ağladım, yok ben gaz çıkardım' geyiklerine son verseler ne kadar iyi olacak, değil mi? Dün gecce Var mısın Yok musun'da Beyaz rüzgarı esti.. Bir sürü güzel şey anlattı Beyaz içlerinden bir tanesi hem çok komik hem de etkileyiciydi.. Hayatındaki oto kontrol sisteminin annesi olduğunu söyleyen Beyaz, annesi ile 35 yaşına kadar aynı evde kalmış. Kendisinin ünlü olması da annesini hiç ama hiç etkilememiş. Ve 1970'lerde nasıl yaşıyorlarsa öyle yaşamaya devam etmişler. Banyo kazanlı evlerde büyüdüğünü ve yıllarca küvetli ev hayalini kurduğuna değinen Beyazıt Öztürk, hayatının Kanal D'de programa başladıktan sonra bir şirketin sponsorluk önermesi ve 500 bin dolar vermesiyle değiştiğini anlatan Beyaz, 'Bu paranın 200 bin dolarıyla Mecidiyeköy'de ilk gördüğüm dublex daireyi aldım. Evin iki katında da küvet vardı. Sonra annemi 'bir arkadaşımın evi' diye o eve götürdüm ve annemin ilk cümlesi şu oldu: 'Gözü kör olasıcalar nerelerde yaşıyorlar!' Tabii hemen gerçeği açıkladım, şok oldu, sarıldık ağlaştık falan. Sonra eve taşındık, bir iki gün küvete hiç girmedim. Çünkü küvetle aramda insani bir ilişki başladı. Küvete karşı tavrım var yani. Elimi yıkıyorum, küvete böyle devamlı bakıyorum. 'Bugüne kadar sen beni içine sokmadın, şimdi de ben girmiyorum kardeşim' diyorum sözleri stüdyodakileri kahkaha krizine soktu. Hikayenin devamı ise son derece tirajıkomikti.. Bir evde gördüğü banyo resmini beynine kazıyan Beyazıt Öztürk, bir gün Paris'e gitmiş ve oradan envai çeşit şampuan, vücut şampuanı, banyo köpüğü almış.. Eve gelip onları banyoya dizerek içindeki o özlemi de bastıracakmış böylece.. Eve getirmiş, banyoya dizmiş onları, böylece içindeki ukdesi de sona ermiş. Birkaç gün banyoya girmemiş, sonra girdiğinde elini atığı her şişeden elmalı sabun çıkmış.. Nasıl oluyor bu derken, annesinin her şişeye pazardan aldığı ucuz kiloluk elmalı sabundan döktüğünü öğrenmiş.. O iyileri de misafire ayırmak için sakladığını.. Komik ama etkileyici! Ah annelerimiz işte! Kötüler hep kendilerine, iyiler başkalarına.. Hepsi mi böyle acaba? Kanal D'deki 'Kocam Size Emanet' programına çok gülüyorum. Şimdi kadınlar, kocalarını aldıkları ilk güne döndürmek istiyorlar ya.. Hem de bunu 1 haftada yapmak istiyorlar, ilginç tabii; 1 haftada ne olacaksa? Adamlara bakımlar yapılıyor, saçları başları düzeltiliyor, maskeler yapılıyor, dans dersleri aldırılıyor falan.. (hele o adamların o beyaz atlet içeri sokulmuş eşofmanlı halleri, beni benden alıyor :) ) Eee bir hafta sonra ne oluyor? İşten güçten hayat gailesinden bıkmış usanmış adam, bir hafta sonra bir metroseksüele mi dönüşüyor? Yoo, her şey kaldığı yerden devam ediyor.. Herhalde kadınlar da bir haftanın beyliği beylik deyip, yaşamlarını sürdürüyorlar, hayallerinde başka erkekler yaşatarak ama gerçekte kimli evli olduklarını bilerek.. Ne acı! Ha, işin ucunda para var ama derseniz evet, belki! Peki 10 milyar için kocanızı ekranda maymun etmeye değer mi? Düşünün bakalım bi?