BURAK, İBRAHİM, KIVANÇ VE ENGİN!

Yayın Tarihi : 17-10-2011 10:18
Millet şok geçirdi, o kadar ismi bir arada görünce; magazin basını bile şaşırdı.. Muhabirlere gün doğdu, kimle ne konuşacaklarını şaşırdılar, hep peşinde koştukları onlarca ünlü arka arkaya girince Nahide kapısından.. E biz demiştik, şok geçireceksiniz diye günler öncesinden.. Hep dediğimizi yaparız bilirsiniz.. Daha çoooook konuşacaksınız bizi.. Çok sevinenlerin yanı sıra rahatsız olanlar da var aranızda Gecce’den; şimdiden bilsinler, alıştırsınlar kendilerini diye söylüyorum :) Gecce’nin o muhteşem geccesinden geçiyorum bu hafta benim gözüme takılanlara.. Öncelikle Ebru Gündeş’i bir tebrik edeyim.. Ne yalan söyleyeyim kendim doğurmuş kadar sevindim Ebru’nun anne olmasına.. O kadar yürekten istiyordu ki anne olmayı, Allah sonunda onu Alara’sına kavuşturdu.. Sakın da ayırmasın.. Sağlık ve neşeyle geçen çok uzun bir ömürleri olsun inşallah.. Umutsuz Ev Kadınları, hızlı başlamış ve reytinglerde birinci bile olmuş.. Şaşkınım, sanırım şu reyting hilesinden sebep birinciler.. Zira Acun’u geçip birinci olabileceklerine hala bir ihtimal veremiyorum.. Serhat Tutumluer ve Songül Öden’i ayrı tutarak söylüyorum ki oyunculuklar çok kötü.. Özellikle şu Hanımın Çiftliği’nden buraya transfer olan Evrim Solmaz facia oynuyor.. Hanımın Çiftliği’ndeki şivesinden kurtulamamış haliyle gerçekten sinir bozucu..İki dakika bile dayanamadım.. Korkunç resmen.. Umutsuz Ev Kadınları’nın orijinali nere, bizim dizi nere.. Bizimkiler için yapılacak tek yorum var; o da gerçekten umutsuzlar! Gülben Ergen’in Yarı Çıplak’ı yalan oldu resmen.. Serdar Ortaç şarkısıyla uçarım sanmıştı ama tepe taklak oldu.. Zaten Yarı Çıplak nasıl bir Serdar Ortaç parçası anlamadım.. Serdar’la uzaktan yakından alakası yok.. Gülben mi söyleyemedi, Serdar mı yapamadı bilemiyorum ama şarkı çoktan out’lar arasındaki yerini aldı.. Gülben’den başladık, Hadise’yle devam edelim.. Hadise’nin Eurovision’a gitmesini en çok isteyenlerden biriydim.. Bu köşenin takipçileri iyi bilir, bir çok kez yazdım.. Ama Hadise umduğum gibi çıkmadı ve birinciliği getiremedi ülkemize.. Neyse mevzu bu değil. Mevzu, Hadise’nin Hande Yener’in Eurovision’a gitme talebini küçümsemesi.. Muhabirler soruyor, Hande Yener Eurovision’a gitmek istiyormuş diye.. Hadise’den cevap hemen geliyor.. TRT en doğru kararı verir, TRT’ye güveniyoruz.. Bu ne demek? Biz (Artık kimse o biz) TRT’ye güveniyoruz TRT Hande Yener’i seçmez! Demek.. Çünkü o söyleme anını izlediyseniz ‘güveniyoruz’ derken alt dudaktaki küçümseme mimiğini de görmüşsünüzdür.. Ayıp, Hadise’ye yakıştıramadım.. Hande Yener, Sertab Erener’den sonra Türkiye’ye birinciliği getirebilecek kalitede bir isim.. Ondaki yorum, Sinan Akçıl’daki beste – söz yeteneği birleştiğinde acayip tehlikeli oluyorlar.. TRT, Hande Yener’i dikkate almalı, Hadise’ye kulak tıkamalı bence.. Evet ya, düşününce bu fikir daha sıcak geliyor.. Evet evet Hande’yi Eurovision’da görmek istiyorum ben.. Ya siz? İbrahim Çelikkol’u izledikçe her geçen gün biraz daha ‘vay bee’ çekiyorum ve ben bu adamı daha önce nasıl fark edememişim diye hayıflanıyorum.. İffet’de harikalar yaratıyor İbrahim her hafta.. Özellikle geçen hafta resmen döktürdü. Hele o İntizar şarkısının fonda olduğu anlarda ekrana yapıştırdı beni bakışlarına sakladığı oyunculuğuyla. Vallahi bravo! Bir bravo da Burak Özçivit’e! İtiraf ediyorum ‘Çet’ halini pek sevmiyordum ama Malkoçoğlu haline bayılıyorum.. Küçük Sırlar’da kendine sakladığı oyunculuğunu Muhteşem Yüzyıl’da konuşturuyor Burak! Yeni nesil başarılı erkek oyuncuların artmasına çok mutluyum.. Sadece Kenan-Kıvanç-Cansel-Engin dörtgeninden bahsedilmesinden fenalık geçirmek üzereyim çünkü.. Yeni birilerini yazmak bile heyecanlandırıyor insanı.. Kimse yanlış anlamasın Kenan-Kıvanç-Engin üçlemesini de hala çok başarılı buluyorum (Cansel’in oyunculuğunu sevemiyorum nedense, çok düz bir oyunculuğu var; karakter oyuncusu değil, tip oyuncusu o bence) ve üçünü de çok beğeniyorum ama Burak gibi, İbrahim gibi yeni oyuncuların da başarılı olmaları beni mutlu ediyor; onları izlerken keyif alıyorum çünkü.. O nedenle bir bravo daha onlara.. Engin Akyürek demişken yazmadan geçmek olmaz; geçen haftaya damga vurdu Fatmagül’ün Suçu Ne? Fanlar hemen silahları kuşanmasınlar ama Kerim o tokadı hak etti arkadaşlar :) Anladık artık dayanamıyor, 1.5 sene oldu değil mi Fatmagül başlayalı? E oldu tabii, 1. Evlilik yıldönümlerini kutlayacaklar haftaya baksanıza.. Artık faaliyetsizlikten deliye dönüyor Kerim, sevdiğine dokunmak istiyor, öpmek istiyor falan filan da Fatmagül’ün geçirdiği travmayı da unutmaması lazım.. Zorla güzellik olmayacağını Kerim’den daha iyi kimse bilemez.. Şaka bir yana sevgili senaristler, şu senaryoyu biraz değiştirseniz, Kerim’e biraz insaf etseniz.. Ay artık kavuşsunlar; içimiz şişti.. Seda Sayan isyan etmekte haklı, öpüşsünler, birlikte olsunlar artık.. Yeteerrr! :) Saba Tümer’e bi haller oldu farkında mısınız? Gündüze geçti diye mi böyle, yoksa duraksama dönemine mi girdi merak ediyorum.. Kahkahaları bile sahte gelmeye başladı bana.. Nasıl olsa kahkahalarım tuttu diye ota, b.ka kahkaha atıyor sabahları.. Cidden tuhaflaştı… Sabah programlarının rutinine uyacaksa Saba Tümer olmasının farkı nerede kaldı? O da başladı sebzecileri, diyetçileri toplamaya, canlı yayına ot mot getirmeye.. Yılların Saba’sını kaybediyoruz.. Acilen özüne dönmesini tavsiye ediyorum Saba Tümer’e.. Bir tane Esra Ceyhan’ımız var zaten, ikincisine ne gerek var? Saba Tümer, o yolda ilerliyor aman dikkattt!