ERKEKSEN MONA LISA’YA GEL!

Yayın Tarihi : 29-01-2008 13:24
'Alışamadım' şarkısıyla kalbimde özel bir yeri olan Sibel Bilgiç, şu sıralar boşanmasıyla oldukça gündemde.. Kendisiyle boşandıktan bir gün sonra kendi ofisinde buluştum.. Tahmin ettiğiniz gibi boşanmasıyla ilgili değil, onun hayatında çok önemli bir yeri olan Mona Lisa'yla ilgili konuştum.. Her zaman şuna inanırım, erkekleri hayatının merkezine koymayan kadınlar bu hayatta en fazla başarılı olan kadınlardır.. Erkek, hayatından gittikten sonra kendine ve işine sarılarak yoluna devam eder, kaybını hissetmez.. O yüzden karşımda oturan bu güçlü ve ne istediğini bilen kadınla konuşmaktan çok zevk aldım.. İşte karşınızda 'Erkeksen Mona Lisa'ya gel' diyecek kadar iddialı bir güzellik lazer merkezinin genç ve başarılı yöneticisi.. [resim=20080129resim-183847B2][/resim] [b] Güzellik merkezi işi nasıl doğdu? [/b] 2003 yılında iş hayatına atılmak ve gerçekten kendi istediğim şekilde mutlu olacağım işi yapmak istedim.. Kadının güzelliği ve bakımıyla her zaman çok ilgiliydim.. Kendi arkadaşlarıma hep güzellikle ilgili küçük tavsiyeler verirdim zaten, tüyolar, zayıflamaya yönelik bilgiler.. Sonra dedim ki, ben bir güzellik merkezi kurayım.. Fakat o günün şartlarında hem öyle bir yer bulamadım.. Hem de alt yapısal olarak bir takım engellerimiz vardı.. Sonra o dönem içinde dünyanın en önemli epilasyon merkezlerinin birinin sahibiyle tanıştım.. Ve dedi ki bana 'Neden lazer epilasyon düşünmüyorsun?' Bu arada ben Türkiye'de ilk kez lazer operasyon yaptıranlardan biriyim.. Gerçekten çok pütür pütür bir tenim vardı.. Zaten bu Ortadoğu kadınına has bir şeydir; Avrupalı kadınlarda bu kadar yok.. Ve gerçekten lazer epilasyon yaptırdıktan sonra gördüm ki, bütün batıklarım gitmiş ve pürüzsüz bir cilde kavuşmuşum.. Kendim de bizzat tecrübe ettikten sonra biraz inceleme yaptım ve bu konuda dünyada ciddi bir sektör oluştuğunu fark ettim.. Ben de onlarla ciddi bir ortaklık içine girerek bütün sistemi buraya getirdim.. Eğitimleri, kullandıkları makineler, müşteri ve servis kalitesi anlamında aklınıza gelebilecek her şey.. 4 senedir de çok şükür çok iyi bir noktadayım.. Tercih edilen birkaç markadan biriyim ve her geçen gün de daha iyi olması için daha çok çalışıyorum.. [b] Ne gibi hizmetler veriliyor? [/b] Yüzde doksan lazer epilasyon hizmeti veriliyor.. En önemlisi tabii artık yanık tenli insanları da tedavi edebiliyoruz.. Lazer epilasyon on yedi yıldır uygulanıyor dünyada.. İlk başlarda hakikaten sadece beyaz tenli insanlar tedavi edilebiliyordu.. Yanık tenli insanlar; zenciler, güneşte yanmış insanlar, tedavi edilemiyordu.. Yıllar sonra bu da mümkün oldu.. [resim=20080129resim-183847G7][/resim] [b] Neden tedavi edilemiyordu peki? [/b] Çünkü, pigmentler değişiyordu ve bunu görebilecek bir lazer ışını icat edilememişti.. Fakat artık bu da mümkün.. Lazer makinelerinde en önemli şey, kullanmayı iyi bilmek.. Çünkü lazer makinelerinde 160 farklı enerji var.. Bu ne demek.. Yani 160 farklı ten rengine ve tüy rengine göre makineyi ayarlayabiliyor.. Zaten işin uzmanlık alanı da burada devreye giriyor.. Lazeri yapan kişilerin lazer konusunda çok iyi eğitimli olması lazım ki hangi cilt tipine hangi enerjiyi kullanacağını bilsin.. Bu eğitimler hem bizim tarafımızdan hem de Amerika'dan gelen uzmanlarımız tarafından veriliyor; bazen de bizim çalışanlarımız Amerika'ya gönderiliyor.. [b] Kaç kişilik bir ekiple çalışıyorsunuz? [/b] Şu anda lazer bölümünde 4 kişilik bir ekip var.. İki makinemiz var.. Stajyerlerimiz var, zaman zaman eğitim için gelen.. Çünkü Mona Lisa aynı zamanda gerçekten lazer epilasyon için bir okul gibi.. Şu anda NASA'nın çıkardığı yeni bir makine var.. Çoğunlukla beyaz tenlileri tedavi eden.. Görüntü olarak çok çirkin bir makine ama çok iş görüyor.. Normalde diğer makinelerimize göre daha hızlı bir makine bu.. Yani diğer makinemizde bir kısmı 50 dakikada yapabiliyorsak, bunda 20 dakikada işlemi tamamlayabiliyoruz.. Gerçekten bu çok önemli.. [b] Bu makineden sadece siz de mi var peki? [/b] Yok, birkaç yerde var fakat dediğim gibi bu makineleri kullanan kişiler çok önemli.. Piyasada bin çeşit lazer makinesi var.. Lazer adı altında satılan fakat lazer olmayan.. Çünkü lazer bir ışındır aslında ve dünyada artık bir çok şeyde lazer kullanılıyor.. Bizim kullandığımız lazerle derinin 3 ile 5 mm altına inerek sadece kıl kökünü yakıyor.. Dolayısıyla herhangi bir hücre değişimine uğratmadığı için teni zaten kanserojen de değildir.. Amerika'da bizim kullandığımız lazerler FDA tarafından onaylanmış cihazlardır.. Kanserojen değildir.. Bu çok önemli.. Ben herkese söylüyorum; içtiğiniz kolada, dışarıda yediğiniz yemeklerde ve içtiğiniz sigarada çok daha fazla kanser yapıcı madde var diye.. [resim=20080129resim-183847B3][/resim] [b] Adı neden Mona Lisa peki? [/b] Mona Lisa, çünkü ölümsüz bir güzelliği temsil ediyor.. Mona Lisa'nın tablosu bile bugün hala tartışılır güzellikte.. Zaten tabloya baktığınızda da görüyorsunuz; kuaförsüz, manikürsüz, pedikürsüz bu kadar doğal bir güzellik olabiliyor mu, evet olabiliyor.. Ve ben herkese söylüyorum en güzel kadın, en doğal kadındır ve en güzel gülen kadındır.. Ama bu demek değil ki, çirkin bir burnunuz varsa ve bundan rahatsız oluyorsanız tabii ki bunu yaptırmanız lazım.. Ama Türk kadınında şöyle bir şey var: İç sağlığından daha çok dış sağlığına özen gösteriyor.. Yani kalbine daha az önem veriyor, cilt bakımına daha çok önem veriyor.. Meyve yemiyor, sağlığına dikkat etmiyor.. Kaldı ki güzellik gerçekten içten gelen bir şey.. Yani bu ne demek? Güzel kalplilikten daha çok, ki tabii ki insanın kalbinin güzelliği yüzüne vurur, fakat bir yaş problemi ve geriye gitme diye bir olay da var.. Bu nedenle çeşitli meditasyonlar, terapilerin yapılacağı ve sağlıklı beslenilecek her ortamda her kadın çok daha güzel olabilir diye düşünüyorum.. [b] Müşteri hedefiniz var mı? [/b] Benim müşteri hedefim yok.. Herkes benim müşterim.. İlk açtığımız sene erkeklerden çok fazla rağbet yoktu.. Çünkü bu işten utanıyordu.. Aslında kıl öyle bir problem ki, boşanmalara kadar götürebiliyor insanları.. Yani benim öyle hastalarım oldu ki; çok kıllı olduğu için ki normal bir kıldan bahsetmiyorum, eşleri tarafından terk edilmek isteyen ve buraya gelip tedavi olduktan sonra ağlaya ağlaya çıkıp evliliğim kurtuldu diyen.. Yani aslında sosyal bir yardım da yapıyorum burada.. Kadının en güzel giysisi tenidir. Tene iyi bakmak çok önemlidir.. Dolayısıyla lazerle bunun yüzde 70'ini zaten halletmiş oluyoruz.. Batıksız, pürüzsüz, pamuk gibi bir tene sahip olabiliyorsunuz.. Erkekler utangaçtı, ilk senelerde ve Türkiye'de bu konular çok fazla konuşulmuyordu.. Ve ben o zaman erkekler için bir ilan verdim, hiç kimsenin yapmadığını yaptım ve 'Erkekseniz Mona Lisa'ya gelin' dedim.. Bu ilandan sonra müşteri portföyüm ciddi anlamda arttı.. [resim=20080129resim-183847B6][/resim] [b] Tedavi sürecinden biraz bahseder misiniz? [/b] Vücut bölgesi dediğimiz bölge, boyundan aşağısıdır.. Yani kol, koltuk altı, bacak, bikini bölgeleri altı ila sekiz seansta bitiyor, seans araları dört ila altı hafta.. Fakat bizim her tedaviden 21 gün sonra bir rötuşumuz var.. Bu çok fazla önemsenmiyor ama gerçekten rötuş çok önemli lazer epilasyonun ve seansların doğru sonuç vermesi açısından.. Biz bu konuda çok sıkıyız ve hastalarımızı sürekli arayıp neredeyse taciz ediyoruz.. Çünkü rötuşa geldikleri sürece çok daha iyi sonuçlar alıyoruz, çok daha çabuk bitiyor ve kıl kökleri büyüme ve gelişme evresine gelmeden onları yok edebiliyoruz.. Demek ki normal bir vücut bölgesi için sekiz rötuşa ihtiyaç var, sekiz de tedavi için gelseniz 16 kere, yani dört ila altı haftada buraya gelmiş oluyorsunuz.. Demek ki bir seneye yakın bir sürede bir bölüm bitiyor.. Ama bizim hastalarımız başladıkları zaman bütün bölgelere başlıyorlar ve bu çok daha kolay oluyor.. Çünkü komple vücut için toplamda sekiz kere gelmiş oluyorlar.. [resim=20080129resim-183847G3][/resim] Boyundan yukarısı yüz diye adlandırdığımız bölge, hormonal bölgedir, yani kullandığımız bütün ilaçlar, stres, kadınlıkla ilgili problemler, hormonlar, menapoz dönemimiz bunların hepsi yüze yansıdığı için yüzdeki tüylerin yok edilmesi daha zor oluyor.. Onun için yüz 10 ila 12 seansta bitiyor.. [b] Lazer kimlere yapılmaz peki? [/b] Sarı tüylere yapılamıyor.. Bazı kişilerin kökleri siyah, daha sonrası sarı.. Onlar olabilir mesela.. Ama kökü sarı olan insanlara lazer operasyon yapamıyoruz.. Veya kökü beyaz olanlara.. Şu anda açık renk tüyleri gören bir alet ne yazık ki yapılmadı.. Onun nedeni de lazer ışının o koyu kökü görüp oraya odaklanıp onu yok etmesi.. Ama tahminim bu da çok yakın bir zamanda yapılacak diye düşünüyorum.. [b] Fiyat aralıklarından biraz bahseder misiniz? [/b] Bu çanta satmak gibi bir şey olmadığı için lazerde fiyat vermek çok doğru değil.. Ama şöyle söyleyebilirim; seans başı bölgeye göre 50 dolar ila 650 dolar arasında değişiyor.. Fakat şu anda Sevgililer Günü için bir kampanyamız var.. Paket veya tek satış alanlara yüzde 20 indirim yapıyoruz.. Ben şimdi bunu gecce.com okuyucularına da uygulamak istiyorum. Gecce.com'un tüm okuyucuları da bu yüzde 20'lik indirimden faydalanabilirler.. [b] Yenilikler olacak mı Mona Lisa'da? [/b] Mona Lisa'da yenilikler olacak, teknolojide de olacak.. Bu sene yeni bir makine aldık, bir tane daha yeni makine alıyoruz.. Müşteri kapasitesi olarak yetemiyoruz çünkü o yüzden kapasitemizi arttırmaya çalışıyoruz.. [resim=20080129resim-183847C4][/resim] [b] Ne günler açıksınız? [/b] Pazar hariç, Cumartesi dahil hafta içi her gün sabah 09.00 akşam 19.00 arası hizmet veriyoruz.. Ama bazı özel ve ünlü hastalarımız için 19.00'dan sonra da hizmet verebiliyoruz.. Çünkü görünmek istemiyorlar, o nedenle onlara özel bir saat dilimi yaratıyoruz.. [b] Sibel Bilgiç'in güzellik tüyolarına geçelim; siz nelere dikkat ediyorsunuz, neler yapıyorsunuz? [/b] Benim en kötü tarafım maalesef ben sigara içiyorum; çok azalttım ama günde altı yedi sigaraya kadar düşürdüm.. Bir kere muhakkak erken yatarım; saat yarımda yatakta olurum.. Uykunun önemine çok inanıyorum.. Kadınların bir takım hücreleri gecce belli bir saatte yenileniyor.. Erken yatmak bu yüzden çok önemli.. Kardiyo ve plates yapıyorum ve ikisini birlikte yapmanın gerçekten çok büyük faydasını görüyorum.. Spor yapıyorum, çalışmayı çok seviyorum.. Beni çok genç tutuyor.. Müşterimle zaten aile gibi olduk.. Buraya gelen müşterimle oturuyoruz, kahve içiyoruz, sohbet ediyoruz.. Mona Lisa'dan dolayı çok güzel dostluklarım oldu.. Sabah erken kalkmak, işime gelmek, işimin başında olmak beni çok mutlu ediyor.. Dışarı çıksam bile aklım hep burada oluyor.. Zaman zaman hepimizin inişleri çıkışları oluyor.. Hayat her zaman günlük güneşlik değil ve sonsuz mutluluk da yok.. Fakat hayata pozitif bakmak, bir kadının duruşunu, gülüşünü bile etkiliyor.. Yani bir erkeğin de öyle.. Gülmenin çok önemli olduğuna inanıyorum, gülmenin kahkaha atmanın, bir takım şeylere gülüp geçebilmenin, çok ciddiye almamanın.. Benim kendi kendime oluşturduğum bir sistemim var.. Bir şeye üzüldüğüm zaman hemen 1'den 10'a kadar puan veriyorum.. Benim hayatımı bu ne kadar etkiliyor diye.. Mesela bir iş randevusuna geç kaldım, hemen 4 puan veriyorum, 4 puana ne kadar üzülmem gerekiyorsa o kadar üzülüyorum.. Bir arkadaşım mı üzdü beni, hemen puanlandırıyorum; evet bu çok kötü ama almam gereken bir ders mutlaka vardır diyorum ve örneğin 5 puan veriyorum.. Bana göre 7 ve üstü şeyler ölüm, ciddi kazalar geçirmek ve sakat kalmak.. Yaşadığımız hayatta en fazla 7 puan veriyorum.. Çünkü hayat çok kısa.. Bir şeye çok saplandığınız ve takıldığınız zaman, önünüzdeki diğer ışıkları göremiyorsunuz.. Hep sonuç odaklı bir insanım, problemlerin içinde boğulmam, sonuca odaklanıp nasıl çözeceğime bakmaya çalışırım.. İyi arkadaşlar, mutlu arkadaşlar edinmeye çalışıyorum.. Kendi huzurunu bulmuş mutlu insanlarla görüşmeye çalışıyorum.. Bu demek değil ki, üzgün arkadaşlarımın yanında değilim.. Hayır, çok da fedakar ve manevi tarafı çok kuvvetli bir insanım. Ama yine de hayata negatif bakan insanlarla bir araya gelmemeye çalışıyorum.. [b] Cildiniz için neler yapıyorsunuz? [/b] Oksijen terapi yapıyorum.. Aylık düzenli cilt bakımlarımı yaptırıyorum.. Evde kendimin haftada bir yapabildiği çok basit peeling ve maskem var.. Otururken, kahve içerken onları yapıyorum. Bol su içiyorum; günde en az üç litre.. Kardiyo ve terlemek cilde çok iyi geliyor biliyorsunuz.. Nemlendiricilerimi ve güneşten koruyan kremlerimi mutlaka sürüyorum.. Yanık ten çok sevmiyorum, yazın da çok sevmiyorum.. Çünkü cildi çok yaşlandıran bir şey, o yüzden mümkün olduğu kadar beyaz tenli olmaya gayret ediyorum..