CEYDA DÜVENCİ'NİN KADERİ!

Yayın Tarihi : 28-09-2007 16:39
Ne dizide ne de gerçek hayatta yüzü gülemedi gitti şu kızın bir türlü. Gerçek hayatta İsmail Hacıoğlu tarafından aldatıldı, dizide Kerem tarafından göz göre göre aldatılmaya devam ediyor. Allahtan dizideki karakteri gibi zayıf değil gerçek hayatında Ceyda Düvenci! İlk önce eski sevgilisi Tan Sağtürk'ü dizideki kankası Berzügar Korel'e kaptırdı. Çok medeni gibi dursalar da fazla kabul edilemeyecek bir durum bence. Hiçbir kadın eski sevgilisinin en yakın kız arkadaşıyla birlikte olmasını istemez. En azından ben istemem. Çünkü arkadaşının mutluluğunu çok içten paylaşamazsın, o anlattıkça onunla geçirdiğin günler, mutlulukların, paylaştıkların aklına gelir. Her ne kadar geçmiş gitmiş bir aşk da olsa insan hafızasının esiridir, mutlaka akla düşürür eski yaşanmışlıkları. Ardından dizide platonik aşkı Kerem'le yolları birleşti Bennu'nun.. Ama bu aşk da pek samimi değildi. Kerem'in aklı hep Şehrazat'taydı. Bennu bunu sezse de konduramadı aşkına ve onunla çalkantılı bir aşka yelken açtı. Şehrazat'la Onur'un evlenmesiyle tam işler yoluna girecekti ki ahlaksız teklif yeniden gündeme geldi ve Kerem'e gün doğdu. Bennu yine kaderiyle baş başa kaldı, hatta az daha ölüyordu. Kerem, vicdan azabından ona tekrar yaklaştı, seni seviyorum, sensiz yapamam dedi ve onu hayata bağlamayı başardı. Aklında sadece Şehrazat varken hem de... Dizide bunlar olurken gerçek hayatında da darbe yedi Ceyda Düvenci. 2.5 yıl birlikte olduğu İsmail Hacıoğlu tarafından aldatıldı. Yeni dizisindeki Aslı Tandoğan'la aşk yaşamaya başladığı iddia edilen İsmail Hacıoğlu, her ne kadar ayrılmadık, bitmedi dese de bu aşk üstüne Ceyda Düvenci tarafından çoktan bir çentik atılmıştı bile. Demem odur ki bazen dizi karakterlerinin hayatı, gerçek hayatlarıyla özdeşleşebiliyor. İşte burada da karakteri sağlam olan, güçlü duran başarıyı yukarılara taşıyor. Ceyda Düvenci, dizide çok zayıf karakterli, ilk olumsuzlukta pes edip, kendini salıveriyor ama gerçek hayattaki Ceyda, çok güçlü ve hayata karşı çok sağlam durabilen kadın. O yüzden de inandırıcılığı çok kuvvetli dizide. Gerçekte ne yaşarsa yaşasın onu izlerken beynime diğer görüntüleri gelmiyor, sadece Bennu'yu izliyorum. [b] TEK GECCELİK İLİŞKİ... [/b] Televizyonda bunlar olup biterken Türkiye'nin en büyük gazetesinin iki yazarı şu anda bir röportaj yüzünden birbirine girmiş durumda. Ayşe Arman ve Cengiz Semercioğlu'ndan bahsediyorum. Ayşe Arman'ın Emre Altuğ ile yaptığı röportajda 'Çağla Şıkel'le ilişkime tek bir gecce diye başladım' demesi iki yazarı karşı karşıya getirdi. Ayşe Arman, 'bu sözün önemi yok, röportajın geri kalan kısmında Emre, aşkını dolu dizgin anlatıyor, hangi kadın sevdiği adamın ağzından bunları duymak istemez' diyerek kendini haklı çıkarmaya çalışıyor; Cengiz Semercioğlu da bu sözün çok aşağılayıcı bir söz olduğu yönünde ısrar ediyor. Hatta Çağla Şıkel'in de bu söze çok kızdığını ve Emre Altuğ'un kendini affettirmeye çalıştığını söylüyor. Sizin düşünceniz nedir, bilmiyorum. Ama bana kalırsa son derece talihsiz bir açıklama. Biliyorsunuz bir cümlede ama geçiyorsa, cümlenin başı önemlidir, sonu değil. 'Onu çok seviyorum ama' dan sonra gelen her söz olumsuzdur. Bu da o hesap işte. Cengiz Semercioğlu, 'Emre, bu kadar dürüst olmak zorunda mıydı?' derken çok haklı. İstediği kadar aşk cümleleri kursun, bir erkeğin gözünde kadın için ilk intibası çok önemlidir diye düşünürüm her zaman. Emre'nin ilk intibası Çağla'nın tek geccelik kadın olduğu yönünde. Ondan sonra isterse ölüyorum, bitiyorum desin ne önemi var ki? Zaten zamanında çok çarpıcı iddialarla gündeme gelmiş bir kadınla birlikte. Çağla Şıkel, bu iddiaları üzerinden atmaya çalışıp, bunları yalanlarken en büyük aşkım dediği adamın ağzından böyle bir laf çıkması, Çağla hakkında olumsuz düşünen insan sayısını arttırmaktan başka bir şeye yaramadı. Sonuçta kimse Emre kadar Çağla'yı iyi tanıma fırsatını yakalayamayacağı için insanların gözünde yanlış bir imaj çizilmesine neden oldu Emre Altuğ. Emre'nin deyimiyle Çağla çok harbi, çok iyi niyetli, bu piyasada var olan kızlardan bambaşka biri olabilir ama bunu biz bilemeyiz; Emre bilir. Herkes özelinde farklıdır tabii ki ama bu piyasada çizilen imaj, intibaa çok önemlidir. Her söz farklı bir yere çekilebilir; bu örnekte olduğu gibi. Ama şunu da atlamamak lazım, Ayşe Arman tam bir gazetecilik yapmış. Bu röportajda başka hiçbir cümle bu kadar ses getirmezdi. Salt gazeteci olarak düşünürsek bu başlık, atılabilecek en iyi başlıktı. Emre Altuğ ile o röportajı ben yapsam ve Emre bana da öyle bir laf söylese ben de aynı başlığı atardım. Bu iki iki daha dört! O yüzden Ayşe Arman'a yüklenmenin 'polemik yaratacak başlığı seçmişsin' dememin de bir manası yok. Her zaman derim, atana değil attırana bakacaksın! Bol seyirli günler efendim...