20 BİN DOLARLIK AÇIKLAMA!

Yayın Tarihi : 27-02-2008 14:37
Tuğba Özay, cezaevinden çıktıktan sonra ilk kez Kanal D'de yayınlanan Dobra Dobra programına katıldı.. Cuma günü de Beyaz Show'a katılacak.. Sizce bu bir tesadüf mü peki? Yani Çarşamba günü Dobra Dobra'da, Cuma geccesi Beyaz Show'da.. Evet diyorsanız feci halde yanılıyorsunuz.. Çünkü madalyonun diğer yüzü hiç de ekrandan göründüğü gibi değil.. Edindiğim bilgilere göre Tuğba Özay, Kanal D yöneticileriyle paket bir anlaşma yaptı ve bu iki programa katılmak için kanaldan 20 bin dolar aldı.. Ve Kanal D dışında bir yere de çıkmama sözü verdi.. Magazinde seviyeyi, kaliteyi konuştuğumuz şu günlerde bu tavır ne kadar doğru? Yanlış anlaşılma olmasın, para verip kanala çıkarmayı eleştirmiyorum.. Para verip, diğer kanallara çıkarmamayı eleştiriyorum.. Üstelik Kanal D bunu sürekli yapıyor.. Dikkatli gözlerden ve kulaklardan kaçmamıştır.. En son Kenan Erçetingöz'ün hazırlayıp sunduğu Yüz Yüze programına katılan Tolga Karel bunu itiraf etmişti.. Kanal, tüm dizi oyuncularının Kanal D dışında başka kanallardaki programlara çıkmasını yasaklayan bir genelge yayınlamış.. Kenan Erçetingöz 'ama sen şu anda buradasın' dediğinde de Tolga, 'Ama kaliteli bir yayın olduğu ve siz işin içinde olduğunuz için katıldım.. Çünkü burada kendimi ifade edebileceğimi biliyordum' demişti.. Konuya önce buradan yaklaşalım isterseniz.. Evet Kanal D'nin dizileri şu anda acayip iyi iş yapıyor.. Tüm oyuncular da harikalar yaratıyor.. Fakat göz ardı edilen bir nokta var: İşler o kadar başarılı oldu ki, bu başarı artık Kanal D'nin tekelinden çıktı ve oyuncular artık Türkiye'ye mal oldu.. Yolu Kanal D açmış olabilir fakat engelleme haklarının olduğunu düşünmüyorum.. Her oyuncu kendinden sorumludur evet, buna uymak ve uymamak da kendilerinin bileceği bir iştir fakat Kanal D, diğer kanallarda yer alma hakkını oyuncuların ellerinden alarak tek taraflı bir prim elde etmiş olmuyor mu böylelikle? Şimdi içinizden bazıları şöyle düşünüyor olabilir: 'Ee tabii ki öyle olacak, çünkü başarı Kanal D'ye ait ve bunu tabii ki sadece kendi kullanmak isteyecektir..' Ben de şöyle cevap veriyorum o zaman sizlere.. Şimdi siz Yaprak Dökümü'nü Kanal D'de olduğu için mi izliyorsunuz yoksa Yaprak Dökümü olduğu için mi izliyorsunuz? Ya da soruyu değiştireyim.. Bugün Yaprak Dökümü yapımcılarıyla Kanal D arasında bir anlaşmazlık çıksa ve dizi başka bir kanala aynı kadroyla geçse, sizler Kanal D'de yayınlanmadığı için diziyi izlemekten vaz mı geçeceksiniz? Geçmeyeceksiniz değil mi? O zaman neymiş, bu başarı kanalın değil dizininmiş.. Demek ki hepimiz Yaprak Dökümü'nü Yaprak Dökümü olduğu için izliyormuşuz.. O halde Kanal D'nin bu tutumu medya etiği açısından son derece yanlışmış.. Buradan bu sonucu çıkarmamız mümkün.. Tekrar en başa dönecek olursak, Kanal D her zamanki tavrıyla bu tutumunu Tuğba Özay üzerinde de uyguladı.. Aslında tarih sayfalarını şöyle geriye doğru çevirerek, süreci bir gözden geçirirseniz Tuğba Özay'ın içerde olduğu andan itibaren sadece Doğan Grubu'na konuştuğunu hatırlarsınız.. Önce Uğur Dündar Arena için röportaj yaptı, o röportaj daha sonra Hürriyet Gazetesi'nde de yayımlandı.. Ardından Beyaz CNN Türk'te yayınlanan Nası Yani programı için özel çekim yaptı.. Ve şimdi de Tuğba Özay, ne garip bir tesadüftür ki yine konuşmak için Kanal D'yi seçti.. Demek ki bu anlaşma pek eski tarihlere dayanıyor diyebiliriz.. Ya da bu 20 bin dolarlık ücret sadece ortaya çıkan.. Demek ki ortaya çıkmayan rakamlar da olabilir, ki bu da kuvvetle muhtemeldir.. Yoksa bir insanın tüm açıklamalarını ve röportajlarını tek bir gruba vermesi üstelik her seferinde tesadüf olamaz.. Eee o zaman bunun adı tekelleştirme değil de nedir, sorarım size.. Sanatçılar hadi ondan bahsettik öyle devam edelim Tuğba Özay Kanal D'nin tekelinde mi? Bir sanatçı neden tekelleştirme sürecinin bir parçası olmayı kabul eder ki? Yakında Mapushane Yıldızları diye bir programa başlayacakmış Tuğba Özay, o zaman bu yarışma da mı Doğan Grubu TV'lerinden birinde ekrana gelecek? Böyle giderse evet olacak bu sorunun cevabı da zannımca.. Sonuç itibariyle diyebilirim ki Kanal D'nin 'Bende olan siz de olmasın' mantığı pek de adil bir rekabet gibi görünmüyor.. Üstelik çok da tehlikeli.. O zaman herkes kendi çapında bir tekelleştirme başlatsın ve sanatçıları aralarında paylaşsın.. Biz de kim, nereyi seçti bilelim ki ona göre davranalım.. Öyle değil mi? Bol seyirli günler efendim..