İLKER YASİN SOLMAZ'IN EVLİLİĞİ!

Yayın Tarihi : 02-11-2011 12:34
Defne Joy Foster’in gülümsemesi daha üzerinden gitmeden, hayatına bıraktığı şevkatli koku silinmeden, minnacık yavrunun gözlerindeki Defne görüntüsü silinmeden yeni bir kadına onu alıştırmak ne kadar doğru? Aslında uzak olmadığım bir konu bu.. Kendime dair de sorduğum sorular bunlar.. Annemi kaybedeli de aşağı yukarı 8 ay oldu.. Defne Joy Foster’i annemden iki gün sonra kaybettik çünkü.. Çevremdeki herkes babamın bir an önce evlenmesi gerektiğini fısıldayıp durdu kulağıma.. Yok yalnızlık çok zormuş, yok tek başına koca evde duramazmış, yok daha çabuk alışırmış gidenin yokluğuna türünde bir çok safsata anlattılar bana.. Hiçbirini kabul etmedim.. Etmem de.. En azından 8 ay gibi kısa sürede koskoca bir tarihin silinmesine izin vermem, veremem.. O yüzden müsaade etmem annemle dolu o eve başka bir kadının girmesine. İlker Yasin Solmaz da etmemeliydi.. ‘Aslanlar gibi bakarım ben çocuğuma, Defne’nin yokluğunu aratmam, hem analık, hem babalık ederim ona, annesinin hatırasıyla büyütürüm onu’ demeliydi.. Kolaya kaçmamalıydı.. Görücü usulüyle evlenmek kolaya kaçmanın en babası çünkü.. Hadi aşık olsa, sevse, yıldırım aşkına tutulsa deriz ki, ‘vicdansız hemen unuttu Defne’yi gitti başka kadına aşık oldu ama yürek bu işte olabilir’ Ama öylesi de değil ki! Görücü usulüyle evlendi İlker Yasin Solmaz.. Evde bir kadın olsun, çocuğuna baksın diye tanımadığı, ablasının bulduğu biriyle hayatını birleştirdi.. Ama çok erken değil miydi ya? O güzeller güzeli çocuk bunu ister miydi acaba? Sırf küçük olduğu, söz hakkı olmadığı için ona sorulmadan yapılan bu evliliği büyüyünce sorgulamayacak mı bu çocuk? Neden baba, neden bu kadar kısa sürede annemin hatıralarını sildin, evdeki kokusunu, hayatımızdaki izlerini, gülümsemesini yok ettin demeyecek mi? Ben 32 yaşında koskoca kadın daha ortada başka bir kadın olmadığı halde evliliğin ‘e’si geçtiği anda kıyametleri kopartıyorsam, olacakları düşünüp yüreğimi daraltıyorsam o çocuk da büyüyünce bunu yapmayacak mı? Yapacak, adım gibi biliyorum yapacak! Defne değil de İlker ölseydi (Allah geçinden versin), Defne evlenmekte bu kadar acele edecek miydi acaba? Çocuğum babasız kaldı, ona yeni baba bulmalıyım, beni evlendirin, erkek bulun bana diyecek miydi? Hiç sanmıyorum.. Tek başına aslanlar gibi bakacaktı çocuğuna! Belki çok ama çok sonra yüreğini açacaktı birine, sevecekti, yaralarını saracaktı, çocuğuna layık biri olduğunu hissettiği anda evlenecekti.. İlker de böyle yapmalıydı.. Ama İlker Yasin solmaz bunu yapmadı.. Gitti, görücü usulüyle evlendi.. Tanımadığı, çocuğuna layık olup olmayacağını bilmediği biriyle evlendi.. Hayırlısı olsun tabii ama keşke yapmasaydı.. Biraz daha bekleseydi, biraz daha acısını yaşasaydı, çocuğunu aslanlar gibi tek başına büyütseydi, başka bir kadına ihtiyaç duymasaydı.. Sonraya erteleseydi bu evlilik işini.. Biraz İlker'in ablası, biraz Defne'nin annesi baksaydı o güzelliğe olmaz mıydı ya? Belki çocuk sahibi olmasaydım bu olaya bu kadar hassas bakamayabilirdim.. Ama çocuklarım var.. Ve bakış açım bu yüzden çok net.. Babalar her ne kadar aslını inkar etse de çocuk annenindir.. Anne çocuğunun, çocuk da annenin her şeyidir çünkü.. O yüzden diyorum o minnacık yavrunun yüreğine yayılan Defne aşkı, başka bir kadınla unutturulmaya çalışılmasaydı keşke! Çünkü o çok küçük daha.. Her şeyi o kadar çabuk unutup, o kadar çabuk alışabiliyorlar ki başkalarına o yaşlarda, inanamazsınız.. Ben Defne olsaydım, ölmüş olsaydım, böyle bir durumda ruhum paramparça olurdu.. Eminim Defne’nin de kemikleri sızlıyordur şimdi.. Ben ölmüş olsaydım, benim ki sızlardı çünkü oradan biliyorum..