AYŞE'Yİ ANLAMAK İMKANSIZ!

Yayın Tarihi : 25-03-2008 14:45
Ayşe Özyılmazel, Okan Bayülgen ayrılığını 'Günaydın, gittim ben' diyerek duyurdu, ardından da odatv.com'a yaptığı açıklamalarda 'Aralık ayında yazdığım bir yazıdan aldığım bölümde bu laf vardı, ben de aldım başlığa koydum, aklıma bile gelmedi böyle bir yorum yapılacağı' dedi.. Hiç kimsenin bu cümlenin gerçekliğine inandığını sanmıyorum.. Sevgilinden ayrılacaksın, ardından bir yazı yazacaksın, başlığına da 'günaydın, gittim ben' diyeceksin, sonra da 'bu yorumlar da nerden çıktı anlamıyorum, benim aklıma hiç böyle bir şey gelmedi' diyeceksin! Bir köşe yazarı yazının başlığına koyduğu cümlenin aşağı yukarı nereye gideceğini çok iyi bilir.. Hele bu yazar kadınsa, hele bu yazar sevgilisinden yeni ayrılmışsa ne yazdığını, ne mesaj göndermek istediğini o kadar net bilir ki siz bile şaşar kalırsınız.. Hayır zaten 'günaydın, gittim ben'i başka nasıl algılayabilirdik onu da bilmiyorum.. Ya da Ayşe yazarken neyi düşündü de böyle bir başlık attı acaba? 'Günaydın, gittim ben'in tek bir anlamı vardır o da 'The end'dir.. Alternatifi yoktur, son derece 'yalın'dır.. Tabii işin bir de Yalın yönü var.. Her yerde Ayşe'yle Yalın'ın sarmaş dolaş fotoğrafları var, yeni bir aşk mı doğuyor acaba diyen diyene.. Ayşe Özyılmazel bir yandan hayır böyle bir şey yok, sadece arkadaşız diyor ve olayı kapatmaya çalışıyor.. Ama diğer yandan da veda yazısının başlığını Yalın şarkısından seçiyor.. Pek manidar doğrusu.. O nedenle Ayşe Özyılmazel'in tavrını pek hoş bulduğumu söyleyemeyeceğim.. Madem konuşulmaktan hoşlanmıyor, yorum yapılmasından haz etmiyor o zaman malzeme vermemeli.. Ünlüysen ilişkin tabii ki konuşulur, ayrılığın yazılır, çizilir ama sen malzeme vermezsen olaylar büyümez.. Yürütemediler, ayrıldılar denir, olay kapanır.. Çünkü bu ne ilk konuşulan ilişkidir, ne de sonuncusudur.. Ama Yalın dedikodularının hat safhaya çıktığı son günlerde her şeyin üstüne Yalın şarkısıyla sevgiliye veda etmek olayları bitirmez, sadece arttırır.. Bunu bilmeden, yazdığının nereye gideceğini düşünmeden yazmak(!) da bir köşe yazarına yakışmaz.. Tabii gerçekten köşe yazarlığı ya da gazeteci kisvesine sahipse er kişi, böyle düşünülür.. Yoksa kendin düştün, ağlama derler adama.. Ki ben diyorum.. Cidden bu kadınları da anlamıyorum.. Bir kadın bile kadınları anlamıyorum diyorsa erkekler ne yapsın diye durup düşünmeden de edemiyorum doğrusu.. Hem konuşulmasını istemezler ilişkilerinin, ayrılıklarının hem de bolca malzeme vermekten çekinmezler.. Sonra da 'niye böyle oldu, anlamakta zorlanıyorum' diye ortalara atlarlar.. Hayır şöyle bir şeyi de merak ediyorum bir kadın olarak.. Biri bunu bana açıklarsa sevinirim.. Ayşe Haşmet'ten ayrıldıktan sonra Haşmet Babaoğlu'nun satır aralarına gizlenmiş imalı aşk sözcüklerine pek rastlamadık örneğin, yanılıyor muyum? En ufak bir ima, bir mesaj sezinlemedim ben.. O da pekala yazılarından seslenebilirdi.. Ama yapmadı.. Malzeme etmedi ilişkisini.. Ama Ayşe ondan ayrıldığını Ayşe Arman'la yaptığı röportajda dile getirdi.. Yine direkt olarak ayrıldık demedi.. Haşmet Babaoğlu'ndan bahsederken sürekli dili geçmiş zaman kullandı, Ayşe de niye böyle anlatıyorsun demek zorunda kaldı.. O da çünkü ilişkimiz bitti dedi.. Dili geçmiş zamanda anlatırsa ilişkisini Ayşe Arman'ın soracağını biliyordu çünkü.. Şimdi de Okan Bayülgen'den ayrıldığını direkt olarak ifade etmedi.. Tuna Kiremitçi – Yasemin ayrılığını anlattığı yazısının sonuna birden bire 'Hazır yeri gelmişken de merak edenlere söyleyeyim: Ben de bir karar aldım! Bu kararımı çok sevdim. Bu sabah aynaya baktığımda gördüğüm kadını daha çok sevdim. Yani gittim ben...' dedi.. Sonrasında olaylar haliyle fazlasıyla karıştı tabii ki.. Sonuç itibariyle Ayşe ve Yalın'ın cidden bir ilişkisi olmayabilir ama Ayşe Özyılmazel öyle bir duruma soktu ki arkadaşını o da şimdi gereksiz bir ton soruya maruz kalacak.. O yüzden asıl haksızlığı basın değil Ayşe'nin ta kendisi yaptı.. O nedenle 'bu noktaya nasıl gelindi, lütfen bu düzeltisin' deme hakkı yok bence Ayşe'nin.. Çünkü yolu bizzat kendi açtı, kapatmak da ona düşüyor.. Bol seyirli günler efendim..