SON FENOMEN: 'EZEL'

Yayın Tarihi : 01-12-2009 18:49
Memlekette bir Ezel fırtınası esiyor adeta.. Tüm kadınlar Ezel için ölüyor, ‘Allah hepimize bir Ezel nasip etsin’ diye inletiyorlar ortalığı.. Hiç ummadığım insanlar, Pazartesi geccesi evden çıkmıyor, hadi gelin diyorum, ‘Ezel bitsin öyle buluşalım’ cevapları alıyorum.. Şoktayım.. Uzun zamandır böyle fenomen yaratan bir dizi görmemiştim açıkçası.. Tamam reyting rekorları kıran dizilerimiz yok değil ama Ezel başka, başka bir sihiri var Ezel'in.. Konusu, oyuncuları, çekimleri, müzikleri, hikayenin anlatılış tarzı olağanüstü.. İnsan izlerken gerçekten kendini kaybediyor.. Zamanı, mekanı her şeyi unutuyor.. O an sadece beyinde ‘Ezel’ fırtınası esiyor, başka bir şey düşündürmüyor.. Özellikle Ramiz Dayı tam bir efsane.. Hani insanın böyle dayısı olsun, çamurdan olsun diyesi geliyor.. Tuncay Kurtiz önünde saygıyla eğiliyorum, i-n-a-n-ı-l-m-a-z oynuyor.. Ezel’in görme özürlü annesini canlandıran İpek Bilgin tek kelimeyle şahane.. O kadın bugüne kadar bunca rolde karşımıza çıktı, hiçbir yerde tam olarak sivrilmedi ama Ezel’de resmen şah-mat yaptı.. Özellikle Ezel’le ilk karşılaşma anında resmen devleşti, muhteşemdi.. Ezel’in kardeşini oynayan Kemal Uçar, son bölümde resmen tüm Türkiye’yi ağlattı.. O nasıl bir oyunculuktu öyle, o kadar gerçekçi oynadı ki, alnından ‘helal olsun’ diye öpesim geldi.. Dizide tek beğenemediğim isim Cansu Dere.. O mıy mıy hali beni öldürüyor, tüm kadroda olan o Ezel ruhu Cansu’da yok.. Hoş Sıla’da da pek ahım şahım bir oyunculuk sergilememişti ama yine de etkileyebiliyordu.. Ama Ezel’de etkisi sıfır ne yazık ki bana göre.. Cengiz rolündeki Yiğit Özşener ve Ali rolündeki Barış Falay ise resmen oscar’lık oynuyorlar.. Ve tabii ki Kenan İmirzalıoğlu.. Nam-ı diğer Ezel.. Diyecek söz yok.. Kelimeler kifayetsiz kalıyor onun oyunculuğunu yazarken.. Ne denir ki, tüm övgü sözcüklerini hak ediyor.. O intikam duygusunu bize öyle bir geçiriyor ki, kinim olan herkesten aynı anda intikam alma hissini uyandırıyor bende.. Yani bu dizinin amacı neyse onu fevkaledenin fevkinde (Diva’mıza saygılar) yerine getiriyor.. Uzun sözün kısası, bu dizi için denecek tek bir şey var; o da helal olsun.. Cem Yılmaz Yahşi Batı filminin fragmanında diyor ya, ‘adamlar yapmış ulan, helal olsun’ diyeceksiniz.. Esas bu cümle Ezel için kullanılmalı.. Adamlar yapmış, muhteşem de oynamış, [b]HELAL OLSUN![/b] [b]Gökdelenden düşen düşene; yapma Ece![/b] Ece Erken’in boşanma haberini aldığı gün yayından ağlamasını boğazım düğümlenerek seyretmiştim.. Kolay değildi, 7-8 yıllık bir aşk, dağ gibi devrilmişti.. Ece’nin o hali içimi çok paralamıştı.. Bu aşk için nelerden vazgeçtiğini, nelere katlandığını az çok biliyordum çünkü uzaktan takip edebildiğim kadarıyla.. Ece’ye yakışır bir son olmadı bu yüzden.. Ama Vatan’a yaptığı röportajı okuyunca çok sinirlendim Ece’ye haddim olmayarak.. Yaptıklarını okuyunca bir öfke nöbeti geçirdim desem yeridir.. Çok samimi açıklamalarda bulunmuş, gerçekleri olağanca çıplaklığıyla anlatmış anlatmasına ama Ece gibi güçlü bir kızın, bunca yıl tek başına tırnaklarıyla kazıyarak başarıyı elde getmiş genç bir kadının kendini düşürdüğü durum beni çileden çıkardı.. [b]‘Kendimi bir gökdelenden düşmüş gibi hissettim. Ne olacağını bilmiyorum sadece boşluktayım ve düşüyorum. İnanılmaz bir gelecek korkusu. Evliyken geleceğim belliydi, çocuğum olacaktı, Tuncer’le beraber yaşlanacaktık. Ama şimdi geleceğim belirsiz, kendimi genç yaşta boşluğa bırakılmış gibi hissediyorum. Bir yandan heyecanlıyım diğer yandan korkuyorum. Düşünün özel sağlık sigortam bile yok (gülüyor). Ama Tuncer’leyken vardı. O her şeyi düşünürdü, benim düşünmeme gerek kalmazdı.’[/b] Yapma Ece.. Sen çok güçlü bir kızsın.. Ne demek gökdelenden aşağı düştüm.. Sen Gizem Soysaldı mı sandın kendini? O bizim hayatımıza Halit Ergenç sayesinde girmiş bir kadın, ünlü olma çabasında.. Ama sen kendi ayakları üzerinde duran, bu piyasada yıllardır var olan başarılı bir insansın.. Ne demek özel sağlık sigortam bile yok ya.. Bu kadar zavallı değilsin sen, neden kendini bu kadar zavallı gösterdin? Bu röportajı eski kocan okudu, onun ailesi okudu.. Ne gerek var böyle saçma sapan açıklamalara.. Yıkılmadın, ayaktasın.. Gelecek korkusu yaşaman için hiçbir neden yok! Çalışıyorsun, yıllardır olduğu gibi.. Yine çalışırsın, yine yaparsın.. Böyle açıklamalar yapıp da kendine acıma, acıttırma, sakın.. Başkalarının düştüğü hataya düşme! [b]‘İlişkimizin ilk 4 yılı resmen Tuncer’in kapısında süründüm. Çünkü Tuncer kendini uzun soluklu bir ilişki için hazır hissetmiyordu, yıllarca peşinden koştum. Evine gidip kapısını çalıyordum kapıyı açmıyordu. Arkadaşları “Yazık kıza, al eve” diyorlarmış yine de açmıyordu. Saatlerce ağlayarak, kapıyı açmasını bekledim. Tatile gittiğini öğreniyordum, peşinden gidiyordum. Yüzüme bile bakmıyordu. Gece kulübünde peşindeydim. O kadar kıskanıyordum ki hiç normal değildim.’[/b] Biliyorsun, her aşk biter.. Geride kalanlar hep sağlam durmak zorundadır.. Sen de öyle kalacaksın, sağlam duracaksın.. Bu hayatta hiçbir erkek, hiçbir kadın için sürünmeye değmez.. Bir kere yapmışsın, bir daha yapma.. Şimdi her şey bitti, geride kaldı.. Şimdi güçlü durma zamanı.. Hiçbir zaman eksik yönlerini, hatalarını gösterme, kimseye prim verme.. Bıçak döner, sap keser Ececim bunu sakın unutma. Söylediğin her laf, her cümle günün birinde aleyhine kullanılır, lütfen dikkat.. Belki haddim değil sana bunları söylemek ama ben senin yüreğine o kadar inanıyorum ki, artık gereksiz şeylerle üzülmeni istemiyorum.. Tabii ki acı çekeceksin, tabii ki sürüneceksin ama bunu lütfen kendi içinde yap, eskilerin kullandığı bir deyim vardır bilirsin, ‘kan tükürüp kızılcık şurubu içmek’ Sen de öyle yap, kimseye malzeme verme.. Sakın! İçinde yaşa her şeyini, acını dibine kadar çek, yaralarındaki o kanlı irini at ve kurtul.. Biliyorum, o yaraların izi hep kalır.. Arada tatlı tatlı kaşınır da.. Ama gülümseyerek bak yaralarına ve yoluna devam et..