BAKİRELİK TAKINTISI!

Yayın Tarihi : 18-08-2008 11:10
Geçtiğimiz akşam yerel kanalların birinde ilginç bir konuya denk geldim; uzun zamandır tartışılmayan bir konuydu bu, dikkatimi çekti takıldım baya.. Efendim konu artık bir tabu haline gelen bekaretti.. Adını, sanını bilmediğim ve açıkçası öğrenmeye pek de niyetim olmayan bir adam ekranda ahkam kesiyordu bekaretle ilgili.. Diyordu ki: 'Kimse bakire olmayan biriyle evlenmek istemez. Türk toplumunda tecavüze uğrayan kıza, 'Madem başına bu iş geldi, evlen' derler. Bu toplumda, kız kardeşini kaçırıp tecavüz edeni, onunla evlenmezse takır takır vuruyorlar. Bunun aksini söyleyen de sahtekârdır. Kaçıran kişi ırzına geçtiği kızla evlenince daha iyi olmuyor mu? Bekâreti bozulduysa onunla evlenilmeli. Evlenince de cezadan kurtulmalı." Ne ala bir memleket değil mi? Zorla bir kıza tecavüz edeceksin, sonra yine zor kullanarak kızla evleneceksin. Neden? Çünkü kızın namusu kirlendi. Üstelik bu sayede de ceza almayacaksın. Hem halt yiyeceksin hem de bu haltın sonunda ödüllendirileceksin. Ne güzel... O zaman beyler hadi iş başına. Hayallerinizi süsleyen ancak sizi istemeyen genç bir kadın mı var? Hemen tecavüz edin. Böylelikle bir ömür boyu ona sahip olma hakkını elde edeceksiniz. Saçmalıyorum değil mi? Çünkü tartışılan konu saçma. Saçmalamamak mümkün değil. Hala namusu iki bacak arasında düşünen bir toplumda yaşamak ne kadar korkutucu. Bu baskı yüzünden cinselliği yaşamak isteyen ancak yaşayamayan tonla genç kadın var bu toplumda. Ne hakla bir genç kadının kendisiyle ilgili alacağı bir karara bu kadar baskı uygulanabilir anlamak mümkün değil. Ölümsüz aşk diye bir dizi vardı bir zamanlar.. Başrolünde Şebnem Dönmez oynuyordu.. İşte ölmek üzere olan bir genç vardı ve bu genç tabii ki erkekti. Hiç cinsel deneyim yasamamıştı. Mahalleli bu duruma çok üzülüyordu. Bu duruma el attılar.. Bir fahişeyle anlaştılar, genç kadını genç adama filancanın yeğeni diye tanıştırdılar. Aralarında olaylar gelişti filan. Hatta bu dizi üzerine rahmetli Duygu Asena bir soru ortaya atmıştı. "Aynı durumda olan kişi genç bir kadın olsaydı mahalleli ayni şeyi yapar mıydı?" Sizce, yapar mıydı? Yapmazdı değil mi? Niye yapmazdı peki? Derin bir sessizlik... "Yapmazdı işte o kadar, çünkü o kadın" değil mi? Mantıklı bir sebep mi peki bu? Gene bir sessizlik... Bırakın, "biz geleneksel bir toplumuz, örflerimiz, adetlerimiz var" palavralarını. Örflerimiz, adetlerimiz arasında vurgun, yolsuzluk, sahtekarlık, adam öldürme, tecavüz etme de yok ama maşallah bu konularda millet olarak pek ünlüyüz.. Bir tek bakirelik konusuna gelince nedense örf ve adetlerimiz aklımıza geliyor. Hadi canim siz de! Namusun nerde olduğuna kim karar verebilir ki? Belki beyinde, belki de kalpte namus. Nerden bileceksiniz? Ama iki bacak arasında olmadığı kesin çünkü oradaki namus değil, başka bir şey. Şimdi gelelim bakire olmayan biriyle kim evlenmek ister? Valla aklı başında olan mantıklı, çağdaş olan her kişi, bakire olmayan biriyle evlenir. Evlenmiyorsa kendi bileceği iş, saygımız var susarız. Bir kadına deliler gibi aşık olduğunuzu düşünün ama kadın bakire değil. Ne olacak aşkınız, o büyük sevdanız bitecek mi? Eğer biter diye cevap veriyorsanız, aşk değil hissettiğiniz o şey; zar takıntısı! Bu konuyu herkesin kendi kendine karar vereceği bir konu olarak düşünmekteyim, toplumun yön vereceği bir karar olarak değil. Bir kadın ilk deneyimini kocasıyla birlikte yaşamak istiyorsa kendi bilir. Daha önce yaşamak istiyorsa da kendi bilir. Ama daha sonra yaşayana namuslu, daha önce yaşayana namussuz derseniz, ben orda dururum. Herkesin iki bacak arası kendine yahu, size ne? Hayat da özel hayat, ne karışıyorsunuz? Bırakın kim kimle yatacaksa yatsın, kim kimle evlenecekse evlensin. Can Dündar yıllar önce 'İffet Teyze' diye enfes bir yazı yazmıştı, bilenler bilir. O yüzden daha fazla söze hacet yok. Son sözümü söylüyorum: Çekil git başımızdan İffet Teyze! Bizi bizimle bırak giderken, başka bir şey istemeyiz senden... [b]'Kirlenmek güzeldir'[/b] 29 yaşındayım.. Kendimi bildim bileli aynı reklamı izliyorum ekranda.. Slogan aynı, konu aynı, sadece mekanlar ve çocuk oyuncular farklı.. Omo reklamlarından bahsediyorum.. Kirlenmek güzeldir de yeter artık, farklı bir konu bulunmalı acilen.. Tamam slogan tuttu eyvallah, değiştirmeyin ama artık farklı reklamlar izlesek hiç fena olmaz.. Tekrar, tekrar nereye kadar.. Bir de bu kirlenmek sadece çocuklara mı mahsus.. Büyükler hiç mi üstünü kirletmez, onlara üstünü kirletmek yakışmaz mı? Onların hakkı yok mudur, kirlenmeye? Genç bir delikanlı hafta sonu çamurlara bata bata maç yapıp, üstünü başını kirletemez mi örneğin.. Ya da bütün kızlar toplanıp pasta savaşı yapamaz mı; kendilerini ve her yeri batırma lüksü yok mudur onların? Bence vardır.. Ve artık şu 'kirlenmek güzeldir' patentini çocukların üzerinden almak gerekir.. Çünkü ben feci şekilde sıkıldım, aynı konulu reklamları izlemekten.. Reklamlarda yaratıcılık dönemi hat safhadayken Omo gibi bir markaya tek konulu reklamlara sığınmak hiç yakışmıyor, benden söylemesi.. Bol seyirli günler efendim..