Reyting ne kelime, az kalsın evdeki televizyon patlıyordu! Biri beni dürtebilir mi lütfen? O nasıl bir şeydi öyle? İddia ediyorum saat 23.20 – 23.35 civarında tüm Türkiye'nin ağzı bir karış açıktı ve ağzını kapatabilen mutlu azınlığın dilinden tek bir kelime dökülüyordu: Ohaaaaaaa! (terbiyesizliğimi bağışlayınız, daha uygun bir şey bulamadım).. Öncelikle herkese geçmiş olsun.. Nihayet yattılar; milletçe rahatladık, hatta milletçe orgazm olduk.. 38 bölümdür inim inim inliyorduk, mutlu sona dün gecce erdik. Tanrıya şükürler olsun! Boşuna dememişler 'beklenen gün gelecekse çekilen acılar kutsaldır' diye.. Ben yine iddia ediyorum ve diyorum ki bu sevişme, Bir Bulut Olsam dizisindeki sevişme sahnesini bine katladı; hatta bugüne kadar Türk dizi tarihinde çekilen en iyi sevişme sahnesiydi.. Çok gerçekçiydi, çok şehvetliydi, acayip özlem doluydu, 38 bölümdür kavuşamayan iki aşığın elektrikli kavuşması inanılmazdı.. Bayağı değil, inanılmaz estetikti.. Bihter'e şehvet üstüne şehvet katan Beren işvesiyle, insanı baştan çıkartan cazibesiyle harikaydı ve Bihter'in o halleri karşısında heyecanını an be an yüzüne yansıtan, yasak elmayı ısırmanın verdiği gururla 'benimsin artık benimmmm!' diye haykıran Behlül'e o ruhu katan Kıvanç olağanüstüydü.. Uzun lafın kısası Aşk-ı Memnu'nun sezon finali şanına yakışır türdendi.. Peki bu sevişmeden sonra neler olacak? Diziden çıkalım ve gerçeğe dönelim.. Yani yasak aşktan değil, gerçek aşktan bahsedelim.. Dün haberler çıktı; ne kadarı doğru ne kadarı yanlış bilmiyoruz.. Beren'in Kıvanç'la şiddetli öpüşme sahneleri karşısında Bülent İnal kıskançlık krizine girmiş ve Beren-Bülent aşkı sona ermiş.. Hayır merak ediyorum öpüşme sahnesinde bu kadar kriz geçiren adam, bu sahneyi görünce n'olmuştur kimbilir? Cengiz Semercioğlu yazmış ya dünkü köşesinde 'Ayşe Arman'ın kocası olmak' diye.. Bence bunu Bülent İnal'a da uyarlamalıyız! Bu sahneler karşısında insan düşünmeden edemiyor, peki ya Beren Saat'in sevgilisi olmak nasıl bir duygu? Adam çıldırmakta haklı mı, haksız mı? Eğer bu bir rolse haksız ama rolden doğan ateşin kıvılcımları dört bir yanı sarmışsa Bülent İnal çok haklı.. Neden böyle diyorum? Şundan efendim.. Kıvanç'la Meltem'in ayrıldığına dair söylentiler ayyuka çıkmış durumda; şimdi buna Beren-Bülent ayrılığı eklendi.. Beren'in aşk geçmişi malum,; bir tek Bülent başka diziden kapılma, diğerleri hep aynı diziden. Bir de geçen haftalarda yaptığı 'aslında ben sarışın ve mavi gözlü erkeklerden hoşlanırım' açıklaması var ki evlere şenliğe buyurun türünden.. E bunların hepsi benim bünyede birleşince ne oluyor; tüm olaya tuz biber ekiliyor.. Ben de haliyle yazdıkça yazıyorum, hatta yazdıkça coşuyorum.. Belki tüm bunlar benim hüsnü kuruntum, belki sadece 'Aşk-ı Memnu' bu.. Ama elde bu kadar delil varken, 'yasak aşk'ın gerçeğe dönüşmesi pek de imkansız gibi gelmiyor bana, ya size? [b]Ayşe Arman ve pozları![/b] İki gündür Türkiye'de Ayşe Arman fırtınası esiyor.. En büyük hayallerinden biriymiş, 40'ından önce Nihat Odabaşı'na baştan çıkarıcı bir kadın olarak poz vermek.. E vermiş de.. Ama burası Türkiye.. Ve Türk basını olarak işin suyunu çıkarmayı pek severiz, hatta posasını ezmeye bayılırız.. Komiteler kurduk, uzmanlara sorduk; resimlerde photoshop var mı, yok mu? Ayşe'nin neresi inceltildi, neresi kaldırıldı, neresine bilmem ne yapıldı? Ayyyy ayyyyy, bayılmak üzereyim.. Allah aşkına bugün vesikalık çektirdiğinizde bile photoshop yapılıyor, photoshopsuz resim mi kaldı? Hayır bir de bunu işi bilenler olarak gazeteciler sormuyor mu deliriyorum. Kimse de inkar etmiyor zaten ama olay nedense gereksiz yere bi didikleniyor!! Ayşe Arman'ın gerçek halini hepimiz biliyoruz, gördüğümüz fotoğraflardaki kadının ta kendisi.. Çok doğal ve seksi.. Yani kim gibi Ayşe Arman gibi.. Ben bayıldım resimlere ama bir resim var ki taptım, aşık oldum.. [resim=20090619resim-183904G2][/resim] Eğer bu pozlar yayınlanmasıydı da sadece bu poz yayınlanıp 'bu bacak kimin?' diye sorsalardı bir saniye bile düşünmeden Ayşe Arman derdim.. Kesinlikle olağanüstü.. Nihat Odabaşı'nı ve Ayşe Arman'ı kutluyorum.. Tek kelimeyle muhteşem bir iş!