Son günlerde çeşitli gazetelerde Armağan Çağlayan'ın önlenemez çöküşü tarzında yazılar okuyorum.. İşte Armağan Çağlayan elini hangi işe atsa mahvediyormuş, rezil oluyormuş.. Denemediği iş kalmamış.. Yeşim Salkım'la sahneye çıkmış, ilk geccede işine son verilmiş. Programı kötü gidiyormuş vs.. tarzında.. Ben Armağan Çağlayan'ın avukatı değilim fakat bu kadar acımasızca eleştirileri hak ettiğini düşünmüyorum.. Programı yayından kaldırılır, kaldırılmaz orası ayrı mesele ama 'Yeşim Salkım'la şova çıktı ama o kadar başarılı oldu ki ilk geccede işine son verildi' eleştirisi cidden çok komik.. Bu adam 'ben şarkıcıyım, çok iyi şarkı söylerim' dedi mi hiçbir zaman? Hayır demedi.. 'Sesim çok güzel, ortalığı yakarım, yıkarım' dedi mi? Pek tabii ki hayır.. E peki öyleyse şarkıcılığı neden eleştiriliyor? Armağan Çağlayan, Yeşim Salkım'la birlikte Cahide Cabaret'te sahne aldı.. Tamamen eğlencesine tasarlanmış bir gecelik bir şeydi; devamı zaten yoktu.. O yüzden işine son verilme gibi bir durum da söz konusu olamadı ne yazık ki! Armağan Çağlayan'dan muhteşem bir sahne performansı bekleniyordu herhalde.. Düşündükleri çıkmayınca da sarıldılar kaleme kağıda.. Ne kadar mantıksızca bir eylem Tanrım? Her şeyi bir yana bırakın Armağan Çağlayan kendi kendini yaratan bir adam olarak bile saygıyı hak ediyor.. O yüzden insanları eleştirirken gerçek işlerini düşünüp konuşmakta fayda var.. Eğlencesine yapılan işleri bu kadar ciddiye alıp, komik duruma düşmek pek de yakışık almıyor.. [b]Peki ya Okan Bayülgen? [/b] Aynı durum son zamanlarda Okan Bayülgen için de geçerli.. Yapımcılığını yaptığı tüm programlar yayından kaldırıldı, tutmadı ya aman yarabbim adamı bir yerin dibine sokmadıkları kaldı.. Biri hafif öne eğilmeye kalkmasın yandı, bacağından sallandırıyorlar insanları.. Hacı Yatmaz iyi bir projeydi, biraz daha zaman tanınsaydı taşlar yerine oturacaktı.. Ata Demirer başlarda stresini atamadı, adapte olamadı ve kendi isteğiyle ayrıldı programdan.. Bu da Okan'ın suçu değil zannımca.. Bu bir.. İkincisi 'Lütfen Bu Konuya Girmeyelim' proje olarak çok iyiydi, eğlenceliydi ve farklıydı.. Ayşe Özgün'ün yer aldığı projeyi pek iyi bilmiyorum, o yüzden bir şey diyemem.. Sonuçta Okan Bayülgen'in ekrana sunduğu projeler gerçekten kaliteliydi ama tutmadı.. Reyting alamadığı için programlar bitti.. [b]Reyting aletleri kimin evinde?[/b] Kaçınılmaz son.. Dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz işte.. Türkiye'de toplam 3 bin kişinin evinde reyting aleti varmış arkadaşlar.. Denekler gizliymiş.. Ben bu kişilerden biriyle tanışmak istiyorum.. Çok ciddiyim.. Kimdir, necidir, hayata bakışı nasıldır, eğitimi nedir, nasıl bir izleyicidir, neye göre karar veriyordur; bilmek istiyorum.. Biri de çıksın da açıklasın artık şu gerçekleri.. Bu 3 bin kişinin ortak özellikleri nedir, neye göre seçildiler, hiçbir şey bilmiyoruz.. 3 bin kişi karar veriyor, tv'de hayat resmen duruyor.. Bu mudur yani tüm olay.. 80-90 milyon kişinin yaşadığı bir ülkede televizyonun kaderini 3 bin kişi mi belirliyor yani? Pes doğrusu! O zaman ekranlardaki genel duruma bakıp şunu diyebilirim ki bu 3 bin kişinin kaliteli yapımlara alerjisi var, sevmiyorlar demek farklı tarzda programları, bünyeleri yeniliği kaldırmıyor.. O yüzden farklı tarzdaki ve yeni yapımları izlemiyorlar.. E hal böyle olunca ne oluyor? Tabii ki reyting düşüyor efendim.. İnsanın inşallah düştüğü yerden kalkamaz diyesi geliyor ama desek ne olacak onu da bilmiyorum.. [b]Bıçak Sırtı 30. bölümde bitiriyor ama.. [/b] Bıçak Sırtı dizisiyle ilgili yazdığım yazıdan sonra mail box'um çökme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.. Seyirciler gerçekten isyanlarda ve çoğu kişinin kendilerini yanlış anladığını düşünüyorlar.. Benden de sözcülük etmemi istediler.. Efendim bu kadar çıldırmalarının haklı sebepleri var.. Her şeyden önce dizinin bir sezon daha uzatılmasını değil, en başından söz verildiği gibi 45 bölümde bitirilmesini istiyorlar.. Reytingler fazla düşmesin diye dizinin 30. bölümde sonlandırılmasına karşı çıkıyorlar.. Üstelik geriye kalan 15 bölümlük konunun da son dört bölüme sıkıştırılması dizinin en başından beri süregelen kalitesine zarar veriyor düşüncesindeler ki son derece de haklılar.. TMC'ye binlerce mail attıklarını, telefon açtıklarını ancak kendilerini görmezden geldiklerini söyleyen 'Bıçak Sırtı Bitmez, Bitirilemez' grubu üyeleri bu tutumdan da son derece rahatsızlar.. O yüzden Erol Avcı'ya hitaben bir mektup yazmışlar.. 'Sayın Erol Avcı'nın Dikkatine; Bizler çoğu hayatlarında ilk kez bir televizyon yapımına bağlanmış bir grup izleyiciyiz. Her pazartesi akşamı özenle hazırlanmış replikleri, görüntüleri ve oyuncuların gözlerindeki tikten nefes alışlarına kadar yansıttıkları muhteşem rolleriyle Bıçak Sırtını izlemeye doyamıyoruz. Her bölüm sonunda onları – ve bu acı habere kadar sizleri de- yürekten ayakta alkışlıyoruz. Bizim isteğimiz sanıldığı gibi eserin- eserin diyoruz çünkü dizi demek haksızlık biliyoruz- bir sezon daha uzatılması değil ama söz verildiği gibi sezon sonuna kadar sürmesi, ansızın bir vedayla, özensiz bir aceleyle sonlanmaması. Bizler eninde sonunda bu yapımdan ayrılacağız ama asıl endişemiz böylesi bir sebeple 1 yıllarını ayırdıkları bir yapımın yarım kalmasından, ansızın bitirilmesinden duyacakları kırgınlıkla ekrana geri dönmemek üzere veda edecek olan oyuncular. İşte bu yüzden lütfen dizimizi –Bıçak Sırtını- en başından söz verdiğiniz gibi sezon sonuna kadar sürdürün, reyting kaybı "kisvesi altında" bunca insana haksızlık etmeyin. Verdiğimiz onca tepkiye kulak tıkamayın. AB grubunda neredeyse 3.lük den aşağı düşmeyen erken başlatıldığında ise 1. olmuş bir yapımı yok yere yok etmeyin. Saygılarımızla..' Şimdi buraya kadar izleyenlerin istekleri böyle.. Ama şöyle bir durum da var ki az önce dizinin basın-halkla ilişkilerini yürüten ajansla görüştüm ve dizinin 30. bölümde bitirileceğinin kesinleştiğini öğrendim.. Gerekçe yok, açıklama da belki olabilirmiş.. Ters olan nokta zaten bu.. Eğer sağlam bir gerekçe gösterirlerse seyirciler de bunu kabullenir.. Ama suskunluk, görmezden gelinme onların sinirini, hırsını daha da arttırıyor.. O yüzden bir an önce sağlam nedenlere dayandırılmış bir açıklama yapılması gerekiyor bence.. Bol seyirli günler efendim..