Bir zamanlar kendilerini 'entelektüel' ilan eden bir kesimin ağır arabeskçi diye burun büktüğü, konserlerinde kendilerini jiletleyenlerden ötürü sürekli olay çıkan Müslüm Gürses, beni gerçekten hayretler içinde bırakıyor. Nerden nerelere geldi adam.. Pop müziğinin önemli isimlerine ait şarkıları coverladı önce.. Onun yorumuyla daha enteresan oldu; Paramparça, Tanrı istemezse, Olmadı Yar, Sensiz Olmaz ve daha niceleri.. Sonra reklam dünyası keşfetti Müslüm Baba'yı.. Önce 'bırladı' şimdilerde de 'ihtiyacım var' diye esip gürletiyor ortalığı.. Kırmızı hayal balonları herkesin aklından geçeni gösterirken, Müslüm Gürses'in sesinden 'İhtiyacım Var' şarkısı geri planda reklamın anlamını pekiştirip, güçlendiriyor. Publicis Yorum tarafından çekilen o muhteşem reklam izleyiciyi tam 12'den vuruyor ve vermek istediği etkiyi son derece sağlam veriyor. O şarkıyı Müslüm Gürses değil de başkası okusaydı aynı vurucu etki olur muydu bilmiyorum.. 'Aynı sesin ve yüzün birden fazla markada kullanımı tüketicide algı karmaşasına sebep oluyor.' eleştirilerine de katılmıyorum açıkçası. Tüketiciyi ya da izleyiciyi salak yerine koyan zihniyetlerin ortaya attığı bir karmaşa işte. Reklamların seslendireni ve yüzü aynı olsa da markası, içeriği ve konsepti çok farklı.. Algı karmaşası yaratacak bir durum göremiyorum ben. Müslüm Gürses 'Bırrrlı' reklamdan sonra başka bir içecek markasının reklamında oynasaydı belki az bir ihtimal de olsa söylenen eleştiride haklılık payı olabilirdi. Ama adam farklı markaların reklamlarında üstelik de bambaşka bir konsepte yer alıyor. O yüzden katılmam mümkün değil bu eleştiriye. Türk izleyicisi neyi nasıl ayırt edeceğini bilir.. İlla ki entelektüel yorumlara ihtiyaç duyanlar, daha önemli konuları ele alsınlar ve izleyiciyi salak yerine koymaktan bir vazgeçsinler artık... [b] BİRİ UĞUR DÜNDAR'I DURDURSUN! [/b] Günlerdir Tuğba Özay röportajıyla yatıp, yine aynı röportajla uyanıyoruz. Fenalık geçirmek üzereyim.. Uğur Dündar gibi usta bir gazetecinin kanal kanal gezip bu röportajı anlatmasına inanamıyorum. TV'yi ne zaman açsam karşımda Uğur Dündar var, üstelik sürekli kadın programlarında. İlk başarısı mı bu Dündar'ın ya da diğer yaptığı başarılı işler listesinin en başında mı yer alıyor Tuğba Özay röportajı? Röportajı okuduk, izledik, suyunu çıkardık şimdilerde posasını eziyoruz. Artık malzeme kalmadı o röportajdan ama Uğur Dündar kararlı, Dobra Dobra'lardan bir giriyor, Esra Ceyhan'dan çıkıyor!! Şoklardayım.. Yılların duayeni bir isimden bahsediyoruz yahu, bugüne kadar yaptığı hiçbir işte kendisi ön plana geçmedi, yaptığı işleri anlatmadı, kanal kanal gezmedi.. Tuğba Özay röportajında niye bu tavrı takındı cidden anlamıyorum. Öte yandan işin bu kadar abartılmasından da son derece rahatsızım. Tuğba Özay, bilmem kaç aydır hapiste; suçlu ya da değil! Dünya karşılaştığın fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getirmediğinle ilgilenir bilirsiniz.. Yani sonuç önemli, sonuca bakmak lazım. Özay şu anda içerde. Tamam üzüntü verici bir durum ama Özay'ı halk kahramanı olarak ilan etmek ne kadar doğru? Tabii esas kahramanlık hapishaneden çıktıktan sonra başlayacak orası ayrı.. Çünkü daha şimdiden yapımcılar, yönetmenler peşinde, yayınevleri de öyle.. Ya hayatını yazıp kitap yapar ve peynir ekmek satılır ya da yaşadıklarını beyazperdeye taşır. Biz de bir güzel yer yutarız. Milletçe böyleyiz çünkü, gereksiz primler vermekten acayip hoşlanıyoruz. Ee, baksanıza Uğur Dündar gibi bir isim bile hayatında ilk defa röportajı yayınlanmış genç gazeteci adayı gibi kanal kanal dolaşıp bunu anlattığına göre.. Bol seyirli günler efendim...