Sabah programlarında magazin artık yok bildiğiniz üzere.. Peki bu durumda bu programları neden magazinciler sunuyor hala? Ne alakası var onların yaptıkları programlarla şimdi? Dobra Dobra'lar magazin varken, seviyeliyken güzeldi.. Ve sunucuları da yaptıkları programlarla doğru orantılı olduğu için önemliydi.. Ama şimdi sabah yayınlanan programlarda acıdan ve göz yaşından geçilmiyor.. Her gün sıkıntıdaki bir çok insanımızın sorunları neredeyse duygu sömürüsü yapılarak ekranlara geliyor.. Her sabah içimize kan öğütüyorlar resmen.. Bir de sürekli olarak ekranda ağlayan bir sunucu görmekten içime fenalıklar geldi.. Müge Anlı ağlar, Esra Ceyhan ağlar.. Elbette ki insan etkileniyor ama ekranda ağlamayı sunuculara yakıştıramıyorum.. Çünkü ekran önündeki insanların bir şekilde duygularını belli etmemesi gerektiğini düşünenlerdenim ben.. Hani bir söz vardır, kan tükürsen de kızılcık şerbeti içmiş gibi yapacaksın.. Sonuçta ekranın önündeysen objektif olmak zorundasın.. Yanındaki sanatçı ya da konuk ağlıyor diye ağlamak ya da olaydan etkilenip canlı yayında hıçkırıklara boğulmak bana hiç etik gelmiyor.. Orada objektiflik bitiyor ve sübjektifliğe geçiliyor çünkü.. En başa dönecek olursak tekrar; beyin ölümü gerçekleşen hamile bir kadının çocuğunun yaşatılma süreci bir haberdir, magazin değildir.. Evet artık bir magazin programı değiller, bu konu konuşulabilir ama neden bunu ekrana yansıtıp tartışmaya açma görevi bir magazinciye veriliyor? Neden magazinciler artık kendilerine böyle bir görev üstlendiler; bunun bir açıklaması var mı? Habercileri magazine bulaşıyorlar diye eleştirirken, aynı şeyi şimdi sabah programlarının sunucuları yapmıyor mu? Burada bir saçmalık yok mu? Madem magazin kalktı, o programların da bir şekilde kalkması gerekiyor bence.. Sabah acı, gözyaşı, öğlen şarkı aralarına sıkıştırılmış hüzün ve dram nereye kadar? Star programı 23.00'ten sonraya aldı, en etiğini yaptı.. ATV desen zaten o işlere hiç karışmıyor ve Berna Laçin'e lezzeti ve tadı yerinde olan bir program hazırlatıyor.. İşi zıvanadan çıkartan Kanal D, FOX TV ve Show.. Üç kanalın da gündüz kuşağı felaket durumda.. Bir an önce bu duruma el atılması gerektiğini düşünüyorum.. Bir de şunu anlamak imkansız.. Buraya kadar hadi her şeye eyvallah diyelim.. Peki bu programlara her gün aynı magazincilerin konuk alınmasının nedeni ne? Petek de Savaş Kalafat, Esra Ceyhan da Ali Eyüpoğlu, Seda Sayan'da da her gün olmamakla beraber Rahşan Gülşan var.. Sunucundan ve teknik ekipten sonra yangında ilk kurtarılacaklar gibi her gün aynı programdalar.. Bu modayı sanırım Seda Sayan başlattı, e hadi o başlattı, diğerleri niye izledi? Çok mu matah bir şey, her gün aynı insanları aynı koltuklarda oturtmak.. Bu kadar mı yaratıcılıktan uzaklaşıldı ki her kanal aynı tarz programlarla ekranda.. Neden farklı projeler hazırlayıp, izleyiciyi şaşırtmıyorlar? Bu nasıl olsa eğri de olsa doğru da olsa tuttu mantığı mı var yöneticilerde? Yeni bir programla gündüz kuşağını yenilemeye önce kim cesaret edecek bilmiyorum.. Ama sil baştan bir yenilik gerekiyor ekranlara.. Çünkü gidişat çok kötü.. BİNBİR GECCE BİTMELİ! Binbir Gecce de Füsun'un kayınvalidesi gelinini aldatırken yakaladı ve ölüm fermanını imzaladı.. Ya gideceksin ya da her şeyi anlatırım! Sanırım Binbir Gecce'ciler anket konusu çıkarmaya bayılıyor.. Önce ahlaksız teklifle uğraştık aylarca.. 'Siz olsaydınız ne yapardınız?' 'Siz hiç ahlaksız teklif aldınız mı?' gibi sorular birbirini kovaladı.. Şimdi de yüzde yüz eminim ki bu konu tüm magazin programlarında sanatçılara sorulacak.. 'Siz olsaydınız gelininizi affeder miydiniz, siz ne yapardınız?' Dizi senaristleri anketör gibi çalışıyor.. Magazine malzeme olabilecek her şeyi kullanıp, düşen tempoyu ve heyecanı bu yolla geri yakalamak istiyorlar.. Ama boşuna bu çaba.. Artık Binbir Gecce bitmeli.. Çok uzadı.. Heyecan olsun, tempo artsın diye gereksiz konularla şişirdiler diziyi.. Dizi Binbir Gecce'den çıktı Yalan Rüzgarı'na döndü.. Artık diziyi değil, dizinin içinde geçen replikleri tartışıyoruz baksanıza.. O yüzden artık bu masal ait olduğu yere dönmeli.. Hem de bir an önce..