Bence her firma bu şekilde şikayetleri değerlendirmeli ve müşterilerini kaybetmemeli. Artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Alternatif çok. O sebeple müşteriyi üzmemek ve kaybetmemek lazım. Bunu bir de Digitürk becerebilse o kadar iyi olacak ki!
[b]Bu kez ben Pronet’ten şikayetçiyim![/b]
Bu kez ben şikayetçiyim. Benimde canım var, ben de insanım. Pronet alarm merkezinden şikayetim var.
Geldiler eve bağladılar. Sistem güzel, anlatılanlar harika. Her şey takıldı, panik düğmesi, vs vs vs vs.
Gel zaman git zaman, “bip bip” ses çıkıyor! Hayda o da ne? Akü zayıflamış. Uyarıyormuş!
Evin içinde sürekli “bip bip”, insanın siniri bozuluyor kardeşim.
Benim daha önceki sistemimde, akü bitmeden zamana göre gelip değiştiriyorlardı. Ya da akü azalma sinyalini firma duyuyordu ve gelip değiştiriyorlardı, müşteriye rahatsızlık vermiyordu.
Pronet’te öyle değil. Ne yapalım aradık servisi, ertesi gün sabah 11’e randevu aldık, bekle Allah bekle. Ne gelen var ne de giden. Zaman kaybı ve yeni bir sinir durumları daha yaşadık.
Yine aradık Pronet’i. Neymiş efendim Pazar günü sabah 11 anlamış arkadaş! Bu tip şikayetlerde biliyorsunuz hep başka birileri çıktığı için olayı hepsine baştan anlat dur!
Ve müşteri memnuniyeti için telefona çıkan her arkadaş “papağan” gibi olduklarından anlaşmak imkansızlaşıyor.
Maalesef kurumsallık yok! Hep bahane var!
Siz beklediğinizle kalıyorsunuz, zaman ayırıyorsunuz, gelmeyince sinir oluyorsunuz ama nafile!
Bir de bu konuşmaların hepsi kaydolur nedense! Bunları hiç dinleyen kimse olmaz mı, duymaz mı onu da anlamam!
En önemlisi de alarm sistemine para verip abone oluyorsunuz ve akü zayıfladığı ve yanlış anlaşılmalardan dolayı servis geciktiği için mağdur oluyorsunuz.
Akıllı hırsızlar, akü zayıflama zamanlarının tablosunu tutsa yandık vallahi!
Pronet bunlara dikkat et!