BURGER KING'DEN BİR ŞİKAYET DAHA!

Kenan Erçetingöz
Kenan Erçetingöz
Yayın Tarihi : 18-06-2012 20:04
* * * İyi günler Kenan Bey; Burger King ile ilgili şikayeti okuduktan sonra şikayetimi ilk önce size dile getirmenin daha doğru olacağı kanaatine vardım. Ben İtalya'da oturan ara sıra tatil amaçlı Türkiye'ye gelen bir Türk vatandaşıyım. Çocuğum, Mc Donald's, Burger King vs. gibi yerlerdeki oyun alanlarını sevdiği için bu gibi yerlere sıklıkla gitmekteyiz. Bugün Tuzla'da gittiğim Burger King'de şöyle bir durumla karşılaştım. Oyun alanının üzerine bir takım kurallar asılmış ve bu kurallara uyulması bekleniyordu. Kurallarda, oyun alanının 4-7 yaş grubu çocuklar tarafından kullanılacağı, evcil hayvan sokulamayacağı, yemek yenemeyeceği, ayakkabıyla girilemeyeceği gibi maddeler vardı. Benim 5,5 yaşındaki kızım çoğu çocuk gibi kurallara uyarken, 1,5-2 yaşlarında bir çocuğun anne ve babası çocuklarını büyük bir rahatlıkla oyun merkezine soktu. Annesi çocuğu dışarı rahat girip çıkabilsin diye önde duran kızımın ayakkabısını fırlatırcasına kenra attı. (Fırlatırcasına diyorum çünkü böyle bir durumla ilk defa karşılaşıyordum.)Daha sonra içerde daha büyük çocukların olmasına aldırmadan kaydırağı ,sandalyeleri sanki evindeymiş gibi rahatça düzenleyip kenara itti. Böylece çocuğun kaydırağa binmesini, sandalyelere takılıp düşmesini engellemiş oldu. Eline de patatesleri tutuşturup yemesini sağlıyordu. Çalışanlara durumu izaat ettiğim zaman görevli bir kız gelip bir şeyler söylemeye calıştı. Daha sonra başka biri daha geldi. Kuralları uygulatmak konusunda oldukça yetersizlerdi. Ne söylesek ki acaba diye birbirlerine sordular. Daha sonra konuyu Tuzla Burger King Müdürü Kenan Kurt'a ilettiler. Kenan Bey'e eger kuralları uygulatamıyorlarsa kural levhalarını kaldırmalarnı, benim çocuğumun içeride dondurma yemesinden sorumlu tutulamayacağımı belirttim. Oyun salonuna geldi. Küçük orada düsersen ne olur deyip bir süre bekledi. Ben bu duruma ağzı bir karış açılmış bir şekilde bakıyordum. Bu ülkede bu kadar mı acizlik vardı? Bunun sebebi neydi? Umursamazlık mı, boş vermişlik mı yoksa işten atılma duygusu mu? Bu basit kuralları yerine getirtemeyen bir insan nasıl oluyordu da sorumlu olarak bir muessesenin başına getiriliyordu? Saygılarımla ; Demet Dörtkol